| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması hükümlerinden kaynaklanan taahhütlerimizi yerine getirmek, ateşkesin gözlenmesi, ihlallerin önlenmesi, bölgede barış ve istikrarın sağlanması amacıyla, Türkiye'nin yüksek menfaatlerini etkili şekilde korumak ve kollamak üzere, hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Ortak Merkez'in görevlerinin ifası yönünde hareket etmek üzere yabancı ülkelere gönderilmesi, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkân sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 17/11/2020 tarihli ve 1272 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı'yla verilen ve 10/11/2021 tarihli ve 1312 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı'yla uzatılan izin süresinin Anayasa'nın 92'nci maddesi u |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 01.11.2022 |
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce cumhuriyetimizin 99'uncu yılını kutluyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün silah arkadaşlarını rahmetle minnetle anıyorum. Aynı zamanda 29 Ekim günü Bursa'da Gemlik'te Türkiye'nin ilk ve tek olan yerli Togg markasıyla, yerli otomobilinin de milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Tabii, bu kürsülerde konuşmak, aslında konuşurken de söylediklerimizi biraz tartarak konuşmanın daha faydalı olacağını düşünüyorum. Grubumuza dönüp söylenen sözlerle ilgili şunu da belirtmem gerekiyor: Biz, IŞİD'i terör örgütü olarak görüyoruz, bütün terör örgütlerini, DHKP-C, PKK bunların hepsini terör örgütü olarak görüyoruz fakat ne yazık ki bu Mecliste, milletin Meclisinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde PKK'ya terör örgütü diyemeyenler PKK'yla yan yanadır, beraberdir. Başka söze gerek yok diye düşünüyorum.
Şimdi, Anayasa'mızın 92'nci maddesi uyarınca Azerbaycan'a asker gönderme tezkeresinin bir yıl daha uzatılmasıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı tezkeresi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Büyük Atatürk'ün dediği gibi, Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir. Bir milletiz, dilimiz bir, kıblemiz bir, mezarımız bir, Peygamber'imiz bir, dinimiz bir; kaderimiz de kederimiz de ortaktır, birdir. Çünkü biz merhum Haydar Aliyev'in de veciz şekilde ifade ettiği gibi iki devlet, bir milletiz. Vatan ve millet sevdalısı Azerbaycan Türkü büyük şairimiz merhum Bahtiyar Vahapzade bu kardeşliği, bakınız, ne de güzel ifade ediyor:
"Bir ananın iki oğlu
Bir ağacın iki kolu
O da ulu, bu da ulu
Azerbaycan-Türkiye" diyor.
Sayın Başkanım, "iki devlet, bir millet" ülküsüyle hareket ettiğimiz can Azerbaycan'ımızın bayrağındaki mavi renk Türklüğü, yeşil renk İslamiyet'i, kırmızı renk ise uygarlığı temsil eder. Mehmed Emin Resulzade "Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez." diyerek bayrağın özgürlüğün sembolü olduğunu vurgulamıştır. Profesör Doktor Bahaeddin Ögel "Bayrak koruyucu bir ruhtur, bayrak mutlu ve mübarek bir kişi gibidir; kızar, sevinir, kırılır. Düşerse onu tutanlar da yok olur. Kökü, dibi yerde, başı ise göklerde olan bir varlıktır. Göklerde enginleşir, yayılır, yücelir, milletlerin soyunun ve kökünün sembolüdür." der. Bayrakların önemini Mithat Cemal Kuntay ise "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/ Toprak uğrunda ölen varsa vatandır." dizeleriyle belirtmiştir. Bayraklar milletlerin özüdür, bu sebeptendir ki şehitlerimizin kanı bayrağımız göklerde gururla, asaletle, onurla dalgalansın diye akar. Bizler bayrağımızın hep yükseklerde, şerefle dalgalanması için canımızdan da kanımızdan da geçeriz. Türk Bayrağı'mızın ve Azerbaycan Türkü gardaşlarımızın bayrağının dalgalanması için kuruluşundan günümüze ve en son kırk dört günlük Ermenistan-Azerbaycan savaşında şehit düşen, işgal esnasında Hocalı, Şuşa, Zengezur, Kelbecer, Kara Ocak'ta şehit edilen masum kardeşlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum, bayrak için şehit düşenleri saygı ve rahmetle anıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusunun Azerbaycan'ın ilk bağımsızlığı için Bakü'ye hareket ettiği günden bugüne her zaman Azerbaycan Türkü kardeşlerimizin yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Türkiye'den sonra en fazla Türk şehitliğinin bulunduğu ülke gardaş Azerbaycan'dır. Bakü'nün kurtuluşu için yapılan mücadelede 1.130 şehit verilmiştir. 14 Türk şehitliğinin bulunduğu Azerbaycan bizim için büyük öneme sahip bir ülkedir. 28 Mayıs 1918'de bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan, ilk anlaşmasını Osmanlı Devleti'yle imzaladı. Gürcistan'ın başkentinde 4 Haziran 1918'de imzalanan anlaşma Azerbaycan ve Osmanlı arasında siyasi, hukuki, ticari ve askerî alanlarda gerçekleşti. "İki devlet bir millet" anlayışla kurulduğu günden günümüze kadar her zaman yanında olduğumuz can Azerbaycan devletiyle son dönemlerde stratejik ortaklığımız zirveye taşınmıştır. Biz Azerbaycan'dan bahsederken "can Azerbaycan" diyoruz yani hayattaki en kıymetli varlığımız olan "can" sıfatıyla hitap ediyoruz; aynı bedende bir canız. Bu hakikat dün de böyleydi, bugün de böyledir, inşallah yarın da böyle olacaktır. Türkiye ile Azerbaycan tasada ve sevinçte bir olacak, aynı hedeflere koşarak iri olacak ve böylece 300 milyonluk Türk dünyası hep diri kalacaktır. İşte, bu tarihî misyona, en son Karabağ Savaşı'nda olduğu gibi, üstün bir liderlik gösterip en kuvvetli şekilde sahip çıkarak dosta umut, düşmana korku salan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'e de büyük milletimiz adına minnet ve şükranlarımızı bir kez daha sunmayı borç biliyorum; sağ olsunlar, var olsunlar, Allah başımızdan eksik etmesin.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Anadolu Türkleri, Azerbaycan için her daim hazır ve nazırdır; yediden yetmişe herkes her vazifeye hazırdır. Azerbaycanlı kardeşlerimiz şunu bilsinler ki tezkere, vesair bunlar sadece bir prosedürdür. Cumhurbaşkanımızın başkomutanlığında Azerbaycan için hepimiz birer neferiz. Dedik ya, biz Azerbaycan'a 'can' diyoruz, her şeyimiz feda olsun can Azerbaycan'a. Asla yalnız kalmayacaklar, asla yalnız yürümeyecekler, 85 milyonluk Türkiye ve 300 milyonluk Türk dünyasının kalbi her zaman can Azerbaycan için çarpacaktır. Malımızla, kanımızla, canımızla, İHA'mızla, SİHA'mızla, askerimiz ve silahımızla, kısaca her şeyimizle her zaman Azerbaycan'ın yanındayız; bir ve beraberiz. Bütün dünya bunu böyle bilsin ve asla aklından çıkarmasın. Ve bilsinler ki bizim için Kızılelma sadece bir hava aracının adı değildir, merhum Ziya Gökalp'in ifadesiyle Kızılelma'mız şudur: "Vatan, ne Türkiye'dir Türklere ne Türkistan; vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir; Turan."
Değerli milletvekilleri, bizim Kızılelma'mızın özü, hakkı ve adaleti yüceltme davasıdır. Bütün dünya biliyor ki Ermenistan, Azerbaycan topraklarını haksız ve hukuksuz işgal etti, Karabağ'da soykırımda bulundu. Otuz yılın sonunda kahraman Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri ve cenap kumadan İlham Aliyev bu zalimlere gerekli dersi vererek Karabağ'ı özgürleştirdi. Türkiye olarak Azerbaycan'ın bu haklı davasını her platformda savunduğumuz gibi her şeyimizle de yanlarında olduk; bölgede istikrar ve huzurun devamı için de Ermenistan'a tavsiyelerde bulunduk, hâlen tavsiyelerimiz devam ediyor. Bizim derdimiz, herkesin hakkını koruyan bir anlaşmanın ivedilikle uygulanmasıdır. Türkiye'nin savunması Balkanlardan, Akdeniz'den, Kafkaslardan başlar. İşte, birileri, her tezkerede "Ne işimiz var oralarda?" diyorlar ya, onlar, Türkiye'nin konumunu ve yerini bilmeyenlerdir, Atatürk'ün ülküsünü bilmeyenlerdir, milletin kararlığını bilmeyenlerdir. Türkiye, Karabağ konusunda taraftır, tarafımız can Azerbaycan'ın yanıdır. Haklı davalarında her şeyimizle yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Görüşülen bu tezkere de bölgede hakkı ve hukuku korumak için çıkarılmaktadır. Mehmetçik'in olduğu yerde huzur olur, barış olur, güvenlik olur, özgürlük olur; Türkiye'nin olduğu yerde hak olur, hukuk olur, adalet olur. İşte, bu duygu ve düşüncelerle Türk Silahlı Kuvvetleri Azerbaycan'dadır. Karabağ Azerbaycan'dır, bizim için de candır, büyük vatandan bir köşedir, her çakıl taşı kıymetlidir.
Bugün Karabağ hızla imar ediliyor, huzur beldesine dönüyor. Bölgemizde huzur ve güvenlikle birlikte ortaya çıkan güzelliklerin devamı için bu tezkere, şanlı Meclisimizde oy birliğiyle kabul edilmelidir; bu, hem insanlığa bir hizmet hem de vatani bir görevdir.
Sözlerime son verirken, mazlum Karabağ'ı Türk şanlı bayrağının gölgesine ve Ezanımuhammediye seslerine kavuşturan Azerbaycan'ın kahraman silahlı kuvvetlerini bir kez daha tebrik ediyorum. Şehitlerimizi minnet duygularıyla yâd ediyor, gazilerimize hayırlı ömürler diliyorum.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)