| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 26 .11.2014 |
KEMAL AKTAŞ (Van) - Teşekkür ederim Başkan.
Arkadaşları selamlıyorum.
Başkanım, başlamadan önce ben iki tane soru sormak istiyorum arkadaşlara: 1) Bu Ceyhan Cezaevinde tecavüze uğradığı iddia edilen çocukla bizzat görüşüldü mü ya da avukatıyla görüşüldü mü, ailesiyle görüşüldü mü? Bundan bir cevap alayım, ona göre devam ettireyim.
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) - Tecavüze uğradığı iddia edilen gençle görüşemedik çünkü o olaydan hemen sonra Sincan Cezaevine nakledilmiş.
BAŞKAN - Yok, mağdur olduğu iddia edilen tahliye olmuş galiba, şüpheli de Sincan'a gönderilmiş.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sincan'a gidip görüşülebilirdi.
BAŞKAN - Onun ifadesi var. İnkâr ediyor o da. "Böyle bir şey yok." diyor.
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) - Ama, şimdi, şöyle: Zaten mahkeme devam ettiği için biz onun ifadesini alıp "oldu mu, olmadı mı" şeklinde araştırma yapmak da...
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş) - Mağdur da mı inkâr ediyor?
BAŞKAN - Mağdur tahliye olduktan sonra bu olayı dışarıda anlatıyor. Yani böyle böyle başımdan bir hâl geçti diyor. Hemen bir araştırma başlıyor. Bir taraftan hazırlık soruşturması bir taraftan idari soruşturma başlıyor. Bu arada o fail olabilecek kişiyi de hemen tedbiren Sincan'a gönderiyorlar. Hem olay yerinden uzaklaştırılması hem de Sincan'ın şartları çok geniş.
Ülker Hanım da söyledi çocuklarla alakalı ne yapılabilir diye. Gerçekten çocuklarla ilgili Sincan örnek bir kurum diyebiliriz bu konuda. 4 kişi veya en fazla 5 kişi bir koğuşta kalıyor. Başlarında mutlaka bir öğretmen niteliğinde bir eğitmen var ve neredeyse yirmi dört saatlerini birlikte geçiriyorlar. Onun için, bu, sizin bahsettiğinize yakın bir uygulama. Islah evi gibi. O bakımdan, Sincan'a göndermişler o fail olabilecek kişiyi.
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) - Başkanım, bir şey daha söyleyelim.
Şimdi, Fazlı Bey'le de konuştum, olayın olduğu iddia edilen koğuşa gittiğimizde aynı dönemde kalan bir genç daha vardı. Ona sorduk "Böyle bir gözlemin var mı ya da şüphelendin mi?" Çünkü küçük koğuş yani sonuçta herhangi bir şiddet ya da zorlama olursa birbirlerini duymamaları biraz imkânsız gibi. Tabii, çocuk şiddetle karşı çıktı buna "Böyle bir şey yok. Olmasına asla izin vermeyiz. Biz buradan dışarıya çıkacağız. Böyle şeylerle bizi yaftalamaları da bizi çok üzüyor." şeklinde bayağı böyle sitemlerde de bulundu. Onu da dipnot olarak söyleyeyim.
BAŞKAN - Evet, Kemal Bey, siz devam edin isterseniz.
KEMAL AKTAŞ (Van) - Başkanım, koğuşun içerisinde bulunan çocukların bunu inkâr etmesi, şiddetle karşı çıkması bir yerde anlaşılır. Nihayetinde ahlaki bir sorundur. Kimse öyle itham edilmesini ya da böyle dışarı çıkmasını istemez. Zor bir olay.
Ben bu konuya ilişkin şunu söyleyeyim: Daha önceleri aslında Ceyhan Cezaevine gidilecekti. Ben o zaman alt komisyon üyesi değildim biliyorsunuz. Dolayısıyla kendi masrafımla ben gittim Ceyhan Cezaevine. Daha önceleri dillendirmiştim bunu. Fakat komisyon gelemedi. Dolayısıyla benim gidişim de boşa çıktı.
Mazeret vardı da. Ben teknik anlamda söylüyorum. İletişim açısından bir aksama yaşandı. Çünkü o zaman Murat Bey alt komisyon üyesiydi. Kendisi bana bilgi vermişti. Ben Diyarbakır'dan araçla oraya geçtim.
Yani şunu demek istiyorum: Ben onun üzerine biraz olayı da araştırdım kısa da olsa. Tabii, sonradan komisyonun geleceğini düşünerek ben çok fazla öyle detaylı şeye girmedim. Ben avukatıyla görüştüm. Şu anda telefonu da bendedir. Davanın seyrine ilişkin bilgi de aldım, ayrıca çocuğa ilişkin de.
Şimdi, toplum içerisinde ya da çocuğun genel durumunu bilmiyorum görüşmediğimiz için. Hani böyle çok ahlaki dejenerasyona sahip olan bir aile ya da daha faklı bir durumda değilse kimse kendisine böyle bir iftirayı atmaz. Çok basit bir şey değil yani. Çocuk da olsa, böyle yetişkin, ergin de olmasa, böyle bir şeyde bulunmaz.
Şimdi, bunun derecesi nedir, ne değildir, o ayrı bir sorun. Fakat bu konuya ilişkin nasıl bir tartışma yürüteceğiz çünkü en son arkadaşlar raporda değişik şeylere yer vermişler. Benim buna ilişkin söyleyeceklerim var. Fakat sonuçta bu olayın yargıya intikal ettiğini, yargıyı beklememiz gerektiğini, hatta bir alıntı yaptı arkadaşlar: İşte, bağımsız mahkemelere kimse telkinde, öneride vesaire bulunamaz.
Şimdi, biz bu durumda o zaman neyi tartışacağız?
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) - Anayasa maddesini söyledim.
KEMAL AKTAŞ (Van) - İşte onu diyorum.
Yani bu durumda bizim önerilerimiz ne olacak? Eğer hiçbir etkimiz olmayacaksa bence hiç tartışmayalım. O zaman yargının vicdanına bırakacağız. Yargı nasıl bir karar verecek, ona ilişkin kendi tepkilerimizi o zaman bireysel olarak mı ya da Komisyon olarak mı dile getiririz. Fakat ben şunu söyleyeyim...
BAŞKAN - Kemal Bey, özür dilerim.
Şöyle gireyim: Biz daha önceki benzer olaylarda biliyorsunuz tavırlarımız çok net oldu. Burada şüpheli bir olay var. Bir taraf reddediyor, bir taraf diyor ki böyle bir olay var. Bu soruşturmayı yürüten savcı da tereddütler içerisinde. Kararı ben vermeyeyim, mahkeme versin çerçevesinde böyle bir dava açtığını da ifade ediyor. Şimdi yargılama da devam ediyor. Böyle bir şey "var" desek, yarın "yok" denirse, biz çok zor durumda kalırız. "Yok" desek, bu sefer mahkeme "var" dese, "İnsan Hakları Komisyonu da yok dedi ama mahkeme var dedi." denir. Bu bıçak sırtı bir mesele bu.
KEMAL AKTAŞ (Van) - Aynen.
Ben sorumluluk altına girme açısından söylemiyorum Başkan. Zor bir olay tabii. Kalkıp böyle bir taraf durumuna giremeyiz kuşkusuz hem misyonumuz gereği de öyle. Ama ben araştırma konusunda bazı şeylerin eksik bırakıldığını düşünüyorum. Onun için sordum. Yani çocukla görüşülmüyor, mağdurdur. Ailesiyle, avukatıyla temas kurulabilir. Kuşkusuz yargıya intikal edilmişse ve yatak, daha değişik böyle delil olarak sayılabilecek şeylere el konulup şey yapılırsa, bu konuda tedbir alınırsa, onun o boyutunu da beklemek gerekiyor. Yani peşinen biz kalkıp yargıda bulunalım anlamında söylemiyorum. Bu konuda eksiklikler var. Ben bunu söylemek istiyorum bu konuya ilişkin.
Yani bu mevcut durumda benim anladığım kadarıyla bizim çok fazla yapabilecek bir şeyimizin olmadığı anlaşılıyor. Bilemiyorum. Acaba bizim önerilerimiz, tarafsız bir Komisyon olarak gözlemlerimizi, yani salt sorumluluk altına girerek değil, kendi şüphelerimizi, değerlendirmelerimizi mahkemeye delil olarak sunma ya da bir öneri tarzında mümkün mü, bilemiyorum.
BAŞKAN - O çok mümkün değil. Zaten mahkeme etrafta delil olabilecek eşyalara vesairelere el koymuş, adli tıpa da göndermiş. Tahmin ediyorum onun raporları bekleniyor. O bakımdan, mahkeme ve savcılık bizden daha ileride bu konuda. Bizim mahkemeden fazla yapacağımız bir şey pek gözükmüyor. Ama biz bu tür iddiaların gerçekleşmemesi için genel birtakım konuları önerebiliriz tabii. Bunlar yapılmasın, edilmesin denebilir. Bunu zaten yazıyoruz çoğu raporumuzda. Böyle bir şey söyleyebiliriz fakat olayda, böyle bir olay var, olmuş, olmamış demek, biraz hakikaten ileri bir değerlendirme olabilir gibime geliyor. Yarın bizi zor durumda bırakabilir.
KEMAL AKTAŞ (Van) - Ben onu söylemek istemiyorum zaten de.
Bu konuyu o zaman geçelim. Ben çok fazla eksik bırakıldığını düşünüyorum ifade ettiğim boyutlarıyla.