| Konu: | (10/96, 234, 409, 501, 698, 1743, 1747, 1912, 2187, 2203, 2303, 2353, 2389, 2477, 2673, 2675, 2697, 2830, 2976, 2979, 3019, 3109, 3206, 3430, 3476, 3479, 3482, 3484, 3485, 3493, 3504, 3505, 3508, 3510, 3685, 3723, 3918, 3919, 3920, 3921, 3922, 3923, 3924) Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İçtüzük'ün 104 ve 105'inci Maddeleri Uyarınca Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergeleri ve Meclis Araştırması Komisyonu Raporu Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 08.03.2022 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Sayın Başkan, çok kıymetli milletvekillerim; bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bu son derece anlamlı günde kapsamlı bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkardığımız ve kadınlar özelinde ülkemize faydalı olacağına inandığımız Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu'muzu bugün grubumuz adına söz alarak Meclise getirmiş bulunuyoruz ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün kadının onuru, öz değeri ve sahip olduğu temel haklar konusunda etkin bir farkındalığa, kadına yönelik şiddetle mücadele hususunda küresel bir bilince vesile olmasını temenni ediyor ve şiddetsiz bir dünya için emek veren tüm kadınları ve tüm insanları saygıyla selamlıyorum.
Tam bir yıl önce, 9 Mart 2021 tarihinde kurulan Komisyonumuzun kadına yönelik şiddetle mücadele yöntemlerini, çözüm yollarını, değerlendirme, tespit ve önerilerimizi sizlerle, aziz milletimizle paylaşmak umuyorum ve diliyorum ki bugünün en güzel çıktıları olacak. Tüm siyasi partilerden konuşan arkadaşlarımızı dinledik, biraz sonra komisyon sıralarında hepsine cevaplarımızı vereceğiz ama müsaadeniz olursa bugün yirmi dakikalık konuşmamı Komisyonumuzun çalışmalarına ve yaptıklarımıza ayırmak istiyorum.
Çok kıymetli milletvekillerim, öncelikle, şiddet kavramı üzerinde hepimizin hemfikir olduğunu biliyoruz. Şiddet, bireyleri ve toplumları doğrudan ya da dolaylı olarak olumsuz yönde etkileyen çok yönlü bir olgudur. Kadına yönelik şiddet ise uluslararası ve ulusal düzeyde alınan tedbirlere rağmen tüm dünyada varlığını devam ettiren evrensel bir sorundur. Şiddet, tüm toplumların kanayan yarasıdır. Dünya Sağlık Örgütünün son verilerine göre, dünya genelinde her 3 kadından 1'i fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik açılardan şiddete maruz kalıyor. Bugün, insanlık kadın hakları konusunda çetin bir imtihandan geçiyor. Dünyanın birçok yerinde savaş, şiddet ve zorbalık herkesten çok kadınları vuruyor. Biz, kadının onurunu hedef alan, ayrımcılığa tabi tutan, şiddete maruz bırakan her türlü davranışın medeniyet kodlarımıza aykırı olduğunu çok net ifade ediyor ve altını çiziyoruz.
Kıymetli milletvekilleri, kadim kültür ve medeniyetimiz, insana verilen değer, bir arada yaşamaya verilen önem, adalet, hakkaniyet, merhamet ve hoşgörü üzerine kuruludur. İnsanı yeryüzünün en şerefli varlığı olarak konumlandıran inanç sistemimiz ise şerefli varlık vasfında kadın ve erkeği eşit kılmıştır. Kültür, medeniyetimiz ve inancımızda şiddetin yeri asla yoktur. Kadına yönelik şiddetin haklı ya da haksız hiçbir gerekçesi olamaz, bahanesi olamaz. Kadına yönelik şiddet kadının biyopsikososyal gelişimini sekteye uğratmakta ve kadına yönelik şiddeti bir insan hakkı ihlali olarak görmekteyiz. Kadına yönelik şiddet, bir insanlık suçudur, kadının kimliğini ve onurunu hiçe saymaktır. Şunu hepimizin çok iyi anlatması gerekir ve anlaması gerekir: Kadına yönelik şiddet, sadece kamusal düzenlemelerle değil, kolluk tedbirleriyle değil, aynı zamanda bütün toplumun topyekûn bir şekilde mücadele etmesiyle ancak çözülebilecek bir sorundur. Topyekûn bir mücadeleye ihtiyacımız var. Atalarımızın veciz bir şekilde ifade ettiği gibi, baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz. Bu taşı yerinden kaldırmak için herkes elini taşın altına koymalıdır. Hep birlikte, amasız, fakatsız, lakinsiz, kadına şiddetle mücadelede asla çifte standartlaşmaya gitmeden, çifte standartçı yaklaşımlara müsaade etmeden, birlikte ve istişare içinde sorunun çözümü için mücadele etmeliyiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kadına şiddetle mücadele, yapısı gereği çok yönlü bir yaklaşım ve disiplinler arası bir çalışmayı ve özel stratejilerin geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu noktada Türkiye birçok uluslararası sözleşmeye imza atmış ve ulusal birçok önemli çalışmaya, düzenlemeye, yasal düzenlemelere imza atmış ve uygulamaları yerine getirmiştir. Özellikle cumhuriyet tarihimizin başlangıcından itibaren kadınlara seçme ve seçilme hakkını birçok ülkeden önce ülkemize tanıyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve bugün kadınlar arasında yıllardır süregelen ayrımcılığı ve yasakları ortadan kaldırarak siyasi temsil başta olmak üzere tüm kadınların haklardan eşit şekilde faydalanmasını sağlayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a canıgönülden teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bizim önce kadınları kadınlarla eşitlemek gibi bir sorumluluğumuz vardı ve bugün Meclisteki kadın milletvekili temsil oranlarının bu sayıya çıkabilmesinin en önemli sebebi de kadınlar arasındaki eşitliğin sağlanması, çifte standardın ortadan kaldırılmasıdır. Türkiye'de özellikle 2000'li yıllardan itibaren uygulanan sosyal politikalarımızla, Türk Medeni Kanunumuzla, Ceza Kanunu, Anayasa'mızda yapmış olduğumuz değişiklikler ve çıkarmış olduğumuz 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kadının güçlenmesi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çok önemli mevzuatsal düzenlemelerimizdir.
Kadın haklarını güçlendirmeye, ayrımcılığı önlemeye yönelik önemli düzenlemeler yaptık. Etkili mekanizmalar tesis ettik, eylem planları, kalkınma planları, Cumhurbaşkanlığı yıllık programları hazırlandı ve tüm bu yasal çalışmalar kadına yönelik şiddetle mücadelede hukuki altyapı kadar etkin çalışan bir idari altyapının sağlanmasına yönelik çalışmaları da beraberinde getirdi. Özellikle, 2006'daki Başbakanlık genelgesi... Biraz evvelki arkadaşlarıma esasında prensipte buradan cevap vermek istemiyordum ama biz sadece raporlar yazmıyoruz arkadaşlar, biz tarih yapıyoruz, tarih yaparken yazdığımız raporları politikaya çeviriyoruz ve bunları uyguluyoruz.
Bakın, 2005 tarihinde töre saikiyle Töre ve Namus Cinayetlerini İnceleme Araştırma Komisyonu kuruldu. Bu Araştırma Komisyonundan sonra 2006 yılında bir Başbakanlık genelgesi yayınlandı. Komisyonda bütün üye arkadaşlarımın, katılımcıların her birinin tek tek söylediği, 2006 yılından sonra, 2006 Başbakanlık genelgesinden sonra Türkiye'de kadına yönelik şiddetle mücadele bir devlet politikası hâline geldi. Biz sadece raporları yazmıyoruz, biz yazdığımız raporları politikaya çeviriyor, uyguluyor ve yasal düzenlemelerle uygulamaya, alana indirip kadınlarımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu raporları siz okuyacaksınız ve muhteşem bir çalışmanın neticesi olduğunu göreceksiniz. Sadece yazılı metinlerle değil, uygulamaya dönük mekanizmalarımızı da çok güçlendirdik. Aile Bakanlığımızı kurduk. İçişleri Bakanlığımız bünyesinde Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığını kurduk ve müdürlüklerimizi İçişleri Bakanlığımızda Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Şube Müdürlüğümüzü kurduk, tam 1.005 tane. Adalet Bakanlığımızda Adli Destek Mağdur Hizmetleri Daire Başkanlığını ve adliyelerde müdürlüklerini kurduk. Jandarmaya bağlı Aile İçi Şiddetle Mücadele Çocuk Şube Müdürlüğünü kurduk. 81 ilimizde ŞÖNİM'leri kurduk. Konukevlerimizi kurduk ve kurmaya da devam edeceğiz. Bunları yaparken KADES uygulamasının uluslararası ödüle layık olduğunun altını bir kez daha çizmek isterim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Elektronik kelepçe hakeza uygulamaya geçirilen çok önemli mekanizmalardan bir tanesi. Tüm bu yasal düzenlemelere, ilgili kurum ve kuruluşlarca sunulan hizmetlere rağmen, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, sıfır can kaybı ve şiddetsiz bir toplum nihai hedefine ulaşılması için daha çok çalışmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Bu bağlamda, özellikle kadına yönelik şiddetin nedenlerinin araştırılarak konuya ilişkin tespitlerin yapılması, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yürütülen uygulamaların değerlendirilmesi ve bu doğrultuda çözüm önerilerinin ortaya konulması amacıyla, tüm parti grupları ve milletvekilleri tarafından toplam 43 önergeye istinaden 9 Mart 2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde Komisyonumuzu kurduk. 21 Nisan 2021 tarihinden itibaren çalışmaya başladık ve Komisyonumuzda 24 toplantı yaptık. İlgili kurum ve kuruluşlarımız, bakanlarımız, başkanlarımız, bürokratlarımız, yüksek yargı temsilcilerimiz, barolarımız, üniversitelerimiz, meslek birliklerimiz, medya temsilcilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, sendika temsilcilerimiz, uluslararası örgütlerin Türkiye temsilcileri ve şiddet mağdurları olmak üzere, 100'e yakın insanı Komisyonumuza davet ettik ve dinledik. Şiddetle mücadele için Türkiye'de kimin sözü varsa onu davet ettik. Davetimize icabet eden, kabul edip gelenlerin başımızın üzerinde yeri oldu ve onları dinledik, görüşlerinin her birini tek tek aldık. Davetimize icabet etmeyenler de kendileri sadece dışarıdan Komisyona davet edilmelerine rağmen gelmediklerini söylemekle kaldılar.
Ayrıca, Ankara'da, İstanbul'da, Gaziantep'te, Diyarbakır'da yerel kamu kuruluşlarını, sivil toplum kuruluşlarını, şiddet önleme merkezlerini, kadın konukevlerini, ceza infaz kurumlarını, eğitim merkezlerini, aile destek merkezlerini ziyaret ettik. Yerel medya temsilcilerinin, şiddet mağduru kadınların, konukevindeki kadınlarımızın, ŞÖNİM'deki kadınlarımızın, sığınmacı, mülteci kadınlarımızın, ceza infaz kurumlarında şiddet uygulayan faillerin -gidip ziyaretlerini yaptık- her biriyle bire bir görüşme yaptık ve 100'e yakın insanla görüşmelerimizi tamamladık. Yurt dışı ziyaretimiz... İspanya'da İçişleri ve Adalet Bakanlıklarının ilgili kuruluşlarıyla görüşmelerimizi yaptık ve bu görüşmelerimizin neticesinde, Komisyon üyesi milletvekillerimiz ve katılımcılarımızla yapmış olduğumuz çalışmalar ve toplantılar neticesinde elde ettiğimiz bulgular, tespitler ve öneriler içeren araştırma raporumuz 916 sayfadan oluşuyor.
Arkadaşlar, kadına yönelik şiddetle mücadelede Türkiye'de ne yapıldı, dünyada ne var? Elinizde Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok önemli bir belgesi olacak. Her alanda yapılan tüm çalışmayı bulacaksınız ve bu çalışmaları özet hâlinde ellerinize teslim etmiş olacağız inşallah.
"916 sayfa, 5 temel bölüm." dedik. Birinci bölümde şiddet ve kadına yönelik şiddetin kavramsal çerçevesini ele aldık. İkinci bölümde kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin mevzuata yer verdik. Üçüncü bölümde kadına yönelik şiddetle mücadele politikasının kurumsal yapısı ve uygulama, izleme, değerlendirme sürecine; dördüncü bölümde kadına yönelik şiddetle etkin mücadeleye yönelik tespit ve önerilere, beşinci bölümde ise kadına yönelik şiddetle mücadelede kurumsal eylem planı ve tablolara yer verdik.
Dördüncü bölümde, özellikle tespit ve önerilerimizde 17 ana başlık altında 42 tespit, 547 önerimiz yer almakta. "555" diyen arkadaşımıza buradan bir düzeltme yapayım.
Özellikle vurgulamak isterim ki -altını çizerek söylüyorum- bu tespit ve önerilerimiz sadece kamu kurum, kuruluşlarına değil, bu önerilerimiz toplumun tüm kesimlerine -biraz evvel söyledik, topyekûn bir mücadele gerekiyor- sivil toplum örgütlerine, sendikalara, meslek birliklerine, siyasi partilere. Kıymetli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinde eğer eşitlik istiyorsanız ve samimiyseniz önce partinizde kadın milletvekili oranlarını artıracaksınız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yüzde 5,5'le samimiyet aramayacaksınız, yüzde 11,1'le samimiyet aramayacaksınız; önce kendi partinizin içerisinde samimiyeti ortaya koyacak, iradeye söz söyleyeceksiniz, tabii, söyleyebiliyorsanız.
"Tespit ve önerilerimiz" kısmına geldiğimizde, kadına yönelik şiddette yasal düzenlemeler ve idari tedbirlerle birlikte toplumsal duyarlılık, farkındalık ve topyekûn bir zihniyet değişimine ihtiyaç var. Bu vesileyle, birinci önerimiz farkındalık ve zihniyet dönüşümüyle ilgili önerilerimizi içeriyor.
İkinci olarak, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi dedik. Kadına yönelik şiddetle mücadelede önleme, müdahale, destek ve koruma hizmeti sunan kamu kurum ve kuruluşlarının iş birliği ve eş güdüm içerisinde bütüncül, kapsayıcı, erişilebilir hizmet sunma hedefiyle önerilerde bulunduk. Risk haritaları oluşturulsun istedik, risk analiz modülü kurulmasını, risklerin gruplandırılmasını ve bu gruplara özel etkin ve destek mekanizmalarının geliştirilmesini önerdik.
Üçüncü olarak, politika geliştirilmesi ve kurumlar arası koordinasyonun sağlanmasına yönelik önerilerimizde bulunduk.
Dördüncü olarak, mevzuat değişikliği önerilerimiz var. Mevzuat değişikliklerimizle ilgili geçtiğimiz yıllar içerisinde kadın haklarını güçlendirmeye, kadına yönelik şiddeti ve ayrımcılığı önlemeye ilişkin yasal düzenlemeleri hayata geçirdik.
Bugün, bizim raporumuzda, önerilerimiz içerisinde kurum ve kuruluşlar arası iş birliği ve koordinasyonu güçlendirerek kurumsal sorumlulukları bütüncül ve kapsayıcı şekilde belirleyen, mevcut üst politika belgelerini gözden geçirerek uygulama etkinliğini daha da artıracak bir mekanizmaya ihtiyacımız olduğunu belirttik.
İkinci olarak, kadına yönelik şiddetle mücadele alanında gerçekleştirilen faaliyetlerin izlendiği, değerlendirildiği, daha etkin bir şekilde takiplerin yapıldığı, ilgili bakanlıkların, sorumlu kurum ve kuruluşların ve ilgili kurulların temsilcilerinden oluşan, izleme ve değerlendirme yaparak gözlem faaliyetinde bulunan yeni bir merkezin oluşturulmasını arzu ettik.
Üçüncü olarak, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda uzmanlaşmış, bütçe ve personel açısından güçlendirilmiş, koordinasyon izleme ve uygulama kapasitelerini artıracak, sunulan hizmetlerde standartlaşmayı sağlayacak, daha hızlı ve kapsayıcı hizmet sunulmasını, mevzuat uygulamasını izleyecek, uygulanan politikaların etki analizini yapacak, yeni kurulacak olan merkezin, gözlem merkezinin sekretarya hizmetlerini de yürütecek, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi daha etkin hâle getirecek bir birim, bir kurum kurulmasını önerdik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Hukuk ve ceza yargılamasının birlikte yapıldığı, aile hukukundan kaynaklanan ihtilafları gideren ihtisas mahkemeleri kurulsun istedik. Kamuoyunda "kravat indirimi" olarak bilinen ve kadına yönelik şiddet davalarında kullanıldığında toplumda cezasızlık algısı oluşmasına vesile olan iyi hâl indiriminin kadına yönelik suçlardan tamamen kaldırılmasını istedik ve toplumda oluşan o cezasızlık algısının da yürekleri yakan duygunun da ortadan kaldırılmasını istedik. Hani "Rapor ne yapıyor?" diyorsunuz ya, işte, rapor bunları yapıyor. Raporun önerileriyle Allah nasip ederse önümüzdeki hafta bunlar yasalaşacak ve Meclisimize gelecek. Bütün kadınlarımızın şiddetten arındırılmış hâlde olmasını temenni ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Eşe ve boşanmış eşe karşı şiddette uygulanan cezayı artırıcı sebepler kapsamına tüm kadına yönelik şiddet suçlarının dâhil edilmesini istiyoruz. Israrlı takip yıllardır konuşuluyor ve yapmış olduğumuz görüşmeler neticeleniyor inşallah. Israrlı takip fiillerinin etkili ve caydırıcı nitelikte bir yaptırıma bağlanmasını, ayrıca suçun nitelikli hâllerine yer verilmesini önerdik. Bütün Komisyon üyelerimiz hatırlar, Adalet Bakanımız geldiğinde bunların her birini tek tek kendileriyle bire bir paylaşmıştık.
Biraz evvel kıymetli Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilimiz söyledi, bir ruh sağlığı yasası getirilsin istiyoruz. Sürem az kaldı, detayları hemen başlıklar hâlinde söylüyorum. Ruh sağlığı yasasını getirelim istiyoruz ve şiddet uygulayanın rehabilite edildiği, gerektiğinde tıbbi müşahedenin de yapılmasına dair mevzuatsal değişiklikler istiyoruz. Kadın istihdamında kadın-erkek fırsat eşitliğinin sağlanması amacıyla 2010/14 sayılı Başbakanlık Genelgesi'nin sistemle uyumlaştırılmasını ve yeniden yayınlanmasını öneriyoruz. Medya ve basın dilinin iyileştirilmesini istiyoruz; medyanın sorunlu dilinin sorumlu dile dönüşmesini, kadına yönelik şiddetle mücadeleye destek vermesini istiyoruz.
Kadına yönelik şiddete karşı en önemli önerilerimiz: Kadının güçlenmesi; güçlü kadın toplumunu güçlendirecektir. Bu vesileyle, kadının güçlenmesine dönük önerilerde bulunduk. Şiddet mağdurunun desteklenmesi; önleme, koruma tedbirleri dâhil olmak üzere şiddete maruz kaldıktan sonra rehabilitasyonu, barınması, ekonomik desteklenmesi ve istihdamına dair önerilerimiz var. Şiddet uygulayanın rehabilite edilmesini ve buna bir iş takibi oluşturulmasını istiyoruz. Rehabilitasyonun devamında hem şiddet uygulayanın hem de şiddet mağdurunun şiddet sonrası takibini istiyoruz. Ailenin güçlenmesi yine önerilerimiz arasındaki en önemli maddelerimizden. Ailenin güçlendirilmesi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - Olağanüstü dönemlerde kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin önerilerimiz: Kadına yönelik şiddetle mücadelede politikaların etkin izlenmesi. Yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin, baroların, özel sektörün, meslek birliklerinin ve sendikaların kadına yönelik şiddetle mücadeleye etkin katılımı doğrultusunda iş birliklerinin artırılmasına dair önerilerimizi yaptık ve kadın-erkek fırsat eşitliğine duyarlı bütçeleme, araştırma, veri toplama ve analizle önerilerimizi sıraladık.
Çok kıymetli milletvekilleri, sunmuş olduğumuz Komisyon raporumuzun şiddetsiz bir toplum hedefine ulaşılmasına katkı sunmasını temenni ediyorum. Mevzuat önerilerimizden bazılarının önümüzdeki günlerde Meclisimizin gündemine gelecek olmasından dolayı memnuniyetimi ifade ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çalık, süreniz tamamlandı ama mikrofonu açalım, son cümlelerinizi alayım.
Buyurun.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - Kadın haklarıyla birlikte kadının sosyal, siyasi statüsünü güçlendiren, süregelen ayrımcılığı ve çifte standardı ortadan kaldıran, kadına şiddetle mücadelede çok büyük adımlar atan ve Komisyonumuzun kuruluş aşamasından itibaren desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) "Bırakın kadınların bir damla kanının dökülmesini, bir damla gözyaşı dökmelerine dahi toleransımız yoktur." diyerek kadınlara her anlamda destek veren Emine Erdoğan Hanımefendi'ye (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Mustafa Şentop'a, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız Sayın Doktor Devlet Bahçeli'ye (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Komisyonumuzun kurulmasına vesile olan ve önerge veren imza sahiplerine, Komisyon üyesi AK PARTİ ve MHP milletvekili arkadaşlarımıza, 16 toplantıya katılan diğer partilerin milletvekillerine, Aile Bakanıma...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - ...İçişleri Bakanıma, Adalet Bakanıma, Millî Eğitim Bakanıma, yüksek yargı organlarına, kurum başkanlarımıza, bürokratlarımıza, barolarımıza, akademisyen, medya, STK, sendika, meslek birlikleri, özel sektör temsilcilerimize...
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Mikrofonu açalım Başkan.
BAŞKAN - Mikrofonu açarsam bu teşekkür hiç bitmeyecek yani.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Olsun olsun, mikrofonu açalım.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - ...tüm Türkiye'ye teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - Uluslararası örgütlerimize, yurt içi ve yurt dışında çalışma ziyaretinde Komisyonumuza katkıda bulunan tüm yetkililere ve çok kıymetli uzman arkadaşlarıma, raporun ilk gününden itibaren emek veren uzmanlarıma, akademisyenlerimize teşekkürlerimi sunuyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle, vatan uğruna canlarını veren kahraman şehitlerimize, şehitlerimizin annelerine, eşlerine, çocuklarına, Diyarbakır Annelerine buradan bir kez daha saygılarımı, sevgilerimi, hürmetlerimi sunuyorum.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Meclis Başkan Vekilini unuttunuz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Süreyya Bey'e, Süreyya Bey'e...
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
AHMET KAYA (Trabzon) - Bir teşekkür de Başkana.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - Şiddetsiz bir toplum için teşekkür ediyorum. (AK PARTİ, MHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET KAYA (Trabzon) - Başkana da bir teşekkür edin ya.
Başkanım, bir tek size düşmedi teşekkür.
BAŞKAN - Başkanlık Divanınızı unuttunuz, yerinizden söz veremeyeceğim size.
Buyurun.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - Meclis Başkan Vekilim Sayın Süreyya Sadi Bilgiç'e... (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Evet, Sayın Çalık...
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - Divanımızın kadın üyesi Rümeysa Kadak'a ve bütün Divana çok teşekkür ediyorum. Stenograflarımıza da teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)