| Konu: | Trabzon'un düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 23.02.2022 |
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dilden dile acıklı ağıtların günümüze kadar aktarıldığı, muhacirlik döneminin son bulduğu Trabzon'un düşman işgalinden kurtuluşunun 104'üncü yıl dönümü dolayısıyla söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve zor coğrafyanın zor çocuklarının kenti Trabzon'umuzu saygıyla selamlıyorum.
Medeniyet tarihinin en önemli kentleri arasında yer alan Trabzon'un payına, yaşanan her türlü savaş ve çatışmadan hep ağır bedeller düşmüş. Cennetmekân Fatih'in fethiyle huzur bulan şehrimiz kendini egemen güç gören devletlerin dolduruşuna gelip içi boş irredantist hayaller ve "Megali İdea" gibi saçmalıklarla kendini kandırmış çetelerin saldırıları sonucu din, dil, mezhep, ırk ayırt etmeksizin kardeşlik hukuku çerçevesinde yaşayan Trabzonluların huzur ve güvenliğine kastederek 18 Nisan 1916'da tamamen işgal edilir.
Şehrimizde ve bölgemizde tarihin sayfalarına "kara leke" olarak geçen binlerce zulmü, işkencesi, yağması ve sebep olduğu birbirinden acıklı göç hikâyelerinin günümüze kadar aktarıldığı muhacirlik dönemi başlar. Şehrimizde yaşayan Osmanlı tebaası baskılara, zulümlere ve işgale dayanamayarak topraklarını terk etmek zorunda kalır ve yaşadıklarını ağıtlara, mânilere, türkülere, ninnilere sığdırarak salladığı beşiklerin evlatları da kulağındaki bu sesle büyür. Bu ses, yüzyıllardır sevgi ve saygı içerisinde yaşadıkları, merhamet ettikleri azınlıklardan bu muameleyi görmeyi asla hak etmeyen milletimize tarihin en kötü yıllarını da hatırlatır; binlerce ailenin aç, susuz ve savunmasız göç etmek zorunda kaldığını anlatır; binlerce çocuğun yollarda şehit olduğunu, kadınıyla erkeğiyle binlerce insanın sırtından vurulduğunu, işkencelere maruz kaldığını söyler. Bu ses, bu topraklarda yaşanan mezalimi aradan yüz dört yıl geçse de asla unutturmaz. Nasıl unutulur ki milletimizin mahremine, dinine, devletine, bağımsızlığına göz koyanlar? Nasıl unutulur ki mabetlerimizi yakıp yıkanlar? Nasıl unutulur insanımızın canına, kadınlarımızın namusuna kastedenler? O yüzdendir ki biz unutulmayanlarla ve unutmayanlarla oluşturduğumuz kader birliğini hep sağlam tutarız. O yüzdendir ki biz kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla mevcudiyetimizin ve istikbalimizin yegâne temelini de bu temelin en kıymetli hazinemiz olduğunu da istikbalde bizi bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedbahtların olacağını da hep hatırımızda tutarız. O yüzdendir ki devlet fikriyatının ilkelerini suni muhtevaların kontrolüne asla vermeyiz. O yüzdendir ki dedelerinin, ninelerinin aktardığı gerçeklerle büyüyen genç kuşağımızın dimağına kaygıyı ve korkuyu değil, öz güveni ve umudu yerleştiririz. O yüzdendir ki harflerin içine parantezlerin hapsine kuşak çatıştırmaktansa teknolojinin, bilimin, bilginin, ilmin sonsuzluğundaki zihinleri yarıştırırız. Bundandır "Trabzon Türkiye'nin 't'sidir." söylemi, bundandır Türkiye sevdalısı lideri Recep Tayyip Erdoğan'a desteği, bundandır merhum Özdemir Bayraktar'la -Rabb'im uzun ömür versin- Hasan Soylu amcalarımızın evlatlarının gayreti.
Sargana Destanı'nı bilir misiniz? Osmanlı döneminde 18 gemiden oluşan Rus donanması bir bayram sabahı henüz gün ağarmadan karaya demir atar ve toprağa ayak basan Rus askerleri bir yandan Akçaabat Kavaklı köyünü ateşe verirken bir yandan siperler kazarak yerleşmeye girişir. Köyün erkekleri bayram namazındadır ve destan yazmak kadınların boynuna borç olmuştur. Saldırılara karşı silahlanan Ulve Hatun'u gören kahraman Karadeniz kadınları hemen direnişe geçer ve işgal kuvvetlerini durdurarak camide saldırıdan haberi olmayan erkeklere zaman kazandırır. Kadınlar ellerine geçirdikleri balta, nacak, keser, orak, bıçak, kazma, kürek gibi ilkel silahlarla Ulve Hatun'un yanında ayrı bir birlik kurarak savaşın seyrini değiştirir. Savaş bittiğinde 48'i kadın, 921'i erkek olmak üzere 969 kişi şehit olur. Bu destandan da anlaşılacağı üzere, Trabzon'un kahramanlığı kadınının ve erkeğinin güç birliğinden doğar. İşte, bu topraklarda bu yüzden vatansever evlatlar yetişir. Trabzon'un sevdası Fatih'te vücut bulur, şehrin kapısı olur; Yavuz'da vücut bulur, devlete mühür olur; Süleyman'da vücut bulur, düşmanın korkusunu doğurur; Mustafa Kemal'de vücut bulur, kurtuluşa ram olur; Eren'de vücut bulur, 15'liğe kuşak olur; Selçuk'ta vücut bulur, hilale bayraktar olur ve geçenlerde defnettiğimiz merhum Yaşar Ayvaz amcamızın açık reyinde vücut bulur; Recep olur, Tayyip olur, Erdoğan olur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
BAHAR AYVAZOĞLU (Devamla) - Çünkü bu toprakların insanı Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın dediği gibi, Türk milleti baki olduğu için görevini kişilere karşı değil, milletine karşı yapar. Gözleri memleket aşkıyla parlayan insanların yurdu Trabzon'un düşman işgalinden kurtuluşunun 104'üncü yılı kutlu olsun.
Hepinizi saygı sevgi ve muhabbetle selamlıyor, Trabzonlu hemşehrilerimize de saygılarımı sevgilerimi sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)