KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakan, öncelikle, hemşehrimsiniz, hayırlı olsun göreviniz diyorum.

Sayın milletvekilleri, şöyle, ben teknik konuları arkadaşlarım söylediği için ve tekrara düşmemek için bunları söylemeyeceğim. Hepsine katılıyorum ancak "Soma öncesine dönmek" diye bir şey ifade edildi, hani sayı oraya dönerse diye ve bu benim tüylerimi ürpertti. Çünkü ben Soma faciasında, cinayetinde de oradaydım, şimdi de mahkemelerini, duruşmalarını takip ediyorum, ailelerin hâlini görüyorum. Soma bir cinayettir, bunu hepimiz biliyoruz. Yani, ne ruhsat açısından ne işletme açısından ne gerekli tedbirler açısından gerekli şeyler alınmadığı için Soma'da büyük bir cinayet işlendi ve bir sembol. Şimdi Soma öncesine dönmekten bahsediyoruz. Soma'da kâr hırsı öldürdü işçilerimizi. Yani, büyük bir deprem gibi geçti. Hani nasıl bir deprem öldürmez, binalar öldürür diyorsak Soma'da da o yanlış işletme, oradaki katil olan işletme, işletme mantığı ve kâr hırsı işçilerimizi öldürdü.

Şimdi, bakıyoruz, suç cezasız, kamu vicdanı şu anda hâlâ kanıyor ve biz şunu diyoruz işletmelere -yani on yılların tabii ki birikimi bu- verimsiz, evrensel standartlarda tedbirini almamış, gerekli incelemeler yapılmamış ve çalışmasına yol verilmiş ve cinayet işlemiş işletmelere "Devam edin." diyoruz bu tasarıyla. "Biz sizi destekleyeceğiz, merak etmeyin, siz hırsla çalışmaya devam edin, biz sizi destekleyeceğiz." diyoruz.

Şimdi, kapanan işletmelere baktığımızda, bu kapananların neredeyse tamamı evrensel standartlarda işletmeler değiller, gerekli tedbirler alınmamış işletmeler. O "yaşam odası" dediklerimize kadar, standartlar anlamında pek çok gerekli standart yok ve bunlara biz tekrar "Siz çalışın, biz sizin arkanızdayız." diyeceğiz. Bunları, bakın, Almanya, Fransa veya şu anda gelişmiş dediğimiz ülkeler yüzyıl önce, iki yüzyıl önce yapıyorlardı. "İnsanlar ölsün, önemli değil, insan çok, yeter ki o maden işletmeleri çalışsın." deniyordu ama artık bu devir geçti. Dünyadaki standartlarda, evrensel standartlarda işçiye gerekli hakkı veriliyor. Dediğim gibi, Avustralya'da 100 bin dolar kazanıyor bir işçi, Amerika'da 50 bin dolar kazanıyor. Demek ki orada işletilebiliyor. Amerika buradakinin 50 katı kömür üretiyor ve ortalama 50 bin dolar maaşla bunu yapabiliyor. Bizim vereceğimiz para 10 bin dolar, yaklaşık olarak 2 asgari ücret ve biz diyoruz ki: "Siz verimsizsiniz, biz size bunun yarısını, 5 bin dolarını vereceğiz toplamda baktığınızda." Bunu yapmayalım. Bu verimsiz işletmelere, bu katil işletmelere tekrar "Devam edin." demeyelim. Gerekiyorsa kamu işletsin bunları standartlara uygun bir şekilde. Zaten kamunun malları bunlar. Gerekli tedbirleri alarak, işçilerimizin tedbirlerini birinci madde olarak öne koyarak, kâr hırsı veya üretim hırsı değil, bu anlamda devam edelim.

Bu madde hayati anlamda önemlidir. Buna yol vermemiz demek özel sektöre "Cinayete devam edin." demektir. Çünkü çok kolay unutuyoruz yani biz cinayetleri, katliamları çok kolay unutuyoruz ve suç cezasız kaldığı zaman cinayetler ve katliamlar tekrar ediliyor. Soma bu anlamda bir sembolse Soma'nın üzerine basıp geçemeyiz. Şu anda bu madde, Soma'nın üzerine basıp geçmek demek bir anlamda.

Buradaki diğer eleştirim, yani tabii ki bütçe sınırı yok, onu mutlaka geri çekmemiz lazım o gerekçeyle, usulen geri çekmemiz lazım, o ayrı.

Bir de şunu anlamak istiyorum: Şimdi, asgari ücret gösterenlere dediniz ki: "Kalifiye işçi çalıştıranlara zaten böyle bir destek olmayacak, onların maaşları yüksek." Doğru mu anlıyorum? Şimdi, asgari ücretle gösterenlere de birer asgari ücret vereceğiz. Bu asgari ücretle göstermeyi, -hani bir sonraki yasada da görüşeceğiz- teşvik etmez mi? Biliyoruz ki madenlerde de hâlâ açıktan ödeme var. Pek çok özel ve küçük işletmelerde düşük gösterme diye bir şey var. 1.800-2.000 veriyor ama 1.000 lira gösteriyor. Gösterme diye bir şey var, hep bu bahsettiğimiz şey. Bunu teşvik etmeyecek mi bu yaptığınız uygulama, asgari ücretle gösterme diye bir uygulamayı? Özellikle sorum bu ve diğer konuda da bu madde mutlaka geri çekilmeli.