| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyonun çalışma usul ve esasları hakkında görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 05 .01.2016 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, kamu kurum ve kuruluşlarının çok değerli temsilcileri, basımızın çok değerli temsilcileri, meslek örgütü ve sivil toplum örgütlerimizin çok değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum, iyi bir yıl diliyorum. Bu yeni yılın ülkemize ve dünyada barışın ve kardeşliğin egemen olduğu bir yıl olmasını diliyoruz. Savaşların ve sömürünün olmadığı, sınırların olmadığı bir dünya temennimizi bir kez daha dile getirmeyi bir görev biliyoruz.
Yeni dönemde bir torba kanunla karşı karşıyayız yine. Önümüzde iki teklif var, biri bir tasarı, Sayın Başbakanın imzasıyla gelen ve biri de Sayın Komisyon Başkanımızın arkadaşlarıyla birlikte vermiş olduğu bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız. Her iki tasarı ve teklife baktığımızda konunun detayları açısından, içeriği açısından baktığımızda Anayasa, İçişleri, Millî Savunma; Sağlık, Aile, Çalışma; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar ve Bilgi ve Teknoloji komisyonlarına sevkinin yapıldığını görüyoruz. Tasarıda da sadece Anayasa, İçişleri, Millî Savunma; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonun tali komisyon olarak belirlendiğini, ana komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonunun belirlendiğini görmekteyiz. Dolayısıyla, bu kadar detaylı, bu kadar girift bir tasarı ve teklifin ilgili tali komisyonlar tarafından görüşülmeden direkt Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmesini çok doğru bulmuyoruz.
16/09/2014 tarihinde, dönemin Bakanlar Kurulu, Hükûmet Sözcüsü Sayın Arınç, Bakanlar Kurulundan çıktıktan sonra, Meclise artık torba yasa sevk edilmeyeceğini söyleyerek şöyle bir açıklama yapıyor, diyor ki: "Çok maddeli yasa yerine o işle ilgili yasaları getirmeye gayret edeceğiz." Bunu ben söylemiyorum, Sayın Bülent Arınç -Sayın Bakan, sizin de Bakanlar Kurulunda bulunduğunuz- 16/09/2014 tarihinde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra çıkıp Hükûmet adına söylüyor. Sayın Bülent Arınç'ın bugün bir kıymetiharbiyesi var mıdır yok mudur, onu bilemem ama dönemin Hükûmet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı. Devam ediyor Sayın Arınç, diyor ki: "Çok maddeli yasadan dolayı siz haklı olarak 'torba' diyorsunuz, ben kullanmıyorum, bundan sonra da bu ismi kullanmamayı istiyoruz. Çok maddeli yasa yerine o işle ilgili yasaları getirmeye gayret edeceğiz. Birçok yasayı değiştiren, sonra da haklılık payı olan 'torba' gibi adı yasama literatürüne sokma gayretinde değiliz." Devam ediyor: "Yasama sıfır hata kabul eder. En iyi şekilde çıkarılmalıdır. O kanunun bir maddesi bir başka kanunun üç maddesini değiştirerek 49 kanunda ayrı ayrı değişiklik getirilmiş olabilir. Bundan sonra bu kadar maddelik tasarıyı umarım ki görmeyeceğiz. Başbakanımızın talimatı budur." Başbakan aynı Başbakan. Bülent Arınç gitti, yeni Hükûmet Sözcünüz geldi. Peki, o gün bunu söyleyen Başbakan söylemiş oldukları sözleri yuttular mı, şimdi inkâr mı ediyorlar, yoksa bu gelen tasarı ve tekliflerin altında her ne kadar Sayın Başbakanın imzası olsa bile acaba bu tasarı başka merkezlerden mi buraya geliyor, bunu gerçekten merak ediyoruz. Demek ki Hükûmet, Sayın Davutoğlu Hükûmeti kendi almış olduğu kararların arkasında değil, kendi vermiş olduğu sözlerin de yanında ve arkasında değil.
İç Tüzük'te, 23'üncü maddede "Tali komisyonların hangi yönden veya hangi maddeler hakkında görüş bildirecekleri havale sırasında belirtilmemiş ise, bu komisyonlar görüşlerini kendileriyle ilgili gördükleri hususlar üzerinde bildirirler." deniyor ama Sayın Başkan birazdan söyleyecek herhâlde, bu havale edilen tali komisyonlardan ilgili görüş ve öneriler geldi mi gelmedi mi, bunları göreceğiz. Yine, İç Tüzük'ümüzün 34'üncü maddesi diyor ki: "Bir komisyon, kendisine havale edilen tasarı veya teklifi, başka bir komisyonun ihtisası dahilinde görürse, gerekçeli olarak tasarı veya teklifin o komisyona havale edilmesini isteyebilir." Böyle bir şey henüz görüşülmedi. "Bir komisyon, kendisine havale edilen tasarı veya teklif yahut herhangi bir mesele için, bir başka komisyonun düşüncesini öğrenmeyi gerekli görürse, tasarı veya teklifin o komisyonda görüşüldükten sonra iadesini isteyebilir." Yine, aynı maddenin bir başka paragrafında "Bir komisyon, başka bir komisyona havale edilmiş bir tasarı veya teklif yahut herhangi bir mesele için düşüncesini belirtmekte yarar görürse, o tasarı veya teklifin kendisine havale edilmesini isteyebilir." İç Tüzük son derece açık ve net. Şimdi, bu, 2'si yürütme ve yürürlük olmak üzere toplam 21 maddenin 10'u İçişleri Bakanlığının, İçişleri Komisyonunu ilgilendiren, 3'ü de Millî Savunma Bakanlığını, toplam 15, geriye kalan 6 madde de farklı bakanlıkları ilgilendiren maddelerden oluşuyor. Bizler, her birimiz çeşitli konularda uzman olabiliriz ama her konuda uzmanız dersek doğru yapmamış oluruz. Dolayısıyla, bunun ilgili tali komisyonlarda görüşülmesi, özellikle 10 maddenin İçişleri Komisyonunda en ince ayrıntılarına kadar tartışılması ve konuşulması, 3'ü Millî Savunmayla ilgili, albaylarla ve diğer konularla ilgili -bedelli, dövizle askerlik- yurt dışında ikamet edenlerle ilgili, vatandaşlarımızı ilgilendiren şeylerle ilgili konular. Bunların öncelikle Millî Savunma Komisyonunda konuşulması, görüşülmesi gerekirken... Onlar ne düşünüyorlar, bedelli askerlikle ilgili ne diyorlar, devam mı diyorlar, ne diyorlar oradaki arkadaşlarımız, onlar bu konuda görüşlerini söylemeliler ki daha sonra Plan ve Bütçe Komisyonunda bunlar bir karara bağlanabilsin. Dolayısıyla, ben bir kez daha bu şekilde bir torba kanunla karşı karşıya kalmamızdan büyük bir üzüntü duymaktayım ve bunun ilgili tali komisyonlarda görüşülüp, onlar kendi raporlarını yazıp daha sonra Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesini doğru buluyorum. Sayın Başkandan da rica ediyoruz, sevk edilen tali komisyonlardan gelen rapor varsa veyahut da "Bizim görüşmemize gerek yoktur." gibi yazılı -sözlü değil, telefonla değil- kararları varsa onları da Sayın Başkandan duymak istiyoruz.
Teşekkür ederim.