GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:97
Tarih:01.06.2022

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Aslında madde üzerinde konuşmak istiyordum, hani birtakım çalışmalar yaptım, görüşler aldım ama maalesef, maalesef bugün siyaset tarihinin utanç sayfalarından birine tanıklık etti bu yüce Meclis, emperyalizme diz çöktüren, Kurtuluş Savaşı'nı yönetmiş olan bu Meclis, 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı direnen bu Meclis. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından milyonlarca insana, bu ülkenin 80 ilinin, e neredeyse nüfusunun da yarısının Gezi direnişinde o en barışçıl, o en demokratik hakkını kullandığı için burada söylemek istemediğim, sarf etmek istemediğim -çünkü çocuklar da izliyor olabilir- bir kelimeyle hakaret edildi; gerçekten utanıyorum, gerçekten, ülkemiz adına üzülüyorum da. Bu ülke böyle temsil edilmemeli. Yazık; basitlik, çaresizlik, acizlik. Yani aynı seviyede cevap vermek istemiyorum ama "Camide içki içtiler, bira şişeleriyle girdiler." yalanını tam on yıldır, dört yüz altmış dokuz haftadır... O yayınlanacak görüntüler vardı ya, yayınlanmadı. Bu yalanı artık insanlar yutmuyorlar, inanmıyorlar. Burada tekrar ediliyor on yıl sonra; ayıp ya! O caminin müezzini çıktı "Ben, böyle bir yalan söyleyemem, böyle bir şey yaşanmadı." dedi, bizzat caminin müezzini; sürüldü. İnsan Allah'tan utanır, Allah'tan korkar, kuldan utanır ya! Gerçekten yani şimdi ben bu kanunun üzerinde konuşsam ne olur konuşmasam ne olur.

Ya, ihracatçılar "Bu maddeyle FETÖ'den öğrendikleri taktiğin aynısını getiriyorlar. Onlar da ihracatçı birliklerini ele geçirmişlerdi, oradan elde ettikleri ticari sırları, bilgileri yandaş firmalara aktarıyorlardı ve istemedikleri firmaların önünü kesiyorlardı. Bu maddenin amacı bu." diyorlar. Şimdi, ben bunu anlatsam ne olur anlatmasam ne olur. Bugün bu utancı yaşamışız, milyonlarca insana, milyonlarca kadına -yani çocuklarımız söylediğinde "Ayıp çocuğum, bunu nereden öğrendin?" diye kızıyoruz- bir hakaret edilmiş. Biz bundan sonra çocuklarımıza ne diyeceğiz? Nasıl diyeceğiz "Ayıp çocuğum?" diye. Nasıl yetiştireceğiz ya? Gerçekten, ya, kelime bulmakta, anlatmakta, duygularımı anlatmakta zorlanıyorum. Bu ülke bunu hak etmiyor. Böyle bir Cumhurbaşkanı olduktan sonra yani bu kanun teklifine dünyanın en mükemmel kelimelerini, cümlelerini yazsanız ne olur yazmasanız ne olur. İhracatımız mı artar, büyür müyüz? "Vay, ne kadar büyük bir ülke!" mi denilecek böyle bir Cumhurbaşkanıyla temsil ediliyorken? Milyonlarca vatandaşına çıkıp gerçekten hani bir çocuğun bile söylediğinde zorlandığımız bir kelimeyi nasıl söyleyebiliyor ya nasıl? O yüzden kanun teklifine çok giremiyorum ama diyorum ki FETÖ nasıl zamanında mali yapılanma sağladıysa bu benzer yönetimle ihracatçı birliklerinde bu kanun teklifiyle yine aynı şeyi yapıyorsunuz; tıpkı adalette olduğu gibi, tıpkı orduda, kollukta, eğitimde, yargıda olduğu gibi ticarette de FETÖ'yle benzer taktikleri uyguluyorsunuz. Evet, aynısını uyguluyorsunuz -telefonla konuşuyormuş- dolayısıyla da söyleyecek çok bir şey yok. Evet, genelde laf attığı için Osman Bey, "Evet, evet." deyince bana katılıyor diye düşündüm. (CHP sıralarından alkışlar) Bana katılıyorsun herhâlde "Evet." dediğine göre.

Söyleyecek bir şey yok. Utanıyorum, utanıyorum, utanıyorum; bence siz de utanın. (CHP sıralarından alkışlar)