| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 22.02.2022 |
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yani Türkçe ortak ve resmî dilimiz ama sonuçta bu kadim topraklarda Türkçenin dışında yurttaşlarımızın konuştuğu birçok ana dili var ve bu ana diliyle ilgili sorunlar da Adalet ve Kalkınma Partisinin icat ettiği sorunlar değil ama Adalet ve Kalkınma Partisinin çözmediği, devam ettirdiği sorunlar, böyle bilinmesi lazım. Ana dili yasaklanamaz, ana dili horlanamaz, ana dili aşağılanamaz; aksine, yurttaşlarımızın ana dilini geliştirmeleri ve ana dili ortamlarında yaşamlarını yürütmeleri için, hizmet almaları için, ana dilinde eğitimini almaları için devletin, kamunun hizmet sunması lazım ama böyle mi? Tabii ki değil değerli arkadaşlar.
Şimdi, biraz önce konuşuldu, birçok örnek verebilirim, birçok örnek. Yani siz biraz sonra çıkacaksınız "Ana diliyle ilgili olarak biz şunları, şunları yaptık." diyeceksiniz, ben çok yakın örnekler verebilirim, kendimden örnekler verebilirim. 12 Eylül darbesinden sonra 2932 sayılı Yasa çıkarıldı, özel çıkarıldı. Yasanın nasıl çıkarıldığını Kenan Evren, darbeci Kenan Evren açıklıyor: "1983'te bir köyü ziyaret ediyoruz." Köyde 9 yaşındaki bir çocuğu görüyor ve Türkçe konuşmadığını görüyor, sadece Kürtçe konuşuyor. "Ankara'ya döndükten sonra böyle bir yasa çıkarma gereğini duyduk ve çok aşırıya kaçtık." diyor. Ama o yasa tam on iki yıl ayakta kaldı, on iki yıl ve Kürtçeyle ilgili herhangi bir özel ortamda bile konuşmak mümkün değildi. Ben sıkıyönetim mahkemesinde avukatlık yaptım. Mehdi Zana bu yasaya tepki için mahkemede kendisini Kürtçe tanıtmak istedi. Mahkeme başkanı duruşma zaptında "Sesler çıkarıyor." dedi, dilini yazmamak için "Sesler çıkarıyor." dedi ve kendisi dayakla salondan atıldı; sene 1987. Şimdi aynı şey bu Mecliste de yapılıyor, Kürtçenin adı geçmiyor, "x" "x" "x" geçiyor. Aradan geçen bunca zaman var, bu Mecliste de bu yapılıyor aynı zamanda, dilin adı yazılmıyor.
Değerli arkadaşlar, yine söyleyeyim, kendimizden örnek verelim. Diyarbakır Barosu Başkanlığı yaptım, aynı dönemde beraber çalıştığımız Grup Başkan Vekili var, Halkların Demokratik Partisinden Meral Danış Beştaş; beraber yargılandık. Neden yargılandık biliyor musunuz? Aynen bu yasaya muhalefetten. Sizin iktidarınız döneminde, sizin Adalet Bakanınız izin verdi. Bir ajanda ya; avukatlara dağıttığımız ajandada günleri, haftaları ve ayları Kürtçe yazdık, Türkçe'nin yanında. Bundan dolayı hakkımızda soruşturma açıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Adalet Bakanı izin verdi, ağır ceza mahkemesinde yargılandık, bundan dolayı yargılandık.
Daha dün, bakın, daha dün, İstanbul'da bir duruşma izledim, DİAYDER davası, din alimlerinin davası, birçok milletvekili de izledi; Kürt mele ve seydalar. Arkadaşlar, bakın, sizin iktidarınızda Kürtçe suç dili olarak görülmeye devam ediyor, suç dili. İddianamede ne var? Bakın, okuyacağım. Sayın Başkanım, çok özür dilerim ama... Bakın ne var? Kürtçe bilen arkadaşlarımız var bu sıralarda: "..."(x) Heja "..."(x) Armanç "..."(xx) Taybet "..."(x) Bunlar, iddianamede yazılmış. Ne deniliyor biliyor musunuz bu iddianamede?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Deniliyor ki: "Bunlar Kürtçede gündelik hayatta kullanılan kelimeler değil. Bu mele ve seydalar, hutbelerinde bu kelimeleri kullanarak örgüt propagandası yapıyorlar." Ya, vicdanınız kurusun gerçekten ya!
Ben size söyleyeceğim. Heja bu sıralarda milletvekilliği yapmış, bakanlık yapmış Şerafettin Elçi'nin oğlunun adıdır. Kaç yaşında biliyor musunuz? 60 küsur yaşında. Armanç kimin adıdır biliyor musunuz? Yusuf Ekinci'nin oğlunun adıdır. Kaç yaşında biliyor musunuz? Yusuf Ekinci faili meçhul, öldürülen avukat; 50 yaşındadır. Taybet kimdir biliyor musunuz? Silopi'de cenazesi yerde kalan anamızın adıdır. Bakın, sizin savcılarınız bu kelimelere "suç dili" diyor ve bunları "suç" diye, bu şekilde iddianameye yazıyor. Neyi savunuyorsunuz, neyi? Neyi savunuyorsunuz? Şimdi çıkacaksınız, diyeceksiniz ki: "Biz Kürtçeyle ilgili bunları yaptık." Bu iddianameyi yazan savcıdan hesap soracak mısınız, sormayacak mısınız? (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) Bu yurttaşların ana diline saygı göstermeyen o savcıdan hesap soracak mısınız, sormayacak mısınız? Çıkın, bunu söyleyin; önümüzü ilikleyelim.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)