GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:41
Tarih:22.12.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve televizyonları başında bizi dinleyen saygıdeğer yurttaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

(2/4031) esas numaralı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü hakkında İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum.

Kısaca birinci bölümle ilgili olarak şunu ifade edeyim: Birinci bölümün 2, 3 ve 4'üncü maddelerinde yapılan düzenlemeleri doğru buluyoruz ve bu düzenlemelere "evet" oyu veriyoruz.

Bunu söyledikten sonra bir başka konuya geçiyorum: On Birinci Kalkınma Planı Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülürken planı sunan konuşmacı arkadaşımız şunu söyledi, dedi ki: "Biz artık geldiğimiz nokta itibarıyla kur ve faiz tartışmalarına son vereceğiz, son vermemiz gerekir; onun yerine, büyümeyi konuşacağız, kalkınmayı konuşacağız, yoksulluğu ve adil bölüşümü konuşacağız, refah artışını konuşacağız; kısaca, reel ekonomiyi konuşacağız." Ben de, partim de bu temennilere canıgönülden katıldık fakat aradan geçen onca zamana rağmen, özellikle 2021 yılını kur ve faiz konusunu tartışarak bitirdik. Kuru ve faizi tartışmaktan yani ağaca bakmaktan ormanı bir türlü göremedik, maalesef, reel ekonomiye eğilemedik. Niçin? Çünkü biz enflasyonu kontrol edemedik.

Değerli arkadaşlar, hangi yurttaş -siz ve ben de dâhil olmak üzere- hangi saikle Alman'ın eurosunu, Japon'un yenini, İngiliz'in sterlinini veyahut da çok fazla üretmediğimiz altını cebinde taşımak ister? Biz deli miyiz, niye başkalarının parasını cebimize koyalım da kendi ulusal hükümranlık hakkımız olan Türk lirası üzerinden işlemlerimizi yapmayalım, tasarruflarımızı değerlendirmeyelim? Sebebi ne?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Almasınlar mı, almasınlar mı? E, "Alın." diye kendin dedin ya, sen "Alın." dedin.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Almasınlar mı?

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Enflasyonu kontrol edemediğimiz için yurttaşımız, maalesef, kendisini korumak için başkasının parasına yöneliyor.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, şimdi, size güvenerek alanlar ne yapacak o dolarlarını?

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Dolayısıyla şu anda, ne tartışıyorsak tartışalım, bu sebep değil, neticeyi tartışıyoruz ve bu netice, bizi bulunduğumuz noktadan da çok fazla bir yere götürmeyecek.

Ben, pazartesi gününden itibaren yapılan değişikliklerle, getirilen düzenlemelerle ilgili olarak son derece teknik bir konu hazırlamıştım ama o metnin okunmasından vazgeçtim.

Sayın Cumhurbaşkanımız, bugün, AK PARTİ grup toplantısında beni konu edindi. Sayın Cumhurbaşkanımız ile benim yolum ilk defa kesişmiyor, 2015 yılında da kesişti; bugün söylediği hakaretamiz, aşağılayıcı, küçümseyici benzer cümleleri o zaman da kurdu. Ben, bugün, burada... Sayın Cumhurbaşkanımız, bir partinin Genel Başkanı ama nereden bakarsak bakalım, yine de üstümde gök kubbe olarak gördüğüm Türkiye Cumhuriyeti devletinin de Cumhurbaşkanı. Dolayısıyla ben, kendi devletime saygımdan dolayı aynı veya benzer cümleleri kurmak istemiyorum; bunu, kendime, aklıma, vicdanıma yakıştıramıyorum, bunu Türk kamuoyunun değerlendirmesine bırakıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

NECİP NASIR (İzmir) - Tavrı kamuoyu değerlendiriyor.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - "Kaldığınız yerden devam edecek." diyorsun. "Dolar almaya devam et." diyorsun.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Bunu söyledikten sonra şunu söylüyorum...

NECİP NASIR (İzmir) - Provoke edenleri kamuoyu değerlendiriyor.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Dinle, dinle.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - "Dolar almak için en iyi zaman." dediniz.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki: "Çıkmış birisi 'Kur düşüyor, dolar almanın tam zamanı...'"

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Siz dediniz.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - "'...bu iş kaldığı yerden devam edecek mi?' hâlinde açıklamalar yapıyor ve bunların beyni sulanmış."

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Evet.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanı bunu dedi.

Evet, arkadaşlar, pazartesi günü çıktığım bir televizyon programında... Bunu inkâr etmiyorum, bu zaten kayıtlarda var.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Özür dileyin.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - İnkâr edersem yalan söylemiş olurum. Çıktığım programın bir aşamasında kur 12-13 liraya gelmişti fakat tekrar 17-18'lere çıktı. Ondan önceki 4 tane döviz müdahalesi ve Sayın Cumhurbaşkanımızın her yaptığı konuşmadan sonra kurun düştüğü seviyeden tekrar yukarıya çıkması, o arada da kurun tekrar düştüğü seviyeden yukarı çıkmasından hareketle şu cümleyi kurdum, dedim ki: "Bu bir alış fırsatı olabilir." "Yarın sabahtan itibaren bu kaldığı yerden devam edebilir." demedim, bakın "Edecektir" dedim. Bu cümleyi kurdum, inkâr etmiyorum fakat buradan siz şu sonucu çıkardınız, öyle düşünüyorsunuz: Ben birilerine veyahut da topluma "Al." tavsiyesinde bulundum. Arkadaşlar, bütün hayatım boyunca herkes bana doları, markı, altını vesaireyi soruyor, ben hep şunu söyledim, dedim ki: "Ben hangi tarihte hangi değerin nereye geleceğini bilmem, bilsem burada oturmam, giderim, ticaret yaparım ama yön bildirebilirim." Dolayısıyla ben bu söylediğimi inkâr etmiyorum ama ben kimseye "Al." veya "Sat." tavsiyesinde bulunmadım, böyle bir şeyi de kendime yakıştırmam, yakıştırmadım.

NECİP NASIR (İzmir) - Gelmiş olduğunuz makam itibarıyla özür dileyin, bu konu kapansın bence. Daha önce bulunmuş olduğunuz görevleriniz doğrultusunda bu ağırlığı hissedecek bir bürokrattınız.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Ben ne söylediğimi biliyorum çünkü vicdanım öyle bir şey demediğim için... Ne söylediğimi söylüyorum.

NECİP NASIR (İzmir) - Siz provoke ettiniz o zaman. Söylediğiniz doğru değildi.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, rica ediyorum...

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Bunun dışında, bu sözün tercümesi: "Kurun yeniden ülkenin gerçekleriyle ve ekonominin kurallarıyla ilgisi olmayan seviyelere çıkmasını dilemektedir." Böyle bir şey de yok arkadaşlar. Geçen hafta cuma günü, bütçenin kapanış konuşmaları esnasında ben oradan kalktım, şu masanın önünde Sayın Numan Kurtulmuş'a geldim, selam verdim, elini sıktım ve dedim ki: "Sayın Başkanım, uygulamakta olduğunuz programın reel ekonomiyle ilgili... Üretim üzerindeki yoğunlaşmanız, cari açığı kapatmakla ilgili gayretleriniz, çabalarınız, yerli üretime yönelmeniz, ithalat ikamesi yapmanız; bütün bunlar takdire şayan şahsen ben ve partim de bunları destekliyoruz ancak, bu amaca ulaşmak için uyguladığınız yöntem, araç maalesef sizi bu hedefe götürmeyecek. Türk lirası yerlerde sürünüyor, şu anda ekonomimizin içinde bulunduğu makroekonomik temeller, doların 17-18 lira olmasını hak etmiyor ve buradan da Türk lirası çok büyük zarar görüyor. Allah rızası için bu programdan vazgeçin." Numan Bey'e sorabilirsiniz. Evet, söyledim burada Numan Bey'e. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yeni programı da mı siz önerdiniz?

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Efendim?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yeni programı da siz mi önerdiniz?

NECİP NASIR (İzmir) - Geldiğiniz makam itibarıyla, temsiliyetten dolayı özür dileyin, o günkü sosyal şartların, bugünkü psikolojik... (İYİ Parti sıralarından gürültüler)

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Ben ne söylediğimi biliyorum. Eğer "Al." tavsiyesi vermiş olduysam milyon kere özür dilerim. Böyle bir şey yok, tamam mı.

BAŞKAN - Rica ediyorum, sayın milletvekilleri lütfen.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Böyle bir yöntem var mı ya? "Özür dile, özür dile."

BAŞKAN - Ben ne yapayım? Durmuş Bey sadece orayla konuşuyor, Genel Kurulla konuşmuyor ki.

Sayın Yılmaz, siz Genel Kurula hitap edin.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Dolayısıyla ben böyle bir şey söylemedim ve Sayın Numan Kurtulmuş'a dedim ki: "Bu parayla oynamayın, Türk ekonomisi bunu hak etmiyor. Eğer metalik para sistemi olsaydı burada bir tağşiş sistemi olurdu ama kâğıt para olduğuna güvenmeyin, her an için bir sıkıntı çıkabilir." Elhamdülillah, herhâlde farkına vardınız ki bu yoldan vazgeçtiniz ve şu anda, bir programın uygulanmasına karar verdiniz. Bu da beni son derece memnun etti.

Sayın Cumhurbaşkanı başka şeyin yanında bir şey daha söyledi, dedi ki: "Merkez Bankasının başında da olsanız, evinin kapısındaki ayakkabılarla oynayanlarla beraber yol yürürsünüz ve size bu dönemlerde arka çıkanlarla, sahip çıkanlarla şu anda yol kesmeye çalışmayın."

Arkadaşlar, evet, ben Merkez Bankası Başkanı olarak atandığımda benim evimin kapısındaki ayakkabılar gündeme getirildi. Dolayısıyla müesses nizam beni o makama layık görmedi, bu bir gerçek ama ben şunu düşündüm: "Bir ön yargı var, kabul var; ben bu kabulü yıkmak zorundayım." ve görev dönemimin sonuna geldiğim noktada -mart ayından mart ayına- yüzde 3,99 enflasyonla, yüzde 6,5 politika faiziyle ve biriktirdiğim 32 milyar dolar rezervle görevimden ayrıldım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Dolayısıyla benim buradaki başarımı gören ve beni o gün bu makama layık görmeyen müesses nizamın sahipleri veya kişiler benden özür diledi. "Ben görevimi yaptım." diyorum. Dolayısıyla benim Sayın Cumhurbaşkanına borcum, ona bir teşekkür etmek. Onun dışında...

Kamu görevi üstlenenlere, bütün bürokratlara buradan söylüyorum: Sizin göreviniz ve sadakatiniz önce Türkiye Cumhuriyeti devletine ve Türk milletine... (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Arkasından, sizi o göreve getirenlere bir teşekkür borcunuz var çünkü sizi o göreve getirenler milletin yükünü omuzlarına almışlardır, emanetini omuzlarına almışlardır...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yılmaz, süreniz tamamlandı.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Efendim, iki dakika daha müsaade edin lütfen.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bir cümle daha verin Sayın Başkanım, teşekkür ediyor.

BAŞKAN - Buyurun.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Doğru adamı bulacaklar, onun yaptığı doğru işlerden size sevap yazılacak, yanlışlarından da yanlış yazılacak. Ben, bu bilinçle hareket ettim ve dolayısıyla da biraz önce verdiğim rakamları gerçekleştirdim. Söylenecek çok söz var.

Ben şunu da söyledim, 19 Nisan 2011'de görevimden ayrılırken bu konuşmayı yaptım, dedim ki: "Ey bürokratlar, sizin sadakatiniz devletinize ve milletinize; sizi oraya getirenlere bir teşekkür borcunuz var." Bu, onu küçümsemek değil. Eğer bürokrat kendisini oraya getirene yalakalık ederse, ona olmayacak işler konusunda çanak tutarsa önce ona yanlış yaptırır, ona zarar verir, o kişiye zarar verir, sonra da kendine zarar verir. Ben bunları yapmadım ve o makama da zarar vermemeye gayret ettim. Dolayısıyla ben ne yaptığımı biliyorum, kimseye "Al." veya "Sat." talimatı vermedim, vermediğim için de özür dileyecek bir konu söz konusu değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Benim, bugün, bu toplumda belli bir itibarım var.

BAŞKAN - Sayın Yılmaz, süreniz tamamlandı.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Söylediğim söze toplum kulak kesiliyor. Ama Sayın Elitaş, şunu söyleyeyim, söylenecek söz çok da...

BAŞKAN - Sayın Yılmaz... Durmuş Bey, süreniz bitti ama... İlave sürede verdim iki sefer.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Bitsin.

Buraya geldiniz, bir analiz yaptınız.

BAŞKAN - Sayın Yılmaz, rica ediyorum, lütfen...

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - İnşallah, sizin analiziniz doğru çıkar ancak şunu söyleyeyim: Analizinin hiçbir yerinde enflasyon yok.

BAŞKAN - Arkada sohbet edersiniz istiyorsanız.

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Bak, bu enflasyonu analizinize dâhil etmediğiniz sürece...

BAŞKAN - Sayın Yılmaz...

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - ...mart ayından itibaren burada bu kürsüye siz ve ben çıktığımızda bambaşka bir şeyle karşılaşacağız.

BAŞKAN - Sayın Yılmaz...

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Bu, yine şom ağızlılık değil, ben...

BAŞKAN - Sayın Yılmaz...

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - ...istediğim için değil ve sizi uyarıyorum.

BAŞKAN - Sayın Yılmaz...

DURMUŞ YILMAZ (Devamla) - Teşekkür ediyorum. ( İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)