GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:9
Tarih:20.10.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kooperatifler Kanunu hakkında verilen teklifin birinci bölümü üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bu teklifin birbirinden alakasız kanunlardan oluşan torba yasalar gibi olmadığını, bunu önemsediğimizi ve devamını beklediğimizi Komisyon toplantısında da belirtmiştik. Bu önemli bir gelişme ancak yine, üzerinde yeterince istişare olmayan bir teklifle karşımızdasınız. Mesela, tali komisyon olan Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda bu teklif görüşülmedi. Oysa, Tarım, Orman ve Köyişleri cihetinden bu teklif incelenmeliydi; bu sayede, zaten o alanı da ilgilendiren, daha doğru ve ülke ihtiyaçlarını karşılar bir teklif karşımızda olacaktı.

Bakın, The World Cooperative Monitor'ün 2020 Kooperatif Ekonomisinin Keşfi Raporu'nun verilerine göre dünyadaki en büyük 300 kooperatifin 104'ü, ormancılık dâhil, tarım ve gıda sanayileri üreticilerinin iştirak ettiği kooperatifler, 2'si de balıkçılık üzerine.

Ayrıca, Avrupa'da, ciro açısından, tarım sektöründe faaliyet gösteren kooperatifler yıllık 347 milyar avro civarında bir büyüklükle ön sıralarda gelmektedir. Avrupa'daki kooperatiflerin yüzde 36'sı imalat ve hizmet sektöründe, yüzde 30'u tarım, yüzde 22'si ise konut sektöründe faaliyet göstermektedir. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere kooperatifçilik tarımın önemli bir unsurudur.

Tarımı görmezden gelip tarım üzerine görüş alışverişi yapmadan kooperatifçiliği geliştirme çabaları eksik kalır. Kooperatifçiliğin önemi dünyada uzun yıllar önce anlaşılmıştır. 1844 yılında Manchester'daki dokuma ve tekstil fabrikalarında çalışan 28 işçi, geçim şartlarını iyileştirebilmek için, Rochdale Haksever Öncüleri Kooperatifini kurmuştur. Bizim kültürümüzde de yüzlerce yıldır var olan imece, Ahilik gibi olgulara da bir tür kooperatifçilik diyebiliriz. Bunlar da kooperatifçilik anlayışımıza katkı sağlamıştır.

Türk tarihindeki ilk çağdaş kooperatifçilik örneği 1863 yılında Mithat Paşa tarafından yüksek faiz ve tefeciliğe karşı kurulan ve bugünkü Ziraat Bankasının temelini oluşturan Memleket Sandıklarıdır. Memleket Sandıkları Tarım Kredi Kooperatifçiliğine benzer bir yapıdır. Modern Türk kooperatifçiliği 1883 yılındaki Menafi Sandıklarıyla, 1924 yılındaki İtibari Zirai Birlikleri Kanunu ve bu kanuna dayanarak kurulan İtibari Zirai Birliğiyle devam etmiştir.

Değerli milletvekilleri, kooperatifçiliğin öneminin farkına varan ve bugünkü hâline gelmesi için önemli adımları atan Mustafa Kemal Atatürk'tür. Esas gelişmeler Cumhuriyet Dönemi'nde atılmıştır. Mustafa Kemal, halkı kooperatifçilik konusunda bilinçlendirmenin yanı sıra, kooperatiflerin içinde bizzat yer almıştır. Örneğin, 1925'te kurulan Ankara Memurin Erzak Kooperatifinin kurucu ortağı olmuştur. Atatürk, hayatı boyunca ülkemizdeki kooperatiflere yönelik hukuki düzenlemelerin de önderi konumundadır. Atatürk'ten sonra 1960'lara kadar durağan bir dönem yaşansa da 1961 Anayasası'yla devlete kooperatifçilik hususunda sorumluluklar yüklenmiştir. Bugünkü Anayasa'mızın 171'inci maddesiyle de kooperatifçiliğin geliştirilmesini sağlayacak tedbirleri alma sorumluluğu devlete verilmiştir fakat maalesef, Türkiye'de kooperatifçiliğin gelişimi henüz yeterli değil. Vatandaşlarımızı teşvik etmemiz, kooperatifçiliğe yöneltmemiz gerekiyor. Bu açıdan, teklifi olumlu bir adım olarak görüyoruz.

Ticaret Bakanlığının internet sitesinde 18 Haziran 2021'de yayımlanan verilere göre ülkemizde 84.232 kooperatif ve bu kooperatiflerin 8 milyon 109 bin 225 ortağı var. Bunlar; Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı olmak üzere 3 farklı bakanlığın görev ve sorumluluğunda faaliyet gösteriyorlar. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı 12.990, Ticaret Bakanlığına bağlı 13.384, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sorumluluğunda ise 57.858 kooperatif var. Bu rakamlar Komisyon Başkanımızın açıkladığı rakamlardan farklı, eğer güncel değilse Bakanlığımızın "web" sitesinde düzeltme veya güncelleme yapılması gerekmektedir.

Türkiye'de kooperatif sayısı epeyce yüksek fakat maalesef, kooperatiflere üye olanların sayısı Avrupa'ya oranla hâlâ düşük; Avrupa'da her 5 kişiden 1'i olarak seyreden bu rakam bizde yaklaşık 10 kişiden 1'ine tekabül ediyor. Avrupa'da kooperatiflerin ekonomik büyüklüğü 1,5 trilyon avroya ulaşmış durumda.

Değerli arkadaşlar, kooperatifçilik aynı zamanda önemli bir istihdam da yaratıyor. Avrupa'da kooperatif işletmeleri 4,5 milyona yakın bir istihdam sağlamaktadır. Komisyon toplantısında, kooperatiflerin dünya üzerinde yaklaşık 300 milyon kişiye doğrudan veya dolaylı olarak istihdam sağladığı da belirtilmiştir.

Görüldüğü gibi kooperatiflere yeterince önem vermek hem ülkenin kalkınmasına yardımcı olacak hem istihdam yaratacak hem de birçok vatandaşımız için ekonomik refahı yükseltecektir.

Teklifin birinci bölümünde yer alan maddelerle ilgili de görüşlerimi açıklamak istiyorum.

4'üncü maddeyle, istenirse kooperatiflerin genel kurullarının elektronik ortamda yapılması öngörülüyor. Bu, aslında, teknolojik gelişmeler göz önünde bulundurulunca olması gereken bir madde fakat maalesef, ülkemizde bunu özellikle kırsal kesimlerde karşılayabilecek altyapı yeterli değil. En basit örnek, EBA'da gördük. Bu maddenin tekrar gözden geçirilmesini istiyoruz. İnternet altyapısının, kullanılacak platform özelliklerinin belirlenmesi, hükûmet komiserinin nasıl katılacağı, toplantı yeter sayısının nasıl tespit edileceği, tutanakların kayıt yöntemi gibi hususlar açıklığa kavuşturulmalıdır, yoksa bu şekilde yapılacak olan genel kurullar temsil bakımından sorunlar yaratabilir. Ayrıca üyelerin şifrelerinin kötü niyetli kullanılmasının da önüne geçilmesi gerekmektedir. Herhangi bir üyenin şifresiyle, hesabıyla başka birileri işlem yapamamalıdır. Yaşanacak eksiklikler, olumsuzluklar, siber güvenlik açıkları kooperatif genel kurullarının demokratik bir şekilde yürütülmesi bakımından olumsuzluklara yol açabilir.

5'inci maddeyle kooperatif yönetim kurulu üyelerinin ve yedeklerinin seçilmelerinden sonra en geç dokuz ay içerisinde kooperatifçilik eğitimini tamamlamaları şartı getiriliyor. Bu eğitimi tamamlayamayan üyenin hakkını yitirmesi durumunun Anayasa'ya aykırılık oluşturup oluşturmayacağı konusunda soru işaretlerimiz var, bunu Komisyonda da belirtmiştik. Seçimle görev verilen üyenin eğitim şartı ileri sürülerek üyelikten çıkarılması hak kavramının ihlaline sebep olabilir. Bu madde ve eğitim şartı tekrar değerlendirilmelidir.

7'nci maddeyle yönetim kurulu, görev ve sorumlulukları arasında bulunan belge ve mal varlıklarının hepsini görevlerinin bitiminden itibaren üç iş günü içerisinde yeni yönetim kuruluna teslim etmekle mükellef kılınmak isteniyor. Ancak bu üç günün kısa olduğu da görülmelidir, bu yüzden de uygulamada sorunlar çıkabilir. Tescil edilemeyen bir yönetime bu mal varlıklarını, parayı ya da belgeleri teslim etmek hukuki açıdan ne kadar doğrudur? Bu, yalnızca muhalefetin kaygısı değil, HAYKOOP Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı Sayın Faruk Özen de Komisyon görüşmelerinde bundan bahsetmişti. Biz Komisyonda da bunun için önerge vermiş ve bu sürenin tescil işlem süresine uygun olarak on beş güne çıkarılmasını teklif etmiştik. Bu üç gün sınırının çıkarabileceği sorunlar göz önünde bulundurulmalıdır.

8'inci maddeyle kooperatiflerin denetleme organı içerisinde görev ifa eden üyelerinin ve yedeklerinin seçilmelerini takiben en geç dokuz ay içinde kooperatifçilik eğitim programlarını tamamlamaları şartı, süresi içinde eğitimini tamamlayamayan üyelerin de denetçiliğinin düşmesi öngörülüyor. 5'inci maddede belirttiğimiz sakıncalar burada da var. Kaldı ki bu 2 maddede eğitim almış olmak göreve seçilmenin şartlarından biri sayılacaksa eğitimin kapsamı, verecek kişi ve kurumlar, eğitim süresi gibi eğitime ilişkin temel hususların kanunda düzenlenmesi ve yalnızca pratiğe ilişkin ayrıntıların yönetmeliğe bırakılması daha doğru olacaktır.

12'nci maddeyle kooperatifler ve üst kuruluşlarına, genel kurul toplantılarından en az on beş gün önce ilgili bakanlıktan temsilci talebinde bulunmaları zorunluluğu getirilmek isteniyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

AYHAN ALTINTAŞ (Devamla) - Usule uygun talepte bulunulmasına rağmen temsilcinin toplantıya katılmaması hâlindeyse genel kurulun bir saat gecikmeyle gerçekleştirilmesine imkân veriliyor.

Değerli milletvekilleri, diyelim ki görevini yerine getirmeyen bir bakanlık temsilcisi var, temsilcinin ceza alıp almaması bir yana, bu durum ileride hukuka aykırı uygulamalara yol açabilir; bunun önüne geçilmelidir, en azından yedek temsilciler belirlenmelidir. Ayrıca, bir kamu görevlisinin görevini yapmamasına ilişkin hukuki bir imkân tesis etmek idarenin etkinliğini zedeleyecektir. Biz, kooperatiflerin güçlendirilmesine, vatandaşın desteklenmesine, istihdama, kalkınmaya karşı değiliz, destekçisiyiz fakat daha doğru analizler ve iyi çalışmalar yapılarak kanun çıkarmak gerektiğini düşünüyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum (İYİ Parti sıralarından alkışlar)