| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Elektrik İletişim AŞ'nin 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 14 .04.2016 |
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Ben de öncelikle kurum yetkililerine, başta Sayın Genel Müdür olmak üzere, hoş geldiniz diyorum, hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Sayın Başkan, aslında, tabii kamu iktisadi teşebbüsleri 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye göre yönetiliyor. Bu kararname gereğince, kamu iktisadi teşebbüsleri bakanlıkların ilgili kuruluşudur. Yani, bunun anlamı, bakanlıklar denetim ve gözetimlerinden sorumludurlar, ilgili kuruluşun icraatlarına aslında karışamazlar. Yani, ben çok açıkça bir şeyi söyleyeyim: Ben zaman zaman örnek veriyorum, yanlış anlaşılmasın. Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürüyken Bakanın istediği arabayı kirayla veririm demiştim, Artık Kapasite Yönetmeliği'ne göre. Bakanlık Teftiş Kurulu gelip benim çalışmalarımı, personelimin çalışmasını engellediğinde "Hayır, çalışmalarımı engellemeden bir kenarda denetiminizi yapacak." demiştim.
Şimdi, burada, Bakanlığın böyle bir sorumluluğu var kanun hükmünde kararname gereğince. Bir mevzuat düzenlemeye de gerek yok, bir şey söylemeye de gerek yok. Yani, iyi kötü bürokrasiyi görmüş, siyaseti bilen, Bakan sorumluluğunu, bürokratik sorumluluğu bilen birileri olarak bu yazının amacını ben size söyleyeyim: Bakan, inceletmek istemediği, sorumluluğunu almak istemediği bir konuyu Meclise atarak Kamu İktisadi Teşebbüsü Komisyonu yani KİT Komisyonunun üzerine bırakmış, oradan hallolsun demiş; bunun anlamı bu. Böyle, bu şekilde bir talebin de aslında bir anlamı yok çünkü görevidir. Yani, bu görev Sayıştayın uyarısına da gerek kalmadan yapılması gereken bir görev. Ola ki kurum atlamışsa, Bakanlık denetim ve gözetim görevini yerine getirmemiş ya da bu bir şekilde gözden kaçan bir konu ise, uyarıldığında bunun yapılması lazım. Zaten Sayıştay "bunun incelenmesi ve gerekirse soruşturulması" biçiminde bir görüş beyan ediyorsa buna tekrar burada bir karar alınmasına gerek yok hatta mümkünse... Ki zaman geçiyor; bugün 2016 yılının ortalarına geldik, biz 2013 yılını görüşüyoruz, 2014 yılını görüşüyoruz, çok da geç kalınmış olabilir. Dolayısıyla, bunların bugüne kadar da Bakanlık teftiş kurulları tarafından ya da ilgili -neyse- kurumun kendi teftiş kurulu tarafından incelenmesi, gerekiyorsa soruşturulmuş olarak buraya sonuçlarının getirilmiş olması gerekir. Değilse, bu, iki yıl, üç yıl sonra KİT Komisyonunda görüşülecek hesaplar sırasında iki yıl, üç yıl öncesinin -belki olay daha öncesinde- beş yıl öncesinin bir konusunun burada teftiş kararının alınmasının cevabı zaman aşımı, vesaire, vesaire diye tekrar dönecek.
Yani, aslında böyle bir mevzuata da gerek yok. Eğer bir boşluk görünüyor, bir yol açılıyor ya da boşluktan yararlanılıyor ise kapatmak için belki bir şeyler olabilir; kararlar alınabilir, kanun teklifi verilip bu yasalaşabilir, bunlar olabilir ama bana kalırsa buna gerek yok. Böyle bir yol, usul, doğru bir yol ve usul değil. Yani, siyaseten -ve Türkçesi- kendi sorumluluğundan, yapmak istemediği bir şeyden, sorumluluktan kurtulmak için Türkiye Büyük Millet Meclisine, KİT Komisyonuna atılmış bir ipe un sermedir diye çok net bir şekilde ifade edebilirim, konunun şeyi bu. Bakanlığın görevidir.
Diğer konularda söz isteyeceğiz.
Çok teşekkür ediyorum efendim.