KOMİSYON KONUŞMASI

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şüphesiz ki bu konuşmayı yapmamam ve sözü direkt hocama bırakma da imkân dâhilindeydi. Ancak tarihe karşı, şu andaki 78 milyonun çocuklarına karşı ve henüz doğmamış çocuklarımıza karşı duyduğum mesuliyetten kaynaklı, birkaç sözü ifade edeceğim.

Her şeyden önce, Sayın Başkan, dünün mazlumları -çok açık ve net söylüyorum- on dört yıldır bu ülkenin iktidarıdır; dünün mazlumları bugünün faşistleridir, maalesef, üzülerek ifade ediyorum. Rabb'im, her toplumu, önce mazlumlaşmış, mazlumiyet şerbetini içmiş, akabinde de zalimleşmiş insanların zulmünden korusun diyorum.

Sayın Başkan, ben 45 yaşındayım -tutanaklara geçmesi açısından söylüyorum- bütün hayatım boyunca legal demokratik siyasete inandım, bütün hayatım boyunca birlikte yaşamaya inandım, bunun da bedellerini çeşitli platformlarda ödedim. On bir aydır Türkiye Büyük Millet Meclisindeyim ve temel amacımız HDP olarak bu Meclisi Kürt'ün ve Türk'ün ortak çatısı hâline dönüştürmekti. Kürt'ün, Türk'ün yanı sıra, diğer bütün etnik kimliklerin, tüm farklılıkların ortak çatısı hâline dönüştürmekti. Bu on bir aylık zaman dilimi içerisinde, hemen hemen her gün, şu anda derdest olan, şu anda inşa edilen bir darbe sürecinin içerisindeyiz. Bugün burada bulunan pek çok kişi, inancım o ki, hâlen bunun farkında, hâlen bunun idrakinde değil. Gün gelecek pek çok insan hayıflanacak: "Biz birlikte bindiğimiz o birlikte yaşam dalını nasıl kestik, demokrasi zeminini nasıl ortadan kaldırdık?" Bunu elbette ki grubum adına söylemiyorum, şahsım adına söylüyorum: İstenmediğim yerde olursam namerdim. Mücadele sadece ve sadece AKP'nin bizi istemediği, faşizmin bizi istemediği Türkiye Büyük Millet Meclisinden de ibaret değildir. Bu da kayda ve tarihe bu şekilde not olarak düşsün.

Sayın Başkan, yirmi beş yıldır demokrasi mücadelesinin, insan hakları mücadelesinin çeperinde yer alıyorum. Benim on bir ay dışında hiçbir zaman dokunulmazlığım olmadı. On yıllık belediye başkanlığı dönemimde haftanın dört günü mahkeme koridorlarındaydım. Demin Sırrı Süreyya Önder'in de ifade ettiği gibi, yargılanmaktan korkan -kendi namı, hesabıma söylüyorum- faşizme karşı direnmekten korkan namerttir. Çünkü faşizme karşı direniş bizi insan eden en temel ödevimiz, en temel görevimizdir. Şu anda darbe hukuku ve darbe zihniyeti, Kürtler ile Türklerin birlikte yaşama zeminini yok etmiştir. Eğer geri dönülmezse, eğer önlem alınmazsa Sayın Başkan, yarın çok geç olabilir, çok geç kalınabilir.

MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Ne yapacaksınız? Ne yapmayı düşünüyorsunuz, onları söyle.

BAŞKAN - Dinleyelim arkadaşlar. (AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

Arkadaşlar, hatip sözünü tamamlasın, lütfen, rica ediyorum.

Evet, Sayın Baydemir buyurun.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Bu itibarla da dilediğinizi zikretme, dilediğinizi yapma imkânına sahipsiniz. (AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN - Evet, hatip sözünü tamamlasın, dinleyelim arkadaşlar.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Ama çok iyi bilesiniz ki sayınız ne olursa olsun, zulmünüze, saldırınıza karşı boynunu eğen tek bir HDP'li olursa, vekil olursa o namerttir. Dimdik ayakta mücadele etmeye devam edeceğiz ama onursuzluğu, biat etmeyi asla ve kata kabul etmeyeceğiz; kabul etmedik, etmeyeceğiz.

Bu itibarla da... (AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN - Evet, sözünü tamamlıyor, lütfen, lütfen arkadaşlar.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Sözümü tamamlıyorum Sayın Başkan.

Sözün özü şudur... (AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN - Arkadaşlar, evet, karşılıklı konuşmayalım; bakın, Sayın Baydemir'in süresi geçiyor.

Sayın Baydemir, tamamlayın.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, süremin kesintiye uğradığını siz de biliyorsunuz.

BAŞKAN - Devam edin.

OSMAN BAYDEMİR (Şanlıurfa) - Bir kez daha söylüyorum: Hiçbir kavga nihai çözüm değildir. Bütün kavgalar sonrasında mutlaka çözüm masası oluşacaktır ama ben iddia ediyorum, bugün yaşadıklarımız bir hak müdafaası, bir vatan müdafaası değildir; bugün yaşadıklarımız, yeni bir rejimin inşası süreci ve onun saldırısıdır. Bugün HDP linç ediliyor, yarın CHP linç edilecek; yarın CHP linç edilecek, öbür gün MHP linç edilecek çünkü bu ülke tek partili bir rejime, tek partili bir faşizme doğru gidiyor. Yazıktır, günahtır bu ülkeye, yazıktır, günahtır. (HDP sıralarından alkışlar)