| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 29.06.2022 |
AK PARTİ GRUBU ADINA CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Sayın Başkan, çok değerli Genel Kurul, değerli milletvekilleri; 344 sıra sayılı 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin "Gelir" başlıklı 2'nci maddesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve tüm vekillerimizi saygıyla selamlıyorum.
Ek bütçe kanunu, sizlerin de malumu, 2004 yılından bu zamana kadar, on sekiz yıllık süreç içinde yapılmadı ama geçmişte yapılan çok sayıda ek bütçemiz var. Bu Türkiye için yeni bir şey değil, onun özellikle altını çizmek isterim. Bu teklifi niçin daha fazla tartıştık, ek bütçeyi? Gerçekten, arada on sekiz yıl, ek bütçe yapmadan geçirdiğimiz bir süreç oldu. İkincisi, yeni bir sisteme geçtik, yeni bir yönetim sistemine. Yeni yönetim sisteminin de ilk ek bütçesi bu. Dolayısıyla normal yani usul konusunda tartışmalar Komisyonumuzda da yaşandı, burada da kısmen ifade edildi. Bunları ben saygıyla karşılıyorum. Aslında, bu usul konusunda, özellikle yeni yönetim sistemi sonrası Meclisimizin çalışma usulü konusunda Meclis Başkanlığımızın ve gruplarımızın birlikte yapacağı çalışmaların yasama kalitesini artıracağına da yürekten inanıyorum. Yeni fikirler elbette tartışılmalı, elbette konuşulmalı ama bir uzlaşma sağlanıncaya kadar da mevcut teamüllerimiz neyse, geçmiş uygulamalarımız neyse onları uygulayarak vatandaşımızın beklediği işleri de yapmak durumundayız; biz de bunları yaptık.
Bu çerçevede usule ilişkin tespitlerimizi ifade etmek istiyorum. Bu ek bütçe Komisyonumuza geldiğinde ben teknik arkadaşlarımıza da rica ettim "Geçmiş ek bütçeleri inceleyin, ne olmuş, nasıl yapılmış?" dedim. Bir usul tartışmasının açılacağını bildiğimiz için bu konuda bir çerçeve çıkardılar, onu sizlerle şimdi paylaşmak istiyorum. Anayasa'mızın 161'inci maddesinin yanı sıra ek bütçeyle ilgili esas mevzuat esasında 5018 sayılı Kanun'un 19'uncu maddesi. Bu maddenin son fıkrası şu şekilde: "Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerindeki ödeneklerin yetersiz kalması hâlinde veya öngörülmeyen hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, karşılığı gelir gösterilmek kaydıyla, kanunla ek bütçe yapılabilir." denilmektedir. Dolayısıyla mevzuatta ek bütçe teklifinin hazırlanması noktasında Cumhurbaşkanı yetkili kılınmış olup Komisyonda görüşülmesine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Diğer taraftan Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmalarına ilişkin usul ve esasları düzenleyen İç Tüzük'ümüzün 62'nci maddesinde ise bütçenin Parlamentoda görüşülmesine ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Bu maddenin birinci fıkrasında "Bütçe sunuş konuşmasını Yürütme adına Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bir bakan yapar." denilmek suretiyle bütçe noktasında İç Tüzük'ümüz Cumhurbaşkanı Yardımcısını veya herhangi bir Bakanımızı yetkili kılmıştır. Dolayısıyla biz de bu uygulamayı gerçekleştirdik.
Ek bütçeye ilişkin yaptırdığımız çalışmada yine, baktığımız zaman, daha önce çıkarılmış ek bütçe kanunlarının tamamında, ne Komisyonda ne de Genel Kurulda ayrı bir yöntem benimsenmediğini, bu kapsamda değerlendirilen kanunların diğer kanunlar gibi görüşüldüğünü ifade etmek isterim. Genel Kurul görüşmelerinde ise yine diğer kanun tekliflerinde olduğu gibi, teklifin geneli, maddeleri ve varsa önergeleri işleme alınarak görüşülmüş ve kanunlaştırılmıştır. Dolayısıyla biz de geçmişteki bu uygulamayı takip etmiş olduk. Özellikle yasama faaliyetlerinin niteliğinin artırılması bakımından tekrar vurgulamak istiyorum, usule ilişkin olarak değerli milletvekillerimizin önerileri elbette ki olacaktır, bu hususları istişare etmekten de memnuniyet duyduğumuzu belirtmek istiyorum.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz ek bütçe teklifinin üzerinde söz aldığım 2'nci maddesi gelirlere ilişkindir, buna ilişkin de bazı görüşlerimi paylaşmak isterim. (B) cetvelinde yer alıyor bu gelirler ve 1 trilyon 80 milyar 515 milyon Türk lirası gelirlerimizin artırılması öngörülüyor yani başlangıç ödeneğine göre ilave gelir öngörülüyor. Bu tutarın 927,7 milyar liralık kısmını vergi gelirleri oluştururken 152,9 milyar liralık kısmını da vergi dışı gelirler oluşturmaktadır. Böylece 2022 yılı genel bütçesinde öngördüğümüz net gelir tahminimiz 2 trilyon 529,5 milyar liraya ulaşmaktadır, toplamda bu hacme ulaşmaktadır. "Bu tahmin gerçekçi midir, değil midir?" diye bir tartışma yapılabilir. Özellikle ilk beş altı aylık performansımıza baktığınız zaman yıllık öngördüğümüz tutarın ilk beş ayda yüzde 70'inden fazlasını gerçekleştirmiş durumdayız dolayısıyla ortada bir performans var; tahminin ötesinde, ilk yarıya ilişkin bir performansımız var. Gelir İdaresi Başkanlığımız da genelde gelir tahminlerini muhafazakâr yapar dolayısıyla bu tahminler gerçekçi ve muhafazakâr tahminlerdir. Gelir tahminlerimizde bu anlamda herhangi bir sapma beklemiyoruz; sürpriz olacaksa olumlu yönde bir sürpriz olacağını ifade edebilirim.
Diğer yandan, değerli arkadaşlar, ilk beş ayda tahsil ettiğimiz 881,1 milyar lira vergiyle genel bütçe vergi gelirleri hedefinin yüzde 70'ine şimdiden -az önce söylediğim gibi- ulaşmış durumdayız. Haziran ayından itibaren yıl sonuna kadar -bütçe hedefinden kalan miktar- 377,1 milyar liranın çok üzerinde bir gelir tahsil edileceği açıktır. Bu sağlayacağımız gelirleri nerede kullanacağız? Sosyal beklentileri karşılamak üzere kullanacağız. Biliyorsunuz, enflasyon başta olmak üzere bazı gelişmeler yeni beklentiler, yeni talepler, yeni ihtiyaçlar oluşturmuş durumda. Özellikle sosyal yönü çok ağırlıklı bir gider bütçesi olduğunu söyleyebilirim.
Diğer yandan, tabii, kalkınma hedeflerine dönük olarak da yatırımlar ve tarım destekleri başta olmak üzere üretken alanlara da bütçeden ilave ödenekler sağlıyoruz. Yine, yerel yönetimlerimize, başka birtakım alanlara da ödenekler sağlıyoruz. Bütün bunların sonucunda amacımız, milletimize daha iyi hizmet etmek, refahını sağlamak ve bütün dünyayla birlikte içinden geçtiğimiz bu zor dönemde, devletimizin, Hükûmetimizin, milletimizin yanında olmasıdır; bu bütçenin hedefi budur. Nitekim 2022 yılı genelinde işçimizi, memurumuzu, esnafımızı, çiftçimizi, üreticimizi ve dezavantajlı grupları destekleyen çok sayıda politika hayata geçirilmiştir ve geçirilmeye devam edilmektedir.
Değerli arkadaşlar, bir tartışma da şu oldu: Özellikle değerli muhalefet üyelerimiz "Vergiler artacak mı? Borçlanma olacak mı?" gibi eleştiriler yaptılar. Burada kesinlikle bir borçlanma söz konusu değil, zaten kanun gereği de olamaz. Harcamanızın gelirini de koymak, denk bir bütçe yapmak zorundasınız yani ek bütçeler kanun gereği denk olmak durumunda.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Açık...
CEVDET YILMAZ (Devamla) - Dolayısıyla oransal olarak bütçe açığı düşecek yani 3,5 öngörmüştük yıl başında, gelirimiz de giderimizle birlikte arttığı için, millî gelirimiz de arttığı için millî gelire oranla bütçe açığı düşecektir, artmayacaktır; onu özellikle vurgulamak isterim.
Yeni bir vergi yok, tek bir yeni vergi yaptık biliyorsunuz, o da finans sektörüne yönelik, bankacılığa dönük kurumlar vergisini yüzde 20'den 25'e çıkarmıştık. Onun dışında, bırakın ilave vergiyi, 240 milyar Türk lirasının üzerinde gelirlerimizden feragat ettik, bu yıl feragat ettiğimiz vergi gelirleri ve kamu gelirleri 240 milyarın üzerinde. Nerelerden feragat etmişiz, bunları bir kısaca, müsaade ederseniz arz etmek isterim: Gıda maddeleri, temizlik ve hijyen malzemeleri gibi belirli ürünlerde, yeme içme hizmetlerinin tamamında KDV indirimleri yaptık. İnşaat maliyetlerini azaltarak konut fiyatlarının düşmesine katkı sağlamak amacıyla arsa ve arazi teslimlerinde KDV oranını yüzde 18'den 8'e düşürdük. Yine konut teslimlerindeki KDV oranı kademeli hâle getirilerek basitleştirildi. İndirimli oran uygulanan tarım makinelerinin kapsamı genişletildi. Meskenlerde ve çiftçilerimizin kullandığı elektrikte KDV indirimleri yaptık. 2022 yılı başından itibaren asgari ücreti vergi dışı bıraktık; bu bir reformdur. Sadece asgari ücreti değil, asgari ücrete kadar olan tüm gelirleri vergi dışı bıraktık; bu da gerçekten çok tarihî karar oldu. Şu anda ne vergi ne damga vergisi var, asgari ücret üzerinde herhangi bir vergi söz konusu değil.
Ayrıca tüm ücretlerin -az önce belirttiğim gibi- asgari ücret kadar olan kısmını vergiden muaf kıldık. Elektrik ve doğal gaz gibi stratejik alanlarda kayda değer sübvansiyonlar gerçekleştirdik. Bu bütçemizde de ilave 150 milyar Türk lirasının üzerinde bir desteği yine bu alanlara aktaracağız.
Bu dönemde verginin önemli bir bölümünü, yine yüzde 43'ünü gelir ve kazançlar üzerinden alıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Yılmaz.
CEVDET YILMAZ (Devamla) - Geleneksel bir eleştiri vardır bizim vergi yapımıza; doğrudan vergiler-dolaylı vergiler ayrımı. Doğrudan vergilerin payının düşük olduğu söylenir. Bu dönemde nispi bir iyileşme olduğunu söyleyebiliriz. Vergilerin yüzde 43'ünü gelir ve kazançlar üzerinden alıyoruz, geçen yıl bu yüzde 34 oranındaydı; dolayısıyla burada da bir iyileşme var, bunun da sosyal adalete yansımaları söz konusu.
Kurumlar vergisinde esas itibarıyla çok ciddi bir artış oluyor, yüzde 281,9 civarında; ana kalemlerden biri bu kurumlar vergisi. İmalat sanayisinde yüzde 174, ticarette yüzde 170 gibi artışlar oluyor. Diğer detaylara girecek vaktim yok.
Ben bütün bu çalışmalarda katkıda bulunan Sayın Hazine ve Maliye Bakanımıza ve ekibine, Strateji ve Bütçe Başkanımıza ve ekibine, Meclis çalışanlarına, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun bütün partilerden değerli üyelerine ve Genel Kurulda katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum.
Ek bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)