| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 13.02.2013 |
TÜLİN ERKAL KARA (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de CHP Grubu önerisi aleyhine söz almış bulunmaktayım.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Yine mi aleyhinde?
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, yurt dışında doğmuş ve büyümüş bir kardeşiniz olarak ben yukarıdaki, gelen heyete de saygılarımı iletiyorum.
Son dönemlerde, on yıldır, biz, Avrupa'daki vatandaşlarımızın Türkiye'ye olan bakışlarını gayet iyi biliyoruz Süleyman Bey. Ben onların içinden gelen bir kardeşinizim.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Seninle beraber gidelim.
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Artı, burada ben bir konu hakkında bilgi vermek istiyorum Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde, biz, AK PARTİ Grubu olarak 7 arkadaş katılıyoruz, 3 CHP, 1 MHP, 1 de BDP milletvekili katılıyor bizimle.
Şimdi, Avrupa'daki sorunlara gelince, biz bunları gayet iyi biliyoruz; ırkçılık, ayrımcılık, İslamofobi, İslam karşıtlığı. Biliyorsunuz, 11 Eylül saldırılarından itibaren İslam dinine karşı çok ciddi bir mücadele başlatılmış. Ama ben şunu vurgulamak istiyorum burada kürsüden: Norveç'te çok ağır bir saldırı yaşandı, 90'a yakın insan vefat etti; peki, ben bu kürsüden kalkıp da Hristiyanofobi diye bir şey söyleyebilir miyim arkadaşlar? Söyleyemem. Neden? Bu, bir kişiyi ya da bir grubu bağlayan bir olaydır, öyle değil mi? Siz, kalkıp da bütün topluluğu hedef gösteremezsiniz, bu bir.
İkincisi, çok üzüntüyle vurgulamak istiyorum. Avrupa Konseyinde dönem dönem katıldığımız toplantılarda şunu çok net görebiliyorum: Bazı, muhalefetteki milletvekili arkadaşlar, İslam kelimesinin geçtiği her konuda, güney Kıbrıslı Rumların, Ermenilerin, Yunanlıların ortak ifadesi olarak gördükleri durumları bakıyorum onlar gibi düşünmeye başladılar. Yani, bazı milletvekillerinin içinde de bir İslam karşıtlığı var.
Arkadaşlar, yanlış yoldayız, yanlış yoldasınız ve ben çok üzülüyorum gerçekten. Yani, kalkıp da bunu dinî bir mesele hâline getirip, İslam'ı bu kadar kötü bir duruma sokmanın hiçbir anlamı yok.
Yurt dışında yaptığınız bütün eleştirileri bizzat yakından takip ediyoruz ama şunu da dile getirmek istiyorum; bizler takip ediyoruz ve son derece üzülüyorum, kendi ülkem adına üzülüyorum. Şu Meclis kürsüsünde gelin her şeyi tartışalım, konuşalım ama ağlama duvarı değil orası arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kendi sıkıntılarımızı Avrupa Konseyinde dile getirip de, Avrupa'nın karşısında kalkıp da çok olumsuz bir tablo sergilemenin hiçbir anlamı yok. Bu ne size yarar getirir ne de kendi vatandaşlarımıza bir yarar getirecektir. (CHP sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, dinlemeyi öğrenin. Bizler dinliyoruz sizleri sonuna kadar, sizler de lütfen bu saygıyı göstererek bizleri dinlemeyi çalışın.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Biz ne diyoruz, siz ne diyorsunuz!
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - İkinci konu: Bakın, son bir aydır benim ilgilendiğim bir konu var, Belçika'da olan iki olay var. Süleyman ve Uğur Aygün kardeşler bir çatışma sonucu öldürüldüler, iki buçuk yıldır bu 2 kardeş morgda yatıyor. Hani nerede bunun insan hakları? Hani kalkıp da ülkemizi suçluyorsunuz ya her arenada "Biz işte şunu kötü yaptık, bunu kötü yaptık." Kardeşim, biraz objektif davranmaya çalışın yani bir de Sezar'ın hakkını Sezar'a teslim edin lütfen. Burada ideolojik olarak yaklaşmayın, benim sizden ricam budur.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Öyle bir kelime etti mi, bir ideolojik kelime etti mi? Olayı saptırmayın lütfen.
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Yani, Türkiye atılım sağlıyor, Türkiye ileriye gidiyor, lütfen engel olmayın. Çalışın sizin de olur arkadaşlar, kıskanmayın bu kadar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ayıptır ya, ayıp ya!
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Kalkıyorsunuz, ikide bir "Ekonomimiz kötüye gidiyor." Kardeşim, gidin Avrupa'daki değerleri açın ve okuyun, lütfen okuyun, yani ekonomimizin neresi kötüye gidiyor?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Kardeşim, işçiyi konuş. Almanya'daki vatandaşı konuş vatandaşı.
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Her platformda, her arenada kalkıyorsunuz "Yok, Türkiye kötüye gidiyor. Yok, Türkiye şöyle oluyor." Yok, öyle bir şey yok arkadaşlar. Türkiye'nin gidişatı gayet iyi bir şekilde ilerliyor. Siz rahat olun, müsterih olun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Seninki iyiye gidiyor ama vatandaşınki kötüye gidiyor.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Bizler ne diyoruz, siz ne diyorsunuz?
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Bizler her arenada Türkiye'nin bütün haklarını savunmaya devam edeceğiz, hem içeride hem dışarıda, biz her zaman Türkiye lehinde kararlar aldırmaya çalışacağız.
Sizin eleştirilerinize, sizin bu kadar karşı gelmelerinize rağmen ben her konuda burada savunmalarımı sonuna kadar yapacağım, onu bir kere iletmek istiyorum.
Arkadaşlar, şimdi, ırkçılık diyoruz, ayrımcılık diyoruz. Gelin, bunlarla mücadele edelim. Hani, temel hak ve insan hakları diyoruz ya, biz insan haklarından bahsediyoruz ama maalesef Avrupa Birliğinde biz hâlen insan hakları durumlarını tartışır hâle geldik. Siz zannediyorsunuz ki orası cennet de burası cehennem ortamı? Yok böyle bir şey kardeşim. Biz, burada, çok güzel bir hâle getirdik Türkiye'yi. Ve emin olun ki, bu şekilde sizin bütün engellemelerinize rağmen? Ben isterdim ki, dilerdim ki, gelin bunu masaya yatıralım, gelin burada tartışalım, önerilerinizi söyleyin, bizim de grubumuz var, vekillerimiz var, biz de Hükûmetiz nihayetinde, her ne kadar siz kabul etmiyorsanız bile. Gelin önerilerimizi hep birlikte "Bu ülkenin daha da ileriye gitmesini nasıl sağlayabiliriz?"in biraz çalışmasını yapalım arkadaşlar. Yurt dışındaki Türklerin hiçbirisinin bu konuda, AK PARTİ nezdindeki bütün politikalarda bir sıkıntıları yok. Yeter ki biz o tarafa doğru eğilmeyelim.
Ben şunu söylüyorum: Gurbetçi bir ailenin kızıyım.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Deniz Fenerinde dolandırılanlara ne diyeceksin?
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Eskinin Türkiye'sindeki durum da belli, ortada, şimdiki Türkiye'nin durumu da ortada.
Gelin, oturalım, anlatayım ben size. Neler yaşadık? Eskinin zamanlarında bizler ne sıkıntılar gördük? Hepsini tek tek sıralayabilirim sizlere.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Deniz Fenerinde para kaybettin mi kaybetmedin mi?
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Yeter ki sizler Avrupa'da Türkiye'yi şikâyet etmeyin arkadaşlar.
ORHAN DÜZGÜN (Tokat) - Cumhurbaşkanının eşi AİHM'e gitti, onu söylesene.
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Bu size yarar sağlamayacaktır, grubunuzun başkan vekillerine de yarar sağlamayacaktır. Kendi genel başkanınıza da hani yaranmak için yapabilirsiniz ama ülkemizin bu kadar da tehlikeye atılmasına benim gönlüm razı değil. Burada son derece eleştiriyorum sizleri. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, şunu hemen söyleyelim: Biz, çok öncelerden aday olan bir ülkeyiz. Arkadaşlar, lütfen dinleyin, ben dinleme saygısında bulunuyorum, sizler de lütfen dinleyin.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Heyecanlanma, rahat ol.
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Ben burada kendi vatandaşlarımıza sesleniyorum. Onlar da gayet her şeyin nerede, nereye gittiğini çok iyi biliyorlar ama bir de sizlere göstermek istiyoruz bu noktayı.
Şimdi, biz, diyoruz ki: Çok öncelerden, elli altmış yıldır başvurmuş bir ülke olarak, aday bir ülke olarak bizim diğer ülkelerden, Avrupa'daki ülkelerden ne farkımız var arkadaşlar? Hatta bizim bir adım da ileride olduğumuzu ben kendi gözlerimle de görüyorum, biliyorum. Eskiyen ve yaşlanan bir Avrupa karşısında, yenilenen ve gençleşen bir Türkiye var. Ya, bizi kabul etmeyeceklerse de artık bu kendilerinin bilecekleri bir durum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Hani girmiştiniz? Havai fişekler ne oldu?
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Biz -yine söylüyorum arkadaşlar- bütün, durumun iyileştirilmesi noktasında, hani, elimizden gelen her ne varsa yapıyoruz, yapmaya devam ediyoruz. Ama, lütfen arkadaşlar, kimse kimsenin dinini eleştirmesin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz, elhamdülillah Müslüman doğduk, Müslüman ölmeye razıyız ama lütfen, sizler gidip de orada İslamofobiyi ikide bir ortaya koyup da "Yok, efendim, işte, Türkiye'de şöyle bir durum var: Türkiye antilaik, Türkiye antidemokratik?" Yok böyle bir şey kardeşim! (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Gözlerinizle konuşun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hayrünisa Hanım'a sor!
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Lütfen? Lütfen? Böyle bir şey yok. Ben görüyorum arkadaşlar? Lütfen arkadaşlar...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hayrünisa Hanım'a sor!
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - İkinci bir? Evet? Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın eşi, onların çocuklarını okutmadınız. Sizin gibi zihniyetler? Ben İstanbul Üniversitesinde okurken ikna odaları kuruldu. Binlerce kız kardeşimizin gözyaşlarına ben şahit oldum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Helal olsun! Bravo!
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Dedim ki: "Ne oluyoruz ya? Müslüman bir ülkede başörtüsü yasağı varken nereye gidiyoruz ya?"
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - On yıldır iktidardasınız!
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Ben, Avrupa, Faslı, Tunuslu, Cezayirli kız kardeşlerimle aynı sıralarda okudum arkadaşlar. Onlar başörtülüydü ve öğretmenleri de yabancıydı, Hristiyan bir kadındı. Yani böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar ya? Ya, bu kadar ayrımcı davranmayın. Ayrımcı davranmayın kardeşim! Ayrımcı davranmayın!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ayrımcılığı yapan sizsiniz!
TÜLİN ERKAL KARA (Devamla) - Tekrar ediyorum, tekrar ediyorum, bu yurt dışı komisyonlarına giden arkadaşlara sesleniyorum: Lütfen, ağlama duvarı değil orası. Gelin, hep birlikte, ne sıkıntımız varsa burada tartışalım, paylaşalım ama oraya gittiğimiz zaman, tek yürek olarak, el ele vererek de gidip orada, biz, bütün Türkiye'mizi en iyi şekilde anlatmaya çalışalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ben yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Sabrınızdan ötürü teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Kara, teşekkür ediyorum efendim.