GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:65
Tarih:13.02.2013

ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) - Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; Barış ve Demokrasi Partisinin Anayasa'nın 34'üncü maddesinin valilik önergeleriyle çiğnenmesi, demokratik bir şekilde yapılan gösteri ve yürüyüşlerde yaşanan ölümlerin araştırılması için Anayasa'nın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılması önergesi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı Anayasa'mızın 34'üncü maddesiyle düzenlenmiştir. 34'üncü maddeye göre: "Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir."

Değerli milletvekilleri, görüldüğü gibi, Anayasa'mıza göre herkesin önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı vardır. Ancak bu hakkın kullanımı sırasında kamu düzenini bozacak, kamu güvenliğini tehlikeye düşürecek veya başkalarının özgürlüğünü engelleyecek şekilde eylem ve etkinliklerin gerçekleştirilmesi durumunda, polis veya jandarma, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu çerçevesinde duruma müdahale etmektedir.

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 17'nci maddesinde "Mülki idare amiri millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde yasaklayabilir." denilmektedir. Eylem ve etkinliklerde gerekli uyarılar yapılmasına rağmen, yasal sınırı aşarak kanunsuz fiil ve davranışlara devam eden ya da eylemi sonlandırmayarak dağılmamakta direnen gruplara güvenlik kuvvetlerince müdahalede bulunulmaktadır.

Değerli milletvekilleri, güvenlik güçlerimiz, özellikle toplumsal olaylar başta olmak üzere, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi ve devamı için mevzuatla kendisine verilen görevlerini yerine getirmek amacıyla, orantılılık ilkesine uygun olarak gerektiğinde zor kullanma tedbirlerine başvurabilmektedirler. Bu çerçevede, ilde genel emniyet ve asayişi sağlamakla görevlendirilen mülki idare amirleri yapılacak olan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde kanun hükmünde belirtildiği şekilde düzenlemelere gitmektedirler; kamu düzeninin ve güvenliğinin bozulacağı bu tür eylemlerin gerçekleşmesi durumunda telafisi mümkün olmayan zararların önlenmesi amacıyla elde edilecek veriler doğrultusunda İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11'inci maddesi, Anayasa ve ilgili mevzuatın belirlediği esaslar çerçevesinde zorunlu olarak erteleme veya yasaklama kararı alabilmektedirler. Burada temel amaç, insanların temel hak ve özgürlüklerini kullanmasına engel olunması değil, bu hak ve özgürlüklerin güvenli ortamlarda kullanılması amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasıdır.

Değerli milletvekilleri, şunu özellikle belirtmek istiyorum: 2002-2012 yılları arasında ülkemizde, ilgili mevzuat çerçevesinde, kanuni olarak düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde hiçbir ölüm olayı meydana gelmemiştir. Bununla beraber, müdahale sırasında zor kullanma sınırlarını aşan personel hakkında derhâl adli ve idari işlem başlatılmıştır. Örneğin, zor kullanma sınırlarını aştığı iddiasıyla Ocak 2002-Mayıs 2012 dönemi içerisinde 3.410 personel hakkında adli yönden dava, Ocak 2005-Mayıs 2012 dönemi içerisinde ise idari yönden 4.267 personel hakkında soruşturma açılmıştır.

Sayın milletvekilleri, Hükûmetimizin her alanda insan hakları ihlalleriyle mücadele edebilmek için hazırladığı İnsan Hakları Eylem Planı'ndan bahsetmek istiyorum. Hazırlanan eylem planına göre, toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile yakalama ve gözaltına alma uygulamaları esnasında gerekli olduğunda orantılı güç kullanılması sağlanacak. Bu kapsamda, nezarethaneler ve özgürlüğün kısıtlandığı yerlerde kameralı takip etkili kullanılacak ve denetlenecektir. Orantısız güç kullanmak suretiyle ölüme ve yaralanmaya neden olan kolluk kuvvetleri hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda etkin adli ve idari soruşturma yapılacaktır.

Eylem planına göre, işkence suçunda zaman aşımı ise tamamen kaldırılacak, özgürlüğün kısıtlandığı tüm alanların fiziki koşulları iyileştirilecek. İşkence ve kötü muamele nedeniyle devlet tarafından ödenen tazminatların, bu suçların faillerinden veya soruşturmayı gerektiği gibi yapmayan kamu görevlisinden tahsili için rücu yolu etkili bir şekilde uygulanacak, bunun için mevzuat değişikliklerine gidilecektir. Kolluk kuvvetleriyle ilgili ihbar ve şikâyetlerin tek elden değerlendirilmesi için kolluk gözetim komisyonu kurulması öngörülmektedir. Bu da Bakanlar Kurulumuzun gündeminde bulunmaktadır. İşkence ve kötü muamele kabul edilen eylemlerin cezasız kalmasını önleyecek düzenleme yapılacak, buna paralel olarak Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda gerekli düzenlemeler yapılacaktır. Kamu görevlilerinin etkin soruşturulması sağlanacaktır.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ döneminde, geçmişteki hükûmetlerle kıyaslanmayacak kadar, insan hakları konusunda büyük bir ilerleme kaydolunmuştur. İnsan haklarının, demokrasinin ve hukuk devleti ilkesinin korunması ve ileri götürülmesi, iktidara geldiğimiz günden bu yana, öncelikli hedefimiz arasında yer almaktadır. İnsan hak ve özgürlüklerini bir davranış biçimi hâline getirmek ve bu sayede insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmak için en büyük yatırımı da demokrasiye yapmak olduğuna inanıyoruz. Hükûmetimizin programında en çok hâkim olan kavram demokrasidir.

AK PARTİ döneminde, insan haklarının geliştirilmesi ve güçlendirilmesine ilişkin kurumsallaşma çalışmaları ağırlık kazanmıştır. Kaba kuvvetin, kaba işkencenin ortadan kaldırılması yönünde ciddi ilerlemeler sağlanmıştır. 12 Eylül 2010 referandumuyla vatandaşlarımıza doğrudan etki edecek, insan haklarını geliştiren düzenlemeler getirilmiştir. Halkımızın önemli oranda desteğiyle kabul edilen bu referandumla Anayasa'mızın 148'inci maddesinde yapılan değişiklikle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının önü açılmıştır. Özgürlükleri genişletecek kararlar almaya da kararlılıkla devam edeceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin Anayasa'nın 34'üncü maddesinin valilik yönergeleriyle çiğnenmesi, demokratik bir şekilde yapılan gösterilerde ve yürüyüşlerde yaşanan ölümlerin araştırılması için Anayasa'nın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılması talebinin uygun olmadığını belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kavaklıoğlu.