| Konu: | Konya'da tohum geliştirilmesine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 24.03.2022 |
LEYLA ŞAHİN USTA (Konya) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekillerimiz; gıda güvenliğinin çok önemli olduğu bir dönemde özellikle ata tohumlarımız, yerli tohumlarımız üzerinden birtakım yalanların yayıldığı ve Türkiye'ye olan güvenin azaltılmaya çalışıldığı hissiyatıyla, özellikle ülkemizde ve Konya'da tohumla ilgili yapılan çalışmalar hakkında söz almış bulunuyorum.
Evet, atalık tohumlar genetik kaynak olarak son derece önemli. Verim performansı, hastalık, zararlılara hassasiyet gibi özellikleri sebebiyle geniş alanlarda üretim yapan üreticiler tarafından tercih edilmemektedir; üreticilerimiz yüksek verim veren, kaliteli ve ihracata yönelik tohumları tercih etmişlerdir. Yalan ve yanlış bilgiler buralarda başlamaktadır.
Birinci yalan "2006'dan sonra atalık tohum satışı yasaklandı." cümlesinin ardına eklenen "Hibrit ve yabancı tohumlar ekilmekte." yalanıyla üreten çiftçimiz hedefe konulmaktadır. Peki, doğrusu nedir? Hububatta veya kendi kendine döllenen bitkilerde yani buğday, arpa ve benzerinde hiçbir şekilde hibrit tohum kullanılmamaktadır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Hanımefendi, yanlış bilgi, yanlış.
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) - Ve on beş yirmi yıllık iktidarımız boyunca hububatta yüzde 80, baklagillerde yüzde 85 yerli tohumumuzu ürettik ve kullanıyoruz, sebze de ise yüzde 67 yerli tohumumuzu kullanmaktayız. Bu rakamlar on beş yıl öncesinde maalesef, sadece yüzde 15 ve 20 civarlarındaydı.
Ata tohumlarının kayıt altına alınması, üretilmesi ve pazarlanmasına dair çıkarılan mevzuatlarla, herhangi bir kontrolden geçirilmeden ve tohumluk standartlarına uygunluğu tespit edilmeden çiftçilere satılması ve mağduriyetlerinin önlenmesi amacı güdülmüştür. Ata tohumlarının uygun olarak üretilip tescillenmesi, sertifikalandırılması sonrasında da ticarete sunulmasında hiçbir yasak bulunmamaktadır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Kanunu okuyun kanunu, yanlış bilgi veriyorsunuz Meclise.
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Dinle, dinle!
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) - İkinci yalan "Ata tohumlarını sertifikalandırmak çok zordur ve mümkün değildir." Bu yalanın üzerine kurgulanmış ata tohumlarının ekilmediği iddiasına cevap vermek istiyorum: İsteyen çiftçimiz, sivil toplum kuruluşumuz veya kişi, tohumu Bakanlığımız bünyesinde çalışan enstitülere veya TAGEM'lere getirdiğinde, hiçbir ücret ödemeden, tohumunu tespit ve tescil ettirip, ardından sertifikalandırıp kullanıma ve satışa sunabilir.
Ata tohumlarının kasıtlı olarak yok edildiği yalanına en çarpıcı doğru cevap ise şudur: 2021 yılı itibarıyla 3.400 türe ait 117.000 tohum örneği, 2 gen bankamızda muhafaza altındadır. Tohum olarak saklanması mümkün olmayan meyve ve asma gen kaynakları da Arazi Gen Bankasında muhafaza edilmektedir.
Üçüncü yalan "Hibrit tohumlar, yapay laboratuvarlarda üretilir, biyolojik olarak kısırdır ve insanlığın sağlığına zararlıdır." yalanı önümüze sürülmüştür. Bu tohumlar, tamamıyla Bakanlık kontrolü altında, enstitüler, özel sektör ve üniversiteler iş birliği ile tarla ve seralarda geliştirilmiş yerli çeşitlerdir ve sağlığa zararlı değildir.
"Hibrit tohum kullanmayan, hibritle üretim yapmayanlar hiçbir destek alamaz." söylemi de yalandır. Sertifikalı tohumu kullanan üreticimizin aldığı ek destekler vardır. Ata tohumunu sertifikalandırıp eken her çiftçimiz her türlü destekten de faydalanmaktadır. Türkiye, tohumculuk sektöründe güçlü bir ülkedir. 1 milyon 324 bin ton tohumu 2021 yılında ürettik ve bunun 76 bin tonunu da ihraç ettik, aynı dönemde ithal edilen tohum miktarı ise 49 bin tondur yani Türkiye, net tohum ihracatı yapan bir ülkedir.
Dördüncü yalanınız "Tohum takas şenlikleri engellendi, kısıtlandı, iktidar, bu şenliklere de el attı." yalanı. Tohum çok önemli dedik; kontrolsüz takasların sonuçlarının ne olduğunu görmezden gelemezdik. Bu etkinliklerdeki perde arkasındaki plan, bizim ata tohumlarımızın değiştirilmesi, karşı taraftan gelen tohumun ne olduğunu bilmeksizin ata tohumu diye çiftçinin eline verilmeye çalışılması, tam tersine, ata tohumumuzu alıp da yurt dışına kaçırılma meselesidir. Bu kontrolsüz şenliklerin arkasındaki organizasyonların tespitiyle ata tohumlarımız en üst düzeyde korumaya alınarak bu şenlikler de yeniden, aynı şekilde düzenlenmektedir. Özellikle, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin konuyu sahiplenmesiyle birlikte, gen bankalarında muhafaza altında tutulan tohumlarımız, ata tohumlarımız toprakla buluşturulmuş, üretime sevk edilmiş, bu sayede çiftçimiz, ata tohumlarını da üretmeye başlamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Mardin'in "sorgül"ü, Kayseri Develi'nin "gacer"i, Konya'nın "taner"i ata tohumlarından geliştirilmiş özel buğdaylardır.
Hızlıca bir yalandan daha bahsetmek istiyorum: "GDO'lu ürünlerin Türkiye'de kullanımı serbesttir. Çocuk mamaları hariç, tüm gıdalarımızda GDO var." yalanı da toplumu korku ve panikliğe sürükleyici kocaman bir yalandır. Doğrusu ise, ülkemizde GDO'lu tohum almak, satmak, yetiştirmek yasaktır. GDO tespit edilen tohumlukların ülkeye girişine izin verilmemekte, bunlar ya iade edilmekte ya da imha edilmektedir. Ülkeye giren her tohumun araştırılması ve incelemesi laboratuvar şartlarında yapılmaktadır. Bununla ilgili inceleme yapan tüm kurumlarımızın güvenlik şartları altında incelemelerini dahi hiçe sayarak çiftçimizin üretimine el uzatan, dil uzatan, ekmeğine el uzatan bu yalanların açıkçası...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) - Bir dakika daha rica etsem Başkanım.
BAŞKAN - Selamlayın.
LEYLA ŞAHİN USTA (Devamla) - Çiftçimizin hakkını ve emeğini korumak çiftçilerin başşehri olan Konya'nın bir vekili olarak da bir sorumluluk olarak görüyorum.
Bugün, eğer üreten çiftçimize "Ürettiğiniz sağlığa zararlı." diyerek bu yalanlarla üretimi durdurmaya, çiftçimizin emeğini hiç etmeye çalışıyorsanız bunlara kimse itibar etmeyecektir. Biz her hâl ve şartta hem ata tohumlarımızı hem yerli tohumlarımızı çoğaltarak, üreterek insanımızın hizmetine sunmaya, sağlıklı gıda üretmeye de devam edeceğiz.
Tüm Meclisi ve heyeti saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)