GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:106
Tarih:22.06.2022

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli Genel Kurul, şimdi bir devlet planını, bir AKP planını ifşa edeceğim; onun için bu kadar kitapla, belgeyle geldim değerli arkadaşlar.

Alevi Bektaşi Federasyonu ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanlığı yaptığımı defalarca burada söyledim. 2008 yılında Türkiye çapında "Alevi Toplumuna Eşit Yurttaşlık Hakkı İstiyoruz" kampanyası başlattığımızda değerli dostlar, 3 Haziran 2009'da Adalet ve Kalkınma Partisi bir, Roman açılımı; iki, Alevi açılımı; üç, Kürt açılımı başlattı. Kürt açılımının belgeleri buraya sığmadığı için getiremedim. Şimdi, bakınız, bu, 1. Alevi Çalıştayı, 3-4 Haziran 2009; Ön Rapor Alevi Çalıştayları, 4 Şubat 2010; Madımak Değerlendirme Toplantısı, 24 Şubat 2010; Alevi İnanç Rehberleri Çalışma Yemeği, 14 Ocak 2010; Alevi Çalıştayları Nihai Raporu, 2010; Basında Alevi Çalıştayı, bunu da basından derlemiş ve benim de burada 4 tane makalemi almış ilgililer, teşekkür ederim. Bütün bunların sonunda ne oldu biliyor musunuz? Yandı, bitti, kül oldu. Alevilere açılamadınız; Aleviliğe açılacak hikmetiniz, himmetiniz, kapınız, ilminiz, irfanınız yoktur; bu ilim ve irfandan yoksunsunuz. Aynı şekilde Roman halkına da açılamadınız, Sulukule'yi yerle bir ettiniz. Biz ne yaptık? Bakın, biz de "Belki açılırlar; Yezid soylu, Muaviye huylu politikadan vazgeçerler." diye Demokratik Anayasa Konferansı düzenledik Alevi Bektaşi Federasyonu olarak o dönem ve Meclisteki çalışmalara da gelip katıldık, fikrimizi söyledik.

Peki, bunlar, Alevi Çalıştayı ne için yapılmıştı? "Alevi toplumuna eşit yurttaşlık hakkı istiyoruz." diye. Şimdi, yine, 5 Mayıs 2022'de Dersim'de "Alevi toplumuna eşit yurttaşlık hakkı istiyoruz." dedik, bu sefer HDP olarak başlattık. Bakın, bu sefer ne yapmışlar? Valiliklere ve kaymakamlıklara yazı göndermişler İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, aynı zamanda Gençlik ve Spor Bakanlığı; çok güzel, eyvallah fakat ne diyor: Kerbelâ'ya götüreceklermiş, masrafları Bakanlık karşılayacakmış, cemevi dedesi istiyorlarmış. Hani "cemevi" diye bir yer yoktu, hani "cemevi" diye bir ibadethane yoktu, niye yazdınız? Valiniz yazmış, kaymakamınız yazmış. Bu ne sahtekârlıktır, hem yok diyeceksiniz hem resmî belgeyi yazıp göndereceksiniz; Alevilere gelince yok, kendi iç yazışmanıza gelince var.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'de Aleviler Türk ve Türkmenler, Kürtler, Romanlar ve Araplardan oluşur. Türk ve Türkmenlerin birçok hakkı vardır, Alevilik hakkı yoktur ama Arap, Kürt ve Roman Alevilerinin hem ana dilde ibadet hem ana dilde eğitim hakkı yoktur.

Şimdi, biraz önce Madımak duruşmasına katıldım, geldim. Madımak duruşması ekime ertelendi; 3 katil 29 yıldır aranıyor ve bu devlet bulamıyor 3 katili. Bakınız, Madımak'ın 29'uncu yıl dönümü geliyor ve yine gidip meydanda anmamızı yapacağız, yine katiller bulunamıyor. Diyor ki: "Dedeleri Kerbelâ'ya götüreceğiz." "Dede" kavramı da aslında yasalara göre yasak. Yahu, dedeyi Kerbelâ'ya götürecek bilgi, irfan nerede sende? Zaten Türkiye Kerbelâ olmuş, niye Kerbelâ'ya götürüyorsun? Aha sana Kerbelâ, Gar katliamı, Gar meydanı; aha sana Kerbelâ, Madımak katliamı; aha sana Kerbelâ, Suruç katliamı; aha sana Kerbelâ, yoksulluk, işsizlik, açlık; aha sana Kerbelâ, Berkin Elvan; aha sana Kerbelâ, Ali İsmail Korkmaz.

SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Başbağlar'ı da söyle.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Başbağlar, evet. Aha sana Kerbelâ, Başbağlar, evet. Şimdi, siz Madımak'ı söylemiyorsunuz diye biz onu söylemeyecek miyiz?

Değerli arkadaşlar, dolayısıyla burada bir oyun oynanıyor, bu oyunu kendi suç ortağının "süslü Süleyman" dediği aslında suçlu Süleyman oynuyor.

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Düzgün konuş!

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Suç işleri bakanı bir oyun oynuyor Alevi toplumu üzerinden, buna Kültür ve Turizm Bakanını da buna Gençlik ve Spor Bakanını da ortak etmiş.

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) -Türkiye Cumhuriyeti'nin Bakanlığıyla konuşuyorsun.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Evet, suç işleri bakanı.

SALİH CORA (Trabzon) - Çok yanlış...

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Devletin Bakanına böyle diyemezsin.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Suç işleri bakanı olduğu binbir kere ispatlanmış.

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Düzgün konuş! Düzgün konuş!

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Bu suç işleri bakanlığına Aleviliği alet edecek, Aleviliği burada işin içerisine karıştıracak oyunlardan vazgeçin lütfen.

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Devlete düşman bir dille konuşma!

SALİH CORA (Trabzon) - Halkın düşmanı partisi!

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Halkın düşmanı sensin! (HDP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Devlete düşman bir dille konuşma!

SALİH CORA (Trabzon) - Halkın düşmanı partisi!

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Cora... Düşürürüm seni Cora!

SALİH CORA (Trabzon) - Halkın düşmanı partisi! Böyle bir ifade olur mu? Ne biçim konuşuyorsun?

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Kullandığın dil devlete düşman bir dildir. Devletin kurumlarına bu şekilde konuşamazsın.

SALİH CORA (Trabzon) - Devletin kurumlarına, başkalarına nasıl yaklaşıyorsun!

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Devletin kurumlarına böyle konuşamazsın.

BAŞKAN - Lütfen, müsaade edin efendim.

Buyurunuz, devam edelim.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Devletin kurumları, devletin kurumları değil, AKP'nin kurumları.

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Öyle bir şey yok. Devletin kurumlarına böyle konuşamazsın.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - AKP'nin kurumları da benim inancıma, tarihime, kültürüme, irfanıma, ilmime saygılı olsun. Bakın, programda yazmış diyor ki: "Semah gösterisi." Bu ne aymazlıktır? Semah gösteri değil, semah ibadettir arkadaşlar.

ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Bravo! Cehalet! Cehalet!

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Semah gösterisi olur mu? Siz "namaz gösterisi" diye bir şey duydunuz mu? İnsan biraz araştırır, biraz farkına varır. Ayıp yahu!

SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Ya, semah farz mı?

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Yani kavramları bilmeden, ilmi irfanı bilmeden, irdelemeden... Bakın, bu kitaplardan 7 tanesini de getiremedim daha. Bu kitapları yazacaksınız, bu kadar şey çizeceksiniz, ortaya koyacaksınız; akabinde biz "Alevi çalıştayı, Alevi toplumuna eşit yurttaşlık hakkı" dediğimizde arka plandan oyun oynayacaksınız..

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Alevilik bir din midir, onu söylesen. Din midir Alevilik?

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Sevgili Başkanım, bir dakika daha rica ediyorum.

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Şimdi, doğrudur. Türkiye'de yoksulluk var, işsizlik var, açlık var, yoksulluk var.

SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Alevileri severiz.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Evet, doğrudur, Kürt sorununun çözümsüzlüğü var, kadına saldırı var; ırkçılık, faşizm ayyuka çıkmış durumda. Bütün bunlar içerisinde cumhuriyetin ikinci yüzyılında Alevi sorununu çözmeden, Alevilere eşit yurttaşlık hakkını kazandırmadan, tanımadan gitmek cumhuriyetin kadük ve yetersiz olduğu anlamına gelir.

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Alevilerle ilgili bir sorun yok ki ya! "Alevi sorunu" diye bir şey yok kardeşim.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - "Alevi sorunu" diye bir şey var, sen de bunu çok iyi biliyorsun, inkâr ediyorsun.

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Yok öyle bir şey, sen soruna çeviriyorsun. Alevilerin en büyük sorunu sizsiniz! Bu ülkenin en büyük sorunu sizin zihniyetiniz.

KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Bu inkârcılığı da ortadan kaldıracağız, bu tekçiliği de ortadan kaldıracağız. "Hararet nârdadır, sacda değil/ Keramet hırkada, tacda değil/ Her ne arar isen kendinde ara/ Kudüs'te, Mekke'de hacda değil." diyen Hünkâr Hacı Bektaş'a da Alevi değerlerine de Alevi toplumuna da saygı duymayı da öğreneceksiniz.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)