| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 108 |
| Tarih: | 28.06.2022 |
AK PARTİ GRUBU ADINA NUMAN KURTULMUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize en içten, en kalbî selamlarımı sunuyorum.
Bu ek bütçenin hayırlı uğurlu, bereketli olması temennisiyle Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına görüşlerimizi ifade etmek için kürsüdeyim. Öncelikle, bu bütçeye, ek bütçeye nasıl gelindiğini bir kere daha hatırlatmak bakımından dünya ekonomisinde yaşanan, küresel ekonomide yaşanan gelişmeleri, hepimizin yakından takip ettiği ve öyle görünüyor ki bir müddet daha takip etmek durumunda kalacağımız bu gelişmeleri şöyle kısaca ifade etmek isterim. Öncelikle, 2020 yılında pandeminin başlangıcıyla birlikte dünya ekonomisi, belki de uzunca bir süredir ilk sefer karşılaştığımız son derece ciddi belirsizlikler, son derece güçlü kaoslar, krizler ve hatta bu anlamda da geniş dengesizliklerle karşı karşıya kaldı. Yaşanan süreç sadece ekonomik değil, aynı zamanda, siyasi, sosyal ve askerî çok köklü değişiklikleri de gündeme getiren bir süreçtir.
Hatırlatma yapmak bakımından bu sürecin iki temel değişikliğini kısaca gözden geçirmek isterim. Bunlardan birisi, pandemi süreciyle birlikte ortaya çıkan yani 2020'nin yaklaşık Ocak ayından itibaren devam eden, küresel ekonominin her alanını etkileyen gelişmelerdir. Bunlardan birkaç tanesini şöyle kısaca hatırlamakta yarar görüyorum: Tedarik zincirlerinin kırılması ve buna bağlı olarak emtia fiyatlarında çok ciddi şekilde yüksek artışların bütün dünya ekonomilerini etki altına aldığı bir dönemden geçiyoruz. Endüstriyel metallerde yüzde 300'e varan bir artış, Brent petrolde yüzde 100'e varan artış ve doğal gazda yaklaşık yüzde 400'ler seviyesine dolar bazında yükselen dünya ekonomisindeki yüksek fiyat artışları bütün ekonomileri, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri çok ciddi şekilde etkiledi. Ayrıca, enerji ve gıda fiyatlarındaki yükselişin fevkalade ciddi bir noktaya dünyayı getirdiğini hep beraber izliyoruz. En son, G7 Zirvesi'nde, yıllardır Avrupa ekonomilerinin büyük bir mücadele alanı olan yeşil ekonomiye geçmekten ve bu konudaki adımları kararlı bir şekilde atmaktan öyle görünüyor ki başta Almanya olmak üzere, Avrupa'nın birçok ülkesi de geri adım atmış oluyor çünkü enerjide, özellikle Rus petrolündeki fiyat artışları dolayısıyla G20'de artık fosil yakıtlara yeniden geri dönmek gibi bir konu gündeme gelebiliyor. Yine, aynı şekilde, bu süre içerisinde lojistik ve navlun fiyatlarındaki olağanüstü yükselişler dünya ekonomisinde çok ciddi fiyat artışlarına neden oldu.
Bu yüksek fiyat artışları ve pandemi şartlarıyla birlikte ortaya çıkan bütün bu gelişmeleri yaşarken, bildiğiniz gibi, son dönemde, ikinci büyük gelişme Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın, hâlen son derece acımasız bir şekilde devam eden bu savaşın da çok ciddi etkilerinin olduğunun altını çizmek isterim. Dünya piyasalarında özellikle enerji ve gıda fiyatlarındaki artışı körükleyen çok temel nedenlerden biri de Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın yarattığı krizdir. Bu çerçevede, Türkiye, Ukrayna ve Rusya'ya ait tahılların dünya piyasalarına çıkabilmesi için güvenli bir koridor oluşturulması konusunda üzerine düşen çalışmayı titizlikle yerine getirmektedir. Yine, aynı şekilde, Rusya'nın doğal gaz vanalarını bir şekilde kapatmasıyla birlikte Avrupa pazarlarının ne büyük bir bunalım içerisine girdiğini, ne büyük bir krizle karşılaştığını hepimiz yakından takip ettik.
Bütün bunların sonucu olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Son 35-40 yılın en yüksek küresel enflasyonuyla karşı karşıya kaldık. Yaklaşık yüzde 6,7'lik enflasyon dünya ekonomisinin on yıllar boyunca karşılaşmadığı, son derece yüksek bir rakamdır. Hatta, buna paralel olarak, Amerika Birleşik Devletleri de dâhil olmak üzere güçlü olduğunu zannettiğimiz ekonomilerde bile resesyon riskinin ortaya çıktığı ve bu konuların konuşulmakta olduğunu görüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, saygıdeğer milletvekilleri; bu dönemle birlikte bir gerçeği çok daha yakından, hep birlikte gözlemliyoruz. Artık dünya ekonomisi ulusal ekonomilerle çok iç içe geçmiş, dünyadaki herhangi bir yerdeki ekonomik gelişme dünyanın bütün ülkelerini ve bütün ekonomilerini etkiler bir hâle gelmiştir. Bu anlamda, Rusya'ya yapılan yaptırımların da dünya ekonomisindeki bu olumsuz gelişmeleri fevkalade ciddi şekilde etkileyen bir fonksiyon icra ettiğini hep beraber görüyoruz. Yine, bütün bunların sonucu olarak küresel ekonomide maalesef ciddi bir yavaşlama ortaya çıktı, 2022 için küresel ekonomideki büyüme yüzde 4,5'tan yüzde 3 seviyelerine indirildi. Bu gelişmelerin dünyada herhangi bir ekonomiyi etkisi altında bırakmaması mümkün değildi.
Hiç kuşkusuz, bu gelişmeler ve burada sayamadığımız birtakım başka gelişmeler çerçevesinde Türkiye ekonomisi de bundan etkilendi. Bu süreçte Türkiye ekonomisinde 3 temel alan titizlikle üzerinde çalışılması gereken alanlar olarak gözümüzün önündedir. Bunlardan birisi, Aralık 2021'den itibaren dövizde ortaya çıkan olağanüstü oynaklık ve yükselişin, ciddi bir şekilde dolarizasyonun dengelenerek, Türk parası özendirilerek önlenmesiyle ilgili çalışmaları Hükûmet sürdürmektedir. Ayrıca, ikinci alan olarak, enflasyon artışının Türkiye ekonomisi üzerindeki ve özellikle vatandaşımızın, hane halkımızın üzerindeki etkilerinin farkındayız ve bunun için de gerekli tedbirleri almak için Hükûmet gece gündüz çalışmaktadır. Bu amaçla, kısa, orta ve uzun vadede alınacak tedbirlerin her biri detaylı olarak çalışılmakta ve bunların ekonomi üzerindeki etkilerinin bir an evvel ortadan kaldırılması için mücadele verilmektedir.
Bu çerçevede, özellikle pandemi sonrasında ortaya çıkan süreçte gıdada, enerjide ve konut alanında arz güvenliğini artıracak ve böylece üretim maliyetlerini de düşürerek orta vadede enflasyonun etkilerini azaltacak çalışmaların üzerinde yoğunlaşılmaktadır. Yine, uzun vadeli enflasyonun etkilerini azaltmak için katma değeri yüksek alanlar özendirilmekte, buradaki çalışmalara odaklanılmakta ve özellikle AR-GE ve yerli üretim desteklenmeye çalışılmaktadır.
Bütün bu teknik konuşmaların arasında üçüncü alan ise bizatihi vatandaşımızın, bizatihi hane halkının yaşamış olduğu alım gücündeki azalma, gerilemedir. Bunun için Hükûmet dar ve sabit gelirlilerin alım gücünü artırabilmek için birtakım tedbirleri almaktadır. Örneğin, daha dün Kabine toplantısından sonra Sayın Cumhurbaşkanımız vatandaşlarımızın alım gücünü olumlu şekilde etkilemek için işçi ve memur emeklilerine ve çalışanlarına ve ayrıca asgari ücretle hayatlarını idame ettirmek durumunda olanlara karşı yapılacak çalışmalardan bahsetmiş ve önümüzdeki birkaç gün içerisinde bu her iki alandaki vatandaşlarımızın da ücretlerindeki iyileştirmeyle alım güçlerini yukarıya çıkartacak çalışmalar gerçekleşecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ayrıca, bunun yanında, hane halkının güçlendirilmesi için -örnek olsun diye söylüyorum- çok sayıda tedbir alınmış, sadece geçtiğimiz yıl enerji fiyatlarındaki devlet destekleri 165 milyar seviyesinde olmuştur. Yine, bazı vergilerden sarfınazar edilmesini ve bu anlamda 2022'de de 241 milyar liralık vergi alınmasından Hükûmetin sarfınazar ederek yani vazgeçerek bu vergileri de milletin cebinde bırakacağını ifade etmek isterim. Asgari ücretin vergi dışı bırakılması ise hane halkına yapılan dolaylı desteklerden biridir. Ayrıca, ilave destek ve teşviklerle Türkiye'de vatandaşın alım gücünü artıracak, bu enflasyonist ortamın baskısını azaltacak her türlü tedbir titizlikle uygulanmaya çalışılmaktadır.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, dördüncü olarak, niçin bu ek bütçe meselesi gündeme geldi? Bununla ilgili bu ihtiyaç neden ortaya çıktı? Bunlar zaten Hükûmet tarafından da detaylı bir şekilde anlatıldı ancak şunu söylemek isterim: Dünyadaki bu kadar çok fiyat değişmelerine paralel olarak dünyada birçok ekonomi ek bütçe yapma gereğini duymaktadır. Sadece Almanya, Finlandiya, Güney Kore ve Japonya'yı örnek ülkeler olarak vermek isterim, onlar da ek bütçe tedbirine gitmek zorunda kaldılar çünkü gelişen küresel pazarlardaki zorluklar bu ülkelerin de 2022 öncesindeki dönemle şu dönem arasındaki farklılıklar dolayısıyla ilave bütçe yapma gereğini ortaya koymuş oldu. Bizden de bir tek örnek vereyim. Geçtiğimiz sene Meclisimiz de çok yoğun çalıştı, sonbahar aylarında bütçemizi hazırladık, bütçe Meclisten geçti. O zamanki öngörülerde, bütçede ortalama öngörü Brent petrolün dolar bazındaki karşılığı 68 dolardı; ne yazık ki şu anda 120 dolarlar seviyesine çıkmıştır.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - 110 dolar, 110.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Başkanım, 110 dolar...
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Hepimiz biliriz ki Türkiye petrolü olan, doğal gazı olan bir ülke değil ve bu anlamda da bu şekilde bütçeyi revize etmek mecburiyetinde kalındı.
Değerli kardeşlerim, değerli milletvekili arkadaşlarım; biz her türlü konuyu açık bir şekilde konuşmak durumundayız. Bu süre içerisinde dünya ekonomileri bu kadar zorlukla karşı karşıya kalırken Türkiye ekonomisi de ekonomik olarak zorluklarla karşı karşıya kaldı ama bazı gelişmeleri, olumlu gelişmeleri de görmeden Türkiye üzerinde konuşmanın insaflı olmadığı kanaatindeyim. Örnek olarak, biz bu ek bütçeyi hazırlarken, ek bütçe konusunda, Türkiye'nin bu ek bütçeye ihtiyacı var, nereye gidecek bu bütçenin paraları, ek bütçenin hedefleri nedir, onların birkaç tanesi söylemek isterim.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Müteahhitler başta...
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bunlardan birincisi, enflasyon karşısında vatandaşlarımızı, dar gelirli insanlarımızı ezdirmemek için böyle bir bütçe ayarlamasına gidilmek mecburiyeti vardı. Bunun için getirilen 1 trilyon 81 milyarlık bu ek bütçe teklifinin 216,9 milyarı personel ödemelerine, 154 milyarı ise emekli aylıklarına gidecektir. Vatandaşlarımıza enerji desteği olarak bu yılda da 134,5 milyar lira verilecektir Hükûmet tarafından. Stratejik ihalelerin, yatırımların hızla tamamlanması için 109 milyar lira, mahallî idarelerin daha etkin çalışabilmesi amacıyla 103,3 milyar lira verilecek; ayrıca, engellilere, yaşlılara ve muhtaç ailelere de 14,8 milyar lira destekte bulunulacaktır. Çiftçilerimize verilecek tarımsal destekler 37,1 milyar liradır. Bunları aşağı doğru sıralamıyorum, şunu söylemek istiyorum: Bu ek bütçe vatandaşımıza, dar ve orta gelirli vatandaşlarımıza, alt gelir gruplarına doğrudan doğruya yapılacak olan desteklerin karşılanabilmesi için, finanse edilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilen bir bütçedir ve Meclisten bu konuda izin talep edilmektedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Vergiyi kimden alacaksınız vergiyi?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Geliyorum, biraz sabır.
Peki, 2 tane soru, 1 tanesini arkadaşımız sordu: 1 trilyon 81 milyar liralık bu ek bütçe nereden karşılanacak? Bu bütçenin tamamı hiçbir şekilde vatandaşımıza ilave vergi konulmadan, vatandaşımızın vergi miktarlarını artırmadan, güçlü büyümenin getirmiş olduğu vergi miktarlarındaki artışlarla karşılanacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Benzin 3 katına çıktı.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Mazottan almıyor musunuz vergi? Benzinden almıyor musunuz?
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Mazottaki vergiden vaz mı geçtiniz?
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Para mı basacaksınız? Para basacaksınız.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Ayrıca "Ek bütçenin ne kadarı faize gidiyor?" sorusu da geliyor. Bu ek bütçenin sadece 8,3'ü faize gidiyor. Sadece bir hatırlatma yapmak için söylüyorum; 2002'de devletin tahsil ettiği her 100 liralık vergi gelirinin 85,7'si faize giderken bugün sadece 100 liranın 15,1 TL'si faize gidiyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunları hepimiz detaylı olarak biliyoruz.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Kur korumaya bir şey vermeyecek misiniz, kur korumalı mevduata?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Buradan müsaade ederseniz son beş dakikayı da hızlı bir şekilde bitirmeye çalışacağım.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Kur korumalı mevduata bir şey yok mu?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kur garantili mevduata...
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Değerli kardeşlerim, Türkiye'de bütçeler yapılır, her sene bütçeler yapılıyor. Bu Hükûmetin bütçe ve ek bütçe üzerindeki temel görüşü, Türkiye'nin ana istikameti olan "yeniden güçlü, büyük Türkiye" istikametinden Türkiye'nin ayrılmadan -bu yolda- hızlı bir şekilde yürümesini sağlamaktır. Evet, bu bağlamda baktığınız zaman 2022'nin sadece ilk çeyreğindeki başarıları herhâlde hepimiz takdir ederiz. Ekonomimiz yüzde 7,3 büyümüştür, makine teçhizat ihracatımız 2019'dan bu yana 10 çeyrekte sürekli büyüyerek ihracatta rekorlar kırılmıştır. Türkiye'nin toplam ihracatı 248 milyar liradır ve bu rakamla birlikte Türkiye dünyadaki küresel ticaretin yüzde 1'i seviyesine çıkmıştır. Enerji hariç cari işlemlerde yıllık bazda 35,2 milyar dolar fazlamız söz konusudur.
Ayrıca iftihar edeceğimiz bir diğer tablo da bu kadar ağır pandemi şartlarına rağmen toplam istihdamın 30,4 milyona çıkarak -ilave 5 milyonluk istihdamla- Türkiye'nin pandemi öncesindeki seviyelere tekrar geri dönmüş olmasıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunu ben söylemiyorum; bu, OECD'nin rakamıdır ve OECD Türkiye'yi bu süreçteki istihdam artışı dolayısıyla gerçekten öne çıkarmıştır.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Moralleri çok bozuluyor.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - OECD rakamlarını kabul ediyoruz demek ki. Bundan sonra bunları açıklıyoruz.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Ayrıca, bütçemiz ilk üç ayda 124 milyar lira fazla vermiştir. Bundan dolayı da hepimiz herhâlde bunu kıvançla karşılarız. Şimdi, bir müddet...
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - OECD'nin diğer rakamlarını da açıklayabilir misiniz?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Size bu millet iktidar verir mi be, biz varken biz verir miyiz be!
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Arkadaşlar, ya siz konuşun ya ben konuşayım.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Hazmedemiyorlar Başkanım, hazmedemiyorlar.
ORHAN SÜMER (Adana) - Sizin arkadaşlar laf atıyor Sayın Bakan, sizin arkadaşlar laf atıyor.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Çok keyiflendi birdenbire, çok!
ALİ KEVEN (Yozgat) - Niye bütçe yapıyorsunuz ya?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bunu sohbet olarak görüyorum.
Şimdi, bir de şöylece... Yani hepimizin partileri farklı olabilir. Değerli arkadaşlarım, hepimizin vatanı Türkiye'dir, hepimiz bu ülkenin insanlarıyız ve hepimiz ülkemizin başarısıyla gerçekten övünürüz. Biraz da şu genel başarılardan birkaç cümle, Sayın Başkanım, müsaadenizle ifade etmek isterim.
Bu süre içerisinde, pandemi şartlarında ve dünya ekonomisindeki bütün bu ağır koşullara rağmen Türkiye kendi petrol ve doğal gazını arama kararlılığını sürdürmektedir ve sürdürecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Sadece Karadeniz'deki 540 milyar metreküplük doğal gaz rezervi, geçen Adana'da bulunan petroller ve Allah'ın izniyle, Doğu Akdeniz'de, isteseler de istemeseler de bulacağı petrol ve doğal gazlarla Türkiye seviye yükseltecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu süre içerisinde arkalarındaki bütün küresel desteklere rağmen, arkalarındaki birtakım ağababalarına rağmen Türkiye'nin terör örgütleriyle ve terör gruplarıyla verdiği mücadeledeki kararlılığı da destansı bir kararlılıktır, millet adına büyük bir başarıdır. Bu çerçevede -Sayın Cumhurbaşkanımız bugün heyetiyle birlikte NATO toplantısına gitti- şunu bir kere daha Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden açıkça ifade etmeyi bir vazife telakki ediyorum: Sadece Türkiye'yi rahatsız eden terör örgütleri değil dünyadaki terör örgütlerinin tamamı ensesi kalın dünyanın kodamanları ve dünyanın egemenleri tarafından desteklenmektedir. Bir an için bu terör örgütlerine silah verilmediğini, lojistik destek verilmediğini, istihbarat desteği verilmediğini, siyasi destek verilmediğini düşünün, dünyada bir tane terör örgütü bir hafta ayakta kalamaz.
Şimdi, Türkiye NATO üyesi olarak, yetmiş yıldır NATO'nun ağır yükünü ve kahrını çeken bir ülke olarak Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya adaylık sürecinde elindeki bu kozu sadece bir koz olarak değil kendi tezlerini dünyaya anlatmak için sonuna kadar kullanacaktır. Çok açık söylüyorum, biz bölgemizde, Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde ve bölgedeki diğer ülkelerde kimin hangi örgütlere silah verdiğini, kendi ülkelerinin başkentlerini bu terör gruplarının nasıl siyasi propaganda alanı hâline getirdiklerini çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla, NATO üyesi olmak istiyorsa bu beyler önce teröre verdikleri desteği kesecekler ve Türkiye'nin terördeki kararlılığını destekleyeceklerdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Sadece beyler yok orada, kadınlar da var ya.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Ya müttefikiz ya değiliz; müttefik olacağız ama arkasından siz teröre destek vereceksiniz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - NATO'da sadece beyler mi var?
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Bayanlar da var.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bir başka başarımız Adalar Denizi üzerindeki haklarımızdır. Türkiye, hiçbir şekilde bir oldubittiye müsaade etmeden Yunanistan'daki adaların silahlandırılmasına seyirci kalmayacak.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Hepsi bitti, silahlandı.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Türkiye, Adalar Denizi'ndeki haklarından da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'mizin haklarından da hiçbir şekilde vazgeçmeyecek, sonuna kadar gidecektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Müsaade ederseniz...
BAŞKAN - Buyurun.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bu vesileyle Yunanistan'a da buradan iki çift laf söylemek isterim.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Söyle, söyle.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Neoemperyalizmin yeni taktiklerinden biri vekâlet verdikleri örgütler üzerinden vekâlet savaşları yürütmekti, görüyoruz bunun acısını. Şimdi, öyle anlaşılıyor ki vekil örgütlere ilaveten dünyadaki bazı emperyalist ülkeler vekil devletleri ortaya sürmeye çalışıyorlar. Yunanistan'a buradan Türkiye Büyük Millet Meclisinin mehabeti içerisinde söylüyorum: Yunanistan'la biz öncelikle -komşumuz olarak- sorunlarımızı ikili olarak barışçıl bir şekilde çözmek isteriz. Şimdiye kadar olduğu gibi, başka ülkelerin sırtlarını sıvazlayarak Yunanistan'ı öne sürmelerine, önce Yunanlı siyasetçiler müsaade etmemelidirler. Ukrayna'nın durumunun ne olduğu ortadadır. Ukrayna'nın sırtını sıvazlayanlar ve sonuna kadar arkasında duracaklarını söyleyenlerin Rusya'nın saldırısı karşısında acaba Ukrayna'ya ne yaptıklarını, silah satmaktan başka ne yaptıklarını hatırlatmak isterim.
Değerli kardeşlerim, bu anlamda...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Bir hakkım daha var mı?
BAŞKAN - Sesiniz gayet güzel vallahi, duyuluyor.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Eyvallah Başkanım, o zaman bir iki dakika içinde toparlayayım.
BAŞKAN - Kimseye ek süre vermedik Sayın Başkan.
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Peki.
Bu başarımızı da Adalar Denizi'ndeki başarımızı da haklarımızı da inşallah sonuna kadar koruyacağız.
Şimdi bir de gelecekler var -inşallah seneye bu vakitlere kalmayacağını ümit ediyorum- Türkiye'nin yerli otomobili TOGG hem Türkiye'nin piyasalarında hem dünya piyasalarında hepinizin iftiharına layık olacak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ORHAN SÜMER (Adana) - Maşallah!
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Ne zaman çıkacaktı o?
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Ayrıca Türkiye'nin uzay çalışmaları ve -daha geçtiğimiz hafta TÜRKSAT 5B'nin uzaya gönderildiğini biliyoruz- millî savunma sanayisindeki muhteşem başarıları, İHA'lardan, SİHA'lardan amfibi gemilerine kadar, helikopter motorlarına kadar başarıları sadece AK PARTİ Hükûmetlerinin, sadece Cumhur İttifakı'nın değil, bütün Türkiye'nin başarısıdır; bunları da alkışlayalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Mavi vatandan asla taviz vermeyeceğiz.
Ayrıca, son olarak şunu söylemek istiyorum: Türkiye'nin önemi Rusya-Ukrayna krizinde bir kere daha anlaşılmıştır. Türkiye'nin Rusya-Ukrayna krizinde ortaya koyduğu, ara bulucu ülke, tarafsız, bağımsız bir ülke olarak kimsenin dümen suyuna girmeden ortaya koymuş olduğu tavır tarihî bir başarıdır. Ayrıca, Recep Tayyip Erdoğan'ın bu süre içerisinde ortaya koyduğu liderlik de küresel liderliğe örnek bir davranıştır, örnek bir liderliktir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Son söz, müsaadenizle son cümlemi söyleyeyim: Değerli kardeşlerim, değerli milletvekilleri; bu küresel ekonomik kriz, kaos ortamı belki bir müddet daha bütün dünyada devam edecek ama bizim bu coğrafyada hem bu ekonomik kriz şartları içerisinde hem bu kadar büyük siyasi ve askerî türbülanslar içerisinde yeniden güçlü bir Türkiye olarak ayakta durmaktan, hatta ve hatta değil ayakta durmak, koşmaktan başka çaremiz yoktur, koşmaktan başka çaremiz yoktur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ek bütçenin hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinize selam ve sevgilerimi sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)