GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:6
Tarih:12.10.2022

AHMET ŞIK (İstanbul) - Herkese merhaba.

Bu topraklar tarih boyunca oldukça tuhaf yasaklara tanık oldu. Reisiniz seviyor diye sizin de ayılıp bayıldığınız II. Abdülhamit "burun" "grev" "adalet" "hürriyet" "müsavat" "cumhuriyet" gibi bir dolu sözcüğü sansürlemişti mesela. 1980 faşist darbesini gerçekleştiren cunta kitap yakmakla kalmamış, "çağdaş kadın" "devrim" "özgürlük" "yaşam" gibi sözcükleri de yasaklamıştı. Cunta, Anayasa referandumunda "hayır" anlamına gelen mavi rengin gazetelerde kullanımını bile yasaklamıştı. Kürtçe konuşmanın yasak olduğu 90'larda sarı-kırmızı-yeşil renk kombinasyonu yasaktı. Daha geçen yıl, yağmalanan milyarlarca doları anlattığı için "128" sayısı yasaklandı Türkiye'de. Gençler neşelenmesin diye konserler, festivaller zaten yasak. Yani geçmişten bugüne memleketin kısa özeti bir yasaklar silsilesi. Şimdi de bu ucube yasaklar listesine bir yenisini eklemek istiyorsunuz. İktidarınız boyunca Meclisten geçirdiğiniz yasaların her biri talanın, yolsuzluğun, hırsızlığın önünü açtı; kurduğunuz yağma düzeninize hukuki değil, kanuni kılıf uydurdunuz. Denetleme mekanizmalarını ortadan kaldırmak için yargıyı yazboz tahtasına çevirdiniz; savcı ve hâkim cübbesi giydirdiğiniz saray yanaşmaları suçlarınızı yargılamakla değil, itiraz edenleri hapsederek susturmaya çalışmakla meşgul.

İstibdatçı Abdülhamit Kanun-ı Esasi'yi askıya almıştı, size faşist bir cuntanın anayasası bile yetmedi, onu da askıya aldınız. Padişahı eleştiren gazete ve dergiler yasaklanıp kitaplar toplatılmıştı, sizse medyayı dev bir saray bültenine, ülkeyi de dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine çevirdiniz; ömrü halktan korkmakla geçen Abdülhamit'in herkesi ispiyoncuya çevirdiği Hafiye Teşkilatının görevini ise trolleriniz üstlendi, borazancılığını da İletişim Başkanlığı yapıyor. Patronuyla, yöneticisiyle, yazarıyla saray dalkavuklarından oluşan yeni medya düzeni de suçlarınızı gizlemeye yetmedi, şimdi de saltanatınızı devam ettirmek için çok sevdiğiniz Abdülhamit dönemini mumla aratacak bir yasa teklifiyle karşımızdasınız. "Dezenformasyon yasası" diye çok alengirli de bir isim bulmuşsunuz; güya yalan yanlış bilginin dolaşıma girmesini engelleyecek. Eğer gerçek niyetiniz buysa İletişim Başkanlığını kapatmakla işe başlayabilirsiniz; başındaki çakma Goebbels'e nasılsa eş dost üzerinden bol maaşlı bir iş bulursunuz. "Havuz medyası" diye anılan medya kurumlarını da gereğini yapan değil, hakikate kendilerinden daha fazla saygı duyan gazetecilere bırakabilirsiniz ama memleketin çıkarını, halkın menfaatini korumak değil, suç saltanatınızı sürekli kılmak niyetinde olduğunuzu biliyoruz. Bunun için de mutlak bir sessizliğe ihtiyacınız var, sizin gerçek niyetiniz işte budur.

Mevcut yasalar ve yargı eliyle zaten bir istibdat rejimi yarattınız, seçime de suçunuza bulaşmayan medya kuruluşlarını ve sessizlik sarmalına direnen sosyal medyayı susturarak girmek istiyorsunuz ama ne yaparsanız yapın nafile, gidicisiniz. İktidara geldiğinizden beri yurttaşların hakikati öğrenme hakkını gasbedip yalanlarınızı dayatmak için pek çok şey yaptınız ama her seferinde hakikat sızacak bir delik, dile gelecek bir ses buldu yani yasaklamak, ne olduğunuzu söylememize hiçbir zaman engel olmadı, yine olmayacak. Bu bağlamda, bu ülkeyi narkodevlet hâline getirdiğinizi, mafya babalarını bile gölgede bırakacak kadar suça bulaştığınızı, devletin kasalarını yağmalayıp ülkeyi talan ettiğinizi, bu halkın ter dökerek kazandığı her kuruştan haraç kestiğinizi, saraylar, uçaklar, milyarlık çantalar eşliğinde şatafatın esiri olduğunuzu, ülkeyi cihatçı çetelerin üssü hâline getirdiğinizi, gençlerin gülümsemesini yok edip yarınlarını gasbettiğinizi, her şeyi gerici karanlığınıza hapsedip koskoca ülkenin umudunu çaldığınızı söylemeye devam edeceğiz, susturamayacaksınız; susmadık, susmayacağız.

Madem istibdada kararlısınız, örnek aldığınız Abdülhamit gibi yasaklamanız gereken sözcükleri söyleyelim. "Cumhuriyet" sözcüğünü yasaklayın mesela çünkü cumhuriyetin 2'nci yüzyılında ilk yüzyılın "yüz karası" olarak anılacaksınız. "Saray" sözcüğünü yasaklayın çünkü yoksulun, garibanın, ezilmişin rızkıyla kurduğunuz müteahhitler imparatorluğunun nişanesi olan, harcı kanla karılan o sarayınız var ya, bir yıl sonra utanç müzesi olacak. "Fotograf" sözcüğünü yasaklayın -aklınıza suç işleri bakanınızın kriminal fotoğraf albümü gelmiş olabilir ama o nedenle değil- çünkü bu ülkenin yirmi yıldır hayatını zindan ettiğiniz insanları reisinizin fotoğraflarını duvardan indirip atmak için birbiriyle yarışacak. Hepsinden önemlisi "seçim" sözcüğünü yasaklayın çünkü ilk seçimde gideceksiniz. Sizin derdiniz suç saltanatınızın tahtını korumak ama ne yaparsanız yapın, bu ülke size teslim olmadı, olmayacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

AHMET ŞIK (Devamla) - "Taht" dedik madem, son yasak tavsiyesi de yine Abdülhamit'ten olsun: "Tahtın kurusun." sözünü çağrıştırdığı için "tahtakurusu" sözcüğü de o dönem yasaklanmış. Siz de yasaklayın çünkü bu cumhuriyetin altını oyan tahtakuruları olduğunuzu söylemeye devam edeceğiz ve biz de sizin tahtınızı kurutacağız. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)