| Konu: | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 06.10.2022 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Tabii, 9'uncu madde, burada, zaman aşımıyla ilgili bir husus. Aslında burada düzenlenen yasa teklifi internet medyasıyla ilgili. Bu, Basın Kanunu'na da tabi olması gereken bir husus; aslında bir yandan "Basın Kanunu'na da tabidir." diyoruz ama Basın Kanunu'ndaki zaman aşımı burada uygulanmıyor, daha uzun bir zaman aşımı uygulanıyor yani Ceza Kanunu'ndaki genel hükümlerdeki ceza zaman aşımı uygulanıyor. Bu, doğru mudur, yanlış mıdır? Değerli arkadaşlar, mevcut olan bu yasa teklifi bu şekliyle yürürlüğe girdiği zaman, kim olursa olsun, attığı herhangi bir "tweet" veya yazdığı bir yazıdan dolayı kendisini uzun süreli baskı altında hissetmiş olacak. Bu, neyi ihlal eder? Unutulma hakkı bir insan hakkıdır, unutulma hakkının ihlalidir bu. Geçmişte bununla ilgili Ergenekon, Balyoz dönemlerinden sonra, öncesinde, birlikte gerek Cumhuriyet gazetesi aleyhine açılan davada gerek yedi, sekiz yıl önce atılan "tweet"ten dolayı İstanbul İl Başkanımızın cezalandırılması işte bu olay. Diyelim ki sizlerin, attığınız bir "tweet"ten dolayı, bununla ilgili, zaman aşımı çok uzun olduğu için karşınıza çıkmış olacak. Bu, bir tehdittir; bu, unutulma hakkının ihlalidir; bu, hukuk güvenliğinin de ihlalidir. (CHP sıralarından alkışlar)
Gelelim diğer konuya: Kanunda geçen kamu düzeni, genel sağlık, halkı yanıltıcı gerçeğe aykırı bilgi, ülkenin iç ve dış güvenliğiyle ilgili kavramlar.
Değerli arkadaşlar, şu anda görebildiğim kadarıyla hukukçu arkadaşlarımız çoğunlukta; ceza kanunlarında eğer bir eylem suç hâline getirilecekse o kanunun, o kullanılan kavramların tanımı yapılır, mevcut olan bu düzenlemede bir tanımlama yok. Olmadığı için arkadaşlarımıza bununla ilgili soru sorduğumuz zaman "Efendim, Fransa'da var, Almanya'da var, İngiltere'de var..." Değerli arkadaşlar, elimde Alman Ceza Kanunu'nun genel hükümlerinin Türkçe tercümesi var, diyor ki: "Eğer bir eylem suç hâline getiriliyorsa onun belirli olması lazım, net olması lazım, açık olması lazım, şeffaf olması lazım, böyle elastik bir kavram kullanamazsınız; aksi takdirde tüm insanlar kendini güvenlikte hissetmez, güvenlikte hissetmeyince girişimci özgürlüğü olmaz, toplumsal güvenlik, toplumsal özgürlük olmaz, bunu tehdit altına almış olursunuz." Peki, bu düzenlemelerin dünyada örneği var mı? Vermek istemezdim ama ben bunu yine ceza hukukuyla ilgili kitaplardan okuyup size söyleyeceğim. Profesör Doktor Hakan Hakeri ceza hukukuyla ilgili bilimsel çalışmasında sayfa 16'da "Almanya Nazi döneminde genel ahlak kurallarına aykırı hareket edenler cezalandırılır." diyor. Sizin de getirdiğiniz bu arkadaşlar. Keşke Nazi dönemindeki düzenlemeleri getirmemiş olsaydınız, onunla anılmış olmasaydınız. O dönemde yine bir hüküm daha getiriliyor: "Kötü olan her eylem hâkimlerin uygun göreceği bir cezayla cezalandırılır." Getirin böyle, zaten getirdiğiniz bu. Aynı şekilde "Genel ahlak kurallarına aykırı davranan cezalandırılır."
Değerli arkadaşlar, ceza hukuku bunları uygun görmüyor, bunları kabul görmüyor, diyor ki: "Sizin o ceza getirdiğiniz eylemin açık ve net bir vaziyette tarifini yapmanız gerekiyor."
Şimdi, şu anda, bu kanun hemen, yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe giriyor. Bu saatten yani yürürlüğe girdiği tarihten sonra AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarımız, sizin atacağınız "tweet"ler veya yapacağınız paylaşımlarla ilgili -zaman aşımı uzun- gelecek olan siyasi iktidar sizden bu hesabı sorarsa ne diyeceksiniz? Kamu güvenliği, kamu düzeni, kamu sağlığı; bu kavramlarla ilgili ne yapacaksınız? Ya, Allah rızası için ya...
Değerli arkadaşlar, eğer böyle yaparsanız -güzel bir söz var- gün gelecek, devran dönecek ve siz de bu işten hesap vereceksiniz. Nasıl hesap verilecek? Saddam asıldığı zaman diyordu ki: "Ya, böyle bir kanun yoktu. Siz bu kanunları nereden getirdiniz?" Yargıç kürsüden cevap veriyor: "Senin hazırladığın bu kanunlarla seni yargılıyoruz." (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Siz de hazırladığınız bu kanunlarla yargılanacaksınız, bu doğru değil. Biz hukuku, adaleti herkes için istiyoruz.
Hepimiz aklı başında insanlarız. Kanun koyucu rahmetli hocamız derdi ki: "Bir halıyı örer gibi onu örün." Onun için sizden istirham ediyoruz, ne olur burada gelişigüzel kanun yapmayalım arkadaşlar. Bu kanun eğer böyle geçerse yurt dışındaki girişimci de diyecek ki: "Ya, kardeşim, Türkiye'de hukuk güvenliği yok, benim yapacağım herhangi bir eylemde ben bu kanuna göre ceza yiyeceğim." Hukuk güvenliğinin olmadığı yerde müteşebbis gelmez, sermaye gelmez, yatırım olmaz, istihdam olmaz, adalet olmaz, özgürlükler olmaz, hukuk güvenliği olmaz; tek çaremiz, sığınabileceğimiz liman hukuk limanı. Sizi olumsuz olan bu kanun teklifinizden vazgeçmenizi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) - Ama düzeltme anlamında da önerimiz hakikaten düzgün bir öneridir. Yine de eğer eksiklik varsa gelin, teknik anlamda herhangi bir siyasi mülahazaya katılmadan bu olayı düzeltelim. Hatta, bu teklifle Sayın Başkanım, Sayın Grup Başkan Vekilim...
BAŞKAN - Sayın Tanal, süreniz doldu.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bitiyor Sayın Başkanım, özür diliyorum.
BAŞKAN - Bitti zaten.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bitiyor.
Sayın Başkanım, sizler sosyal ve beşerî anlamda çok anlaştığımız insanlarsınız. Bakın, bu kanun teklifi yetkili olan basın mensupları tarafından getirildi, önerildi ve o şekilde biz teklifi sunduk. Hani diyorsunuz ya: "Ya, arkadaş, öneriniz, öneriniz..." İşte öneri: İsterseniz ara verin, oylamayın bunu, üzerinde tekrar hep birlikte çalışalım, varsa bir eksiklik bunu düzeltelim. Sizden istirham ediyorum, kanun yapboz tahtası değil...
BAŞKAN - Sayın Tanal, ben de sizden istirham ediyorum, artık kürsüyü bırakın.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Sabrınız için çok teşekkür ediyorum Başkanım.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)