Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1028) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 02 .05.2016 |
ERDAL ATAŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yani burada ele alınan bu tasarıyla ilgili, dokunulmazlıkların kaldırılması ve benzeri noktasına ilişkin sürdürülen bütün bu tartışmaların tümünün aslında farklı bir siyasal arka planının olduğu bütün tartışmalarla birlikte, gerekçeleriyle birlikte açık olarak görülüyor.
Öncelikle şunu ifade edeyim: Dokunulmazlıkların tümünün kaldırılması noktasında HDP'nin vermiş olduğu önergeyi ben de destekliyorum. Yani bütün dokunulmazlıkların kaldırılması yönündeki tutumu fikir olarak savunuyorum ama burada bütün dokunulmazlıkların kaldırılması meselesinin içerisinde sadece bir bölüm insanın dokunulmazlıklarının kaldırılması üzerine yapılan bu hukuksuz yönelimin, yine aynı şekilde, Anayasa'yı, 12 Eylül anayasası olmasına rağmen hepimizin reddettiği, onu dahi kabul etmeyerek bunu da dışlayarak yapılan bu yönelimin, yine Meclisin kendi içerisinde alt komisyonlarla bu süreci işletmesi, tek tek bütün bu meseleleri ele alması noktasındaki kendi işleyişini de çiğneyen bu mevcut yönelimin tümünün aslında başka bir şeye hizmet ettiği, başka bir hedefle sürdürüldüğü açıktır. Burada yapılan açıkça şudur: Bu coğrafyada tekçi zihniyetle sürdürülemeyen bu düzenin devam ettirilmesi anlayışı, bir darbeyle garanti altına alınmaya çalışılıyor. Çünkü bu ülkede dillerin yasaklanması, inançların yasaklanması, cinsiyetler üzerinde uygulanan şiddetler ve bütün ayrımcı politikalarla sürdürülen bu mevcut düzenin yani doksan küsur yıldır sürdürülen bu mevcut düzenin çözümüne ilişkin fikir getiren HDP'nin susturulmak istendiği bir operasyondur bu açık olarak. Bu, sadece tabii, HDP'yi susturma değil aynı zamanda bunun devamında bu coğrafyada bulunan bütün demokratik güçleri, bu coğrafyada barışı, kardeşliği, adaleti savunan bütün güçleri susturma operasyonu olarak devreye koyulmak isteniyor, yapılmak istenen budur.
Çünkü sürdürülemez bir hâle gelen bu mevcut düzenin ancak iki biçimde sürdürülmesi mümkündür; bir, demokratik güçlerin sindirilmesi gerekiyor, iki, darbeci bir şeyle, başkanlık sistemi ya da bir şeyle diktatörlük kurularak halklar üzerinde bu baskının devam ettirilmesi isteniyor. Ama açıkça söyleyelim ki nasıl doksan üç yıllık süreç içerisinde uygulanan bu politikalarla hiçbir şekilde bu mücadele engellenemediyse, Kürtlerin mücadelesi, Alevilerin mücadelesi, kadınların mücadelesi, ekoloji alanında mücadele yürüten insanların mücadelesi, öğrencilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, bütün hepsinin sürdürdüğü mücadele nasıl sürekli geliştiyse, bütün bu darbeci zihniyetlere karşı bütün bu muhalif güçler nasıl bütün bu şeylerin tümünü tarihe gömerek, kendi önünü açarak ilerlediyse; bugünden sonra uygulanan bu politikalarla yine bugün iktidarda bulunan AKP'nin başında kalacak ve bütün sonuçlarıyla vebalini de günahını da onlar çekmiş olacaklar. Halklar bütün bu meseleleri görüyor.
Türkiye'de AKP'li, CHP'li, MHP'li bütün halklara sesleniyorum; burada uygulanmak istenen kesinlikle HDP'li insanların bazılarının kendilerince işte, cezalandırılması üzerine bir operasyon değil, burada yapılmak istenen, açık olarak bir darbedir ve HDP'yle başlanan bu süreç devam ettirilmek isteniyor çünkü bu ülkede demokrasi, barış, kardeşlik ve adalet uğruna en net duran ve bu noktada bu duruşuyla kitleler içerisinde yer edinmeye çalışan HDP'nin engellenme siyaseti vardır; bu, asla engellenemez; vekillerin hapse atılmasıyla ya da diğer türlü getirilen bu siyasal operasyonlarla bunların durdurulması mümkün değil. Çünkü milyonlarca halkımız, AKP'li kitleler de dâhil olmak üzere, CHP'li, MHP'li kitleler de dâhil olmak üzere bu ülkede artık savaş yanlısı bir politika sürdürmek istemiyor, bu ülkede halkların artık kardeş olarak yaşanması isteniyor, inançlar arasında ayrımın giderilmesi isteniyor, Kürt-Türk kardeşliğinin bozulmasına yönelik sürdürülen bu politikanın durdurulması isteniyor. Yine, savaşla özellikle bu ülkede bütün insanların, bu son aylar içerisinde 2 bine yakın insanın katledilmesi, insanların yaşamını yitirmesi üzerine sürdürülen bütün bu politikaların tümü durdurulmazsa bu halklar arasında, başta AKP olmak üzere, bu politikayı sürdüren bütün kesimler açısından büyük, daha büyük sonuçlar ortaya çıkararak onları mahkûm edecektir. Halklar arasında ne olursa olsun, bütün bu kışkırtmalara rağmen, bütün bu adaletsiz uygulamalara rağmen, bütün bu yürütülen politikalara rağmen, bu darbe zihniyeti, diğer darbelerde olduğu gibi mutlaka boşa çıkacak ve halklarımız gerçek anlamda bu ülkede demokrasinin gelmesi için kendi dirayetiyle, kendi kaderlerini kendi eline alacaklardır.
Biz şunu biliyoruz: Bu mevcut sürdürülen politikaları...