GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:42
Tarih:04.01.2022

İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Değerli Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; İYİ Partinin yoksulluk ve yoksunluk konusunda verdiği Meclis araştırması önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

2016 yılından bu yana yoksullaşarak büyüyoruz çünkü ekonomik büyüme istihdam dostu değildir, refah yaratan büyüme olmaktan çıkmıştır. Ekonomik büyümemiz sorunludur, 2018'den itibaren yüksek ve kapsayıcı büyümeden düşük ve dışlayıcı büyümeye makas değiştirmiştir. TÜRK-İŞ verilerine göre, Aralık 2021'de 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 4.013 lira 26 kuruş, yoksulluk sınırı ise 13.072 lira 51 kuruştur. Bu verilere göre Türkiye'de 16 milyon yurttaşımız açlık sınırının, 50 milyondan fazla yurttaşımız ise yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.

2016-2020 döneminde Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 3,8 büyümesine rağmen yoksulluk oranı yüzde 1,51 puan artmıştır. Medyan kişi başına gelirin yüzde 70'ine göre tanımlanmış yoksulluk ise 0,84 puan yükselmiştir. O nedenle, büyümeye "yoksullaştıran büyüme" diyoruz. Şu sorunun yanıtını arıyoruz aslında: Yüzde 1'lik büyüme yoksulluk oranını kaç puan değiştiriyor? Bunun yanıtı elbette medyan gelirin yüzde kaçının referans alındığına bağlı. Gelinen noktada, toplumun büyük bir kesimi çalışanların büyük bir kesimi, hepsi asgari ücretli hâline gelmiştir, dolayısıyla da yüzde 70 uygun bir orandır. Günümüzde, büyümeye rağmen yoksulluğun artışının nedenlerinden biri -belki de en önemlisi- Türk lirasının değer kaybı olarak karşımıza çıkıyor. Evet, Türk lirasının değer kaybı yoksullaştırmayı hızlandırıyor.

Ekim 2016'dan Ekim 2021'e kadar olan dönemde ihracatımızın birim değeri yüzde 11 artarken ithalatımızın birim değeri yüzde 40,7 artmıştır. Bu iki değerin oranı olan ticaret haddimizdeki bozulma, yoksullaştığımızın göstergesidir. Türk lirasının değer kaybı, ithal ettiğimiz bir malı ödeyebilmek için daha çok ihracat yapmak zorunda kaldığımızı gösteriyor. İhracatın arttığıyla övünelim ama hangi bedelle, hangi miktarla yaptığımızı da mutlaka dengenin bir tarafına yazalım ve dikkate alalım.

2015, eşittir, 100 baz alındığında, Kasım 2016-Aralık 2021 arasında on iki aylık ortalama ticaret haddindeki Türkiye aleyhine bozulma yüzde 12,2 olarak gerçekleşmiştir. O nedenle diyoruz ki -2001- yirmi yıl genelinde çift haneli büyümeye rağmen Türkiye'de yoksulluk azalmıyor, giderek derinleşiyor.

Fakirleşme ve yoksullukla ilgili ikinci bir husus yine Türk lirasının değeriyle ilgili enflasyondur. Sayın Akbaşoğlu biraz önce yüce heyetimizle paylaştı ve "Yüzde 30 zam yaptık." dedi. Sayın Akbaşoğlu, verdiğiniz zam, bugün geldiğimiz noktada, 2021 yılı ikinci çeyreğindeki kaybı telafi ediyor; ilave sadece yüzde 2-2,5'luk bir zam verdiniz, bunun hesabını böyle yapmanız gerekir.

TÜİK'in açıkladığı verilere göre, 2006-2018 arasında 0,8 puan olan resmî tanımlı yoksulluk oranı 2008-2016 döneminde 3,6 puan azalmış, 2016 sonrasında ise 1,5 puan artmıştır. Resmî tanımlı yoksulluk oranı 2019 itibarıyla yüzde 15 görünse de medyan gelirin yüzde 70'ine göre yoksulluk oranı yüzde 29'dur.

Soruna kişi sayısı yönünden bakıldığında, yoksul sayısı -sayılar yine TÜİK'in sayısı- son üç yılda 1,5-2 milyon kişi artmıştır. Buna göre, 2016-2019 dönemindeki artışlar yoksulluğun şiddetlendiğini göstermektedir. Üç yılda yoksul sayısındaki artış medyan gelirin yüzde 40 eşiğine göre 1,41 milyon, yüzde 50 eşiğine göre 1,650 milyon, yüzde 60 eşiğine göre 1,53 milyon kişidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Diğer taraftan, yüzde 70 eşiğine göre yoksul sayısı 2006-2019 döneminde 3,1 milyon kişi artmıştır.

Yoksulluğu başka bir ölçüm yöntemi olan kişi başına gelire göre hesapladığımızda tablo daha da dramatikleşmektedir. Ülkemizde 2019 itibarıyla medyan gelirin yüzde 70'inin altında geliri olan 26 milyon kişi var. Konuşmamın başında da değindiğim üzere TÜRK-İŞ'in açıkladığı sınırlara göre Türkiye'de 10,7 milyon kişi aç, 54,1 milyon kişi ise yoksuldur. Yoksulluk oranında azalma trendi var gibi görünse de yoksul sayısı sürekli 50 milyonun üzerinde kalmaktadır. Bu da ülkemizde yoksulluğun ne kadar katı olduğunu göstermektedir.

Peki, yoksulluğun ve yoksunluğun en etkin, en derin gözlemlendiği alanlar hangileridir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Yılmaz.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Bir dakikanızı rica edebilir miyim.

BAŞKAN - Bir dakika verdim efendim size.

Tamamlayın cümlenizi lütfen.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - O zaman şöyle söyleyeyim: Türkiye'de gıda enflasyonu yoksulluğun yanında yoksunluğu da derinleştiriyor. En yoksul yüzde 10'luk grupta yer alan 8 milyon kişi bir ayda gıdaya sadece 149 TL harcama yaparken en zengin yüzde 10'luk grupta ise bu 519 TL'dir. En yoksul kesim toplam gelirinin yüzde 36,5'uğunu gıdaya harcarken en zengin yüzde 10'luk kesim toplam gelirinin yüzde 13'ünü harcamaktadır.

Toparlayacak olursam; sadece yoksulluk değil, sosyal transferlere bağımlılık da artıyor.

BAŞKAN - Sayın Yılmaz...

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Dağıtım adil de değil.

İYİ Parti iktidarında fırsat eşitliği sağlanıp yoksulluk döngüsü kırılacaktır. Yoksulluk azaltılacak ve derin yoksulluk bitirilecektir. Sosyal yardımlar bağımlılık yaratmayan hak temelli bir uygulama hâline gelecektir.

Ve bu çerçevede, önerimize olumlu oy kullanmanızı takdirlerinize sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)