| Konu: | (10/6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) No.lu Bartın'ın Amasra İlçesinde Meydana Gelen Maden Kazasının Tüm Yönleriyle Araştırılarak Benzer Kazaların Önlenmesine Yönelik Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 19.10.2022 |
AK PARTİ GRUBU ADINA TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; heyetinizi saygıyla selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Öncelikle, malumlarınız olduğu üzere, 14 Ekim 2022 tarihinde Bartın'ın Amasra ilçesinde TKK İşletmelerine ait Amasra Müessesinde maden ocağında yaşanılan eksi 300 ve eksi 350 kotu arasında meydana gelen kazayla ilgili, diğer arkadaşlarım gibi, ben de bu kürsüde bulunuyorum. Öncelikle bu kazada hayatını kaybeden bütün madencilerimizi rahmetle anıyorum...
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Bakanım, kimse yok. AKP sıralarında 10 kişi yok Sayın Bakanım.
CAVİT ARI (Antalya) - Sizi dinleyen yok.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Kime anlatıyorsunuz?
TANER YILDIZ (Devamla) - ...ve bütün ailelerine sabırlar temenni ediyoruz...
CAVİT ARI (Antalya) - Sizi dinleyen yok.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Dinleyen yok.
CAVİT ARI (Antalya) - Nerede bu arkadaşlar?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Bu kadar ciddiye alıyorlar işte!
TANER YILDIZ (Devamla) - ...ve her birimizin bununla alakalı göstermiş olduğu hassasiyetten dolayı da heyetinize, her birinize, Türkiye'ye teşekkür ediyoruz. (CHP sıralarından gürültüler)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - AKP'den 10 kişi var, AKP'den 10 kişi var.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Buradayız ya, buradayız.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - E, onlar mı yönetiyor, siz mi yönetiyorsunuz?
TANER YILDIZ (Devamla) - Ve yaralı olanlara da Allah'tan şifalar temenni ediyoruz. (CHP sıralarından gürültüler)
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Ya, dinleyemiyoruz.
CAVİT ARI (Antalya) - Kendi arkadaşları bile dinlemiyor, biz mi dinleyeceğiz sizi?
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Ya, sana ne!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ya, buradayız, dinliyoruz.
TANER YILDIZ (Devamla) - Tabii, böylesine acı bir durumun...
CAVİT ARI (Antalya) - Kaç kişi var, hani Başkanım, kaç kişi?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Herkes burada.
AYDIN ÖZER (Antalya) - 13 oldu.
CAVİT ARI (Antalya) - Yazıklar olsun!
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - 10 kişisiniz, 10 kişi.
AYDIN ÖZER (Antalya) - 13 oldu, 13.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Maden katliamı konuşuluyor, AKP sıralarında kimse yok. Bu mu hassasiyetiniz sizin?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Var.
TANER YILDIZ (Devamla) - ...araştırılması konusunda gereğinin yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisine...
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Her şeye istismar.
TANER YILDIZ (Devamla) - ...araştırma önergesinin verilmesini uygun gördük ve grubumuz adına da Başkanlığa dün iletmiş bulunuyoruz.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Madencinin hiç kıymeti yok yanınızda, sıralardan belli.
TANER YILDIZ (Devamla) - Bu konuşma herhangi bir hüküm cümlesi içermeyecektir, suçlu veya suçsuzu belirleme konuşması değildir. Bu araştırma önergesine ilişkin komisyon şimdiye kadar Türkiye Büyük Millet Meclisinin yargı, yasama ve yürütmeyle alakalı bütün erkleri göz önünde bulundurularak yapılacak ve yetkisi kullanılarak yapılacak bir komisyon olacaktır. Şu konuşmamızın da herhangi bir itham içermesi söz konusu değildir çünkü yargıya taşınmış ve maden kazasının özellikle her türlü müdahalelerden sonra adli mercilere, başsavcılığa verilmiş olmasından sonra bizim adli yargı süreciyle alakalı söyleyeceğimiz bir cümle değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi kendi yetkisini kullanacak ve bunun her türlü yönüyle alakalı, kanun, mevzuat, yönetmelik, vicdani yanlarıyla alakalı kullanılan iradeler, inisiyatifler, bunlarla alakalı da yerinde bizzat araştırmaları yapıp bununla alakalı bütün partilerin ortak paydaya koyduğu bir yapıyla beraber bunu inşallah gerçekleştirecektir. Dediğim gibi yalnızca bir işin kanuni olması onun vicdani olup olmadığını göstermez. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bütün grubu bulunan partilerin bununla alakalı komisyona verecekleri katkılar inşallah hep beraber bunu belirlemiş olacaktır.
Tabii, burada lehte, aleyhte bu acı üzerinden konuşmalar yapıldı. Tabii ki her partinin görüşü vardır ve bu görüşlerini burada belirteceklerdir, eleştireceklerdir de bundan normal tabii ki bir şey yok ama gerçekler yalnızca bu dünyadaki verilecek hesap makamlarıyla alakalı değildir; dünya vardır, ahiret vardır, her birimiz Allah'a (CC) hesap vereceğiz ve bununla alakalı da herhangi bir gerçeğin üzerinin örtülmesi söz konusu olabilemeyecektir.
CAVİT ARI (Antalya) - Önce bu dünyada bir hesap verin!
TANER YILDIZ (Devamla) - Arkadaşlar, her birimizin altına çok rahatlıkla imza atabileceği bir cümleden bahsediyorum, herhangi bir gerçeğin üzerinin örtülmesi mümkün olabilemeyecektir diyorum.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Soma'da olmuştu.
TANER YILDIZ (Devamla) - Bununla alakalı, bundan daha tabii, normal ne vardır.
CAVİT ARI (Antalya) - Öbür dünyayı bırak, bu dünyada hesabını vereceksiniz.
TANER YILDIZ (Devamla) - Bir insanın kanun karşısındaki haklı oluşu veya kanun karşısındaki herhangi bir gardını alışı, bütün vicdanları aynı oranda rahatlatmayabilir. Ben ondan da bahsediyorum, artı ondan da bahsediyorum.
Şimdi, teknik olarak sensörler öyleydi... Ben elektrik-elektronik mühendisi olarak konuşuyorum. Bunlarla alakalı olarak alınacak bütün tedbirlerin, bunlarla alakalı bütün önlemlerin her birinden bahsedildi "Şu dakikada bu oldu, o dakikada bu oldu."
Şimdi, aslında Amasra ocağı, bütün o diğer ocaklarımızla beraber, Gedikli, Karadon gibi, onların içerisindeki hemen hemen en küçüğü ama teknolojik ürün olarak madenciliğin yapıldığı en kapsamlı ocaklarımızdan bir tanesi. Burada herhangi bir suçun savunulması tabii ki söz konusu olmaz, suç ithamının da hemen kolay olabilemeyeceği gibi.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Hiç samimi değilsiniz, samimi bulmuyorum sizi.
TANER YILDIZ (Devamla) - Şimdi, hadise 320 kotunda bir patlamayla beraber oluyor. Dakikalarını, sürelerini arkadaşlarımız konuşmalarında verdiler, bunları tekrar etmeyeceğim. Bunlar seri havalandırmayla mı bağlıydı, paralel miydi?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Mühendis olarak bile konuşsanız böyle konuşamazsınız.
TANER YILDIZ (Devamla) - Yani rahat anlaşılsın diye söylüyorum, 2 katlı bir evde tavanının delik olup da birbirine havanın geçmesi, seri bağlanma anlamına geliyor. Yani 320 kotu ile 350 kotu arasındaki o iki ayrı bölgede bulunan madencilerimize bunun sirayet etmesi, çıkış yönüyle alakalı olmamıştır. Her ikisinin de havalandırmayla alakalı ayrı ayrı yani paralel bir çıkışı var; bunu önümüzdeki raporlar tekrar gösterecek. Arkadaşların ilk belirlemesinde bunun geriye tepmesi, basınçla beraber geriye tepmesi ve giriş kısmından bu gazın ulaşmasıyla alakalı olduğu söyleniyor. Bu kesin böyle midir, değil midir; bütün bu yapılan tahkikatlarla belli olacak. Bir gerçeği değiştirmeye, bu kadar büyük acının, 41 canımızın orada kaybolmasıyla beraber, ömürlerini yitirmiş olmasıyla beraber, buna hangi vicdan cesaret edebilir?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Siz, siz.
TANER YILDIZ (Devamla) - Allah indinde ve kul katında buna hangi vicdan cesaret edebilir?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Siz ediyorsunuz.
TANER YILDIZ (Devamla) - O yüzden biz bütün partilerden bütün milletvekili arkadaşlarımızla beraber, konuşma yapan, yapmayan ama komisyona girecek bütün arkadaşlarımızla beraber şeffaflığın gücünü kullanarak bunu inşallah yerinde hep beraber göreceğiz ve bu böyle mi olmuştur, böyle olduysa bir inisiyatif mi söz konusudur; bunun her birini belirleyeceğiz.
Şimdi, arkadaşlar, yalnızca, bu işin, insanın bulunduğu yerde teknolojinin tamamının yeterli olmadığını... Ben bir şeyi bir örnekle beraber vermek istiyorum. Şimdi, NASA bugüne kadar 135 tane uzay mekiğini fırlattı. Her fırlatmada 1,5 milyar dolarlık maliyeti olan bir yapıyla beraber gitti. 2 tane ölümlü kazası var. NASA'nın bütün stratejilerini değiştiren -biliyorsunuz- Columbia ve Challenger'la beraber...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - İşportacının bozuk malını sunmasına benziyor bu örnek.
TANER YILDIZ (Devamla) - Bunun üzerinde araştırma grupları kuruldu.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - NASA ilk defa deniyor, maden ocaklarını ilk defa denemiyoruz.
TANER YILDIZ (Devamla) - Şimdi, bunu şunun için söylüyorum:
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - İşportacının bozuk malını süslemesine benziyor bu örnek.
TANER YILDIZ (Devamla) - Bir mühendis olarak...
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Ne alakası var? NASA bunu ilk defa yapıyor. Maden ocaklarını ilk defa mı deneyimliyoruz?
TANER YILDIZ (Devamla) - Yalnızca, arkadaşlar, 180 bin metreküp gazın deşarj olup da patlamanın olmadığı zaman var, bunun onda 1'i gazın deşarj olup da patlamanın olduğu zaman var. Tabii ki bunun teknik bir sebebi var, sebepsiz olmuyor bu.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Hani bilemiyorduk? Niye NASA'yı örnek veriyorsun?
TANER YILDIZ (Devamla) - Bir ateş vesilesi mi oldu yoksa orada buna kıvılcım oluşturacak bir zemin mi oldu? Bunları söylemek için şu anda henüz erken.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Ama söylüyorsunuz.
TANER YILDIZ (Devamla) - Dakikalarını, saatlerini -tekrar söylediğim gibi- arkadaşlar verdiler ve o verdikleri süre içerisinde en son, son bir buçuk dakikada neler olduğuyla alakalı şu anda onu bilmiyoruz. Yani o zamana kadar geliyor metan gazı belli oranda... Bakın, binde 7'ye kadar varan oranlarda ateşli kaynak bile yapılabiliyor, yüzde 1'e geldiği oranlarda artık onlar kullanılamıyor. Bütün bunları şunun için söylüyorum: Virgülden sonra 37 hane işletilen NASA çalışmalarında dahi herhangi bir gerekçeyle bunlar yapılabiliyor.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayıştay raporlarından bahsedin, NASA'dan değil.
TANER YILDIZ (Devamla) - Arkadaşlar, verdiğim herhangi bir teknik örnek, herhangi bir konuyu meşru hâle getirmek için verilen örnek değildir. Yalnızca konunun anlaşılmasına dönüktür. O yüzden herhangi birimizin bununla alakalı, verilen teknik bir örnekle alakalı alınganlık falan göstermemize gerek yok. "Şeffaflığın gücünü kullanacağız." diyorum. Bunun daha ötesinde bir şey yok. Kimse bu vebali alamaz, kimse bu veballe... Geçen bir konu tartışıyoruz birisiyle "Sen ahirete inanıyor musun?" dedim. "İnanıyorum tabii." dedi. "Niye inanmıyormuş gibi yapıyorsun o zaman?" dedim.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Her şeyi ahirete mi bıraktınız?
TANER YILDIZ (Devamla) - Biz her birimiz dünyadaki vereceğimiz hesapla beraber ahirette de hesap vereceğiz. O yüzden öncelikle kendimize dürüst olacağız, sonra etrafımıza dürüst olacağız.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Metan sensörü yanlış yere konmuş olabilir mi?
TANER YILDIZ (Devamla) - Bunu şunun için söylüyorum arkadaşlar: Bu komisyonda görev alacak olan arkadaşlar...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Metan sensörü yanlış yere konmuş olabilir mi?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Her şeyi ahirete mi bırakacağız?
TANER YILDIZ (Devamla) - ...görevini ifa edecek olan arkadaşlar şeffaflıkla her türlü görüşlerini orada belirtecekler. Herhangi bir şüphesi varsa, herhangi bir tedirginliği varsa, herhangi bir fikri varsa bunu açıkça ortaya koyacaklar. O yüzden bir işin nasıl olacağını tarif etmemek yerine bize bir işin nasıl olacağını söyleyenlerle beraber biz bu işi yapacağız.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Siz de kendiniz mühendis olarak açıklayın; ihmal var mı yok mu?
TANER YILDIZ (Devamla) - Türkiye'nin idaresine konan irade yirmi yıldan beri birçok iş yaptı.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Mesela ne yaptınız? Peşkeş çekildi mesela.
TANER YILDIZ (Devamla) - Bir çözüm daha var mesela, bir makalede okuyorum, deniyor ki: "Biz ithal kömür yapalım." İthal kömür yapmanın önünde herhangi bir mâni yok ama istihdamla beraber bunu doğru bir şekilde üretmek yerli ve millî kaynağımız olan taş kömürüyle alakalı, linyitlerle alakalı kaynakları seferber etmektir. O yüzden biz bunları doğru bir şekilde çıkartacağız. Öncelikle iş güvenliği ve iş sağlığıyla alakalı tedbirleri aldıktan sonra istihdamın önünü açacağız. Gerek Zonguldak'ta gerekse Bartın Amasra'da gerekse Soma ve birçok ilimizde bulunan yapıyı hep beraber inşallah gündeme getirmiş olacağız.
Şimdi, bakın, tekraren söylüyorum: 180 bin metreküp gazın bir anda deşarj olmasıyla beraber patlama olmayan ve bu tespit yapıldığı hâlde işine devam eden sistemler oldu yani her defasında bu patlama olmuyor. Buradaki patlamanın gerçek sebeplerini ortaya koymak ve bunlarla beraber yapmak lazım.
Şimdi, şöyle bir yarışmaya girmeyelim arkadaşlar: Dünyada başka yerde kaza oldu mu, olmadı mı? Evet, oldu ama dünyada olan bu kazalar... Mesela ben birkaç tane rakam vereyim: Japonya'da 687, Fransa'da 1.099, Çin'de 2.388 diye devam ediyor.
AYDIN ÖZER (Antalya) - Kaç yılında? Kaçlı yıllarda Sayın Bakan?
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Hangi yüzyılda? Kaçıncı yüzyılda?
TANER YILDIZ (Devamla) - Bütün bunların olması...
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - 1970'lerden önceki kazalar... Doğruyu konuşalım.
TANER YILDIZ (Devamla) - Daha önemli bir şey söyleyeceğim, yıldan daha önemli bir şey söyleyeceğim: Bütün bunların olması Amasra'daki kazayı meşru hâle getirmez. Bakın, daha ileri bir şey söylüyorum arkadaşlar, cümleyi sonuna kadar dinleyin. Japonya'da oldu, "İyi o zaman, bizim 500 kişi hakkımız var." Böyle bir şey olabilir mi, böyle garip bir mantık olabilir mi? Hayır.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sayın Bakanım, Japonya'daki kaza elli yıl önce, altmış yıl önce.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Kaçıncı yüzyıldayız?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Orada olmuyor, olmuyor işte, olmuyor.
TANER YILDIZ (Devamla) - Bakın, arkadaşlar, bir kısım hislerinize de tercüman olacak şeyler söylüyorum, dikkatli dinlerseniz çok rahat anlaşılır. Yurt dışında olan herhangi bir kazanın örneğinin verilmiş olması...
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - "Kader" dediniz diye biz örnek veriyoruz.
TANER YILDIZ (Devamla) - Ben Fukuşima kazasından yaklaşık iki hafta önce -Kashiwazaki denilen bir santral var, 7 bin megavatlık dünyanın en büyük nükleer santralidir, okyanusa açıktır- Kashiwazaki Santrali'ne gittim. Bakıyoruz santrale, dedim ki: Ya, burada tsunamiden etkilenen santral hiç yok mu? Dediler ki: "Biz tsunamiyle alakalı bütün önlemleri aldık. Biz, nükleer santralle alakalı, virgülden sonra 15 hane ilerletiyoruz ve hesaplamalarımızı buna göre yapıyoruz." Fukuşima kazasından iki hafta önce.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sayın Bakan, Japonya'daki kaza 1914 yılında olmuş, bir asır geçmiş aradan, bir asır geçmiş, yanlış örnek veriyorsunuz.
TANER YILDIZ (Devamla) - Fukuşima kazası oldu, Fukuşima kazası, 19 tane nükleer santralle alakalı bütün yapılanmaları, bütün stratejilerini değiştirme kararı aldırdı Japonya Hükûmetine.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Ama Soma'da 301 kişiyi kaybettik, strateji değişmedi.
TANER YILDIZ (Devamla) - Biz o zaman LNG de alıyoruz, doğal gaz da alıyoruz, boru hattından da alıyoruz. Katar'da MMBTU'su 11-12'den olan gaz birden 18'e çıktı, fiyatı, ücreti. Bunu şunun için söylüyorum: Şu anda Avrupa'da yaşananlar mesela. Almanya 15 milyar dolarlık tazminat vererek hem nükleer santralden hem de kömürden vazgeçme kararı aldı. RWE'nin ve E.ON gibi bir kısım firmaların elindeki santralleri durdurma kararı aldı, parasını verdi, tazminatını ödedi ve durdurdu. Ama şimdi, bakın, Almanya Şansölyesi açıklama yaptı, "Milletimden özür diliyorum, çevrecilerden özür diliyorum, hükûmet olarak, ben Scholz olarak diyorum ki ben tekrar kömür işletmelerine dönüyorum, nükleere de dönüyorum." dedi. Bakın, bunu şunun için söylüyorum: Millî ve yerli sanayiyi harekete geçirmek adına, üretmek adına öyle bir konjonktürel döneme girebilirsiniz ki o dönem içerisinde aldığınız bazı kararları değiştirmek zorunda kalabilirsiniz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bunları siz kapatmadınız mı Sayın Bakan?
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Böyle düşüne düşüne hiçbir tedbir almadınız bugüne kadar. 41 insanı... Hâlâ konuşuyorsun burada! Sen bunu böyle mi yaptın?
TANER YILDIZ (Devamla) - Şimdi biz şunu söylüyoruz: Biz yerli kömürümüzden vazgeçmeyeceğiz ama hiçbir insanımızı, hamdolsun, feda etmeden, hiçbir insanımızın iş güvenliği ve can sağlığıyla alakalı konuları tehdit durumuna getirmeden bunları yapacağız.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Yapmışsınız işte, meydanda her şey!
TANER YILDIZ (Devamla) - Bu bizim yerli kaynaklarımızdan, millî kaynaklarımızdan vazgeçmemizi sağlamayacaktır.
AHMET AKIN (Balıkesir) - Vazgeçin demiyoruz Sayın Bakan. Hiç alakası yok konuştuklarımızla.
TANER YILDIZ (Devamla) - Şimdi, bakın, rakamlar söyleniyor, 83'te Zonguldak'ta 103 şehidimiz vardı, 90'da Amasya'da 68, Zonguldak'ta 263; bunların her biri oldu ama biz teknolojik bütün araçları gereçleri ve bunlarla alakalı kullanılacak... Ülkeleri karşılaştırırken her ülkenin doneleri aynı değil arkadaşlar; tektonik yapı, volkanik yapı, kömürün damarlanması... 30 metre damarı olan ülke var. Şimdi, Güney Afrika'dan örnek veriyor arkadaşlar, yani o kadar güzel ki; yüzde 51'i yer üstü madencilikte elde edilen kömürler arkadaşlar, yüzde 51'i. Dozer değil, kepçeyi getiriyorsunuz, konveyöre yüklüyorsunuz, oradan tıra yükleniyor. Bizim madenciliğimiz böyle değil; dünyada eksi 1.000 kotunda çalışan ülke de var, bizim gibi 635 kotunda, 500 kotunda, 445 kotunda çalışan da var. Birçok arkadaşımız bilmediği için söylüyorum, bu önemli, değerli bir bilgi olduğu için söylüyorum: Zonguldak'ta -Polat Bey ve diğer arkadaşların hepsi bilirler- denizin altına 300 metre girer, deniz bu, 300 metre altına girer, 450 metre derinliğinde, üzerinde milyarlarca ton, milyarlarca ton su var, o suyun altında çalışılıyor; siz yeter ki önlemlerinizi alın.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Buna mahkûm değiliz.
TANER YILDIZ (Devamla) - Ermenek'ten bahsedildi. Bakın, Ermenek'te -Allah rahmet eylesin- on sekiz yıl meslek hayatını bu işe vermiş olan bir mühendis arkadaşımıza soruyorlar: "Efendim, şuradan galeriye giriyoruz, buradan da deleceğiz." diyorlar. "Devam edin." diyor. 60 metre... "Efendim, orada su vardı, önceki kömürü delmişti." ve "Ya, su var orada." diyorlar. Diyor ki: "Yok, yok." Hâlbuki, Özgür Bey'in söylediği gibi, bu şablonların üst üste getirilip, çakışmayan yer varsa örtüştürülüp "Bir dakika, 60 metre değil, orası 6 metre." denmesi lazım o kazının devam etmemesi için. Şimdi, rahmetli olmuş birinin aleyhinde "Ya, bunu yapmasaydı, bu kaza olmayacaktı." diye... 12 bin tonun üzerindeki su orayı delerek bütün maden ocağını bastı, orada 18 madencimiz hayatını yitirdi.
Şimdi, şunu söylemek istiyorum: Siz önlem alırsınız, kararlarınızı alırsınız, tedbirlerinizi alırsınız... İnisiyatif ve iradenin olduğu bir ocaktan bahsediyoruz, bir tekstil fabrikasından bahsetmiyoruz, 3 kişiyle yaklaşık 60 ton tekstil ipliği çıkartan bir robotik makineden bahsetmiyoruz, bire bir insan iradesi ve inisiyatifinin olduğu yerde...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani yeni bir facia daha olabilir.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Meşrulaştırıyorsunuz Sayın Bakan.
TANER YILDIZ (Devamla) - O yüzden bizim işçilerimiz, bizim mühendislerimiz almış oldukları bütün eğitimi -hamdolsun- yanındaki arkadaşının hayatını tehlikeye sokmayacak şekilde kullanmaya çalışıyorlar. Ben oradaki o tahlisiye ekibindeki, kurtarma ekiplerindeki yüreği gördüm, dayanamadım. Diyorlar ki: "Bakın, risk var, buraya girmeyin şu anda." "Hayır, arkadaşımı ben orada bırakamam. Getirin, imzalı kâğıt yapayım, ben onu kurtarmak için gireceğim." diyor. Yani öyle bir aile ki bu madencilik, dededen, babadan oğula -bütün milletvekillerimiz bilirler- birbirlerine bu kültürü yayan, bu kültürü hep beraber gerçekleştiren insanlar; fedakârlık üzerine, vicdan üzerine, bilgi üzerine bunu oluşturan insanlar.
Şimdi, değerli arkadaşlar, ben, grubu bulunan, bulunmayan bütün milletvekili arkadaşlarımızla ortak bir paydada buluşulan bir genel ifadeden bahsederek konuşmama son vermek istiyorum. Hep beraber araştıracağız; inşallah, göreceksiniz, bu araştırma komisyonunda hiçbir şey kısıtlanmayacak, şeffaflığın gücü kullanılacak, Allah'a ve kullarına karşı vereceğimiz hesabı milletin seçtiği milletvekilleri olarak hep beraber burada gerçekleştirmiş olacağız.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Açığa alma yapacak mısınız?
TANER YILDIZ (Devamla) - Ben, ölenleri tekrar rahmetle anıyorum, ailelerine, milletimize sabırlar temenni ediyorum; yaralı olanlara da Allah'tan şifalar temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)