| Konu: | Sosyal medya ve internetteki kontrolsüz bilgi ve içeriğin siyaset, medya ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 15.02.2022 |
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sosyal medya ve internetteki kontrolsüz bilgi içeriğinin siyaset, medya ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri hakkında gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu, bizleri ekranları başında izleyen vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sosyal medya ve internette dolaşıma giren kontrolsüz ve merkeziyetsiz bilgi ve içeriğin siyaset, medya, ekonomi ve sosyolojik eksenlerde yarattığı olumsuz etkiler bugün çok sık dile getirilmekte ve tüm dünyada çareler, tedbirler geliştirilmektedir. Sosyal medyadaki temelsiz, yönlendirme amaçlı sahte içeriklerin siyaset üzerinde yarattığı siyasal etkilere baktığımızda ilk olarak 2010 yılında Tunus'ta yaşananlar akıllara gelmektedir. Ardından, Mısır'da hükûmet değişimine neden olan sosyal medya girişimleri, dünyanın dört bir yanında ortaya çıkan siyasal, toplumsal protestolarda etkisel olarak başrolde olduğu görülmektedir. Ardından, 2012'de Rusya başkanlık seçimleri, 2013'te Ukrayna'da Yevromaydan olayları ve Türkiye'de Gezi meydanı protestolarıyla sosyal medya mecraları, her türlü siyasi muhalifin mevcut iktidara karşı protestolarını örgütlediği, kitlesel eylem çağrılarını yaptığı ve bunları yönlendirdiği mecralara dönüşmüştür.
Saygıdeğer milletvekilleri, sosyal medya mecralarının geleneksel ana akım medyaya galebe çaldıkları ve bugün, sosyal medya haberciliğini "beşinci kuvvet" olarak tanımlanmasına yol açan gelişmeler ise toplumsal krizler sırasında toplumun iyi bilgilendirilememesi, ana akım medyanın bağımsız ve tarafsız unvanını kaybetmesiyle olmuştur. Habercilikle omuz hizasında yürüyen siyasi yorumculuk bu dönemde yükselirken aynı zamanda ana akım tarafından benimsenmeyen ve gerçekliğe aykırı olan komplo teorilerine geniş kitlelerin rağbet göstermesi de gerçek bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim, son dönemde sosyal medya mecralarında Türkiye'yi hedef alan dezenformasyon faaliyetlerinin ciddi boyutlara ulaştığı, Türk milletinin millî birlik ve beraberliğini tehdit eden niteliklere büründüğü gözükmektedir. Bu kapsamda yabancı STK'ler tarafından finanse edilen "yerli ve bağımsız" olduklarını iddia eden medya kuruluşlarının yabancı finansörlerinin güdümünde haber yaptıkları ortaya çıkarken bazı yerli STK'lerin de faaliyetlerini finansörlerinin isteğine göre yaptıkları anlaşılmaktadır. Unutmayalım ki sahte haberlerin, içeriklerin psikolojik harekât unsuru olarak kullanılması, millî birlik ve beraberlik, kamu barışı ve düzeni gibi temel değerlerimizi sarsabilecek ve giderek ulusal bir güvenlik sorunu hâline gelebilecektir.
Hızla artan dijitalleşme kişiler için sosyal bir alan yarattığı gibi kişiler ve şirketler için de ekonomik bir alan yaratmaktadır. Örnek vermek gerektiğinde, 2019'da yayımlanan Birleşmiş Milletler Dijital Ekonomi Raporu'nda da yer aldığı üzere dünya ekonomisinin dar kapsamlı dijital ekonomi tanımına göre yaklaşık yüzde 4,5'i, geniş tanımlı kavrama göre ise yaklaşık 15,5'i dijital ekonomi sonucunda yaratılan değer sayesinde ortaya çıkmıştır.
Ekonomik ilişiklerin değişmesi, paranın yeni teknolojilerle daha hızlı bir biçimde el değiştirmesi faktörüyle beraber suç dünyasının da suç yoluyla elde edilen gelirleri farklı yöntemlerle aklamasını sağlamaktadır. Nitekim, geçtiğimiz günlerde bir sosyal medya platformunun üyelik ve bağış sisteminin kullanılması suretiyle kredi kartı dolandırıcılarının yüksek boyuttaki mali suçları ülkemiz kamuoyunu meşgul etmiştir. Dolandırıcıların kopyaladıkları kartları aklamak için anlaştıkları içerik üreticilerine bağış yaptıkları, bu kişilerin de 1 milyon dolara yakın bir meblağı bu surette akladıkları bilinmektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri, adaletin tesis edileceği mekân hiç şüphesiz yüce Türk mahkemeleridir. Denetlenmeyen, hiçbir sorumluluğu olmayan ve her türlü yanıltıcı içerik ve manipülatif bilgiye sahip bir sosyal medyanın adaleti tesis hamlesi önce adalet mekanizmasını sonra da toplumsal barışı dinamitleyebilecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HALİL ÖZTÜRK (Devamla) - Başkanım, bir dakika daha eklerseniz...
BAŞKAN - Buyurun.
HALİL ÖZTÜRK (Devamla) - Teşekkür ederim.
Bu bakımdan sosyal medyanın yasal mevzuat kapsamına alınarak tehlike oluşturmayacak, belli kurallara bağlı ve şeffaflığın ön planda olacağı bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Tüm bu sorunları çözüme kavuşturacak olan ve ilk imza sahibi olduğumuz kanun teklifimiz ilgili komisyonlarda görüşülmeyi beklemektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak önceden olduğu gibi yine bu alanda atılacak yapıcı her adımı atmaya, bu konuda katkı sunmaya hazır olduğumuzu Sayın Genel Kurulun huzurunda dile getirmek isterim.
Konuşmama son verirken Genel Kurulu, ekranları başında bizleri izleyenleri ve seçim bölgem Delice'den ve bağlı köylerden gelen, izleyici locasında olan muhtarlarımı saygıyla sevgiyle ve hürmetle selamlıyorum; iyi günler, iyi çalışmalar diliyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)