GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:6
Tarih:12.10.2022

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu tartışmaları izlerken sanki Türkiye'de yaşamıyoruz da uzayda bir ülkede yaşıyoruz; büyük bir gerçekten o kadar kopmuşsunuz. Sanki Türkiye'de ifade özgürlüğü sonsuz, düşünce özgürlüğü sonsuz; basın özgürlüğü üzerine ve haber alma hakkı üzerine hiçbir baskı yok, dolayısıyla böyle bir yasaya da ihtiyaç var.

Değerli arkadaşlar, bakın, sizin Cumhurbaşkanınızın adı her gün adliyelerde mübaşirler tarafından çığırılıyor. "Davacı Recep Tayyip Erdoğan" "Şikâyetçi Recep Tayyip Erdoğan." (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Sezgin Tanrıkulu davalı, Sezgin Tanrıkulu!

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Böyle bağırılıyor, sizin Cumhurbaşkanınızın adı böyle bağırılıyor değerli arkadaşlar. Ya, ben utanıyorum, mahkemelerde utanıyorum, bir Cumhurbaşkanının adının her gün mübaşirler tarafından "davacı" "şikâyetçi" diye anılmasından utanıyorum. İfade özgürlüğü bu! Videolar yayınlıyoruz; 150 bin yurttaşımızla ilgili olarak şikâyeti var. Nerede ifade özgürlüğü, eleştiri hakkı? Nerede eleştiri hakkı, ifade özgürlüğü? Nerede?

SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - Sizin şikâyetçi olduklarınız... En ufak bir sosyal medya paylaşımına dava açıyorsunuz hemen. Sizlerin açtığı davaları getirelim buraya. Vatandaşın en ufak eleştirisine dava açmışsınız, vatandaştan para istiyorsunuz. Vatandaşa açtığınız davaları bir kapatın.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Şimdi bunun üzerine bunu getirmişsiniz "Yok efendim, biz yurttaşlarımızı koruyacağız, basını koruyacağız, interneti düzen altına alacağız."

Değerli arkadaşlar, bakın, bu yasanız korku yasasıdır; bu yasanız tedirginlik yasasıdır, endişe yasasıdır. Neyin endişesi ve korkusu? Gidiyorsunuz, gidiyorsunuz, Abbas yolcu! (CHP sıralarından alkışlar) Sekiz ay sonra sandık gelecek ve gideceksiniz. Bu yasaların tümü burada geçse bile yırtıp atacağız, tümünü yırtıp atacağız böyle, tümünü; yenilerini yapacağız.

19'uncu maddeye geleyim. Basın İlan Kurumu yöneticileri burada. Bakın, ha bir insana silah çekmişsiniz, dan dan sıkıp öldürmüşsünüz ha da Basın İlan Kurumunun yaptığı gibi cezalarla basını öldürmüşsünüz; aynı cellatlık, aynı cellatlık. Hem Anadolu basınını hem de muhalif basını öldürüyorsunuz her gün. Bunun bir insanı öldüren katillerden farkı yok. Şimdi daha büyük bir yasayı 40 maddeyle önümüze getiriyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, bakın, bu yasada özgürlük yok, bu yasada korku var; bu yasada özgürlük yok, korku var.

Değerli arkadaşlar, her gün sokaklarda insanlar gözaltına alınıyor, her gün insanlarımız hakkında davalar açılıyor ifade özgürlüğü nedeniyle, düşünce özgürlüğü nedeniyle. 500 bin "web" sitesine erişim engeli var, 150 bin içerik kaldırma kararı var. Bu yasalarla neyi yapamadınız da şimdi bunu yapıyorsunuz? Neyi yapamadınız? Neyi yapamadınız bu yasalarla da şimdi buna ihtiyaç duydunuz? Şu ihtiyacı duyuyorsunuz, biliyor musunuz: Korkunuz, korkunuz; korkunuzu yasalarla güvence altına almaya çalışıyorsunuz. Tıpkı Seçim Güvenliği Yasası gibi; onunla seçim güvenliğini, yetmiş yıldır devam eden seçim güvenliğini ortadan kaldırmaya çalıştınız, bununla da şimdi, -yedi sekiz ay kalmış- kontrol edemediğiniz dâhiyane internet basınını kontrol altına almaya çalışacaksınız; korkunun ecele faydası yok. Siz kapıyı kapatırsanız biz bacadan gireriz tıpkı MST TV'yi açtığım gibi, tıpkı diğer medya organları gibi. Bizi yasaklasanız da mutlaka bir yolunu buluruz. İşte İran'da yasaklıyorlar, tümünü yasaklıyorlar. Siz de Twitter'ı yasakladınız, YouTube'u yasakladınız, erişim engelleri getiriyorsunuz. İnsanlar iletişim yollarını buluyorlar, bulacaklar. Dolayısıyla bu yasakçı anlayışlardan vazgeçin. Öyle bir şey yapıyorsunuz ki bakın değerli arkadaşlar, öyle bir şey yapıyorsunuz ki dönecek tümü size gelecek, tümü. Ama şunu söylüyorum, hem bu bürokratlar bakımından söylüyorum hem de bu yasanın failleri bakımından söylüyorum: Bizler sizlere karşı adil olacağız adil, bunu bilin ve dürüst olacağız sizlere karşı ve tümünüz, söylüyorum, tümünüz hem çaldıklarınızdan hem de bu yasaklardan ve halkımıza yaşattığınız zulümlerden dolayı hesap vereceksiniz ama bağımsız ve tarafsız hâle getirdiğimiz yargı önünde.

Bugün, bakın bugün ne oldu biliyor musunuz, bu yargı ne yaptı İzmir'de 6. Ağır Ceza Mahkemesinde? Ya, sokakta gaz var, her yerde gaz var, duruşma salonunda gaz olur mu ya, biber gazı olur mu ya! Tutanaklara geçti gaz, tutanaklara geçti. Duruşma salonunda gaz sıkan bir iktidar anlayışı olur mu değerli arkadaşlar ya! Duruşma salonunda, adliyede, duruşma salonunda. Türkiye'yi bu hâle getirdiniz, bu hâle getirdiniz. İfade özgürlüğünde, basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 153'üncüyüz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Neyin basın özgürlüğünden bahsediyorsunuz? Bütün referanslarınız Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi referansları. Avrupa Birliğinde böyle bir yasa yok. Hele hele Avrupa Birliğine ve Avrupa Konseyine bu kadar çok değer veriyorsanız, işte onun organı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var, onun organıdır, Venedik Komisyonu onun organıdır. Türkiye'yle ilgili birçok kararı var, neden uygulamıyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Yeri geldiği zaman Avrupa Birliği değerlerine sığınacaksınız, yeri geldiği zaman da elinizin tersiyle iteceksiniz. İnandırıcılığınızı yitirdiniz, samimiyetinizi yitirdiniz, dürüstlüğünüzü yitirdiniz, en önemlisi vicdanınızı yitirdiniz ve gideceksiniz.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)