| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 09.12.2021 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ÜMİT BEYAZ (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Vatanımız için, bayrağımız için ömrünün baharında toprağın kara bağrına düşen bugünkü şehitlerimizle birlikte tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Türk milletinin başı sağ olsun.
AKP döneminde özelleştirme politikaları hız kazanmıştır. Kamu faaliyet gösterdiği alanlardan özel sektör lehine çekilirken kamunun ücretsiz sunduğu hizmetler paralı hâle dönüşmüştür yani kamu yararı ve hizmeti gözetilerek yapılan faaliyetler sermayenin işleyişine bırakılarak kapitalist ekonominin kâr mantığı hâkim kılınmıştır. Türkiye'yi şaha kaldıracağını, zincirlerini kıracağını iddia eden AKP, Türkiye'nin kurduğu, işlettiği, hizmet ürettiği kurumları satarak 62 milyar dolarlık özelleştirme yapmıştır. Milletin parasını nereye harcadığınızı millete açıklamak zorundasınız. Milletin bizi vekil kılarak gönderdiği yüce Mecliste sormamız gereken soru şudur: Özelleştirmeden elde edilen gelir, yatırım veya devletin borçlarının azaltılmasında mı kullanılmıştır? Madem bugün Türkiye bir ekonomik kurtuluş savaşı veriyor, bu savaşı verecek olan vatandaşlarımız da gelirlerin nereye harcandığını bilmek istiyor. Bu paralar nereye gitti, kimin cebine girdi? Daha "128 milyar dolar nereye gitti?" sorusunu yanıtlayamayan sizler, milletin bu sorularıma cevap verebilecek misiniz? Bu gelirlere rağmen niçin 500 milyar dolardan fazla faiz ödedik ve hâlâ Türkiye olarak niçin 500 milyar dolar borç altındayız? Devletin parasını har vurup harman savuranlar, işletmelerini peşkeş çekenler bu paraların hesabını vermek zorundadır.
İçinde bulunduğumuz süreçte bir ekonomik krizle karşı karşıya olduğumuz gibi, bir de TÜİK kriziyle boğuşuyoruz. Açıkladıkları hiçbir veriye güvenilmeyen, verileri denetlenemeyen, hatta ziyaret edilemeyen Türkiye İstatistik Kurumu, resmen, Tayyip Bey'i üzmeyen istatistik kurumuna dönüşmüştür. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) İktidar TÜİK'i bir nevi kalkana dönüştürdü. Ne üzücüdür ki bu Kurumun açıkladığı hiçbir makyajlı ekonomik veri güvenilir değildir. Enflasyon, işsizlik, gıda faaliyetleri, kira artışları oranları gerçekleri yansıtmamaktadır. "Türk tipi başkanlık sistemine geçince hızla kalkınacağız, istikrarı yakalayacağız." dediniz; yakalayabildiğiniz tek şey kriz, işsizlik, yolsuzluk ve pahalılık. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) AKP, yaşanan ekonomik krizin sorumluluğunu üstlenmek yerine, kim olduğunu bilmediğimiz dış güçleri adres gösteriyor; finansal bir saldırı altında olduğumuzu ve küresel ekonomik sisteme diz çökmediğimiz için bu krizi yaşadığımızı iddia ediyor. Her başarısız iktidar gibi bu iktidar da kötü yönetimin sorumluluğunu üstlenmiyor; her kötü gidişatı dış güçlere bağlıyor. Eğer işler iyiyse, iyi giderse başarıyı sahiplenenler, işler kötü gittiğinde dış güçler limanına sığınıyor.
Değerli milletvekilleri, kendileri sürekli zenginleştikçe Türk milletini yoksullaştıran, açlığa mahkûm eden AKP, bugün, milletimize uyduruk yeni hedefler gösteriyor. Doların artmasına göz yuman, milletin enflasyon karşısında ezilmesine sebep olan; benzinin, motorinin, elektriğin, suyun ve doğal gazın fiyatlarının artmasına yol açan kendileri değilmiş gibi, bize yeni model sunuyor, önümüze acı bir reçete dayatıyor. Nedir bu reçete? Yatırım, istihdam ve ihracat merkezli bir büyüme makyajı adı altında paramızın değeri düşecek, iş gücü ucuzlayacak, böylece dış yatırımcı ülkemize gelecek, ihracat artacak ve yerli üretim hızlanacakmış. Döviz bollaşacak, bollaştıkça düşecek, döviz düştükçe de enflasyon düşecekmiş; Sayın Cumhurbaşkanına göre zaten Çin de böyle büyümüş. Bu sözlerin sahipleri o kadar büyük bir çaresizlik içindeler ki kurtuluş reçetesi olarak büyük Türk milletine köleliği öneriyor; Çin modelini kurtuluş reçetesi diye sunuyor, neoliberal politikalarla batırdıkları Türkiye'yi Çinci politikalarla çıkarmaya çalışıyorlar; bunları yaparken yerli ve millîliği de kimseye bırakmıyorlar.
Şimdi, bizlere Çin'i örnek gösteren, "Çin de böyle büyüdü." diyenlere sormak istiyorum: Ne yapacaksınız peki? Komünist, Maocu Çin gibi tüketimi mi baskılayacaksınız? Türk milletini uyduruk bir ekonomik kurtuluş savaşı adı altında yokluğa, yoksulluğa mı mahkûm edeceksiniz? (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Yaşam mücadelesi veren toplumun büyük kesimini yalanlarınız için feda mı edeceksiniz? Milletimize buyurduğunuz gibi "Porsiyonları küçültün, doğal gazı kısın, gerekirse battaniyeyle ısının." mı diyeceksiniz? Son birkaç ayda bankalardan ne kadar kredi alındığını, bu kredilerin döviz alımında mı yoksa yatırımda mı kullanıldığını, döviz artışıyla birlikte kimlerin servetine servet kattığını niçin açıklamıyorsunuz? Hani "Kardeşinize verin yetkiyi; bakın, faizmiş, dolarmış, nasıl uğraşılır, göreceksiniz." demiştiniz? "Faize karşıyız." diyorsunuz, geldiğiniz günden bu yana 516 milyar dolar faiz ödemişsiniz.
Değerli milletvekilleri, yirmi yılın sonunda yarattığınız Türkiye'de yüksek enflasyon, yüksek faiz kuru, yüksek işsizlik, servetine servet katan 5'li çeteler, yozlaşma, çürüme ve mutsuz, umutsuz bir toplum var maalesef. Hakça paylaşmadınız, adaletle bölüşmediniz, kaynaklarımızı yağmaladınız, hoyratça harcadınız; eşitsizliği, adam kayırmacılığı, ehliyetsizliği, liyakatsizliği yaydınız; gelir dağılımında adaleti sağlayamadınız. Bu ülkede evine ekmek alamayan, çocuğuna süt götüremeyen, açlık sınırının altında yaşayan kim varsa sebebi sizsiniz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Yardıma muhtaç yüz binlerce insan, iş aramaktan umudunu kesmiş on binlerce genç varsa sebebi yine sizsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ÜMİT BEYAZ (Devamla) - Komşusu açken tok yatan bizden değilse ve aç yatan yüz binlerce insan varsa sebebi sizsiniz. Bu yüzden, bu bütçe sağlıkçının, öğretmenin, memurun, işçinin, vatandaşın bütçesi değildir; olsa olsa yoksulluk ve yolsuzluk bütçesidir. (İYİ Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Buradan söz veriyoruz: Herkes bilsin ki, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in liderliğinde İYİ Parti olarak, kurduğunuz rant ve yağma düzenini yıkacak, Türkiye'yi aydınlık günlere taşıyacağız diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)