GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:30
Tarih:08.12.2021

AK PARTİ GRUBU ADINA HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Patent ve Marka Kurumu ile Türk Standardları Enstitüsünün 2022 yılı bütçeleri üzerinde AK PARTİ adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hepimizin bildiği gibi ekonomik kalkınma ve küresel rekabet gücünün artırılması tüm ülkelerin öncelikli hedef ve politikaları arasında yer almaktadır. Bu hedeflere ulaşabilme konusunda ise sermaye, iş gücü, standardizasyon, patent, lisanslama ve AR-GE faaliyetleri kritik öneme sahip faktörler olarak öne çıkmaktadır. Bu faktörlerin önemiyle ilgili Almanya, Fransa, İngiltere gibi ülkelerde değişik tarihlerde yapılan araştırmalar göstermiştir ki bir ülkenin ekonomik kalkınmasında standartlar yüzde 20'nin üzerinde etkin olmakta, patent ve lisans faaliyetleri de buna yakın oranda ülke ekonomik kalkınmasına katkı sağlamaktadır. Bu münasebette gelişmiş ülkeler bu alandaki faaliyetlere özel önem vermektedir. Ülkemizde patent, lisanslama ve marka faaliyetleri Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yürütülürken standardizasyon ve standardizasyonun ekonomik hayattaki uygulaması anlamına gelen test, belgelendirme, muayene ve gözetim hizmetleri de Türk Standardları Enstitüsü tarafından icra edilmekte olup her iki kurumumuz da başarılı olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.

Türk Patent ve Marka Kurumumuz 2017 yılında Uluslararası İnceleme ve Araştırma Otoritesi olmayı başarmış, bununla da yetinmemiş; gösterdiği faaliyetlerle küresel ligde 9'uncu sıraya kadar yükselmeyi başarmıştır. Kurumumuzu bu başarılarından dolayı tebrik ediyoruz.

Türk Standardları Enstitüsü de ülkemiz AB'nin tam üyesi olmamasına rağmen Avrupa standart kuruluşları olan CEN ve CENELEC'e tam üye olmayı başarabilmiş, bu konuda ülkemizde öncü bir rol oynadığı gibi özellikle İslam coğrafyasının alanındaki en büyük kuruluşu olarak da etkin faaliyetlerini sürdürebilmektedir. Ancak, değerli arkadaşlar, hepinizin bildiği gibi ülkemizin dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girmek gibi bir iddiası vardır. Bu iddiayı başarabilmenin yolu da Türk Patent ve Marka Kurumunda olduğu gibi Türk Standardları Enstitüsü ve benzer faaliyetleri yürüten Türk Akreditasyon Kurumu, Helal Akreditasyon Kurumu, Uluslararası Meteoroloji Enstitüsü gibi kurum ve kuruluşlarımızın da küresel ligde en üst seviyelere yükselmesi gerekmektedir.

Değerli arkadaşlar, hepinizin bildiği gibi dünyada uzun yıllardır bir standartlar savaşı sürmektedir ama ne yazık ki "standartlar savaşı" deyince bizde sadece şirketler ve teknolojiler arası pazara hâkimiyet mücadelesi anlaşılıyor. Oysa daha büyük ve şiddetli savaş ülkeler ve ekonomik topluluklar arasında yaşanmaktadır. Gelişmiş ülkeler standardizasyon faaliyetlerindeki etkin konumlarını kullanarak kendi üreticilerini korumak, gelişmekte olan Türkiye gibi ülkelerin ise ihracatçılarına engeller çıkarabilmek amacıyla çok farklı kuralları dikte ediyorlar, tabiri caizse pazarı dizayn ediyorlar. Zaten, Alman Standartlar Enstitüsünün çok ünlü bir sloganı vardır "Standartlara hâkim olan pazarlara da hâkim olur." derler ve bu anlayışla ne yazık ki bizim gibi ülkelerin önüne standartlar ve uygunluk değerlendirmelerini koruma politika araçları olarak sürmektedirler. Bu mücadeleden Türkiye'nin başarıyla çıkması kaçınılmazdır ve bu anlamda da Türk Standardları Enstitüsüne çok büyük rol düşmektedir. Türk Standardları Enstitüsü gerçekten çok güçlü bir insan kaynağına sahiptir. Akreditasyon alanlarının genişliği, laboratuvar yapısı, uluslararası anlaşmalarıyla aslında küresel ligde en üst sıralara girebilecek potansiyele sahiptir. Ne var ki ülkemizde özellikle sanayicilerin ve akademik camianın standardizasyon ve uygunluk değerlendirme faaliyetlerinin önemi konusundaki farkındalıkları yeterli seviyede değildir. Oysa bu camialarımızın Türk Standardları Enstitüsüne gerekli desteği vermesi durumunda Enstitümüz çok kısa zamanda küresel ligde üst sıralara kadar yükselebilecektir. Bunun sonucu Türkiye'de üreticinin haksız rekabete karşı korunması olacaktır. Bunun sonucu ihracatçılarımızın küresel pazara daha az engelle karşılaşarak girmesi olacaktır. Bunun sonucu Türkiye'de katma değere dayalı üretimin ve ürünlerin önünün açılması olacaktır. Bu münasebetle, Türk Patent ve Marka Kurumumuz gibi Türk Standardları Enstitüsü ve diğer kurumlarımızın da küresel ligde çok güçlü olabilmesi için tüm tarafların güçlü destek vermesi ülkemizin menfaatine bir durumdur.

Ben, başta Türk Patent ve Marka Kurumumuz ile Türk Standardları Enstitümüz olmak üzere kendi alanında cansiparane gayret gösteren tüm kurumlarımızı tebrik ediyor, her iki kurumumuzun da 2022 yılı bütçelerinin hayırlara vesile olmasını diliyor ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)