| Konu: | Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 29.03.2022 |
MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 321 sıra sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Gazi Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında, kanun teklifinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Öngörülen düzenlemeler, seçim sisteminde adalet ve istikrarın sağlanmasına, uygulamanın daha sağlıklı işler hâle gelmesine ve demokratik standartların yükseltilmesine katkı sağlayacaktır. Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunlarda değişiklik ihtiva eden hükümlerden oluşmaktadır.
Teklifle, yüzde 10 olan ülke seçim barajının yüzde 7'ye indirilmesi, ittifakı oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısının seçim çevresinde doğrudan aldığı oy sayısı esas alınarak belirlenmesi, partilerin Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunmasının seçimlere katılmak için yeter şart olmaktan çıkartılması, seçim kurulu başkanları ve muhtarlık seçimleriyle ilgili düzenlemeler yapılması öngörülmektedir.
Yapılan değişiklikler temsilde adaletin artırılması yanında siyasi partilerin teşkilatlanmalarının öne çıkarılmasını, seçimlerin yapılması sırasında karşılaşılan, tecrübe edilmiş sorunların giderilmesini, muhtarlık seçimlerinde seçim sonrası yer yer oluşan kargaşa ve belirsizliğin önlenmesini amaçlamaktadır.
Bilindiği gibi Anayasa'nın 67'nci maddesi seçim kanunlarının "temsilde adalet" ve "yönetimde istikrar" ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenleneceğini hükme bağlamıştır. Mutlak anlamda her 2 ilkeyi de temin eden bir sistem zor olsa da ülkeler siyasi, kültürel ve ekonomik yapıları, nüfusu, gelenekleri ve hukuk düzeni ile hedef ve beklentileri doğrultusunda bunları optimize edecek sistemler uygulamaktadır. Anayasa'mızda siyasi partiler "demokratik siyasal hayatın vazgeçilmez unsurları" olarak ifade edilirken, siyasi partiler ve seçimlerle ilgili düzenlemeler de "demokrasi standardını gösteren önemli belgeler" olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye, siyasi tarihinde farklı seçim sistemleri uygulamıştır. 16 Nisan 2017'de yapılan Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilerek yasamayla birlikte yürütmenin de milletimiz tarafından belirlendiği vasıtasız bir demokratik sistem inşa edilmiş, birçok husus gibi sistemin temel unsurlarından biri olan seçim kanunlarının da Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin demokratik yapısına müzahir hâle getirilmesi gerekli olmuştur. Yönetimde istikrarın sağlandığı, temsil adaletinin artırıldığı, uzlaşma kültürünün geliştiği, sağlıklı siyasi yapıların oluştuğu, siyasetin niteliksel etki alanının arttığı bir düzenin tesisi bu çerçevede önemli hâle gelmiş; hazırlanan kanun teklifiyle de ülke seçim barajının düşürüldüğü, temsil adaletinin azami ölçüde sağlandığı, siyasetin istikrar kazandığı ve kurumsallaştığı bir seçim sisteminin oluşturulmasını mümkün kılan düzenlemelerin yapılması öngörülmüştür.
Değerli milletvekilleri, teklifin 1'inci maddesiyle, yönetimde istikrar ilkesi korunarak temsilde adalet ilkesini güçlendirmek için yasama organında daha fazla partinin ve düşüncenin temsil edilebilmesi amacıyla ülke seçim barajı yüzde 10'dan yüzde 7'ye indirilmektedir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yönetimde istikrar ilkesini güçlendirdiği göz önüne alındığında, değişiklikle daha fazla partinin ve fikrin Mecliste temsili suretiyle temsilde adalet perspektifinin güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Hatırlanacağı gibi, 2018 yılında yapılan ve yürürlükte olan düzenlemeyle siyasi partilerin ittifak yaparak seçime girebilmesinin önündeki engel kaldırılmış, ittifakı oluşturan partilerin aldıkları oy toplamının ülke barajını geçmesi durumunda tüm partiler barajı geçmiş sayılmak suretiyle ittifak içi partiler için baraj söz konusu olmaktan çıkarılmıştır.
Teklifin 2'nci maddesiyle 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 34'üncü maddesinde değişiklik yapılarak ittifakı oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısının partilerin ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel D'Hondt uygulamasıyla doğrudan belirlenmesi öngörülmekte, mevcut hâlde önce ittifak milletvekili sayısının tespiti, ardından ittifak içi partilere dağılımı uygulamasından vazgeçilmektedir. Önerilen bu değişiklikle siyasi partilerin tüzel kişilikleri önemli hâle getirilmekte, ittifak oluşturmanın ortak amaç ve hedefleri yanında seçmen iradesinin doğrudan kendi partisine yansıması anlayışı gözetilmektedir.
Teklifin 3'üncü ve 4'üncü maddelerinde yapılan düzenlemeyle siyasi partilerin örgütlülüğü esas alınmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde grup oluşturmuş olmalarının Meclis faaliyetleriyle alakalı bir husus olduğu dikkate alınarak partilerin Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunma hâli seçimlere katılmada yeter şart olmaktan çıkarılmıştır. Bu şekilde siyasi partilerin seçimlere katılabilmesinde münhasıran teşkilatlanmaya ilişkin hususların esas alınması sağlanmıştır. Ayrıca, öngörülen yeni düzenlemeyle bir siyasi partinin seçimlere katılabilmesi için Siyasi Partiler Kanunu'nda öngörülen ve tüzüğünde belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste 2 defadan fazla ihmal etmemiş olma kriterini sağlaması gerektiği hüküm altına alınmış, kurumsallaşma öne çıkarılmıştır.
Teklifin 5'inci ve 6'ncı maddelerinde yapılan düzenlemeyle seçimlerin adil ve şeffaf biçimde yapılmasında etkin bir rol oynayan il ve ilçe seçim kurulunun şeffaflık temelinde kurayla oluşturulması suretiyle uygulamada karşılaşılan sıkıntıların giderilmesi amaçlanmıştır. Buna göre, il seçim kurulu başkan ve asil üyelerinin iki yılda bir ocak ayının son haftasında, il merkezinde görev yapan, kınama veya daha ağır ceza almamış ve en az birinci sınıfa ayrılmış hâkimler arasından adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunca yapılan kura çekimiyle tespit edilmesi, kura çekiminde ilk çıkanın başkan, sonraki 2 üyenin asil ve en son çıkan 2 üyenin de yedek üye olması öngörülmüştür. En az birinci sınıfa ayrılmış yeterli sayıda hâkimin olmaması durumunda en kıdemli hâkimin kurulun başkanı olması, ayrıca yeterli sayı olması durumunda isteyen hâkimlere kuradan çekilme imkânı verilmesi düzenlenmiş, ilçe seçim kurulları için de aynı usul benimsenmiştir. İl seçim kurulu başkan ve üyeleri ile ilçe seçim kurulu başkanlarının bu teklifin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde yeni yönteme göre yeniden belirlenmesi ve mevcutlardan kalan süreyi tamamlaması da öngörülmüştür.
Teklifle, ayrıca, bir siyasi partinin başka bir partinin üyesi olan bir kişiyi sandık kurulu üyesi olarak gösterebilmesi kişinin rızasının alınmış olması şartına bağlanmakta, seçim göçünün önlenmesi amacıyla seçime üç ay kala ikamet edilen yerde oy kullanılacağı hüküm altına alınmakta, adresi kapanmış olan seçmenlerin oy hakkından mahrum kalmaması için en son seçmen oldukları adres üzerinden oy kullanmalarına imkân sağlanmaktadır.
Özetle, bu kanun teklifiyle ülkemizin demokrasi standardının daha da yükseltilmesi, yönetimde istikrarın temsilde adaletle güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak kanun teklifini uygulamadan kaynaklanan sorunları gideren; şeffaflığı, adaleti ve istikrarı artıran; siyasi katılımı ve millî iradeyi güçlendiren demokratik bir düzenleme olarak görüyor, seçim sisteminin sağlıklı işlemesine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu düşüncelerle, kanun teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyoruz.
Sizleri saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)