GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞINCA KAMU ÖZEL İŞ BİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:68
Tarih:20.02.2013

DEMİR ÇELİK (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi şahsım ve partim adına saygıyla selamlıyorum. 417 sıra sayılı Kanun'un 9'uncu maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.

Öncelikle, sağlığın önemine rağmen kamu ortaklığına hizmet edecek böylesi bir kanun teklifi, bu hızdan ve günün bu ilerleyen saatinde tartışmadan uzak noktada olmalıydı. Sağlık hepimize lazım. İnsan olmaktan ileri gelen en temel insan hakkı olmasından kaynaklı da parasız, erişilebilir, nitelikli ve aynı zamanda insanın ruhsal, siyasal ve sosyal anlamda iyi olma hâline hizmet etmeliydi.

Sosyal devlet olmanın da, ekonomik ve siyaseten güçlü olmanın da en önemli kriterlerinden olmasına karşın, yapılmak istenen: Sosyal devletin görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi yerine, günümüz neoliberal politikalarının piyasalaştırma, taşeronlaştırma ve metalaştırmasına hizmet eden bir algı ve anlayışla bu kanun tasarısı düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu anlamıyla da ezilenin, emekçinin, yoksulun yararına olmadığını kanun teklifindeki metnin gerekçelerinde de, bizatihi tasarının kendisinde de okumak, görmek mümkün. Bu anlayıştan hareketle, 9'uncu maddede de rast gelineceği gibi, kamu ortaklığına hizmet edecek tesislerin, sağlık tesisinin yapılmasında sermaye, mal birikimini elinde bulunduran zenginin bir kısım olanak ve imkânlara kavuşturulmasına fırsat verebilecek bir içeriktedir bu tasarı. Her şeyden önce, KDV, damga vergisi, harçlardan muafiyetin öngörüldüğü böylesi bir fırsatın olanak ve imkân sahibi olan zengine sunuluyor olması toplumdaki adalet duygusunu zedeler, toplumun mağdurlardan ve yoksullardan ibaret çoğunluğuna da hakaret anlamına gelir. Siz çalışandan, emekçiden ve yoksuldan peşinen vergi alacaksınız, onun asgari ücretinin bir kısmının bile vergilendirilmesi hesabı içerisinde olacaksınız ama sosyal devletin yapması gereken görevi devredeceğiniz, kırk dokuz yıllığına kiralama bedeliyle bir şekliyle olanak, imkân sahibi yapacağınız bu kesimlere de vergi muafiyeti, damga ve harç muafiyeti tanıyacaksınız. Bu kabul edilebilir bir durum değil, bu Anayasa'nın eşitlik ilkesine de aykırıdır, toplumun temel ihtiyaçlarının karşılanması duygusundan da uzak bir algıdır.

Bu anlamıyla da kanun tasarısının, her şeyden önce, hem bireyin hem bireylerden müteşekkil kesimlerin ve toplulukların temel ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte olması -arzulanan bu- bu yönüyle de Meclisin iradesine bağlı kılınarak devreye konulması gereken bir nitelikte olması gerekiyordu. Bu özelliklerden uzak olduğu için de biz, hem kanun teklifinin kendisinin hem de bu tasarıdaki 9'uncu maddenin gündemden çıkarılmasının, aksine, mal, sermaye birikimine sahip zenginlerin vergilendirilmesinin, harçlardan ve damga vergisinden muafiyetten uzak tutulmasının daha anlamlı, gerçekçi olacağını söylüyoruz.

Keza, az önce yine bir sayın milletvekilinin, geçmişte bizde belediye başkanlığı yapmış Sayın Fırat Anlı hakkında hak etmediği noktada bir yaklaşımda bulunuyor olması, özgürlükçü ruha ters düşen, Meclisin halk iradesi olması özelliklerine ters düşen bir yaklaşımdır. Henüz polis iddianamesiyle suçlanan bu kişilerin toplum nezdinde itibarsızlaştırılmasını, cezalandırılmasını öngören söylem ve yaklaşım, milletin vekili olduğunu, milletin temsilcisi olduğunu söyleyen bizlerin ifade etmemesi gereken bir durumdur. Hiç kimse ne KCK'nin üst yöneticisi pozisyonundadır ne KCK'nin yürütücüsü ya da üyesi pozisyonundadır. Bu, Barış ve Demokrasi Partisinin üzerinden demokratik siyaset yürütücüsü olan bizleri itibarsızlaştırıp kriminalize eden bizatihi devletin retçi, inkârcı anlayışının sonucudur. Bu anlamıyla da bütün arkadaşlarımın demokratik siyasetin savunucusu olma noktasındaki kararlılığını bir kez daha selamlıyor, hepsine geçmiş olsun diliyor, bu vesileyle de ana dava başta olmak üzere KCK davalarında yargılanan on binlerce siyasi tutsağın özgürlüğüne kavuşturulması, davaların da düşmesi temel talebimizdir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.