GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 13 Ekim Ankara'nın başkent oluşunun 99'uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:6
Birleşim:7
Tarih:13.10.2022

NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime Ankara'nın Türkiye Cumhuriyeti'ne başkent kabul edilmesinin 99'uncu yıl dönümü vesilesiyle Milliyetçi Hareket Partisi adına konuşmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek başlamak istiyorum.

Ankara'nın başkent oluşu şanlı bir beka mücadelesinin anılarını içinde barındıran destansı bir öyküdür. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'dan ayrılmadan önce Ali Fuat Paşa'yla Anadolu'da millî kurtuluş mücadelesini başlatmayı konuşmuştur. Her 2 komutanın kader çizgisi ile Ankara'nınki Kurtuluş Savaşı yolunda Anadolu'nun bağrında birleşecektir. Ali Fuat Paşa'nın Mustafa Kemal Paşa'dan önce Ankara'ya geçip 20'nci Kolordu Komutanlığını üstlenmesi kentin kader çizgisinde önemli bir kilometre taşıdır. Bu sayededir ki Millî Mücadele tarihî açısından stratejik bir mevkide bulunan Ankara'yı başkent oluşa götüren yol tevafuken açılmıştır.

Ankara'nın Millî Mücadele'nin merkezi olarak seçilmesi doğru ve isabetli bir karar olmuştur çünkü Ankara, Anadolu'nun merkezi konumundadır. İşgal altındaki Batı Anadolu'yu ve İstanbul'u kontrol altında tutabilecek stratejik bir mevkidedir. Ülke için önem taşıyan demir yolu hattı buradan geçmektedir. Ulaşım ve haberleşme imkânları Millî Mücadele'nin başarısı ve selameti açısından hayati değeri haizdir. Ayrıca, Ali Fuat Paşa komutasındaki 20'nci Kolordunun Ankara'da bulunması bölgenin ve Millî Mücadele'ye baş koyan kadronun güvenliğinin sağlanmış olması açısından da önemli bir unsurdur.

Ankara halkının Mustafa Kemalpaşa ile Heyet-i Temsiliyeye destek vermeye hazır olması da Ankara'nın Millî Mücadele'nin merkezi olarak seçilmesinde önemli bir paya sahiptir.

Ankara, Türk milletini hürriyet ve istiklale götüren bir harekâtın beyni ve büyük bir varoluş fikrinin remzidir. Öncelikle ifade etmeliyiz ki Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinin Ankara'da açılması kenti Millî Mücadele'nin yönetim, harekât, siyaset ve propaganda merkezi kılmıştır. Ayrıca, Parlamento ve Hükûmet çalışmalarının Millî Mücadele boyunca buradan sürdürülmesi Ankara'yı zaten yeni devletin defakto merkezi, başkenti hâline getirmiştir; geriye fiilî bir durumun resmîleştirilmesi kalmıştır. Nitekim, Kurtuluş Savaşı'nın zaferle taçlandırılmasından sonra Mustafa Kemal Paşa'nın isteğiyle İsmet Paşa ve arkadaşları tarafından Ankara'nın Türkiye'nin başkenti olmasına dair önerge verilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararıyla, 13 Ekim 1923 tarihinde Ankara'nın başkent olması onaylanmıştır.

Ankara, sadece Kurtuluş Savaşı'nın sevk ve idare edildiği, millî iradenin tecelli ettiği bir kent olarak kalmamış, milletçe işgale ve yok oluşa direnişin sembolü konumuna gelmiştir. Millî iradenin tecessüm ettiği Birinci Meclis, daha sonra yasa nöbetini İkinci Parlamento Binası'na devretmiştir. Ulus'taki tarihî binanın üstlendiği misyonu şu anda çatısı altında görev yapma şerefini taşıdığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi sürdürmektedir.

Millî Mücadele kadrosunu 1920'de bağrına basan Ankara, zafer kazanılıncaya kadar meşakkatle ama metanet ve sabırla, mihnet içinde ama vakar ve cesaretle onlara omuz vermiştir.

Milletimizin varlık azmini yansıtan yüksek ruh, sadece Parlamentonun koridorlarında ve savaş meydanlarında değil aynı zamanda Ankara'nın tozlu sokaklarında hüküm sürmüştür. Ankara'nın kavruk ve fakir coğrafyası Türk'ün yenilmezlik vasfını bir sır gibi saklayıp sinesinde emzirerek büyütmüştür. Ankara millet iradesinin yükselişine sahne, şahlanış ve kükreyişine meydan olmuştur. Ankara'nın başkent oluşunun ilanı, aslında bu kadim şehrin göğsüne takılan ebedî bir şan ve şeref madalyasıdır.

Sayın milletvekilleri, konuşmamı Ulu Önder'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün şu iki sözüyle sonlandırmak isterim: "Ankara başkenttir ve ebediyen başkent olarak kalacaktır." "Ne mutlu Türk'üm diyene!" diyor, yüce Meclisimizi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)