| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 30.11.2021 |
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
"Biz bu tarihî bölgede, birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz." Evet, son sözleri bunlardı sevgili Tahir Elçi'nin. İnsanın kendi dostunun arkasından bu kürsüde konuşması son derece zor gerçekten ama konuşmak zorundayız. Burada kayıtlara geçsin, bu vesileyle bir kez daha kendisini anmış olalım.
Değerli dostlar, Tahir Elçi insan hakları savunucusuydu, bir hukuk emekçisiydi kendisi ve herkesten çok daha fazla bir fikrî takipçiydi. Birçok davanın peşine düştü, failleri yargı önüne çıkardı, yargılanmasını sağladı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde savaş suçlarını ortaya çıkardı, savaş suçlarını. Bunları keşke okuma fırsatınız olsa. O dönemlerde neler yapıldığını çok iyi okumuş olursunuz, mahkeme kayıtlarından okumuş olursunuz, tanıklıklarını okumuş olursunuz. O nedenle, öldürülmesi tesadüfen, bir anda gerçekleşen bir ölüm değil. Dönemin Başbakanı Sayın Davutoğlu'nun geçen yıl Diyarbakır'da söylediği gibi, bir siyasi suikasta kurban gitti, siyasi suikasta kurban gitti.
Bakın, değerli arkadaşlar -yani o ortamı çok iyi biliyorum, çok iyi takip ettim, o günleri çok iyi biliyorum, çok iyi takip ettim- sonrasında yani bu ölümün sonrasında, cumhuriyet savcılığının isteksizliği, delilleri toplamadaki yetersizliği ve kararsızlığı sanıkların nasıl korunduğunu ortaya çıkardı. Failler belli olmasına rağmen ısrarla ama ısrarla deliller toplanmadı, Adli Tıp gerekli araştırmayı yapmadı. Sonunda ne oldu biliyor musunuz? Londra'daki bir merkez bir rapor hazırladı. O rapordan sonra, üç buçuk yıl sonra dava açılmak zorunda kaldı; üç buçuk yıl sonra o dava açılmak zorunda kaldı.
Şimdi, değerli dostlar, bakın, gerçekten, burada, adliye koridorlardan gelmiş birçok avukat var. Değerli arkadaşlar, bakın, ben de duruşmadaydım, ilk duruşmayı izleyin. Türkiye'nin birçok yerinden gelmiş baro başkanlar var, avukatlar var ve o duruşmada pervasız davranan bir yargıç var; pervasız davranan, böyle olmaz dedirten bir yargıç var, başkan var. Bakın, ya, Türkan Elçi'ye, eşine iddiasını bildirmek için konuşma hakkı vermeyen...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - ..."Önce sanıkları dinleyeceğim, müdahiller iddiasını bildirmeyecek, ilk önce sanıkları dinleyeceğim." diyen bir başkan var. Hangi usulde bu var? Ve hepimizin gözü önünde bu yapılıyor, göstere göstere yapıyorlar; bakın, göstere göstere. O nedenle, bu kürsüye çıktığım zaman, yargının bu ortamını gördüğüm zaman kendimden geçiyorum değerli arkadaşlar çünkü siz, o yargının rantıyla ilgilisiniz ama faili meçhul cinayetlerle, işkencelerle, zulüm gören insanların ne çektiğiyle ilgili değilsiniz o ortam içerisinde. Bizim bulunduğumuz ortamda, Diyarbakır Adliyesinde, Diyarbakır Barosunun katıldığı duruşmada yargıç bu kadar pervasızsa, bu kadar pervasızsa; o pervasızlığını sürdürüyorsa diğer ortamlarda neler olacak, neler olacak değerli arkadaşlar?
Bakın, bunun faili -söylüyorum sizlere- Tahir Elçi'nin faili sizlersiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Hadi be! Kendine gel!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Araştırmayanlardır, bunun üstünü örtenlerdir; bir kez daha söylüyorum buradan.