| Konu: | Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 01.07.2022 |
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Değerli Genel Kurul; yani biz yorulduk, sesimiz de yoruldu, Sayın Başkan da yorulmuş; vaka da ağır.
"Devlet Memurları Kanunu ile bazı kanunlarda..." Bu "bazı kanunlar" hangisiyse gene bir torbaya, bohçaya, heybeye koymuş getirmişler ve bu heybedeki maddelerden birini çektik, bize 35'inci madde düştü, diyor ki: "Yükseköğretim öğrencilerine af getireceğiz." Eyvallah, güzel, çok güzel. Yükseköğretimden nasiplenemeyenler de kesinlikle bunu bekliyorlardı -"ama"sı var işte- ama "terör, kasten öldürme, işkence, eziyet, cinsel saldırı, çocuk istismarı, uyuşturucu ve benzeri" diye devam ediyor. Fakat burada "terör" dendiğinde her şeyin içine dâhil edildiği ama Kemal Kurkut'u öldürerek, Ali İsmail'i öldürerek, Berkin Elvan'ı öldürerek, üniversitelere kayyum atayarak, üniversitedeki öğrencileri yerli yersiz, gerekli gereksiz, uyduruk sebeplerle okulundan atarak terör uygulayanlar bu "terör" kapsamına girmiyor sevgili Bülbül. Olacak şey mi bu şimdi? Bu "terör" tanımı kim tarafından, hangi laboratuvarda, nerede yapılıyor; hangi hakkaniyete, hangi adalete, hangi insaniyete göre yapılıyor? Bunu kabul etmek mümkün değil. O nedenle biz de buna itirazımız olduğunu söylüyoruz. Zaten YÖK'ün kendisi meşruiyetini yitirmiş, kurulduğu 12 Eylülden bu yana hiçbir bilimsel gelişmeye, hiçbir üniversitenin kapasitesine, gelişmesine katkıda bulunmamış, aksine üniversite ortamını, bilimi geriye götürmüş ve YÖK değil yok olması gereken bir kurum. Bu kurumun tıpkı Diyanet İşleri Başkanlığı gibi, tıpkı benzeri kurumlar gibi meşruiyeti kalmamış. Her neyse...
Bu torba da maalesef, ne yazık, ne ayıp ki geçecek ve geçtikten sonra da Meclisimiz tatile girecek ve hemen yakında Kurban Bayramı gelecek. Bu Kurban Bayramı ki İbrahim Halilullah'ın hak ve hakikat aşkına İsmail'i kurban etmek için davrandığı ve kendini hakikate, Hakk'a adadığı bir Kurban Bayramı. Gelin, bu Kurban Bayramı'nda kibrinizi, nefsinizi, ayrıştırıcılığınızı ve ötekileştiriciliğinizi adalete, hukuka, eşitliğe kurban edin. Bu Kurban Bayramı sadece hayvan kesilen bir -ki "kurban"ın kendisinin anlamı bundan ibaret değil- bayram olmasın; hakikatle, adaletle buluşmanın bayramı olsun.
Onun için, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, başta devleti yönettiğini sanan mülki idare amirleri olmak üzere, başta sayın grup başkan vekilleri olmak üzere, bir an için kendinizle baş başa kalın, bir an için ilmiledüne teveccüh edin, bir an için hakka, hakikate, adalete teveccüh edin ve kendi içinize bir yolculuk yapın; bu yolculukta mutlaka içinizde bir yerde saklı duran hakikatle buluşacaksınız, adaletle buluşacaksınız. İnsandan ümit tükenmez, insan sadece biyolojik bir varlık değildir Sayın Başkan. İnsan adaletten, merhametten, hakikatten mi, zulmattan mı mevcut bir varlıktır? Zulmatınızı hakikate kurban edecek misiniz, etmeyecek misiniz temel mesele budur. 2023'e giderken geldiğimiz yol budur. 2023'te hakikat ve adalet mi olacak, zulmat mı olacak; temel mesele bu. Zulmattan yana olanlar da belli, hakikat ve adaletten yana olanlar da belli. Ey, hakikat ve adaletin yolunu sürdürenler, sakın umutsuzluğa kapılmayın, sakın yolunuzdan geri dönmeyin; 2023 eşitliğin, adaletin, hakikatin yılı olacak.
Sevgi ve saygılar. (HDP sıralarından alkışlar)