KOMİSYON KONUŞMASI

SEYİT TORUN (Ordu) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, çok değerli Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar; hepinize iyi akşamlar diliyorum.

Tabii, biliyorsunuz 2013 yılında büyükşehir yasası çıkarıldı ve Türkiye yerel yönetimi ikiye bölündü; bir kısmı büyükşehir yasasına göre, bir kısmı da il belediye yasasına göre. Birisi tabii ki 5393'e göre, birisi de 5218'e göre yönetiliyor. Maalesef, birbirine komşu 2 il, biri büyükşehir -aslında bütünşehir demek lazım- yasasına göre yönetilirken diğeri il belediye yasasına göre yönetiliyor. Bakıyorsunuz, işleyişi, geliri ve yönetim şekli apayrı ve birbirine yakın, sınır olan iki köyde, birinde büyükşehire bağlı su işletmesi kaynak sularını dahi ücretlendirirken hemen komşu köyde maalesef böyle bir şey yoktur ve iki köy arasında ciddi anlamda haksız rekabet söz konusudur. Ve, bakıldığında maalesef iki komşu il aracınızın kaskosundan tutun da birçok vergi kaleminde ciddi ayrılıklar yaşamaktadır. Bir ildeki uygulama hemen komşu ile geçtiğinizde değişmektedir. Kaldı ki yasa Türkiye'nin ihtiyaçları değerlendirilerek de yapılmamıştır. Bugün dünyada gelişmiş ülkelere baktığımızda yerel yönetimler güçlendirilirken, belediye sayıları artırılırken maalesef ülkemizde 3.300 civarındaki belediye 1.800'e düşürülmüştür; yerinden yönetim merkeze çekilmiştir. Ve bu yapıyla hem hizmet verimliliği hem hizmet akışındaki sağlıklı yapı kurulamamaktadır ve maalesef ciddi anlamda da gelirlerin harcanmasında ve toplanmasında da ciddi sıkıntılar ortaya çıkmaktadır.

Tabii, şunu da belirtmem gerekiyor: Maalesef belediyelerin, iktidar belediyesi ve muhalefet belediyesi ayrımı da, her geçen gün şiddeti artmaktadır. Maalesef, görüldüğünde iktidar belediyesi hazine garantili krediyi çok çabuk bulurken krediyi bulmasına rağmen muhalefet belediyesi hazine garantisini bile alamamaktadır. Bu yapılan sadece kredilendirilmelerde değil, Millî Emlake ait olan ve yerel yönetimlere devredilmesi gereken hazine arazilerinde de aynı sıkıntı yaşanmaktadır. Maalesef, bu ayrım her geçen gün daha da sorunu derinleştirmektedir.

Bir de şunu belirtmem gerekir ki: Bugün büyükşehir olan kentlerimizde altyapı ve üstyapı anlamında belli bir noktaya gelinmişken buna sahip olmayan, zorla büyükşehir yapılan, taşıma nüfuslarla büyükşehir yapılan illerde kentlerimizde büyük bir sorun yaşanmaktadır. Böyle çift başlı bir yapı olmaz. Ülke yerel yönetimde ikiye bölünmüştür, ayrıştırılmıştır. Maalesef, 30 ilimiz büyükşehir, geriye kalan 50 belediyemiz de il belediyesi statüsündedir. Bu ayrışma her geçen gün iller arasındaki gelişmişliği de tehdit etmektedir. Bu anlamda, bunun mutlaka ama mutlaka yeni bir yasal düzenlemeyle değiştirilmesi şarttır.

Bakın, ben zorla büyükşehir yapılmış, taşıma nüfusla büyükşehir yapılmış bir kentten geliyorum ve o kentte de yıllarca yerel yöneticilik yaptım. Şu anda vatandaşımız maalesef vergi yükünün, mali yükün altında ezilmekle birlikte karşılığında o hizmeti alamamaktadır. Artık yapı öyle bir hâle gelmiştir ki merkezden yapılan bütün yatırımlar amacına uygun değildir. O yörede yaşayan insanların düşünceleri alınmadan, ihtiyaçları belirlenmeden maalesef keyfî bir şekilde yapılmaktadır. Ve bugün gerçekten, hani diyoruz ya tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak, her kuruşu vicdani olarak harcamak, her kuruşu yerinde harcamak maalesef şu anda özellikle büyükşehirlerimizde, çakma büyükşehirlerimizde yerine gelmemektedir. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir. Biz, bunu iki komşu il olarak örneğin, Ordu ve Giresun olarak çok yoğun yaşıyoruz. Düşünebiliyor musunuz bir kentin valisinin il özel idaresi yetkileriyle en ücra köşelere hizmet götürme yetkisi var, bir kentin valisi de sembolik olarak orada duruyor ve hiçbir yetkisi yok. Bu gerçekten her geçen gün daha da ciddi ayrışmaya, ciddi farklılaşmaya yol açmaktadır ve bunun bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir.

Demin de söylediğim gibi, maalesef, iktidar belediyelerinde kamu kaynakları çok daha rahat, özellikle merkezî kaynaklar sağlanırken muhalefette bu olmamaktadır. Muhalefet belediyelerinde gerek mülkiye müfettişleri gerek Sayıştay müfettişleri hiç eksik olmazken maalesef iktidar belediyelerine şu ana kadar müfettiş dahi gitmemiştir. Bu ülkede hep beraber yaşıyoruz ve yerel yönetimlerin önemini en iyi Sayın Cumhurbaşkanı bilir, kendisi yerel yönetimden geliyor. Bu anlamda, gerçekten ülkemizde yerel yönetim anlamında ciddi bir sorun yaşanmaktadır. Eğer bu sorun tez elden ele alınıp çözülmezse önümüzdeki günlerde bu ayrıştırmanın bedelini hep beraber ödeyeceğiz ve yarın işin içinden de çıkılmaz hâle gelecek. Bu anlamda, gerek gelir gerek harcama anlamında bu düzeltmelerin yapılması gerekmektedir.

Çok teşekkür ediyorum akşamın bu saatinde beni dinlediğiniz için ve inanıyorum ki Sayın Bakanım, 2016 bütçesinde yerel yönetimlere kaynak dağıtmada, yerel yönetimlerin eşitlik ve hakkaniyet ölçüsünde pay almasında titizlikle duracağınıza olan inancımı belirtiyor, teşekkür ediyorum.