| Konu: | 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 07.12.2021 |
AK PARTİ GRUBU ADINA İFFET POLAT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Nükleer Düzenleme Kurumu bütçesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve ekranları başındaki aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün bütçesi üzerine görüşmelerde bulunduğumuz Nükleer Düzenleme Kurumu ülkemizin nükleer enerji alanında yaptığı ve yapacağı atılımlara yönelik önemli bir faaliyet alanına sahiptir. Kurulacak nükleer güç santrallerinin lisanslanmasından bu tesislerin denetlenmesi ve kontrolünün sağlanmasına kadar pek çok sorumluluğu üstlenen bu Kurumumuz belki de nükleer enerji hamlemizin en hayati mekanizmalarından birini oluşturmaktadır. Kurumumuza 2022 yılında yapacağı çok kıymetli çalışmalar için başarılar diliyorum. Ülkemizin nükleer enerji yolculuğunun, başta milletimiz olmak üzere Türkiye'nin başarılarından mutlu olan tüm dostlarımız için hayırlı olmasını diliyorum.
Türkiye'nin en büyük ithalat kalemlerinden biri enerjidir. Sanayileşmenin ve üretimin büyümesiyle Türkiye'nin enerji ihtiyacı da büyümektedir. Tüm alternatif enerji yatırımlarına rağmen kalıcı ve sürdürülebilir üretime dayalı bir büyümenin daha fazla enerjiye ihtiyacı olduğu aşikârdır.
Dünyanın endüstrileşmiş ülkelerinin hemen hepsi enerji ihtiyaçlarını 1950'li yıllarda nükleer santraller kurarak karşılamaya çalışmışlardır. Türkiye de bu yıllarda nükleere yatırım yapma iradesi göstermiş, rahmetli Başbakan Adnan Menderes 1955 yılında ABD'yle Atom Enerjisi İşbirliği Anlaşması imzalamış ve nükleer enerji alanında ilk adımı atmıştı. 1959 yılında izotop üretimiyle ilgili düzenlemeler yapılmış ve Sakarya Nehri, Sarıyer Barajı civarında bir nükleer site kurulması gündeme gelmişti. Başbakan Menderes, diğer NATO ülkeleri gibi nükleer enerjiye ulaşma zaruretini vurgulayan bir konuşma yaptıktan tam dört ay sonra 27 Mayıs darbesiyle indirilmiş ve Türkiye'nin nükleer enerji alanındaki yatırımları da akamete uğratılmıştır. Bu durum, ta ki Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonu ve dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın çalışmalarıyla Akkuyu Nükleer Santrali'nin temellerinin atılmasına kadar sürmüştür. İnşallah, 2023'te Akkuyu'nun ilk reaktör ünitesi bitirilecek ve önemli bir aşamaya geçilecektir, diğer 3 ünitenin de 2026 yılına kadar faaliyete alınması planlanmaktadır.
Coronavirüs salgını sonrası dünya ciddi bir enerji krizi yaşamaktadır. Amerika, Çin gibi ekonomilerin enerji ihtiyaçları artmakta fakat arz azalmaktadır. Avrupa'da doğal gaz fiyatları yüzde 250, Amerika'da yüzde 100 zamlanmış; petrolün varil fiyatı bir senede 2 katına çıkmıştır. Bu tablo, önümüzdeki yüzyılda salgın hastalıklarla, iklim değişikliği ve siyasi belirsizliklerle birlikte dünyada ciddi bir enerji krizi yaşanacağına işaret etmektedir. Tüm bu gelişmeler, ülkeleri nükleer santrallere yönlenmeye sevk etmiş, örneğin, Fransa durdurduğu nükleer yatırımlarına tekrar devam edeceğini açıklamıştır. Bugün, dünyada 32 ülkede 443 nükleer santral çalışmakta, 19 ülkede de 51 nükleer güç santrali inşaatı devam etmektedir. Bizdeyse, Akkuyu Santrali faaliyete geçtiğinde ürettiği 4.880 megavat güçle tek başına Ankara ve İzmir'in ihtiyacını karşılayabilecektir, bu da Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 10'una tekabül etmektedir.
Paris İklim Anlaşması'na göre karbon salımının 2050'ye kadar sıfıra indirilmesi hedeflendiği için enerji kaynağı üretmede alternatif yenilenebilir enerji teknolojileri ve nükleer enerji seçenekleri ön plana çıkmaktadır. Tıpkı nükleer güç alanında ülkemiz ve milletimiz adına ısrarcı olduğumuz gibi ve bugün haklarımızın herkes tarafından teyit edildiği gibi ekonomi konusunda da kısa vadeli düşünmüyoruz, günü kurtarmanın, dönemsel rahatlamaların peşinde değiliz. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, siyaseten riskli fakat ülke için, millet için hayırlı olanın mücadelesini veriyoruz. Bu ortamda üreticiyi, istihdamı sadece kuru dengede tutabilmek adına yüksek faize mahkûm etmek yani üreterek ve ihraç ederek küresel bir fırsatı yakalamak, her alanda kalkınmak ve refaha ulaşmak yerine faizin, rantiyenin eline bırakmak, inanın, geleceğimize bir fayda sağlamayacaktır. Türkiye, bir kere daha zoru ama milletimiz için uzun vadede en hayırlı olanı tercih etmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
İFFET POLAT (Devamla) - Biz inanıyoruz ki bu kısa dönemli dalgalanmalar, yerini, inşallah, kalıcı kazanımlara bırakacaktır. Milletimizin bu süreçte yaşanan her sıkıntısında yanında olacağız, bu eşiği de inşallah, birlikte daha da güçlenerek aşacağız.
Bu duygularla sözlerime son veriyor, 2022 yılı bütçemizin hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)