KOMİSYON KONUŞMASI

HÜDA KAYA (İstanbul) - Ben biraz önce özellikle üzerine basarak "çocuklarımızın, geleceğimizin menfaatleri noktasında bir hizmet üretme, bir sonuç elde etme noktasında politik kimlikler üzerinde" ifadesini kullandım yani çok açık ve gayet net ki, anlaşılır ki parti menfaatleri, kurum menfaatleri gözetilmeden hepimizin bu geleceğimize, bu yararlı hizmete sahip çıkmamız gerektiğini ifade ettim. Burada polemik yaparak "Siyasetin kendisine niye karşı çıkıyorlar, niye bunu yapıyorlar?" gibi böyle sürekli kendisini Mehmet Bey hep muhalefete endekslemiş, formatlamış gibi polemiklere yol açan, böyle uygun olmayan ifadelerle amacı, içeriği ve özü çarpıtmaya, hakikati örtmeye yönelik bu ifadelerden çekinmesi, sakınması gerekir. Artı, sözünü tamamladıktan sonra toplantı ve çalışmalar mazeretiyle giden arkadaşlara eleştiride bulundu, giden arkadaşların kendileri burada olmadığından dolayı ki hepimizin ne kadar iki ayağımız bir pabuçta buraya geldiğimizi hepimiz biliyoruz fakat ben kendi doğal o sözümü kullanırken dahi yanlış anlamadıysam, kendisinin ifadesini duymadım, Fatma Hanımın ifadesiyle çalışması olduğundan dolayı ikimizi tercih bıraktı, ben kendi söz hakkımı kullanmak istedim ve çalışması olduğundan dolayı öncelik hakkı istedi. Yani herkesin çalışması olabilir, bunu bir eleştiri malzemesi yapmak uygun değil arkadaşlarımız arasında. Buraya biz ne konusu üzerine toplandık? Hepimiz, yani 2 kişi bile kalsak biz burada bu çalışmayı yürütmek zorundayız. Gelemeyen arkadaşımız Filiz Hanım üzerinden "Efendim, işte, bu kadar kampanyalar yaptılar, konuştular çılgınca, ortalığı karıştırdılar da şimdi araştırma Komisyonu kuruldu da kendileri niye yok?" gibi son derece uygunsuz bir polemiğe cevap vermek bile beni üzüyor aslında, muhatap olmak dahi üzüyor beni. Bizde hiç kimse kalkıp da tatile, şuraya buraya gitmiyor; her birimiz bir yerde, bir koşturma içindeyiz ve biz bu konuyu, bu Komisyonu, bu gündemi önemsediğimiz için ben buradayım ve biz takipsiz bırakmıyoruz ve hâlâ bu işin içindeyiz biz. Hiç kimse böyle ortalığı karıştırmak için çocukları malzeme etmesin, biz çocuklarımız için buradayız, tacizlere karşı, bu tacizleri kapatmak isteyenlere karşı bir sonuç elde edelim diye biz buradayız.

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Bunu herkese söylüyorsunuz değil mi?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Bunu herkese söylüyorum.

Aynı zamanda, dağdaki çocuklar meselesini gündeme getirdi yine kendisi. Dağdaki çocukların eğer bu çalışma alanına girme gibi bir durum söz konusu olacaksa Ceylan Önkol'u, Berkin Elvan'ı da o zaman masaya yatırmamız gerekiyor. Bu "dağdaki çocuklar" polemiği tamamen taciz gerçeğini, tecavüz gerçeğini, buradan sonuç elde etme gerçeğini örtmektir ve bir polemiğe sebep olmaktır, aslında çarpıtmaktır ve bırakın onu, haydi onlar, dağdakiler, Berkin'di, şeydi; bakın, tacizi konuşuyoruz, çocuk tacizleri... Pozantı'daki çocukları; o zaman bulalım onları, onları da dinleyelim, ailelerini de dinleyelim, bu Komisyonun vazifesidir bu. O çocuk neden intihar etti? Neden tahliye olduktan sonra tacizleri ifşa ettiği için o çocuk yeniden hapsedildi, işkence edildi ve neden intihar etti? Bunlar da bu Komisyonun sebebi olmalı.

Yani ben tekrar söylüyorum: Bunlar bizim politik kimliklerimizin üstündedir, siyasetin kendisi etik bir şekilde, ahlakla yapılırsa tabii ki kutsaldır. Ben "politik kimlikler üzerinde" derken partiler, menfaatler üzerinde hepimizin bu olaya samimice yaklaşması gerekiyor ve niye "Bu araştırma komisyonlarını o zaman kurmayalım." gibi engelleyici bir prosedür gelişimi, yasakçı bir zihniyetle konuşuyor kendisi? Araştırma komisyonları hakikatlerin ortaya çıkması için kurulmuştur, kurulmaya devam edilmelidir, 2 kişi de kalınsa bu hakikatler çıkarılmalıdır ortaya.