| Konu: | Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 07.04.2022 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.
Şimdi, 27'nci maddede AK PARTİ adına söz alan arkadaşlarımız dediler ki: "Efendim, aciz vesikasından sonra biz çiftçilerimizin borçlarına faiz işlememesi hususunda iyi bir fayda sağlayacak bir hüküm getiriyoruz." Bu, tamamen algı yaratmaya yönelik. Burada sadece ve sadece Ziraat Bankasına ve Tarım Kredi Kooperatiflerine yönelik getirilen aciz vesikasıyla birlikte faiz durur. Ancak burada bir incelik, şeytanlık şurada yatıyor; şeytanlık şu: Takdir edersiniz, aciz vesikasının verilmesinin koşulları -hukukçu arkadaşlarımız bilirler- İcra ve İflas Kanunu'nun 105'inci maddesi uyarınca, vatandaşın herhangi bir hacze kabîl mal varlığı kalmamışsa yani hiçbir şeysi yoksa onun hakkında aciz vesikası verilir. O aciz vesikası verilen tarihe kadar faizler işleniliyor, vatandaşın tüm malı satılmış oluyor, hiçbir şeysi kalmamış oluyor, o tarihe kadarki faizi işliyor, ondan sonrasındakini işletmiyor. Ya, arkadaşlar, bu şeytanlıktır, bu şeytanlıktan vazgeçin. Gerçekten çiftçinin hakkını, hukukunu kollamak, korumak istiyorsanız; bir, icraya konulduğu andan itibaren faizi durdurun yani aciz vesikasının verildiği tarihe kadar değil Sayın Bakan Yardımcım; bu, bir.
İkincisi, sadece Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden verilen kredileri değil, çiftçinin olan tüm borçlarını -hangi banka olursa olsun, hangi kooperatif olursa olsun, hangi şahıs olursa olsun- eğer biz çiftçinin yararını istiyorsak tüm çiftçilerin tüm borçlarını kapsayacak şekilde olmalı. Bu, tamamen algı yapmaya yönelik; çiftçi köylümüzü, vatandaşımızı kandırıyorsunuz. Değerli hukukçu arkadaşlarımız AK PARTİ'de var yani İcra İflas Kanunu'nun 105'inci maddesinde aciz vesikasının koşulları belli. Yahu Allah rızası için bunlar sizlere danışmaz mı? Fatih Bey, sizinle karşılıklı davalara girdik; siz Sayın Cumhurbaşkanı o dönem Başbakanken vekiliydiniz, ben de karşı tarafın avukatıydım yani bunu bilebilecek durumdasınız. Siz grup içerisinde birbirinizle mi anlaşmıyorsunuz? Bu birinci konu arkadaşlar.
Gelelim 31'inci maddeye. 31'inci maddede söz hakkı vardı ancak anlaştığınız için yapamadım, konuşamadım. 31'inci madde de şu: Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekilimizin emeğine, yüreğine sağlık; 2016 tarihinde bir: Orman Yasası'nın içerisinde bulunan yerler; iki, 2/B kapsamında bulunan yerlerle ilgili -bunlar gayet rahat- kanun teklifi verildi. O kanun teklifinde denildi ki... Sultanbeyli'de mesela bir sokağa giriyorsunuz o sokağın bir tarafı 2/B, bir tarafı orman. 2/B'de olanlar tapuyu aldı, orman alanında olanlar alamadı, alamayınca da vatandaş mağdur. Geliyoruz Beykoz'a, aynı şekilde Tokatköy'ü var, bir tarafı orman, bir tarafı 2/B; 2/B olan tapuyu aldı, orman olanı tapuyu alamadı. 2016 yılında Akif Hamzaçebi'nin verdiği kanun teklifinde bir: "Orman alanındaki yerlerden dışarıya çıkarın, orman sınırının dışına çıkarın ve bunun 2/B'deki hükümler gibi parasal değerini koyun, satın şunu." dedi. 2016'daki kanun teklifini, bunu AK PARTİ 2018'de getirdi. 2018'de getirdi ama değerini koymadığı için vatandaşlar orada mağdur oldu. Yıl şimdi 2022 Sayın Bakan Yardımcım, Akif Hamzaçebi'nin o dönem vermiş olduğu 2016'daki kanun teklifini, 2018'de yineledik kanun teklifini; ya, Allah rızası için bizi dinleseydiniz, kabul etseydiniz, kanun tekliflerimizi okusaydınız bu vatandaş altı yıl mağdur olmazdı. Altı yıl önce verilen kanun teklifimizi siz bugün getirip kanunlaştırıyorsunuz, iyileştirme yapıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Bunun faturası kime çıkıyor? Vatandaşa çıkıyor, halka çıkıyor. Sonra "Özür diledik, pişman olduk." diyorsunuz. Ya, Allah rızası için şu muhalefetin, muhalefetteki diğer 4 partinin söylediklerine bir kulaklarınızı açın, bir dinleyin, bir okuyun. Yani biz memleket yararına söylüyoruz. Siz diyorsunuz ya: "Birbirimize benzemiyoruz." Vallahi, her şeyimizle birbirimize benziyoruz. Sayın Zülfü kardeş, seninle örf âdetim birbirine benziyor mu? Seninle giyim kuşamımız birbirine benziyor mu? Seninle yapımız birbirine benziyor mu? Seninle bayrağımız aynı değil mi? Vatanımız aynı değil mi? Dinimiz aynı değil mi? Dilimiz aynı değil mi? Neden benzemiyoruz ya arkadaş! Yani AK PARTİ diyor ki: "Siz İYİ Partiye benzemiyorsunuz, MHP'ye benzemiyorsunuz, HDP'ye benzemiyorsunuz, Saadetle benzemiyorsunuz." Ya, sizinle de benzeşiyoruz, diğerleriyle de benzeşiyoruz. Siz halkı Amerika'nın yaptığı politika uyarınca "Böl, parçala, yut."... Partileri parçalamayın, ülkeyi parçalamayın. Hepimiz biriz ya arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Benzemeyen taraflarımız var Mahmut Bey, benzemeyen taraflarımız da var.
BAŞKAN - Teşekkür ettim Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Peki, ben de teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)