| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 02.12.2021 |
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Aslında biraz önce Sayın Subaşı Vekilimin ifade ettiği gibi, tekrardan bir atraksiyonla gündeme getirilmeyecekse, bu maddenin tekliften çıkarılması olumlu bir şey.
Maddeyle ilgili düşünceleri belirtmeden önce, dün değil önceki gün Antalya'da bir sokak röportajında konuşan "Ahmet Kumak" adlı genç konuşmasının içeriğinden, konuşmasında söylediği sözlerden dolayı tutuklandı, hatta röportajı yapan kişinin de tutuklandığı söyleniyor, bunun tutuklanıp tutuklanmadığını henüz teyit ettiremedik ama barodan avukat arkadaşlar, Antalya'dan avukat arkadaşlar konuyla ilgilenmekteler.
Şimdi, sadece bir sokak röportajında düşüncelerini ifade eden bir gencin apar topar tutuklanması ama televizyon ekranlarından halka, bizlere, farklı inanç kesimlerine, farklı etnik gruplara sürekli tehdit savuran, muhalefeti ölümle tehdit eden, küfür ve hakaret edenlere dair hiçbir cezai, hukuki işlemin yapılmamış olması ve böylesi gençlere dönük bu işlemin yapılmış olması tam bir hukuksal ayrımcılık ve suçtur. Ve yine, Diyarbakır'da 21 öğretmenin KHK'yle ihraç edilip adı konmamış bir idam cezasına mahkûm edilmesini kınıyorum, protesto ediyorum. Bu, kanun hükmünde kararname değil, kanun hükmünde zulümdür. Kanun hükmünde zulüm, öğretmenleri açlığa mahkûm etmiş ve maalesef, başka bir iş yapmasını da engellemek gibi bir hukuksuzluğu ortaya koymuştur.
16'ncı maddeye ilişkin... Şimdi, maddede limanların kırk dokuz yıllığına... Zaten kırk dokuz yıllığına kiralanıyor ya da kırk dokuz yıllığına hibe ediliyor ya da hukuksal adı her neyse, kırk dokuz yıllığına bu yapılıyorsa o liman gözden çıkarılmış demektir zaten. Antalya Limanı'nın Katarlılara, Hopa Limanı'nın Cinere; kokainle gündeme gelen Mersin Limanı'nın aynı şekilde; İskenderun Limanı'nın LİMAK'a... Derince Limanı var burada yine; Samsun, Bandırma, Tekirdağ, Çeşme, Kuşadası, Dikili, Trabzon Limanları var. Tıpkı fabrikalar, tıpkı madenler, tıpkı santraller, tıpkı Karadeniz yaylaları, tıpkı sahiller, tıpkı GAP Bölgesi'ndeki değerli araziler, efendim, Kanal İstanbul çevresindeki araziler gibi, şimdi de sıra limanlara geldi; memlekette satılmadık şey kalmadı.
Fabrikasını satanın, limanını satanın ekonomik bakış açısından, ülkeye sevgisinden, ülkeye hizmet anlayışından ciddi anlamda kuşku duymak gerekiyor ve limanlarla bu kadar uğraşmanız, limanları bu kadar gündeme getirmeniz, hani, Gençliğe Hitabe'de belirtilen "memleketin limanları kuşatılmış, memleketin değerlerine el konulmuş" olgusunu tam gündeme getiriyor. Bu nasıl bakış açısıdır, bu nasıl anlayıştır? Memleketin limanlarını satarak kazanacağınız paranın günlük bir derde deva olabilme ihtimali olabilir ama uzun erimde memlekete yapılacak bir ihanet olduğunu açıkça ortaya koymak gerekir ve bunun, bir daha gündeme gelmemek üzere ortadan kaldırılması gerekir. Limanlarla bu kadar uğraşınca, doğrusu, merhum Yahya Kemal'in "Sessiz Gemi" şiirini anımsattınız bizlere. Hani, diyor ya şiirde: "Artık demir almak vakti gelmişse zamandan/Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan." Meçhule bir gemi kalkacak, AKP gemisi. (HDP sıralarından alkışlar) Sayın Vekilim, o meçhule kalkan gemi diyor ki: "Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden/Yıllar geçti, hâlâ dönen yok seferinden." Ne demek bu? Bu, daha önce ANAP'la, Doğru Yol Partisiyle, efendim, çeşitli siyasal partiler aracılığıyla çeşitli dolandırıcılıkları, zulümleri yapanların gidip de siyasi mevta olmasının, geri gelmemesinin şiirdeki tarifidir. O nedenle, bana Yahya Kemal'in "Sessiz Gemi" şiirini anımsattınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Bir kere daha tekrarlıyorum: Limanlara ve ülkenin diğer değerlerine dair özelleştirme ya da kiralama ya da hibe ya da kırk dokuz yıllık adı her neyse yapılan şey, o değeri ilgili kuruma bahşetmek, peşkeş çekmektir. Bu ülke adına da ekonomi adına da insanlık adına da gelecek adına da yurtseverlik adına da demokratlık adına da kabul edilecek bir şey değildir; reddediyoruz.
Teşekkür ederim, saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)