| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 5 |
| Tarih: | 12.10.2021 |
HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum ve bu öneriyi hiç koşulsuz desteklediğimizi başlangıçta belirtmek istiyorum. Ancak tabii ki bu konunun aynı zamanda bir sosyolojik aynı zamanda da bir pedagojik konu olduğunu belirtmek lazım. Zira okul kantini de eğitim ortamını bütünleyen parçalardan biridir. Okul ortamı, eğitim ortamı diye bir ortam vardır; bu ortamda spor salonu, kütüphane, laboratuvar, resim odası, müzik odası, bilişim odası, çok amaçlı salon ve benzeri gibi parçacıklar birleşerek okul ortamını, eğitim ortamını oluşturmaktalar. Bunun vazgeçilmezlerinden biri de kantindir ve kantinin iki yönü var: Bir, kantin esnafının geçimi, devridaimi, ekonomik sorunları; iki, kantinden yaşamsal ihtiyacı için alışveriş yapan öğrenci ve öğretmenler. Şimdi, bunun ikisi birden ıskalanmıştır. Dolayısıyla burada hem kantin esnafının ekonomik, demokratik özlük hakları ihlal edilmekte hem de aynı zamanda okulda yaşayan öğrencilerin, öğretmenlerin ve okul çalışanlarının hakları ihlal edilmektedir; iki türlü hak ihlali söz konusudur burada.
Sayın Gamze Hanım da ifade ettiler, 300 bine yakın kantin çalışanının çoğunluğu kadın. Burada bir kadın emeği ihlali... Aslında pozitif ayrımcılık yapılması ve iş önceliği tanınması gereken kadın yoksulluğu için iş önceliği tanınması gereken bir kadın hakları ihlali de söz konusu. Aynı zamanda bir çocuk hakları ihlali de söz konusu. Dolayısıyla kantin, sadece bir ekonomik sorunmuş gibi gözüküyor ama içerisinde sosyolojik, pedagojik, insan haklarına dayalı hak ihlallerinin çok bariz bir şekilde olduğu görülüyor.
Şimdi, pandemi sürecinde, bu salgın, bu Covid sürecinde örneğin, sessiz sedasız, Millî Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk istifa etti, gitti. Sayın Ziya Selçuk, niye istifa ettiğinizin ayrıntılarını niye açıklamadınız? AKP'nin sayın yetkilileri, Sayın Ziya Selçuk niye istifa etti? Gelen Sayın Bakan Ziya Selçuk'tan daha fazla, daha güzel, daha iyi ne yapacak? Eğitim ortamının hâli, kantinden başlayarak öğrencilere, öğretmenlerden başlayarak velilere kadar tamamen bir hak ihlalleri yumağı, bir kördüğüm, bir çözülemezlikle karşı karşıya. Buna karşın, bu kadar, toplumun temel yapısını teşkil eden ağır bir soruna dair maalesef gören, duyan, bilen, irdeleyen, anlayan ve çözmeye çalışan bir yaklaşım da asla ve kata söz konusu değil. Daha önce de örnek vermiştik, Tanzimat Dönemi'nde Hayrullah Efendi'nin dediği "Mektepler ve talebeler olmazsa ben okulu ne güzel yönetirim..."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
İşte, pandemi döneminde âdeta bu gerçekleşti; okullar da yoktu, talebeler de yoktu ve Hükûmetiniz gayet güzel idare ediyormuş gibi gözüktü ama bir yokluk idare ediliyordu ve bu yoklukla çok ciddi bir ihlal ortaya çıktı. Eğitim, bir bütün olarak eğitim ortamı; eğitim ortamını teşkil eden ve eğitim ortamının temel öznesi olan öğrencinin nasıl ki kantin yokluğuyla yeme, içme, beslenme hakkı ihlal ediliyor ise bir bütün olarak eğitim ortamında, sizin politikalarınızla, ana dilde eğitim, zorunlu din dersi, benzeri gibi konularla çok ciddi hak ihlalleri olmakta, öğretmenler tarafından, özellikle zorunlu din dersini veren ve nereden yetiştiği belli olmayan öğretmenler tarafından çok ciddi nefret suçları işlenmekte, hak ihlalleri işlenmekte. Bu da bir hak ihlalidir.
Desteklediğimizi belirtiyor, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)