| Konu: | TERÖRİZMİN FİNANSMANININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 63 |
| Tarih: | 07.02.2013 |
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Değerli arkadaşlar, ikinci bölümde şahsım adına söz aldım. Sizleri öncelikle saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 1999 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulunun kabul ettiği bir sözleşme. Bizim de 2002 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde onaylanmasıyla iç hukukumuzun artık bir parçası olan terörizmin finansmanının önlenmesi, engellenmesi ile ilgili bu sözleşmenin iç düzenlemesini bu kanunla yapıyoruz. Sene 2002, sene 2013; on yıl sonra ya da on bir yıl sonra yapıyoruz.
Niye bu kadar geç kaldık diye düşündüğümüzde, dünden bu yana aslında arkadaşlarımız konuşuyorlar, Sayın Bakan da belirtti, Komisyonda da konuşuldu bu konu, artık son noktaya gelindi. Yani artık ilgili kurullar, Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Konseyinin ilgili kurulları şunu diyor Türkiye'ye: Bunu çıkaracaksan çıkar yoksa seni kara listeye alıyorum, artık bundan sonra senin yerin Kuzey Kore ve İran, İran'la berabersiniz. Yani aslında şunu söylemek istiyor: Bu yasayı çıkarırsan bundan sonra çalışmaya devam ederiz; çıkarmazsan, sen aslında terörizmin önlenmesi yolunda üzerine düşeni yapmayan, bir anlamda terörizmin önlenmesinde, terörizmin önlenmesine yönelik olarak finans kaynaklarının kesilmesi yönünde üzerine düşeni yapmayan bir ülkesin demektir bu karar. Yani Hükûmet, son noktada bu yasayı getirdi, birkaç gün sonra da zaten bu süre dolacak.
Ben şunu görüyorum: Yasaya baktım, inceledim, Komisyonda da üyeyim, orada da baktım. Ben yasanın çok iyi anlaşıldığını düşünmüyorum değerli arkadaşlar. Bugün de anlattım. Yani bu yasa ne getiriyor? Ben yeterince anlaşıldığını düşünmüyorum. Yani baktığımızda, yasanın sakıncaları var, çekinceleri var, bunları zaten konuşuyoruz ama genel anlamıyla bu yasa ne getiriyor diye değerlendirdiğimizde ben üç başlık? Çok basit konuşmak lazım. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin iki tane kararı var -yasada da yazıyor zaten, 5'inci maddede- bir 1267 sayılı kararı var, bir 1373 sayılı kararı var bildiğim kadarıyla, karıştırmıyorsam. 1267 no.lu kararı Taliban ve El Kaide için almış Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, oy birliğiyle almış ve bu sözleşmeye taraf olan tüm ülkelere diyor ki: Bu örgütlere, bu terör örgütlerine destek veren, fon sağlayan, gelir sağlayan katkı veren örgütlerle ilgili, bu Konseyin kararlarını kayıtsız şartsız uygulayacaksın. Biri, 5'inci maddeyle bu düzenleniyor. Yani Türkiye, Bakanlar Kurulu, Konseyden gelen bu iki terör örgütüyle ilgili talepleri kayıtsız şartsız uygulamak zorunda; 5'inci madde.
Bir diğeri, 6 var, 7 var, işte orada düzenlenen maddeler de, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin diğer kararı, bu iki terör örgütü dışındaki terör örgütlerini ilgilendiriyor; onlar sayılı. Onlarla ilgili de diğer ülkelerin, yani sözleşmeye taraf, sanıyorum 155 ya da 160 ülke var, o ülkelerin Türkiye'den taleplerini düzenliyor. Yani diğer ülkeler diyecek ki Türkiye'ye: "Bakın, şu, şu örgütlere Türkiye'de şu kişiler, şu kuruluşlar destek veriyor, bu şirketlerin finansı, kaynağı var, desteği var, bunlarla ilgili dondurma, engelleme kararı alın." diyecek. Onunla ilgili bir değerlendirme kurulu var, o değerlendirecek, Bakanlar Kuruluna sunacak, ikinci yol o.
Diğer yöntemi de şu: Türkiye'nin terör örgütleriyle ilgili olarak, yani Türkiye'nin de terör örgütü olarak gördüğü bu örgütlerle ilgili olarak yabancı ülkelerden taleplerini düzenleyen hükümler var, yani üç başlık. Fakat bunun içerisinde on yıl? Otuz yıldır -arkadaşlar söylüyorlar- PKK'yla biz mücadele ediyoruz, binlerce can şehit vermişiz. Yani otuz yıldır ya da on yıldır biz bu sözleşmeyi onayladıktan sonra PKK'yı dünyaya terör örgütü olarak kabul ettirememişiz. Yani Türkiye'deki Terörle Mücadele Kanunu, ilgili kanunlara göre, bize göre terör örgütü ama Türkiye Cumhuriyeti şunu yapamıyor?
Yani bu kral çıplak, herkes bunu biliyor, burada da söylendi. Herhangi bir ülkeden Türkiye Cumhuriyeti, PKK'nın? İngiltere, Fransa, Amerika fark etmez onlar bizim gönlümüzü alsınlar diye zaman zaman "Biz de PKK'yı terör örgütü olarak görüyoruz." diye açıklamaları var ama Türkiye'nin bir talebini aldıklarında PKK'yla ilgili, yani ülkenizdeki şu kuruluşlar PKK'ya destek veriyor, oradan gelir elde ediyor PKK diye, bunların mal varlığına el koyun diye; şu yanıtı alacağız veya alıyoruz: PKK terör örgütü değildir arkadaşlar. Diğer ülkelerin bize vermiş olduğu yanıt. Düşünebiliyor musunuz? Yani böyle bir paradoks var, Türkiye'de insanlara "Terör örgütü olarak ne var?" diye sorduğumuzda herkesin aklında PKK var ama biz bu sözleşme hükümlerini PKK'ya uygulayamayacağız, mümkün değil böyle bir olay.
Sürem de yetmedi, aslında söyleyecek daha çok şeyim vardı.
Diğer örgütlerle ilgili olarak, tabii ki Türkiye'nin talepleri değerlendirilecek ama bu yasa şunu da gösterdi: Terör örgütü nedir? Terörist nedir? Şu yargılanan davalarda, en son Başbakanın da açıklamalarına baktığımızda biraz daha anlaşılmasını sağladı. Dünyada da Türkiye'de de yasalarımıza göre, silahı olmayan, cebir, şiddet, tehdit uygulamayan hiçbir kişi veya kuruluş terör örgütü değildir ama yargılanan insanlar var, askerler var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURGUT DİBEK (Devamla) - Arkadaşlar bunların hangisinin silahı var -bir yerlerde bulunanlar dışında- hangisi cebir uygulamış, hangisi şiddet uygulamış, hangisi bomba patlatmış, hangisi gitmiş adam kaçırmış, cinayet işlemiş -davalar için konuşuyorum- ama bunlar terör örgütüdür. Türkiye'deki uygulama için konuşuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Dibek.