GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhurbaşkanlığının, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin UNIFIL'in görev süresinin uzatılması yönündeki 2650 (2022) sayılı Kararı uyarınca; hudut, şümul ve miktarı Cumhurbaşkanınca belirlenecek Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, 1701 (2006) sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı ve 880 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı'yla tespit edilen ilkeler kapsamında; 31/10/2022 tarihinden itibaren bir yıl daha UNIFIL'e iştirak etmesi ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Cumhurbaşkanınca yapılması için Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca izin verilmesine dair Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/2081) münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:8
Tarih:18.10.2022

AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücüne (UNIFIL) sağladığı kuvvet katkısının 31 Ekim 2022 tarihinden itibaren bir yıl uzatılmasını öngören Cumhurbaşkanlığı tezkeresi üzerinde AK PARTİ Grubum adına söz almış bulunuyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin hemen başında, ben de geçtiğimiz 14 Ekim günü Bartın Amasra'da yaşadığımız bir maden ocağındaki patlamadan dolayı yitirdiğimiz onca madenci kardeşimize Allah'tan rahmet dileyerek, ailelerine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı dileyerek başlamak istiyorum. Yaralı kardeşlerimize de yüce Allah'tan acil şifalar diliyorum. Gerçekten yüreğimizi dağlayan bir süreç oldu. Diliyoruz ve umuyoruz -hem idari hem de adli tahkikat başladı- sorumlular inşallah en kısa zamanda bulunacak ve gereği yapılacaktır.

Değerli arkadaşlar, tabii, biz burada dedikodularla uğraşmayacağız, dedikodu haberleriyle bir şekilde sizleri meşgul etmeyeceğiz. Burada kimin nerede durduğu, kimin ne yaptığı... Ki kıyas bile benzer şeyler arasında olur, ben bir kıyasa da girmeyeceğim. Ama AK PARTİ'nin, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yirmi yıl boyunca bu ülkeye neler yaptığını, Türkiye'yi nereden nereye getirdiğini sizlere kısaca bir anlatmaya çalışacağım. Ama dilerdik ve isterdik ki sayın konuşmacılar tezkere üzerine de biraz konuşsalardı, biraz bilgilendirme yapsalardı tezkereyi bırakıp bu dedikodu haberleriyle uğraşacaklarına. İnşallah tezkerenin ne manaya geldiğini, burada neler yapıldığını da neler yapmaya çalıştığımızı da sizlere izah etmeye çalışacağım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2006 yılında yaşanan İsrail-Lübnan savaşı sonrasında Lübnan'da barışın tesisi ve idamesi amacıyla Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) oluşturulmuştur. Ülkemizin de kuvvet katkısında bulunduğu UNIFIL'in varlığı sayesinde Lübnan-İsrail sınırındaki göreceli sakinlik devam etmektedir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 11 Ağustos 2006 tarihinde kabul ettiği 1701 sayılı Karar'la kurulan UNIFIL'in görev süresi geçici olarak bir yıl şeklinde belirlenmiştir ve ihtiyaç hâlinde yine bir yıl süreyle uzatılması karara bağlanmıştır ve bu bağlamda da bugüne kadar UNIFIL'in görev süresi 15 kez uzatılmıştır.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 31 Ağustos 2022 tarihinde aldığı 2650 sayılı Karar'la UNIFIL görev süresi 31 Ağustos 2023 tarihine kadar uzatılmıştır. UNIFIL'e iştirak eden askerî unsurlarımızın görev süreleri de UNIFIL'in görev süresi uzadıkça yenilenmiştir. Bu kapsamda yüce Meclisimizin son olarak geçen yıl verdiği yetkilendirmenin süresi 31 Ekim 2022 tarihinde dolacaktır. Dolayısıyla sürenin bir yıl daha uzatılması tezkeresi Meclisimizin gündemine gelmiş bulunuyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin öncelikli dış politika hedeflerinden biri yakın coğrafyamızda barış ve istikrarın tesisidir. Bölgesel barış, istikrar ve güvenliği ilgilendiren tüm gelişmelerin dış politikamız üzerinde şüphesiz önemli yansımaları olmaktadır. Bu minvalde, son dönemde bölgemizde yaşanan gelişmeler ülkemizin istikrar ve güvenliğinin bölge ülkelerinden ayrı düşünülemeyeceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Tabiatıyla millî menfaat ve çıkarlarımızı yakından ilgilendiren bölgesel gelişmeler karşısında kayıtsız kalmamız bizden beklenemez. Bölge istikrarı bakımından kilit önemi haiz Lübnan'da siyasi ve toplumsal yapı, etnik ve dinî gruplar arasındaki hassas dengeye dayanmaktadır. Bu denge, komşu ülke Suriye'de yaşanan ihtilafın Lübnan'a yansımasıyla birlikte sürekli sınanmaktadır. Bölgesel gelişmelerin etkisiyle Lübnan'daki etnik ve dinî gruplar arasında yaşanan dönemsel gerginlikler endişe kaynağı olmayı sürdürmektedir. Ayrıca, çatışma ortamından kaçarak komşu ülkelere sığınmak durumunda kalan milyonlarca Suriyeli'nin yarattığı mülteci baskısı da Lübnan'ı ciddi toplumsal sınamalarla baş başa bırakmaktadır. 2020 yılında Beyrut Limanı'nda meydana gelen patlama da ülke istikrarını olumsuz yönde etkilemiştir. Şüphesiz, bu etkiler asgari düzeyde tutulamadığı takdirde, ülkede yaşanabilecek mezhep temelli iç çatışma, başta komşu ülkeler olmak üzere, bölgesel ve hatta küresel düzeyde barış ve istikrara yönelik ciddi risk ve tehditler oluşturabilecektir. Bu noktada, Suriye kaynaklı güvenlik tehdidi ve bölgesel çatışma riski bağlamında, Lübnan Silahlı Kuvvetlerinin desteklenmesi ve güçlendirilmesi önem taşımaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz, UNIFIL'e yaptığı katkılarla, barışı koruma hareketinin etkin biçimde icrasında önemli bir işlev üstlenmiştir. UNIFIL'de görev yapan birliklerimizin sergilediği üstün performans, diğer katılımcı ülkeler tarafından olduğu kadar Lübnan halkı tarafında da desteklenmekte ve takdir edilmektedir. Nitekim, UNIFIL'e kuvvet katkısında bulunduğumuz 2006 yılından bu yana UNIFIL tarafından icra edilen görevler kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarınca hayata geçirilen birçok önemli proje Lübnan halkının hafızalarında yer edinmiştir. Bunlar arasında köy okullarının elektrik ihtiyacının karşılanması, okullara saha yapılması, köylere sağlık ocağı yapılması, su depoları ve yol inşaatları gibi pek çok projeleri sayabiliriz.

2020 yılındaki Beyrut Limanı patlaması sonrasında da yine Lübnan'a ve Lübnan halkına ilk elden yardıma koşan Türkiye Cumhuriyeti olmuştur; gerek devlet kuruluşlarımız eliyle gerekse de sivil toplum kuruluşları eliyle bu yardımlar hâlen sürdürülmektedir.

Lübnan'da barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik olarak ortaya koyduğumuz somut katkılar ülkemizin hem Birleşmiş Milletler sistemi içinde hem de bölgesel ve küresel ölçekte etkin bir aktör olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır. Ülkemiz, UNIFIL'e 2006-2013 döneminde bir istihkâm bölüğü ve deniz gücüyle iştirak etmiştir, 2013 yılından bugüne ise 2 karargâh personeli ve deniz unsurlarımızla katılımını sürdürmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz hâlihazırda Nakura'daki karargâhta bulunan 3 personelle birlikte denizdeki görevler için 1 fırkateyn, takriben 200 personelle UNIFIL'e bağlı deniz görev gücü dâhilinde denetim harekâtını icra etmektedir. UNIFIL'e deniz unsurlarımızla katkımız Suriye'de yaşanan kriz ve Doğu Akdeniz'de değişen güvenlik ortamı bakımından da önem arz etmektedir. Şüphesiz, Türk Silahlı Kuvvetlerinin üstlendiği bu misyon, bölgemizde barış ve istikrarın korunmasına yönelik politikalarımızın sürdürülmesine de önemli katkılar sunmaktadır.

AK PARTİ Grubu olarak uluslararası meşruiyeti haiz olan ve uluslararası toplumun ortak iradesini yansıtan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı Kararı'nda öngörülen amaçlar doğrultusunda Lübnan'da görev yapan UNIFIL'e kuvvet katkımızın sürdürülmesinin uygun olacağı görüşümüzü muhafaza ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bölgesel ve küresel ölçekte belirsizliklerin arttığı bir dönemde ülkemiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, barış odaklı dış politika vizyonu doğrultusunda, bölgesinden başlayarak tüm dünyada sulhun hâkim kılınması için yoğun çabalar sarf etmektedir. Türkiye, Avrupa'dan Latin Amerika'ya, Asya'dan Afrika'ya kadar farklı coğrafyalarda vuku bulan tüm anlaşmazlıkların giderilmesinde önemli roller üstlenmektedir. Çatışma ve ihtilafların çevrelediği bölgenin tam ortasında yer alan, istikrar unsuru güçlü bir ülke olarak Türkiye, sorunların değil, çözümlerin bir parçası olmamızı sağlayacak inisiyatifler almaktadır. Bu çerçevede, ülkemizin uluslararası alanda güvenilir ve itibarlı bir aktör olarak gün geçtikçe daha fazla ön plana çıktığını memnuniyetle görmekteyiz. Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklanan tahıl krizinin çözülmesi için Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde hayata geçirilen tahıl koridoru mutabakatı, sorunların barışçıl yol ve yöntemlerle çözülmesi konusundan ülkemizin yapıcı rolünün en somut örneğidir. Bu mutabakatla Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracı temin edilmiş ve tahıl arzının sürdürülmesi sağlanmıştır. Buna ilave olarak, yine Sayın Cumhurbaşkanımızın ara buluculuğuyla Rusya ile Ukrayna arasındaki esir takası gerçekleştirilmiştir. Sadece bu 2 olayla bile bölgemizde ve dünyada barış ve istikrarın tesisi konusunda ülkemizin rolünün ne kadar değerli olduğunu görebilmekteyiz. Bu çerçevede, büyük bir gururla ifade etmek isterim ki diplomasimiz son asırların en başarılı dönemini yaşamaktadır. 2002 yılında 163 olan dış temsilcilik sayımızı 255'e çıkarmak suretiyle dünyanın en geniş diplomatik ağına sahip ilk 5 ülkesi arasına girdik. Artık dünyanın her yerinde varız, misyon şeflerimizle birlikte TİKA'mızla varız, Yurtdışı Türklerimizle varız, Yunus Emre Enstitülerimizle varız, Maarif Vakfımızla varız. Artık gündemi dışarıdan belirlenen eski Türkiye yerine dünyanın gündemini belirleyen yeni ve güçlü bir Türkiye olduğunu artık sizlerin de kabul etmesi lazım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Dış politikamızın esas hedeflerinden biri bölgemizde ve dünyada barış ve istikrarın tesis edilmesine ve güçlendirilmesine katkıda bulunmaktır. Bu manada ülkemiz bölgesinde ve dünyada barış, güvenlik, istikrar ve refahın hâkim kılınması için her türlü çabayı sergilemektedir. Türkiye, uluslararası barış ve istikrarın korunması bağlamında yürütülen faaliyetlerde aktif olarak rol oynamakta ve bu durum, uluslararası politikadaki etkinliğimizin artmasına yardımcı olmaktadır. Bu çerçevede, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği, AGİT ve ikili anlaşmalar kapsamında Azerbaycan, Libya, Kosova, Bosna Hersek, Katar, Somali ve daha birçok coğrafyada bölge ve dünya barışına katkı sunmaktadır. Bu durum ülkemizin yurt dışındaki askerî varlığını artırmıştır. Yurt dışında askerî üs ve asker bulundurma bakımından Türk Silahlı Kuvvetlerimiz dünyanın en aktif orduları arasında yer almaktadır. Silahlı Kuvvetlerimiz uluslararası barış ve istikrara katkı sağlamak adına dünyanın farklı bölgelerinde üstlendiği görevleri üstün bir başarıyla icra etmektedir. Bu başarıda nitelikli personel gücünün yanı sıra yerli ve millî savunma sanayimizin ürettiği yüksek teknoloji ürünü silah sistemleriyle donatılmasının etkisi büyüktür.

Değerli milletvekilleri, günümüzde ülkelerin savunma ve güvenlik alanındaki ihtiyaçlarının karşılanmasında teknolojik bağımsızlığın her zamankinden daha önemli bir konuma gelmiş olduğunu müşahede etmekteyiz. Öyle ki yaşadığımız tecrübelerde savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını yerli ve millî imkânlarla karşılayamayan ülkelerin tam olarak bağımsızlıklarından bile söz edilememektedir. Bu bağlamda ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son yirmi yılda savunma sanayisinde âdeta bir devrim gerçekleştirmiştir. Bu dönemde savunma sanayisi ihtiyaçlarının yerli ve millî imkânlarla karşılanması hedefini merkeze alan projelerle savunma sanayisindeki yerlilik oranı yüzde 20'lerden yüzde 80'ler seviyesine yükseltilmiştir.

Değerli arkadaşlarım, özellikle Millî Savunma Komisyonu üyelerimizle birlikte savunma sanayisi şirketlerimizi gezdiğimizde gerçekten yüz akı olan şirketlerimiz bizlere gurur veriyor. Orada 25-30 yaşlarında gencecik mühendislerimiz, gencecik beyinler sadece bugünün ihtiyaçlarını değil geleceğin dahi ihtiyaçlarını tasarlıyor, yapay zekâyla birlikte elektromanyetik tanklardan lazer silahlara kadar, insansız kara, hava, deniz araçlarından bilumum gelecekteki silahlara kadar neler yapabilirizin şimdiden projelerini yapıyorlar. Bir kez daha gurur duydum. Her gezdiğimde savunma sanayisi şirketlerini gerçekten ülkemle, savunma sanayisi şirketlerinde görev alan gençlerimizle gurur duydum. Sizlerden de istirhamımız, ne olursunuz, gezin, görün. Genç beyinlerle artık biz yapabiliyoruz, artık Türkiye üretebiliyor, artık Türkiye bu anlamda da dünyada ciddi manada rekabet edebilir bir seviyeye gelmiş. Hatta özellikle insansız hava araçlarımız, silahlı insansız hava araçlarımız konusunda dünyanın sayılı üç dört ülkesinden biriyiz. Bu, sizlere de elbette ki gurur veriyordur ama ne olursunuz, onların motivasyonunu hep birlikte, bütün Meclis olarak artıralım.

Bugün, savunma sanayisi şirketlerimizin 2002'den bu tarihe kadar, değerli arkadaşlar, toplam cirosu 10 kat artmış, 1 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkmış. İhracatımız savunma ve havacılık sektöründe tam 13 kat artmış, 248 milyondan bugün yaklaşık 3,5 milyar dolarlara kadar çıkmış. Proje sayımız 12 kat artmış, 66 proje varken bugün yaklaşık 800 proje var ve geçmişte 50 civarında şirket, özel şirket bu işle iştigal ederken şu anda 1.500'ün üzerinde şirket savunma sanayisiyle iştigal ediyor. AR-GE harcamaları, değerli arkadaşlar, tam 34 kat artmış AR-GE harcamaları; 1,6 milyar doların üzerine çıkmış. Bu, elbette ki bize gurur verir ve Türkiye bugün dünyada gündem belirliyorsa buradaki gelişmeler sayesindedir. Türkiye bugün dünyada gündem belirliyorsa ve dünyanın sorunlarını çözmek noktasında gayret ediyorsa geldiği aşama, elbette ki yirmi yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde geldiği aşamadır, ekonomik aşamadır, savunma sanayisinde geldiği aşamadır. Bugün Türkiye dünyanın 10 büyük projesinin 6'sını yapıyor. Geçmişte biz yapamazdık, "Yapamayız." derdik. Birileri ensemize vurduğunda iki büklüm çökerdik ama yok öyle Türkiye artık. Bugün ana vatanda da mavi vatanda da bağımsız ve güçlü bir Türkiye var. O Türkiye'ye hepimizin sahip çıkması lazım ve hepimizin gurur duyması lazım. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - 19 tane ada işgal edildi, hâlâ sesiniz çıkmıyor.

AHMET AYDIN (Devamla) - Savunma sanayimizin ulaşmış olduğu seviyenin sembollerinin başında hiç kuşkusuz insansız silahlı hava araçlarımız var. Değerli arkadaşlar, bunu Libya'da gördük mü? Bütün dünya gördü. Karabağ'da gördük mü? Gördük. Ukrayna'da gördük mü? Görüyoruz. Irak'ta, Suriye'de terörle mücadelede geldiğimiz nokta ortada. Ne olursunuz, bunları bir görün ya!

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - 19 tane adaya ne yaptınız, onu söyle.

AHMET AYDIN (Devamla) - Bu gelinen noktayı özellikle o alanda iştigal edenlerin motivasyonu açısından da olsa bir kere ülkem adına gurur duyun ya, bırakın siyaseti. Bunun siyaseti olmaz.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - 19 tane adayı söyleyin, biz de anlayalım.

AHMET AYDIN (Devamla) - İşte Sayın Cumhurbaşkanımız neler yaptı, onu anlatıyorum, size dedikodulardan bahsetmiyorum, resmî rakamlarla anlatıyorum, geldiğimiz aşamayı anlatıyorum.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Görüyoruz işte neler yaptığınızı!

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Masal anlatma bize!

AHMET AYDIN (Devamla) - Orada yok kara çalacağız, yok şunu yapacağız, fitneyle dedikoduyla yok, ne bileyim, La Fontaine'den masallar anlatacağız. Yok öyle bir hikâye. (CHP sıralarından gürültüler) Kimin nerede olduğunu, kimin nerede durduğunu, kimin bu millet için çalıştığını aziz millet yirmi yıldır oy veriyorsa görüyor demektir bunu. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Aynaya bakın, aynaya!

AHMET AYDIN (Devamla) - Bunu görün, siz de görün, siz de bilin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sallama! Sayın Aydın, sallama!

AHMET AYDIN (Devamla) - Sallayanları daha önce gördük burada. Biz sallamıyoruz, rakamlarla konuşuyoruz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Orta Doğu'nun lideri(!)

AHMET AYDIN (Devamla) - Aynı zamanda sadece kendi ihtiyaçlarımız için değil, Türkiye olarak savunma sanayisinde geliştirdiğimiz imkân ve kabiliyetleri dost ve müttefiklerimizle de paylaşıyoruz, ortak projeler yapıyoruz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Yakında Suriye'ye de heyet göndereceksiniz.

AHMET AYDIN (Devamla) - Diğer taraftan, insani yardımlar konusunda tarihinden ve kültüründen kaynaklanan güçlü bir geleneğe sahip olan ülkemiz zor durumda olan ülkelere yardımda bulunmayı insani bir görev ve uluslararası toplumun istikrarında önemli bir unsur olarak görmektedir.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Mursi mezarında ters döndü, mezarında!

Türkiye de heyet gönderecek, Türkiye!

AHMET AYDIN (Devamla) - Bu düşünceden hareketle, etnik ve dinî aidiyet farkı gözetmeksizin ihtiyaç duyulan yerlere süratle ve imkânların el verdiği ölçüde insani yardım ulaştırmaya gayret eden Türkiye bu doğrultudaki uluslararası çabalara da katkıda bulunmaktadır.

VELİ AĞBABA (Malatya) - NATO'nun Libya'da ne işi var Sayın Aydın, ne işi var Libya'da?

AHMET AYDIN (Devamla) - O zaman mavi vatandan da çekilelim, Karadeniz'de gaz aramayalım, Doğu Akdeniz'den çekilelim; öyle bir şey mi istiyorsun? Yok öyle yağma.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne işimiz var?

AHMET AYDIN (Devamla) - Yok öyle eski Türkiye! Ana vatanda da mavi vatanda da bu milletin hakkını hukukunu savunacağız! Yok öyle yağma! (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Ahmet Aydın, Kaddafi'yi öldürttünüz, Kaddafi'yi!

AHMET AYDIN (Devamla) - Bakın arkadaşlar, şu anda...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şu anda var ya, Mursi mezarında ters döndü.

AHMET AYDIN (Devamla) - ...dünyanın en iyi 100 savunma sanayi şirketi arasında Türkiye'den tam 7 firma var, 7 firma.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Maşallah(!)

AHMET AYDIN (Devamla) - E, bununla gurur duy, bunu bir alkışla ya, alkışla!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Ahmet Aydın, "maşallah" dediğin kırk gün yaşıyor. Mursi gitti, Kaddafi gitti...

TAMER DAĞLI (Adana) - Ya, sen polis katili PKK'lının yakını için yas tut ya!

VELİ AĞBABA (Malatya) - İsrail'le barıştınız, yakında Güney Kıbrıs'la da barışırsınız.

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

AHMET AYDIN (Devamla) - Tamamlıyorum efendim.

Küresel İnsani Yardım Raporu'na göre ülkemiz 5,6 milyar dolarlık insani yardımla...

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Hâlâ aynı yalanı söylüyorsunuz.

AHMET AYDIN (Devamla) - ...2021 yılında da millî gelire oranla dünyanın en cömert ülkesi olma unvanını devam ettirmektedir. (CHP sıralarından gürültüler)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Salla bakalım.

AHMET AYDIN (Devamla) - Bakın değerli arkadaşlar... (CHP sıralarından gürültüler)

TAMER DAĞLI (Adana) - Sen PKK'lının yasını tutmaya devam et!

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Aydın...

AHMET AYDIN (Devamla) - Türkiye'yi yardım alan bir ülkeden dünyanın en çok yardım yapan ülkesi konumuna getirdik be, dünyanın en çok yardım yapan ülkesi konumuna getirdik! (CHP sıralarından gürültüler)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Orta Doğu'nun lideri(!)

AHMET AYDIN (Devamla) - Bakın, pandemide, maske savaşlarının yaşandığı bir dönemde Türkiye tam 157 ülkeye, 12 uluslararası kuruluşa yardımda bulundu.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, şu Mursi'ye gel, Mursi'ye.

"Maşallah" dediğin çocuk kırk gün yaşıyor. El Beşir gitti, Mursi gitti, Kaddafi gitti!

AHMET AYDIN (Devamla) - Yine, 142 ülkeden tam 100 binin üzerindeki vatandaşımızı Türkiye'ye taşıdık, Türkiye'deki yabancıları da kendi ülkelerine biz taşıdık be, biz taşıdık! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Irak'ta kimyasal silah kullandınız mı, onu da açıkla.

BAŞKAN - Buyurun.

AHMET AYDIN (Devamla) - Evet, Sayın Başkan, belirttiğim tüm bu hususlar ışığında Lübnan'da ikili ilişkilerimiz ve bölgedeki güvenlik koşulları da göz önünde bulundurularak Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının 31/10/2012 tarihinden itibaren bir yıl daha UNIFIL'e iştirak etmesini ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Cumhurbaşkanınca yapılmasını AK PARTİ Grubu olarak uygun gördüğümüzü ve tezkerenin lehinde oy kullanacağımızı beyan ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)