GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Genel Başkanı İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2022 yılı bütçesinin tümü üzerinde yaptığı konuşmasında ismini zikrettiği hususlarla ilgili olarak, Meclise gelen Sayıştay raporlarında herhangi bir iade ve değiştirilmenin söz konusu olmadığına, soru önergelerinin bakanlar tarafından cevaplandırılma oranının yeni hükûmet sisteminin olduğu dönemde, önceki dönemlere göre daha yüksek olduğuna, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının Anayasa'nın ve İç Tüzük'ün belirlediği kriterlere göre soru önergelerini değerlendirmek zorunda olduğuna, Anayasa ve İç Tüzük'ün Meclis Başkanına soruların cevaplarıyla ilgili bir inceleme, değerlendirme görevi ve yetkisi vermediğine ve İç Tüzük'e ve Anayasa'ya uygun davranmanın kendilerinin vazifesi olduğuna ilişkin konuşması
Yasama Yılı:5
Birleşim:28
Tarih:06.12.2021

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, Sayın Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında beni zikrederek söylediği 3 husus var, onlarla ilgili ben de açıklamada bulunacağım.

Bunlardan birincisi, Sayıştay raporunun değiştirildiğine dair iddiaydı. Bu konuda beni göreve davet etti. Ben şunu ifade edeyim: Sayıştay raporları Meclise Sayıştay Başkanlığının imzasıyla geliyor. Buraya gelen raporlarda herhangi bir değişme, bir iade, değiştirilme söz konusu değil. Sayıştayın kendi içinde raporların oluşmasıyla ilgili süreçlerde eğer bir şey kastediliyorsa o Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Başkanlığı ilgilendiren, alakadar eden bir husus değil.

İkincisi şu: Konuşmada "27'nci Dönem bitmeden 27.323 soruya bakanlar cevap vermiyor." deniyor. Şu anda, benim Plan ve Bütçe Komisyonuna 30 Kasımda sunmuş olduğum belgelerde de açıklamalarda da var, 30 Kasım itibarıyla bunu veriyorum, yeni bir bilgi çıkarmadım -günceli de var ama herkeste olacak bir bilgi olduğu için bunu kullanıyorum- cevaplanmayan soru sayısı 18.791. (CHP sıralarından gürültüler)

Devamını bir bekleyin isterseniz.

Şüphesiz, soru önergelerinin hepsinin cevaplanması arzu edilir ancak 27'nci Dönemde, yine 30 Kasım itibarıyla soruların cevaplandırılma oranı yüzde 64,44'tür. 26'ncı Dönemde yani farklı hükûmet sisteminin olduğu dönemde yüzde 45,4. Yine, 24'üncü Dönemde yani yeni hükûmet sisteminin olmadığı dönemde yüzde 60,3. Dolayısıyla 27'nci Dönem, yeni hükûmet sisteminin olduğu dönem gerek 26 gerek 24'üncü Döneme göre cevaplandırılma oranı bakımından daha yüksek. Buna bir bilgi daha ilave etmek istiyorum. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)

Arkadaşlar, bilgi; bilgiye göre konuşalım, bilgiye göre.

Daha önceki dönemde, 27'nci Dönemden önce İç Tüzük'te soruların cevaplandırılma süresi otuz gün civarında idi, on beş gün cevaplandırılmadığı zaman tekit yazısı yazılıyordu; yazıdan sonra, ulaşmasından sonra on gün ilave süre veriliyordu; toplam otuz günlük süre. Bu 26'ncı ve 24'üncü Dönemlerle ilgili verdiğim oranlar, otuz günlük süre içerisindeki oranlar. Dolayısıyla, burada 27'nci Dönemde ise on beş güne indirildi bu süre, on beş günü aşanlar süresinde cevaplandırılmayan soru oluyor.

Son olarak, bir üçüncü husus da şuydu: Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanına Anayasa'nın ve İç Tüzük'ün vermiş olduğu bir görev var, verilen soru önergelerini değerlendireceği bazı kriterler konulmuş. Meclis Başkanı bu kriterlere göre soru önergesini değerlendirmek zorunda, İç Tüzük ve Anayasa'nın verdiği bir görev ama Anayasa ve İç Tüzük Meclis Başkanına soruların cevaplarıyla ilgili bir inceleme, değerlendirme görevi vermiyor, yetki vermiyor. Ben kendi kendime bir görev, bir yetki ihdas ederek cevapları da inceleme imkânını kendimde bulamıyorum. İç Tüzük'e ve Anayasa'ya uygun davranmak bizim vazifemiz, hepimizin vazifesi.

Teşekkür ediyorum.