GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:9
Tarih:19.10.2022

ZİYA ALTUNYALDIZ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Bartın Amasra'daki maden kazasında şehit olan 41 şehidimizi rahmetle anıyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyor, ailelerimize ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün Endüstri Bölgeleri Kanunu'nda değişiklik yapan teklifi konuşuyoruz. Bu çerçevede, üretimi, istihdamı, ihracatı, nitelikli üretimi, AR-GE'yi, katma değeri ve ülkemizin bir anlamda üretimle inşasını konuşmamız gerekiyor. Özellikle ifade etmek isterim ki 26 çeyrektir sanayi üretimi büyümesine devam ediyor. Covid salgınıyla birlikte 2020 yılının bahar aylarında daralan sanayi üretimimiz devam eden iki yılı aşkın sürede kesintisiz üretime devam etti ve büyümesini sürdürdü. Sanayi üretimindeki büyüme ortalama yüzde 13,5 düzeylerine geldi ve sanayi üretimimiz, özellikle ağustos ayı verisine göre, üretimimizdeki artışla birlikte orta yüksek teknoloji alanında önemli dönüşümler katetti. AR-GE harcamaları arttı, yüzde 0,51'den yüzde 1,13'e ve toplam hacim de 43,4 kat artarak 82 milyar TL'ye ulaştı.

Değerli arkadaşlar, son yirmi yılda sanayi üretimindeki niteliksel dönüşüm sürecinde ihracatımız içindeki düşük teknoloji üretiminin payı yüzde 60'lardan yüzde 35'lere düşerken aynı dönemde orta ve yüksek teknoloji ürünlerinin payı yüzde 40'lara yükselmeyi başarmıştır. İktisat literatüründe ihracat-üretim ilişkisi çok nettir. Eğer üretimi katma değerli yaparsanız ihracatınız daha nitelikli hâle gelir ve daha rekabetçi hâle gelirsiniz. Ayrıca, sanayi üretiminin büyümedeki payı mütemadiyen artmıştır ve hem geçen yılki yüzde 11,4 büyümede hem de bu yılın ilk yarısındaki yüzde 7,5 büyümede sanayi üretiminin payı yüzde 25 düzeylerini yakalamıştır değerli arkadaşlar.

Endüstri bölgelerimizde faaliyet gösteren nitelikli sektörlerdeki teknoloji yoğun ihracatımıza baktığımız zaman da ihracat değerimiz ortalama 1,5 dolarken bu bölgelerdeki üretimle yapılan ihracatımızın ünite değeri 30-40 dolarlara kadar çıkmaktadır. Dolayısıyla, endüstri bölgelerinde yapılan üretimin niteliksel dönüşümü, teknoloji dönüşümü ve bunun ihracattaki değer algısına ve olgusuna yansıması son derece pozitiftir.

Endüstri bölgeleri, ülke ekonomisinin gelişmesi ve büyümesinde, istihdamın artırılmasında, yabancı sermayenin çekilmesinde ve bütün bunların entegre bir anlayışla yapılmasında çok önemli katkılar yapmaktadır değerli arkadaşlar. Bugün geldiğimiz noktada neden endüstri bölgesine ihtiyaç duyuyoruz? Biliyorsunuz, hep şunu tartışırız sanayide: Sanayicinin sermayesini üretime hasrettiği, sanayicinin bürokratik kurallardan ziyade aslında "tek durak ofis" olarak ifade ettiğimiz bir anlayışla, bir yönetici şirketin her şeyi hazırladığı ve altyapıyı, planlamayı, imarı, tüm ruhsat işlemlerini, bütün bunları yaptığı ve sanayicinin sadece işiyle uğraştığı bir yatırım ortamını hayal ederiz. Değerli arkadaşlar, işte endüstri bölgesi bunun adıdır, bu sayede pek çok sayıda yabancı sermayeli yatırımcıyı, pek çok sayıda Türk yatırımcısını endüstri bölgesine çekmiş ve bu anlamda ciddi rakamlara ulaşmış durumdayız. Gelinen noktada rakamları sizlerle paylaşmak istersem: Toplam büyüklüğü 17.930 yani 18 bin hektara ulaşan 29 endüstri bölgemiz oluşmuş, bunların 15 tanesi faal durumda ve yıl sonu itibarıyla, 2021 sonu itibarıyla 31.615 kişi istihdam ediliyor değerli arkadaşlar. 2021 yılında 11 milyar dolar ihracat gerçekleştirilmiş. Rakamları konuşuyoruz yani şu an yaptığımız şeyin aslında ülke ekonomimize, yatırımımıza, ihracatımıza, istihdamımıza, yatırımları teşvike, yatırım iştahının sürdürülmesine ve yabancı sermayenin durmaksızın artırılmasına dönük ne kadar katkı verdiğini hep birlikte görüyor ve bunu burada müşahede ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, bahsettiğim gibi, 2021 yılında 11 milyar dolar ihracat gerçekleştirmişiz ve bunun cari açığın azaltılmasına katkısı 8,5 milyar dolar olmuş. Ayrıca, endüstri bölgemizdeki yeni yatırımlarımızla devam ettiğimiz zaman yani hâlihazırda beklemekte olduğumuz yatırımlarla birlikte yaklaşık 32 milyar dolarlık yeni yatırımın gerçekleşmesini bekliyoruz endüstri bölgelerinde. Bu sayede yıllık 35 milyar dolarlık cari açığın azaltılmasına ve 100 bin kişilik ilave istihdam oluşmasına katkı vereceğini bekliyoruz. Bütün bunlar ülkemizin refahı, vatandaşlarımızın iş sahibi olması, aş sahibi olması ve ülkemizin daha rekabetçi bir şekilde küresel alanda ürünlerini ihraç etmesi anlamına geliyor değerli arkadaşlar.

Diğer taraftan, arkadaşlarımızın ifade ettiği hususlara da değinmek istiyorum. Değerli arkadaşlar, aslında, çalışmalarımızda ve kanunda çok net ifadeler var. Endüstri Bölgeleri Kanunu, endüstri bölgelerinde yapılacak yatırımlarda "ÇED Olumlu" raporunun ya da "ÇED Gerekli Değildir" raporunun zorunlu olduğunu ifade eder. Yani hepinizin bildiği gibi, ÇED raporu olmaksızın, olumlu rapor olmaksızın ya da "Gerekli değildir." yazısı olmaksızın endüstri bölgelerinde yatırım yapma imkânı yoktur. O yüzden burada yapılan şey, endüstri bölgelerinin ruhuna, onun hızlı ve sonuç odaklı çalışmasına ve bürokratik süreçlerin azaltılmasına dönük bir değişikliktir yani süreçlerin ortadan kaldırılması ve ilgili kanundaki düzenlemeye atfen kendi kanununa işi bırakmaktır, yoksa ÇED'le ilgili negatif bir düzenleme söz konusu değildir.

Diğer taraftan, arkadaşlar, endüstri bölgelerinde arazilerin devri meselesi... Değerli arkadaşlar, kırk dokuz artı kırk dokuz, doksan sekiz yıl ve burada bir irtifak hakkı ve bunun karşılığında bedelin ödenmesi... Şunu ifade etmek istiyorum: Doksan sekiz yıllık kullanım ve burada gerçekten çok cüzi miktarlarda ödemeler söz konusu kamu maliyemize ancak eğer sanayicimiz bunu satın almak isterse satın almasının tek şartı yatırımı tamamlamış olmasıdır, yatırımı tamamlamadan araziyi devralması söz konusu değildir biliyorsunuz. Yatırımı tamamladıktan sonra eğer isterse, eğer mali imkânları buna elveriyorsa araziyi devralma hakkını veriyoruz. Niye? Çünkü bunu finansmanında kullanıyor, çünkü bunu teminatta kullanıyor, çünkü bunu daha fazla yatırım yapma noktasındaki yatırıma dönük finansman ve makine, teçhizat alımlarındaki teminatlarında kullanıyor. Bunun yanında, organize sanayi bölgelerinde de benzer bir yaklaşım söz konusu değerli arkadaşlar. O yüzden ilk defa getirilen bir şey değildir ve sanayicilerimize dönük finansman maliyetlerinin aşağı çekilmesine dönük bir çalışmadır. Kaldı ki biz sanayicilerimize güveniyoruz, sanayicilerimiz bunu isterse yatırım yaptıktan sonra rayiç bedelle bunu satın almalarına da müsaade ediyoruz. Dolayısıyla, burada sıkıntılı bir yaklaşım söz konusu değildir. Ayrıca şunu ifade edeyim değerli arkadaşlar, biz çalışmalarımızda yeşil ekonomiyi hep gözettik, emisyon hacimlerinin düşürülmesini hep gözettik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ZİYA ALTUNYALDIZ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Bu sayede gerçekten tüm yatırımlarımızın çevreye duyarlı olmasını, buna ilişkin arıtma tesislerini, temiz suyu, temiz havayı gözettik ve buna ilişkin düzenlemeleri gecikmeksizin yaptık. Bu çerçevede, Bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmada uluslararası finansmanlar da temin edilmek suretiyle, yeşil OSB dönüşümü sertifikalandırılmak suretiyle, yeşil endüstri bölgesi dönüşümü sertifikalandırılmak suretiyle yeşil dönüşümün önümüzdeki birkaç yıl içerisinde uygulamaya girmesi söz konusu olacaktır. O yüzden, tüm yatırımlarımızın yeşile duyarlı, yeşil ekonomi anlayışımıza duyarlı, insana duyarlı, çevreye duyarlı, suya, tabiata duyarlı hâle gelmesi noktasında hem çalışmalarımız sürecek hem de yeni yatırımlarımızın şartı bu olacaktır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyor, kanunumuzun hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)