MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şimdi, bu bakanlıklardan gelen arkadaşları dinliyoruz, daire başkanı vesaire diye geliyor ama siyasi sorumlu değiller. Mesela geçen hafta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından gelen arkadaşımıza soru sorduk, "Benim, vakıf ve dernek evleri, yurtlar, bu konularda bir bilgim yok." dedi, geçti gitti. Dolayısıyla, Millî Eğitim Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Adalet Bakanı gibi yani bizim soru sorabileceğimiz, siyasi sorumluluğu olan, "Niçin bu böyledir?" dediğimizde cevap vermeye mezun yetkili birilerinin dinlenmesini uygun buluyorum yani bakanların dinlenmesini uygun buluyorum.

Bir de bu gideceğimiz yerler, tabii, Karaman çok sembolik olduğu için böyle bir Komisyonun oraya gitmesi gerekiyor ama yani birçok ilde olaylar var. Bunlardan örnekleme yaparak, orada nasıl işliyor, nasıl oluyor bu iş? Rize örneğini veriyorum sürekli. Rize'de bir müdürle ilgili olay var. İşte, daha evvel çalıştığı yerlerde de var ve aynı müdür gene müdür ve ciddi bir olaydan dolayı şimdi cezaevinde. Yani, oranın valisi, millî eğitimi, yurtları, bu nasıl oluyor, bunları bir görmek gerekiyor yani böyle bir sembol ya da yoğunlaşan veya herhangi bir şekilde seçeceğimiz ile gidip orada devletin işleyişi nasıl, onu biz görmemiz gerekiyor.

Bir de cezaevleri diyoruz, doğru ama ben baştan beri vurguluyorum, bu istismarların en önemli yerlerinden biri bu çıraklar yani kalfa-çırak-usta ilişkilerinde çok ciddi bir problem. Dolayısıyla, böyle bir yer olabilir mi?

Bir de en çok gündemde olan yurtlar var. Yani, bu yurtlar, işte "Yok." diyor, mesela Karaman'da "Böyle bir şeyden haberim yok." diyor. Şimdi, haberleri yok diye ya da resmen "Haberimiz yok." deniliyor diye biz bunları ihmal mi edeceğiz, var bunlar. Dolayısıyla orada ne oluyor, o yurtları görmemiz gerekiyor. Resmî yoksa gayriresmî olan nedir yani nasıl işliyor, bunları bir görmemiz gerekiyor. Dolayısıyla, böyle bir yer de ya da böyle birkaç tane yer de seçelim gideceğimiz illerde ve bunları da görelim diyorum.

Bir de sizden rica ediyorum Komisyon olarak, bu yurtlardan ne kadar var -işte, sevgi evleri deniliyor- Türkiye'nin nerelerinde ne kadar öğrenci kalıyor? Bunların statüsü nedir, nasıl çalışıyor bunlar, kim denetliyor? Bakan gelse bunları soracaktık ama yani resmî de sorabiliriz yani araştırma yapabilirler. Buna benzer, bu konularla ilgili şimdi bir yasa teklifi de geliyor sanıyorum, bu yurtlar nasıl olacak, resmiyeti geliyor. Orası için de esas olacak şekilde, şu andaki durumun ne olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. O nedenle siyasi sorumlu birisi gelsin yani hatta gelmenin ötesinde, biz ayrıntılı bir şekilde soralım bunu, kimse bu bakanlık, Millî Eğitim Bakanlığıysa oraya; ne kadar yurt var, nerelerde, kaç tane öğrenci, hangi statüde bunlar ve nasıl denetleniyor bunlar görelim. Ben araştırıyorum, adam diyor ki: "Biz bir vergi levhası astık mı bütün resmî şeylerden kurtuluyoruz." Öyle değil yani bu iş. Bunu nasıldır, tam olarak tespit etmemiz gerekir diye düşünüyorum.