KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Tabii, söylenen özellikle geleceğe yönelik ve dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili konuların tamamına katılıyorum, tekrar etmek istemiyorum. KİT alt komisyon toplantısında da gündeme getirdiğim bir konu vardı. Sayın Vekilim Melike Hanım marka olarak kısaca sorusuyla birlikte dile getirmiş oldu ama önümüzde de olan şu Elmacık Suyu...

Soda da var mı?

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ MÜDÜRÜ UĞUR ERDEM - Sayın Vekilim, soda üretimine girdi ancak piyasada tutunamadığı için üretimden vazgeçildi.

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Tamam. Yani ben görmedim ama öyle bir şey duydum. Şimdi, Elmacık bir firma yani özel bir firma. Dolayısıyla burada Atatürk Orman Çiftliğinin amblemini kullanıyor ve birçok sorumluluk, bunun garantisi...

Daha önce de şey mi yazıyordu, ben mi yanlış hatırlıyorum "Atatürk Orman Çiftliğinin garantisinde üretilmektedir."

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ MÜDÜRÜ UĞUR ERDEM - "Atatürk Orman Çiftliği güvencesiyle üretilmiş." ibaresi vardı. Alt komisyon toplantısında sizin de ikazınız üzerine...

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Şimdi, aslında ikazımız sadece onun şeyi değil, belki de böyle kalması da şey oldu yani tamamen Atatürk Orman Çiftliğinin mamulüymüş gibi oldu belki de. Yani aslında oradaki güvenceden benim sorduğum soru da şuydu: Yani eğer biz bir şeye güvence veriyorsak, amblemimizi buraya koyuyorsak, biz bir kamu kurumuyuz, Atatürk Orman Çiftliği hakikaten bu imajını, itibarını öyle kısa sürede toparlamadı. Kurulduğu günden bu yana, on yıllar, bu bir gayretin, çabanın, çalışmanın sonucunda oldu. Yani bu firma çok değerli bir firma olabilir, kurumsallaşmıştır; tabii ki ürettiği ürünle ilgili sorumlulukları vardır, ayrı bir konu ama yani sonuçta şurada bilmiyorum sayın milletvekilleri önlerinde olan suyu gördüklerinde muhtemelen şu dondurma gibi Atatürk Orman Çiftliğinin kendi ürünü olarak herhâlde değerlendirdiler ama maalesef öyle bir şey söz konusu değil. Bunun içindekinin ne olduğunu, herhangi bir denetimi Atatürk Orman Çiftliği tarafından yapılmıyor. Yani sonuçta burada bir isim ya da işte ticari markasını, amblemini kullanma yetkisi verilmiş. Ha, bunun nasıl verildiği, nasıl olduğu, bir ihaleye mi çıkıldığı veya Atatürk Orman Çiftliğinin böyle bir marka satma uygulaması, bir gelir elde etme anlamında var mıdır, bu ne getirir ne götürür onu söylemiyorum ama, yani böyle bir durum da özellikle marka kullanımı açısından söz konusu. Bu bir sıkıntı yaratabilir. Yani, benim oradaki o güvenceden kastım o gün o ifade üzerinden konuşmuştum ama şimdi bugün sanki daha mı iyi oldu, daha mı kötü oldu bilemiyorum. Yani, bunu daha farklı bir şekilde ifade mi etmek lazım, konuyu tekrar elden mi geçirmek lazım onu bilemiyorum ama önemli bir husus olduğunu düşünüyorum ve bu konuyla ilgili mutlaka ciddi bir çalışmanın yapılması... Bilmiyorum, Sayıştay denetim raporlarında var mıydı bu konu, hatırlayamadım şu anda ama, yani bu konunun üzerine de eğilmek lazım. Bir haksız kazanç kimseye sağlatacak bir şey değil, bir durumda değil kurum, öyle bir hakkı da yok.

İki: Kendisinin belki daha fazla eğer böyle bir şey yapılabilecekse belki gelir elde etmesi söz konusuydu. Ya, bunlar nasıl oluyor, nasıl veriliyor, onların bir şekilde netliğe kavuşması gerekir diye düşünüyorum. Bunun çok da önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.

Şimdi, bir başka husus: Atatürk Orman Çiftliği tabii, sonuçta kamu iktisadi teşebbüsü. Belli bir amacı ve hedefi var ama kamu iktisadi teşebbüsleri de 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince kârlılık ve verimlilik esasına göre çalışmak durumundalar yani basiretli bir tüccar gibi çalışmak durumunda. Devlet, Hükûmet zaman zaman belli görevler verebilir. Görev verdiğinde de oradan uğradığı kayıp ve zararları da kendisine görev zararı olarak sunar.

Şimdi, şöyle gelir tablosuna, hemen iki dönemlik gelir tablosuna hızlı bir şekilde baktığımda brüt satışlar 72-73. Rakam olarak belki çok önemli rakamlar değil ama satış indirimleri var burada, yüzde 10'unu aşmış bir durumda yani satış indirimlerinin özel bir taktik, bir uygulama yoksa içerik olarak anlamı şudur: Yani, iadedir, iskontodur. Dolayısıyla eğer iadeyse ürünlerle ilgili, üretimle ilgili bir sıkıntı var mıdır? Yani, orada bir analiz konusu ortaya çıkarıyor. Satış maliyetleri net satışların oldukça üzerinde. 2014 yılı olarak bakacak olursak 10 milyonun üzerinde faaliyet zararı. Asıl kurum kârı nereden ediniyor, daha doğrusu kâra nerede dönüşüyor? Diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar, muhtemelen kira gelirleri, doğru mudur? Yani, 2014 yılında 38 milyon kira geliri var, toplam hasılatı da brüt olarak 72, net olarak 64.

Aslında, tabii, belli amaç, fonksiyonlar vesaireler tamam da bu üretim ve yapılan bazı faaliyetlerde ben ciddi bir şekilde israfın olabileceğini ifade etmek istiyorum. Dolayısıyla kira gelirleri bir şekilde kurumu kurtarıyor. O zaman hiçbir şey yapılmasa, üretim faaliyetleri durdurulsa, herhâlde kiradan alınan gelirle daha fazla kâr edecek şeklinde bir değerlendirme de yapmak mümkün. Bu değerlendirmeyi yapmıyorum, şundan dolayı yapmıyorum: Tabii ki bu kurumun belli amaç ve hedefleri var ama dediğim gibi, verilen görevlerden uğranılan zararı da zaten devlet görev zararı olarak öder. Ya, burada biraz da kira gelirinden dolayı bu kârlılık, verimlilik ve israfı önleme noktasında şey mi var? Yani, burada bir marka, Atatürk Orman Çiftliğinin markası son derece önemlidir yani ciddi bir şeydir ama bir firma çağrılıyor, "Al bunu sen üret." deniliyor. Ben yanlış hatırlamıyorsam, alt komisyondan da aklımda kalan şey buydu. Yani, işin biraz bu yönüne eğilmek gerektiğini ve ciddi israfların söz konusu olabileceğini, kârlılık ve verimlilik anlamında ciddi tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Buradaki eldeki veriler bizi bu yönde düşündürüyor. Bu yönde bir çalışmanın yapılmasının gerekli olduğuna inanıyorum ve böyle bir çalışmayı yapmayı düşünüyor musunuz?

Bir başka husus da kıdem tazminatına tabi çalışanınız var mı?

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ MÜDÜRÜ UĞUR ERDEM - Var.

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Kıdem tazminatına tabi çalışanlarla ilgili bir kıdem tazminatı karşılığı ayrılmamış olduğunu görüyorum, bilançoda böyle bir karşılık ayrılmamış. Tabii, bunlarda yük ne kadardır, çalışan sayısı, onların kıdem tazminatına tabi diğer verileri nedir onu bilmiyorum ama, yani herhâlde kıdem tazminatına tabi çalışanların süreleri de eğer uzunsa bu mali tablolar tamamen tepetaklak bir hâle de gelebilir, bu hâlinden çok daha kötü bir sonucu da ortaya çıkarabilir. Yani, biz gelirin bir kısmını da mali tablolardan, giderin bir kısmını, zararın bir kısmını da aslında mali tablolardan sakladığınız anlamında bir yorum da yanlış bir yorum olmayacak.

"Borç ve gider karşılıkları" diye bir kalem var. Onun içeriği nedir? Yani, bilanço büyüklüğü içerisinde de önemli bir rakam aslında bu, 2 milyonun üzerinde eğer yanlış hatırlamadıysam borç ve gider karşılıkları.

BAŞKAN - Cevaplarını toplu alacağız Sayın Karakaya.

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Daha sonradan da alabiliriz.

Ben çok teşekkür ediyorum. Yeni dönemde inşallah daha hayırlı, daha verimli iş ve işlemler yapmaları dileğiyle çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.