| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞINCA KAMU ÖZEL İŞ BİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 20.02.2013 |
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi, tutuklu tüm milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Anımsarsanız geçen hafta 410 sıra sayılı Kanun Teklifi'ni görüşürken söylemiştim; bir yasa gece yarısı Meclisten geçiyorsa, tali komisyonlarda görüşülmeden veya kamuoyunda tartışılmadan Meclis gündemine geliyorsa bilin ki arkasında ya bir özel kişi korunuyor ya da rantsal bir durum var. Sağ olsun, iktidar partisi beni yanıltmadı. Bugün görüştüğümüz 417 sıra sayılı Kanun Tasarısı sağlığı doğrudan ilgilendiriyor olmasına rağmen Sağlık Komisyonunda görüşülmedi, gerekçesi iş yoğunluğu. Üstelik komedi olabilecek, altı aydır toplanamayan -bir iş yoğunluğu- bir komisyon. Bu, sizin demokrasi anlayışınızda yer etmeye başladı. "Ben yaptım, oldu." anlayışınızdan bir türlü vazgeçmiyorsunuz. Sokakta hak arayanlara, düşüncesini ifade etmek isteyenlere orantısız güç kullanarak, biber gazı, cop ve basınçlı su uyguluyorsunuz. Mecliste de pek farkı yok, sadece şekil değiştiriyor; komisyonlarda görüştürülmeden, halkın iradesi olan milletvekillerinin düşüncesi alınmadan "Bildiğimi yaparım, demokrasi parmak demokrasisidir." anlayışından vazgeçmiyorsunuz.
Bakın, bu konu gündeme gelirken, 2012 Aralık ayında Başbakan Konya'da konuşurken dedi ki: "Bu fakirin altı yıldır hayal ettiği bir şehir hastaneleri projesi var. Ne yazıktır ki, bu şehir hastaneleri projesine oligarşik bürokrasi ve yargı sistemi engel oluyor." Sayın Başbakana anımsatmak isterim; Türkiye'de kurumların, sivil toplum örgütlerinin, muhalefetin sözünün dinlenilmesi, birlikte hareket edilmesi demokrasinin esasıdır ve vazgeçilmezidir. Eğer Sayın Başbakanım, siz dilediğinizi yaparsanız, yargının bağımsızlığını çiğnerseniz, hukuku ayaklar altına alırsanız "ben dilediğimi yaparım ve bunun adı demokrasi." diyorsanız kusura bakmayın, bunun adı faşizmdir, demokrasi değildir.
Hani, sizin hep övünerek bahsettiğiniz? "Bizim en başarılı olduğumuz alanlardan bir tanesi sağlık." diyordunuz. "Biz sağlık alanında yüzde 10 gibi bir oy alıyoruz." söylediğiniz konulardan biri. Peki, soruyorum: Başarılı olduğunuz bu alanda, başarılı olduğunuz düşündüğünüz bir bakanı göndermenin gerekçesi ne? Acaba, bugün görüştüğümüz 417 sıra sayılı kanunda, yirmi beş yılda 50 milyar doları bulan bir rantsal durum söz konusu olabilir mi? Lütfen, Sayın Bakanım bunu yanıtlarsa memnun olurum.
Sayın Bakanımı dün dinledim. Yeni göreve geldi. Hayırlı olsun diyorum, yeni görevinde de başarılar diliyorum ama Sayın Bakanımı dinlerken bir şeye dikkat etmek istiyorum. Dün özellikle vurgu yaptı, özellikle diyor ki: "Sağlık alanında özel alana giden bir yapıyı merkezî hâle getiriyoruz, denetliyoruz."
Bakın, Sayın Bakanım, sizin bu yasadaki konumunuzu aktarmak istiyorum. Hazine arazisine, uluslararası finans kuruluşları aracılığıyla, şirketlere "Gelin, buraya `şehir hastaneleri' adında bir kampüs yapın." diyorsunuz ve "Yaptığınızın yatırım maliyetini ben ödeyeceğim." diyorsunuz. Yetmedi, "Bunun yirmi beş yıllık kira bedelini ben bu şirketlere, uluslararası finanslara aktaracağım." diyorsunuz. Yetmedi, bu kampüs içerisindeki "hizmet bedeli" dediğiniz sağlık alanı ve sağlık alanı dışında bulunan hizmetlerin hepsini bu şirketlere işletmeye açıyorsunuz. Olur ya zarar edebilirler düşüncesiyle yine böyle bir kayırmaya giriyorsunuz. "Sizin oluşturduğunuz bu kampüsün hemen dışındaki alanların ticari alan olmasına, ticari alanların işletilmesinde size yetki vereceğime, bunun KDV ve harçlardan muaf olacağına..."
Yine bir yufka yürekliliğiniz tutuyor, diyorsunuz ki: "Olur ya yine zarar edersiniz, şehir merkezlerinde bizim oluşturduğumuz ve tahliyesini verdiğimiz hastaneleri biz, sizlere, ticari alan oluşturulmasında, kampüs dışındaki ticari alanlar noktasında, AVM ve alışveriş merkezi yapılmasında yardımcı olacağız."
Sayın Bakanım, siz hekimsiniz. İnsanın psikolojisini ve toplum psikolojisini iyi bilen birisiniz. Sayın Bakan eğer beni dinliyorsa...
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Bakan dinlemiyor. Bakan meşgul Sayın Kaplan.
MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Bunun adı özelleştirme mi, bunun adı kamu yararına kullanmak mı? Siz, kusura bakmayın, bunun adı bal gibi özelleştirme. Yandaşlarınızı devlet olanaklarından yararlandırmanın adı budur. Ağır bir dille ifade etmiyorum. Yandaşlarınızı devlet olanaklarından yararlandırmadır. Bu devlet sistemi, bu hukuk sistemi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - ...bu sağlık sistemi bir gün size de lazım olacaktır. Gelin, bu devleti, bu hukuk sistemini, bu sağlığı ayaklar altına almaktan vazgeçin.
Hepinize tekrar saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.