GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 28 Mayıs Azerbaycan'ın Bağımsızlık Günü kutlamalarına, Pençe-Kilit Operasyonu'nda şehit olan askerlere ve Manisa Milletvekili Özgür Özel'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:5
Birleşim:96
Tarih:31.05.2022

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

28 Mayıs Azerbaycan'ın Bağımsızlık Günü kutlamalarında güzel bir şey oldu, hem TEKNOFEST hem Azerbaycan'ın bağımsızlığı ve İstanbul'un fethinin 569'uncu yıl dönümü 104 metrelik bayrakla kutlandı.

Yine, buradan, Pençe-Kilit Operasyonu çerçevesinde şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Yine, geçtiğimiz günlerde, Gaziantep'te Avrupa Karate Şampiyonası'nda 6 altın madalyayla ülkemizi gururlandıran Burak Uygur, Eda Eltemur, Erman Eltemur, Eray Şamdan, Serap Özçelik Arapoğlu, Ali Sofuoğlu sporcularımızı da buradan tebrik etmek istiyorum.

Şimdi, Saygıdeğer Grup Başkan Vekili Gezi'den bahsetti. Gezi, tarihimize bir kavram armağan etti; Gezi, tarihimize "Gezi vandalizmi" dediğimiz bir kavramı armağan etti. Öyle ki şöyle bir baktığımızda, 46 kamu binası, 231 polis aracı ve 44 ambulans kullanılamaz hâle gelmiş; 326 iş yeri, 201 araç tahrip edilmiş; 80 belediye otobüsü ve 85 otobüs durağı yıkılmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Yapılan ayrıntılı araştırmalara göre, Gezi vandalizminin Türkiye'ye doğrudan 1,4 milyar dolarlık tahribatı vardır ve dolaylı maliyeti ise 100 milyar dolardır. Ve mayıs ayı önemli bir aydı, mayıs ayında Türkiye 4 tane büyük proje açıklamıştı. Mayıs ayında faiz 4,6'lara gerilemişti, yine enflasyon... Ve Türkiye, Gezi olaylarının başladığı tarihte hem ekonomik anlamda hem de uluslararası alanda 10 büyük projenin 4 tanesini gerçekleştirme iddiasıyla ortaya çıkmıştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Ve Sayın Özgür Özel'in ifade ettiği Taksim Platformu'nun taleplerinden bir tanesi, üçüncü havalimanından vazgeçilmesiydi. Taleplerinden bir tanesi, üçüncü köprüden vazgeçilmesiydi. Taleplerinden bir tanesi, Kanal İstanbul'dan ve Türkiye'nin büyük projelerindeki iddialarından vazgeçilmesiydi ve daha sonrasında da zaten şunu açık bir şekilde gördük: Evet, başlangıcında çevre hassasiyetiyle başlayan o süreç gerçek yüzünü ortaya çıkardığında gerçekten mesele ağaç değilmiş, mesele çevre değilmiş. Dolayısıyla, hepimiz gerçekte meselenin ne olduğunu biliyoruz.

Sayın Grup Başkan Vekili dezenformasyon yasasıyla ilgili de birkaç hususu ifade etti, tabii ki buraya gelecek ve görüşeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Biz Türkiye Büyük Millet Meclisine teklifimizi teslim ettik ve bizim teklifimiz ihtisas komisyonlarında görüşülecek ve bu görüşmeler ciddi müzakereleri gerektiriyor; Adalet Komisyonunda ve tali komisyon olarak Dijital Mecralar Komisyonunda görüşülecek. Yasa yapma süreci zaten ihtisas komisyonları ve Genel Kurul gündeminden ibarettir, burada herkes düşüncelerini ifade edecek.

Yine, aynı şekilde, basın kartıyla ilgili bugün ilgili arkadaşlarımız bana da geldiler, onlara da aynı şeyi söyledim: "Tabii ki sizleri dinleyeceğiz." Biz basın kartıyla ilgili düzenlemede şunu yapabilirdik: Teklifimizde "Alt düzenlemelerle, ilgili yönetmelikle bu hususlar düzenlenebilir." diyebilirdik ama biz bunu tercih etmedik, kanunda açık bir şekilde herhangi bir hak kaybı olduğu takdirde bunun yasal çerçevesi oluşsun istedik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Dezenformasyonla ilgili getirdiğimiz düzenlemeye komisyonlarda muhalefet ve ilgili taraflar gerekli itirazlarını dile getirecekler. Eğer bizim ifade özgürlüğünü, eleştiri hakkını, basın özgürlüğünü kısıtlamak gibi bir niyetimiz olsaydı biz bunu TCK 125'te "Kişilere Karşı Suçlar" başlığı altında ele alırdık, oysa biz bunu 217 (1)'le "Kamu Barışına Karşı Suçlar" başlığı altında düzenleyerek üç aşamalı ve üç gerekçeli bir düzenlemeye yani sırf halk arasında korku, kaygı, panik oluşturmak saikiyle yani bir özel amaçla...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - ...yine, iç ve dış güvenliği, kamu düzenini, genel sağlığı tehdit edecek gerçek dışı bir bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli şekilde üç aşamaya bağlayarak ve dezenformasyonla ilgili... "Bir şeyin dezenformasyon olduğuna kim karar verecek?" diye soruyorlardı, "Bir bilginin gerçek dışı olduğuna kim karar verecek?" diye soruyorlardı, "Buna da yargı karar verecek." dedik.

Arkadaşlar, iktidarlar gelir geçer, değişir ama bazı şeyleri, bazı kurumların meşruiyetini tartışmaya açarsak bu bizim öncelikle milletimizin, halkın zihnindeki meşruiyet algısına zarar verir. Türk yargısı bağımsızdır ve hâkimlerimiz ve savcılarımızla ilgili sürekli olarak "sarayın hâkimi", "sarayın savcısı" gibi ifadeler...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Mahir Bey, toparlayın.

Buyurun.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Toparlıyorum.

Bizim yani bu milletin ve Türk milleti adına karar veren onurlu hâkimlerimiz ve savcılarımızla ilgili "sarayın hâkimi" "sarayın savcısı" gibi ifadeler doğru değildir, yanlıştır. Bu hâkimler ve savcılar onurlu ve haysiyetli insanlardır, Türk milleti adına karar vermektedirler. Bununla ilgili eğer bir sorun varsa HSK zaten gerekli düzenlemeleri yapmaktadır. Yani, sizinle ilgili olumlu bir karar verildiğinde alkışlayıp olumsuz bir karar verildiğinde... Şimdi, biz Sayın Özgür Özel'le mahkemeleştik ve Sayın Özgür Özel mahkemeyi kazandı. Bu kararı veren hâkim, bu kararı veren mahkeme onurlu bir karar vermiştir. Burada ben, şimdi, bu yargı kararı benim aleyhime çıktı diye ben bu hâkim ve savcılarla ilgili bühtanda mı bulunacağım? Böyle bir şey olamaz.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.