KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Şimdi, nükleerle alakalı geçen dönem de çeşitli araştırmalarda bulunmuştuk, dediğim gibi ziyaretler de yaptık. Hem çalışan, devam eden hem de yeni inşa edilen tesislerle alakalı. Özellikle Japonya'yla alakalı bir bilgi vermek istiyorum çünkü Japonya'da depremden dolayı reaktörün zarar görmesi söz konusu olmadı. Depremden dolayı reaktör zarar görüp de sızıntı gerçekleşmedi. Kontrol mekanizmaları var. Nedir? Elektrik kesintisini ortadan kaldıracak, enerji takviyesini yapacak olan jeneratörler depremden sonra oluşan tsunami etkisiyle yani gelen dalgalar sebebiyle devre dışı kaldığı için soğutma işlemini gerçekleştirmediğinden sızıntı gerçekleşti. Yani depremle alakalı riski sıfıra indirmek mümkün ama terördü vesaireydi bunlarla alakalı şey yapmak söz konusu değil. Zaten dikkat ederseniz Japonya bunları devre dışı bıraktıktan belli bir müddet sonra da tekrar kullanmaya başladı.

"Gelişmiş ülkelerde inşaat yok." olayı da aslında doğru değil çünkü şu anda aynı teknolojiyle İngiltere'nin verdiği siparişler var, başladı, aynı şekilde de Amerika'da da devam eden siparişler var, çalışan, yapımı devam eden yerler var. Bunu Avrupa içerisindeki farklı ülkelere de aksettirebiliriz. Devre dışı kalmasındaki en önemli mesele, Almanya'da veya Fransa'daki reaktörlerin bunların teknolojik bir ömrü var, bu ömrü tamamladığı zaman zaten onu kullanma şansınız yok. Dolayısıyla, o teknolojik ömrü bittiğinde ya yenisini yapacak ya yenileyecek, sonuçta maliyet çok da fazla fark etmiyor. Bundan dolayı tabii ki daha ucuza getirebileceği, enerji arzını da çeşitlendirebileceği meseleleri hedefliyor aynı Türkiye'de olduğu gibi. Biz de yenilenebiliri hedefliyoruz, hidroliği, diğer şeyleri. Yani sonuçta arzı genişletmeye çalışacağız ama nükleerden faydalanmamızı da bu ülkenin ihtiyaçları anlamında çok önemsiyoruz.