KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de bazı tespitleri doğru yapalım istediğim için söz almak durumunda kaldım.

Sayın Emir belki ilk geldiği metin hatırında olduğu için oradan hareketle Komisyonun vereceği kararın takdirinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımıza ait olduğunu ifade ettiler. Ancak, bu, alt komisyonda değişti, bu davranış ilkelerine aykırılığın tespiti ve bunun değerlendirilmesi, aykırılık kararının, uyarı kararının verilmesi, komisyonun takdir yetkisinde oldu biliyorsunuz. Onu tespit edelim. Bununla beraber birkaç hususu da paylaşmak istiyorum.

Biraz evvel değerli arkadaşlarımız benim ifade etmek istediğim hususlara değindiler. Onlara tekrara düşmeden eksik kalan hususları da beraber takdirinize sunmak istiyorum. Biz AK PARTİ içerisinde siyaset yapan milletvekilleri olarak siyasi geleneğimizin kurucu ve yürütücü unsurunu önce ahlak ve maneviyat temelli bir anlayışa dayandırıyoruz. Dolayısıyla, bu anlayışa sahip milletvekillerimizden çok değerli arkadaşlarımız bu hususu, etik kanun teklifini gündeme getirmişlerdi ve biliyorsunuz, parti olarak da biz parti tüzüğümüzde yaptığımız değişiklikle bir etik kurulu oluşturarak kamuoyunun farkındalığını da tekrar harekete geçirmiştik. Bu konuda kendi iç mekanizmalarımızı çalıştırma ve bunu kamuoyuyla paylaşma ameliyesini daha önce gerçekleştirmiştik.

Bununla beraber, bugün görüştüğümüz hususlar etik kanunun neler getirdiğiyle ilgili. Ana, esas komisyonda bunlar, malum, alt komisyona havale edilmişti, alt komisyon çok detaylı bir çalışma yaptı ve etik davranış ilkelerini belirledi. Aynı zamanda milletvekilliği göreviyle, unvanıyla yapılamayacak işler belirlendi. Bu manada yeni birtakım etik kurullar oluşturuldu. Her siyasi parti grubunun etik kurulu oluşturuldu. Siyasi parti grubuna üye olmayan kişiler, milletvekilleri için de karma etik kurulu oluşturulmak suretiyle bu konuda eşitlik de sağlandı ve bu kurulların vermiş olduğu kararlara itirazen de bir daimî komisyon oluşturuldu, etik komisyonu, diğer komisyonlarımız gibi, mesela içinde bulunduğumuz Anayasa Komisyonu gibi ve bu İç Tüzük'ümüzde belirlenen ilkeler çerçevesinde diğer komisyonlarımız hangi kriterlere göre şekillenmişse temsil bakımından bu komisyonumuz da bu şekilde temellendirildi. Dolayısıyla demokratik temsiliyet esas alındı ve partilerin milletvekili sayısı oranında temsiliyeti bu şekilde gündeme geldi. Aynı zamanda GRECO ilkelerinde zikredilen bütün ilkeler bu kanun teklifine alt komisyonda da zenginleştirilerek yansıtıldı. İlk teklifte de vardı, bu, alt komisyonda daha da zenginleştirilerek bütün arkadaşlarımızın, üyelerimizin teklifleri teker teker değerlendirilerek, kritize edilerek ve birbirini iknaya çalışarak değerlendirildi ve bir metne varıldı ve bu metin kahir ekseriyet değil de oy birliğiyle, hemen hemen, netleştirildi.

Muhalefet eden arkadaşlarımızın üç hususta muhalefetleri oldu. Bir tanesi, bu kanunun hayata geçirilmesini madde metnine yazalım şeklinde. Kanun yapma tekniği açısından bunun gereği olmadığı cihetiyle bu teklife "hayır" denildi, yoksa mantalite olarak zaten bütün kanunlar hayata geçirilmek için çıkartılıyor. Dolayısıyla buradaki bu maddeye karşı gelişimizin sebebi içinde mündemiç olan, var olan bir şeyin tekrarının zait olduğu, gereksiz olduğu cihetledir.

İkinci olarak, temsiliyetle ilgili biraz evvel o yaklaşıma da cevap vermeye çalıştım. Eşit temsiliyet mi, demokratik temsiliyet mi? İç Tüzük bu konuda belirlemiş bu usulü. Bütün partilerin kendi oranları çerçevesinde temsiliyeti esas alınmış. Aynı zamanda bağımsız milletvekillerimiz olabileceği cihetiyle veya parti grubu bulunmayan, mesela 15 milletvekiline sahip bir partimizin de daha sonra temsil edilebileceği Türkiye Büyük Millet Meclisinde düşünülerek bu hususlar karma etik kurulu oluşturulmak suretiyle, ad çekme yöntemiyle, tamamen demokratik bir şekilde, 5 kişilik bir komisyon ve varsa mutlaka bağımsızların da burada temsil edebileceği bir mekanizma getirilmiş oldu. Dolayısıyla kurul, komisyon, bunlar, hepsi mevzuatımız çerçevesinde, Anayasa ve İç Tüzük mantalitesi içerisinde yapılandırıldı.

Bir de en önemlisi, bize verilen bilgi notlarında, 15 ülke, çeşitli alanlarda, karşılaştırmalı tablolarda görüldüğü üzere, kimi Avrupa Birliği ülkelerinde veya Amerika Birleşik Devletleri'nde, kimilerinde yaptırım söz konusu, kimilerinde değil; kimilerinde komisyon söz konusu, kimilerinde değil. Zaten bunlar etik "code"lar şeklinde, kurallar şeklinde yazılı hâle getirilmiş meclis kararları statüsünde bu ülkelerde genel olarak uygulanıyor. Kanun mantalitesi içerisinde ve daha kuvvetli bir genel düzenleyici işlem olarak biz bunu düzenlemiş oluyoruz. Dolayısıyla, örnek alınan ülkelerin de fevkinde bir faaliyet ve kanunlaştırma çalışması içerisindeyiz. Bunun da tespitini ayrıca yapmak gerektiği kanaatindeyim ve dediğim gibi kimi Avrupa ülkelerinde yaptırımlar hiç söz konusu değil. Bunun tespitine ilişkin durumlar söz konusu. Biz, ayrıca, "yaptırımlar" maddesi altında bu uyarı kararının verilebileceği ve ilgili maddelere aykırı hareket eden kişiler hakkında da cezai işlemler yapılabileceği hususunun burada kanuna dercedildiğini görüyoruz. Dolayısıyla bizim buradaki yaklaşımımızla, hakikaten örnek olarak gösterilen GRECO kararlarının ilkesel anlamda bütün açıklık, şeffaflık, adalet, erişilebilirlik gibi temel ilkelerin aynıyla yansıtıldığını ve daha da genişletildiğini görmemek mümkün değil.

Dolayısıyla, bir de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının yönetmelik çıkarıp çıkaramamasıyla ilgili bir değerlendirme yapılmıştı. Ona cevaben de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı bütün partilerin temsiliyetinden kaynaklanan bir mekanizma ve TBMM Başkanlığı sonuç itibarıyla devlet tüzel kişiliğini temsil eden bir yer. Dolayısıyla, yönetmelik çıkarmaya ilişkin mevzuat yönünden herhangi bir problem söz konusu değil. Dolayısıyla, burada örnekler olarak da, mesela Resmî Gazete'de yayınlanacak Türkiye Büyük Millet Meclisi kararları, Meclisin yaptığı seçimlerin sonuçları, Başkanlık Divanı kararları hakkında yönetmelik gibi bir örneği zikretmek suretiyle -tutanağa geçmesi açısından söylüyorum- TBMM Başkanlığının çıkarmış olduğu onlarca yönetmelik söz konusu. Dolayısıyla, burada mevzuat açısından da herhangi bir problem olmadığını -ben tutanaklara geçmesi açısından yararlı görüyorum- ve bu yasanın "Önce ahlak ve maneviyat" diyen bir yaklaşımın tezahürü anlamında bunun öncülüğünü AK PARTİ'nin, AK PARTİ'li milletvekillerinin yapmasının da hakikaten takdire şayan olduğunu tespit etmek gerektiğini ve yepyeni bir yasaya kavuşacağımızı ve millî, yerli ve evrensel ilkelerin buraya kendi bağlamında, bu kanunun kendi bağlamında ve çerçevesinde yansıtıldığını ifade etmek istiyorum.

Bu vesileyle de teşekkür ediyorum. Sağ olun Sayın Başkanım.