| Konu: | Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 02.06.2022 |
MHP GRUBU ADINA HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 328 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen değerli seyircileri saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, cumhuriyetin ilk yıllarında, 1924 Anayasası yürürlüğe girmeden önce, avukatlık mesleğini Batı normlarına uygun bir biçimde düzenlemek amacıyla Nisan 1924'te 460 sayılı Muhâmât yani Avukatlık Kanunu yürürlüğe girmiştir. 3499 sayılı Avukatlık Kanunu'yla avukatlık mesleğine getirilen o dönemki en dikkat çekici özellik, avukatlığın kamu hizmeti olarak ifade ve kabul edilmiş olmasıdır. 1980'den sonraki dönemlerde çok sayıda değişikliğe uğrayan Avukatlık Kanunu, son olarak 2001 yılında kapsamlı bir değişiklik getiren 4667 sayılı Avukatlık Kanunu'yla bugünkü hâlini almıştır. 57'nci Hükûmet döneminde hayata geçirilen 4667 sayılı Kanun'la avukat, yargının kurucu unsuru olarak tanımlanmıştır. Bu yasal tanımla avukatların 3 temel erkten 1'i olan yargı erkini paylaşan kamu görevlisi olduğu da kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, dünyada bir avukat kadar sorumlu, saygın, onurlu ve aynı zamanda karmaşık olan çok fazla uzmanlık yoktur. Diğer taraftan, avukatlık yargının kurucu unsuru olan bağımsız savunmanın serbestçe temsiliyle nitelendirilmektedir. Avukatlık mesleğinin niteliği konusunda Yargıtayın örnek bir kararını hatırlatmak isterim. "Avukat, müvekkilinin her istediğini sınırsız biçimde yerine getirmek şöyle dursun, hukuk konusundaki bilgi ve deneyimlerini kanunlar ve adalet yararına kullanmak ödeviyle bağlı ve de yükümlüdür."
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Barolar Birliğinin 30 Aralık 2021 tarihi itibarıyla 83 baroya kayıtlı avukat sayılarına bakıldığında, son bir yılda Türkiye'de avukat sayısı 17.321 artarak 160.651 olmuştur. Barolara kayıtlı avukatların yüzde 45,86'sını kadın avukatlar oluştururken yüzde 54,14'ünü ise erkek avukatlar oluşturmaktadır. Tam bu noktada yakın zamanda kadın avukatlarla ilgili bir araştırmanın -Kocaeli Barosu yapmış bunu da- sonuçlarına da burada değinmek isterim. Stajyer ve bir ila beş yıl kıdeme sahip avukatların avukatlık mesleğini seçmedeki neden insanların haklarını savunmak olurken kıdem yükseldikçe bu yeni durum bağımsız çalışma imkânı olduğundan tercihini bu yönde kullanmışlardır. Araştırmaya katılan kadın avukatlarımızın yüzde 87,5'i psikolojik şiddete uğradığını belirtirken avukatlık mesleğini icra ederken fiziksel şiddete maruz kalan kadınların oranı ise yüzde 5 olmuştur. Yani "sağlıkta şiddet" olarak nitelenen tatsız ve istenmeyen olaylar maalesef avukatlık mesleğinde de cereyan etmektedir. Bu bakımdan, sağlık çalışanlarına olduğu gibi avukatlık mesleğini icra edenleri de benzer düzenlemelere kavuşturabilmeliyiz.
Saygıdeğer milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nda değişiklikler öngörülmektedir. Teklifle, stajyer avukatın sigortalı olarak herhangi bir işte çalışmasının fiilen avukatlık stajının yapılmasına engel oluşturmayacağı açıkça düzenlemektedir. Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşlarının kadro ve pozisyonlarında görev yapanların avukatlık stajını yapabilmeleri de yine teklifle kolaylaştırılmaktadır. Düzenlemeyle hâlen yürürlükte olan adli yardım konusundaki yeterli ve adil ödenek sunma imkânı sağlamayan mevcut hâlin daha sağlıklı ve daha hakkaniyetli bir zemine ulaştırılmasının amaçlandığı da görülmektedir. Teklifle münhasıran adli yardım hizmetleri için kullanılmak üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Türkiye Barolar Birliği hesabına aktarılan ödeneğin barolar arasındaki dağıtım esasları belirlenmektedir yani barolara sağlanacak ödeneğin doğru ve gerçekçi bir oranlamayla ele alınarak yeniden düzenlenmesiyle birden fazla baronun bulunduğu illerde adli yardım hizmetinin daha etkin ve verimli bir şekilde çalışmasının önü açılmış olacaktır.
Değerli milletvekilleri, hâlen eğitim öğretim faaliyetlerine devam eden 86 üniversitemizde hukuk eğitimi alan yaklaşık 85 bin öğrencimizden yılda yaklaşık 20 bine yakını mezun olmaktadır. Mezuniyet sonrası avukatlık mesleğini yapmak isteyenler de yürürlükteki yasalara göre altı ay adliyede, altı ay da avukatlık bürosunda staj yapmaları gerekmektedir. Stajyer avukatlarımızın avukatlık mesleğine güçlü bir şekilde başlayabilmeleri için mevcut avukatlık staj sisteminde edinilen teorik bilgileri ileri safhaya taşıyabilecek yine pratik yeni düzenlemeleri de bu kapsamda değerlendirmeli ve hayata geçirebilmeliyiz. Staj süreçlerinde bugüne kadar dile getirilen bazı ihtiyaçlar da bu kapsamda söz konusudur. Baktığımızda, staj süresince stajyer avukatlara 5510 sayılı Kanun kapsamında sigorta yapılması, adliyelerde staj görenlere eğitici ve bilgilendirici eğitimler düzenlenmesi, avukatlık bürolarında stajyer avukatların "ucuz iş gücü" gözüyle nitelendirilmesi ve bu minvalde çalıştırılmaları, baroların stajyer avukat sayısındaki artışa paralel olarak artan sorunlarla ilgili olarak yetersiz kalması, staj eğitim merkezi olan barolarda stajyer avukata genel hukuk derslerinin yanı sıra mesleki bilgi ve becerilerine ilişkin derslerin de verilmesi ihtiyacı... Zaten yetersiz ekonomik şartlara sahip stajyer avukatlardan baroların ruhsatlar için yüksek ücretler talep etmesi, ardından baroya kayıt yaptırır yaptırmaz "giriş keseneği" adı altında baro aidatı ödemeye mecbur bırakılmalarının önüne geçilmesi, baroların yabancı dil kurslarıyla özel anlaşmalar yaparak özellikle yeni avukatlara ucuz yabancı dil imkânı sunulması gibi beklentiler bulunmaktadır. Dile getirdiğimiz beklentilerden de anlaşılacağı üzere bu konuda barolarımıza ciddi görevler düşmektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri, malumları olduğu üzere, 11 Temmuz 2020'de bu kutlu çatı altında 7249 sayılı Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kabul edilmiştir. Böylelikle Türkiye'de avukat sayısı 5 binden fazla olan illerde en az 2 bin avukatın imzasıyla yeni baro kurulabilmesinin önü açılmıştır. Söz konusu düzenlemeyle ayrıca birden fazla baronun bulunduğu illerde baroların eşit olarak temsili esas alınarak adli yardım bürosunun oluşturulması hükmü getirilmiştir. Önümüzdeki kanun teklifiyle uygulamadan doğan ihtiyaçlar da göz önünde bulundurularak birden fazla baronun bulunduğu illerde vatandaşlara adli yardım hizmetinin daha kaliteli sunulabilmesi amacıyla yönetimleri ve işleyişleri birbirinden bağımsız olmak üzere her bir baronun adli yardım bürosunu oluşturabilmesine imkân tanınmaktadır. Tabii, burada adli yardım hizmeti veren kanun gereği eşit personel ve eşit sorumluluklar adı altında bulunan barolardan üye sayısı fazla olana son derece orantısız bir şekilde üstünlük tanıyan mevcut durum da düzeltilmektedir. Ayrıca, yargı çevrelerinin talebi üzerine yapılacak görevlendirmelerin Türkiye Barolar Birliği tarafından oluşturulacak elektronik bilişim sistemi üzerinden ve o ildeki avukatlar arasındaki eşitlik gözetilerek yapılacağı hükme bağlanmaktadır.
Değerli milletvekilleri, sayıları 5 bine yaklaşan kamu avukatları, kamu idarelerinin iş ve eylemlerinin hukuka uygun olması için ter dökmekte, cumhuriyet savcıları gibi kamu gücünü temsil etmekte ve kamunun taraf olduğu bütün davalarda devleti savunup kamu yararını korumak için çalışmaktadırlar. Kamu avukatlığının kariyer meslek olarak mevzuatta yer alması, yine, 2000 makam tazminatı, yüzde 200 özel hizmet tazminatı, 4800 ek gösterge hakkı verilmesi, göreve 8'inci dereceden başlamaları yönündeki taleplerinin bütçe imkânları çerçevesinde değerlendirilerek karşılanması da meslektaşlarımızın yüzünü güldürecektir.
Saygıdeğer milletvekilleri, bugüne kadar avukatlarımız için Milliyetçi Hareket Partisinin de büyük destek verdiği yeşil pasaport hakkı, adli yardım ve adli müzaheret hükümleri kapsamında verilen avukatlık hizmetlerinde KDV indirimi ve bazı diğer düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Ancak günümüzde her meslekte olduğu gibi avukatlık mesleğinin icrasında da birtakım ihtiyaçlar bulunmaktadır. Bu kapsamda, "Savunmasız yargı adalet üretemez." anlayışıyla, mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımıza düşük faizli kredi imkânı sağlanması, avukatların serbest meslek üzerinden değil de hâkim ve savcılarımız gibi özlük şartlarıyla emekli olabilmeleri düzenlenmeli; noterlerin yaptığı işlemlerde avukatların rolü artırılmalıdır. Bu kapsamda, avukatlara da noterler tarafından yapılan ve resmiyet kazandırılan sözleşmeleri yapabilme yetkisi, ihtarname, keşide etme, "aslı gibidir" ve benzeri belgeleri düzenleme ve tebligat çıkarma yetkisi verilebilmelidir ya da noter yardımcılığı müessesesi hayata geçirilebilmelidir. Avukatlara uluslararası çalışma yapabilmeleri için gerekli destekler sunulmalıdır. CMK ücret tarifeleri yeniden ele alınarak günümüz gerçeklerine ve şartlarına uygun hâle getirilmelidir. Avukatların reklam yapma yasağıyla ilgili engeller, hakkaniyetli bir düzenlemeye kavuşturulmalıdır. Avukatlık bürolarının şirketleşebilmesiyle ilgili yasal ihtiyaçlar hayata geçirilmelidir. Diğer taraftan, avukatlara delil toplama yetkisi verilebilmeli, delillere ulaşması kolaylaştırılabilmelidir. Avukatlık yapmanın, yargıçlık ve savcılığa kabulün ön şartı hâline getirilebilmesi de imkân dâhilinde düşünülmelidir.
Saygıdeğer milletvekilleri, adaletin tecelli etmesinde ve sonrasında elbette avukatlarımızın, meslektaşlarımızın varlığının dışında emek sarf edenler de bulunmaktadır. Gerek ceza tevkifevlerinde gerekse denetimli serbestlik müdürlüklerinde görev yapan infaz koruma memurlarımız, gece gündüz, bayram, tatil demeden görevlerini yerine getirmektedirler. Özveriyle çalışan bu arkadaşlarımızın, uzun süreden bu yana zaman zaman bizlerin de bu kürsüden dile getirdiğimiz bazı talepleri bulunmaktadır. Cumhur İttifakı'nın bu beklentilere çözüm sunmakta olduğunu memnuniyetle karşılıyoruz. Daha geçtiğimiz mart ayında infaz koruma memurlarının 3 ve 4'üncü dereceli kadrolara atanma hakkı infaz koruma memurlarına da verilmiş, böylelikle yeşil pasaport alabilmelerinin önü açılmıştır. Ancak infaz koruma memurlarımızın hiç olmazsa bu yıl hayata geçirilmesi beklentisinde bulundukları diğer taleplerini de buradan dile getirmek istiyorum.
İnfaz koruma memurlarımızın emniyet hizmetleri sınıfına geçirilmesi, infaz koruma memurlarımızın en az 3000 olmak üzere ek gösterge hakkından faydalandırılması, sözleşmeli infaz koruma memurlarımızın kadroya geçirilmesi, infaz koruma memurlarımızın ve diğer Bakanlık personelinin özlük haklarında iyileştirmeler sağlanması, bu kapsamda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda adalet hizmeti sınıfı oluşturulması, adliyelerde çalışan personelin görevlerinden dolayı işledikleri suçlar nedeniyle 4483 gibi buna benzer bir kanuni düzenleme yapılarak böyle bir kanuna tabi tutulmaları gibi dikkat çekici beklentilerin kısa zamanda çözüme kavuşacağına inanıyoruz. Tam bu noktada adalet sistemimizin müstesna ve üzerinde durmamız gereken parçasını oluşturan engelli adalet mezunu gençlerimizin Bakanlığın merkezî atamalarında Adalet Bakanlığının nitelik koduyla tercih yapabilmelerine de imkân sağlanabilmelidir. Yine, bu hak tüm adalet meslek lisesi ve adalet meslek yüksekokulu mezunlarına da teşmil edilmelidir.
Diğer taraftan, başta sağlık meslek lisesi mezunlarımız olmak üzere ihtiyaç duyulan meslek grubu öğrencilerimize lisans eğitimleri için ek puan verilmesi de değerlendirme imkânı olan bir talep olarak karşımıza çıkmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak inanıyoruz ki adalet çalışanlarımızın beklentileri önümüzdeki süreçte Adalet Bakanlığımız tarafından karşılanacaktır. Bu kapsamda, Milliyetçi Hareket Partisi olarak her türlü katkı ve desteği sunacağımızı buradan tüm adalet çalışanlarımıza duyurmak istiyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, konuşmamın son bölümünde seçim bölgem Kırıkkale'deki bazı beklentileri de dile getirmek istiyorum. Kırıkkale merkezdeki esnafımızın işlerinin artması için, şehir dışında kalan üniversitenin şehir merkeziyle entegrasyonunu güçlendirecek master planları üzerine çalışma başlatılabilirse öğrenci sirkülasyonu nedeniyle esnafımızın işleri artabilecektir.
Yine, dünyada artan akaryakıt ve döviz fiyatları nedeniyle ülkemizde yaşanan fiyat artışlarının olumsuz etkilerinden Kırıkkaleli kamyoncu, otobüsçü, minibüsçü, taksici esnafımızı korumak amacıyla farklı sübvansiyon uygulamaları hayata geçirilebilmelidir.
Yine hasat zamanı yaklaşan Kırıkkaleli çiftçilerimize de "hasat desteği" adı altında ilave destekler ve mazot, gübre gibi ek ödemeler sağlanabilirse köylerimizde yaz dönemindeki düğünler daha şenlikli geçebilecektir. Tam bu noktada, Kırıkkale'mizde yeni evlenecek gençlerimizin de düğünlerine ve ev kurmalarına yardımcı olacak, başta TOKİ ve Ziraat Bankasının yer alacağı, yeni evleneceklere destek grupları oluşturulabilmelidir.
Yine, özellikle Ankara'da faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşlarımızın fuar, sergi, yarışma ve bunun gibi etkinliklerin bir kısmını Kırıkkale'mizde düzenlemeleri şehrimizin ticaretine olumlu katkı yapacaktır.
Değerli milletvekilleri, geleceğimizin teminatı gençlerimizin hayallerini süsleyen ve hedefleri olan avukatlık mesleğinin ihtiyaç duyulan beklentilerine, tıpkı geçmişte ve bugün olduğu gibi, Milliyetçi Hareket Partisi olarak güçlü katkı sunmaya devam edeceğiz. Adaletin tecellisinde önemli rolü olan; iddia, savunma ve karardan oluşan yargının üçüncü sacayağı avukatlık mesleğinin daha güzel yarınları için meslektaşları olarak birlikte, güçlü bir sinerjiyle çalışmaya devam edeceğimizi belirtmek istiyorum.
Kanun teklifine "evet" oyu vereceğimizi belirtiyor, kanunun hayırlara vesile olmasını diliyor, Genel Kurulu da saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)