KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET AKALIN (Edirne) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Kıymetli milletvekilleri, Sayın Bakan, çok değerli hazırun; bugün Gençlik ve Spor Bakanlığının 2026 yılı bütçesini ele alıyoruz. Önümüzde yaklaşık 300 milyar 302 milyon liralık bir bütçe teklifi var. Bu teklif merkezî bütçe içinde yalnızca 1,59'luk bir pay alıyor. Türkiye gibi genç nüfusunun giderek azaldığı, buna rağmen gençlere yönelik sorunların derinleştiği bir ülkede gençliğe ayrılan bu payın böylesine düşük olması gençlik vizyonumuzun ne durumda olduğunu açıkça göstermektedir. Bugün gençlerimizin karşı karşıya olduğu tablo ortadadır; işsizlik, barınma krizi, hayat pahalılığı, eğitimde eşitsizlik, sosyal dışlanma ve gelecek kaygısı. Gençler sadece bugünü değil yarını da görememektedir. Genç nüfus oranımız 1950'de yüzde 20,8 seviyesindeydi, bugün yüzde 14,9'a düştü ve TÜİK'e göre 2080'de yüzde 8,8 düzeyine inecek. Bu, genç nüfusun neredeyse yarı yarıya azaldığı bir gelecek anlamına geliyor. Böyle bir süreçte gençlere yönelen yatırımın azalması değil artması gerekir. Bu nedenle soruyorum: Genç nüfusu hızla düşen bir ülkede gençlik politikaları neden hâlâ tali bir alan olarak görülüyor?

Yalnızca bütçenin küçüklüğü değil Bakanlığın Meclise karşı şeffaflığı da büyük bir sorun teşkil ediyor. 28'inci Yasama Dönemi boyunca Bakanlığa yöneltilen 735 yazılı soru önergesinin yalnızca yüzde 4,9'u zamanında cevaplanmış, yüzde 87'si hiçbir şekilde cevaplanmamıştır. Toplamda yüzde 91'lik bir yanıtsızlık oranı demokratik denetimi yok sayan bir tabloya işaret eder. Eğer Bakanlık milletin temsilcilerine cevap vermiyorsa gençlerin sorunlarına da gerektiği gibi yaklaşmıyor demektir. Buradan bir kez daha soruyorum: Kendi Meclisiyle bile iletişim kuramayan bir yönetim gençlerin güvenini nasıl kazanacak?

Bütçenin dağılımına baktığımızda da ağırlığın cari transferlerde olduğunu görüyoruz. Bu transferlerin önemli bir bölümü burs ve kredi ödemelerine gidiyor fakat eğitimde fırsat eşitliği geliştiren, gençlere beceri kazandıran, gençleri üretime dâhil eden programlara gereken ağırlık verilmiyor.

En çarpıcı alanlardan biri ise bağımlılıkla mücadeledir. Uyuşturucu bağlantılı ölümlerin bir yılda yüzde 42,3 arttığı, ölenlerin yüzde 37,5'inin 30 yaş altı gençlerden oluştuğu bir ülkede Bakanlığın bağımlılıkla mücadele için ayırdığı kaynak yalnızca 59,4 milyon lira yani toplam bütçenin yüzde 0,02'si. Bu oran, gençlerin maruz kaldığı risklerin ciddiyetiyle tamamen uyumsuzdur. Böyle bir gerçeklik karşısında bütçenin bu alanı yok sayması sadece bir eksiklik değil bir sorumluluk boşluğudur. Şunu sormak kaçınılmazdır: Gençlerin hayatını kaybettiği bir alana neden bu kadar düşük bütçe ayrılmaktadır?

Gençlik programının durumu da iç açıcı değildir. 2024 yılında bir tek gençlik projesi bile desteklenmemiş, 2025 hedefleri tutturulamamış, 2026 yılı için önerilen hedefler ise oldukça düşüktür. Gençlere yönelik psikososyal destek alanında ise 2024 ve 2025 yıllarında hiçbir faaliyet gerçekleştirilmemiştir. Bu, gençlerin ruh sağlığı sorunlarını, yalnızlık ve umutsuzluk duygusunu, sosyal kırılganlıklarını tamamen görmezden gelen bir anlayıştır. Oysa bugün ülkemizde gençler yalnızlaşmakta, ekonomik sebeplerle sosyal hayattan kopmakta, ruh sağlığı hizmetlerine erişimde ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Bu tabloya rağmen psikososyal destek kaleminin iki yıl üst üste sıfır olarak karşımıza çıkması kabul edilemez. Diğer yandan, OECD'nin verileri Türkiye'deki NEET yani ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranının yüzde 22,9 olduğunu gösteriyor. Bu oran OECD'nin ve Avrupa Birliğinin 2 katından fazladır. Genç kadınlarda oran yüzde 30,1 seviyesindedir. Bu, gençlerin eğitimden, üretimden, istihdamdan kopuşunun yapısal bir hâl aldığını gösteriyor. Böyle bir dönemde gençlerin iş gücüne katılımını artıracak programlar yok denecek kadar sınırlıdır. Buradan tekrar sormak istiyorum: Bu bütçe gençleri nasıl güçlendirecek Sayın Bakan? Gençleri iş gücüne, eğitime, üretime nasıl dâhil edeceğiz?

Yükseköğretim Programı bütçenin yüzde 78,6'sını oluşturuyor fakat bu devasa pay, gençlere doğrudan kolaylık değil, çoğu zaman borç yükü olarak dönüyor. 2024'te burs alan öğrenci sayısı 629 bin iken kredi alan öğrenci sayısı 850 bin olmuştur. Gençler ihtiyaç duydukları destek yerine borçlanmaya yöneltiliyor. Üstelik kredi borçlularının sayısı, bu borçların faiz yükü, icra takibine düşen öğrencilerin sayısı kamuoyuyla paylaşılmıyor. Gençler kendilerine uzatılması gereken destek eli yerine bir borç defterinin uzatılmasına mahkûm ediliyor. Bu yaklaşım, gençliğin üzerindeki baskıyı daha da artırmaktadır. Öğrencilerin yoksulluğunu gösteren bir başka örnek ise KHK burslarının düşen alım gücüdür. Bakın, 2013 yılında bir bursla 93 döner alabilirken bir öğrenci, bugün aynı bursla 13 döner alabiliyor. Bu basit örnek bile gençlerin nasıl bir hayat pahalılığıyla karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Gençlere gezin, öğrenin, keşfedin demek kolay fakat cebindeki para ancak bir öğün yemeğe yetiyorsa bunlar nasıl mümkün olacak Sayın Bakan?

Spor bütçesine baktığımızda 45,1 milyar liralık önemli bir büyüklük var ancak bu kaynağın büyük bölümü yine tesislere, inşaatlara, bakım onarımlara ve kulüplere yönelik transferlere gidiyor. Oysa sporun gerçek gelişimi tabanda, çocuklarda, gençlerde ve okullarda başlar. Sporun yaygınlaştırılmasına dönük projelerin sınırlı olması fırsat eşitsizliğini büyütmektedir. Bugün pek çok genç spor yapma imkânına sahip değil, tesisler çoğu zaman erişilebilir değil, sporun ruhu yerine gösteriş odaklı yapılar öne çıkmaktadır.

Son olarak dikkat çeken bir noktanın altını çizmek istiyorum: Bakanlık etkinlik takviminde 19 Mayıs var, Sarıkamış var, Malazgirt var fakat 10 Kasım yok. Gençlerin tarih bilinci açısından son derece önemli olan bugüne yönelik, bu etkinliğin planlanmamış olması tesadüf müdür Sayın Bakan, yoksa bir tercih midir, yoksa bilinçli bir dışlama mıdır? Bunun açıklanması gerekir.

Değerli milletvekilleri, tüm bu veriler gösteriyor ki bu bütçe, gençlerin karşı karşıya olduğu sorunları çözmüyor, geleceği güvence altına almıyor. Gençlerin işsizlik sorununa, derinleşen yoksulluğuna, eğitimdeki eşitsizliğine, bağımlılık tehdidine, psikososyal ihtiyaçlarına yanıt vermeyen bu bütçe, gençleri değil günü kurtarmayı hedefliyor. Biz gençlere daha güçlü bir gelecek sunmak istiyorsak gençleri borçla değil, fırsatla; umutsuzlukla değil, destekle; belirsizlikle değil, umutla buluşturmalıyız. Gençlerin potansiyelini ortaya çıkaracak, onları yalnız bırakmayacak, yaşam kalitesini artıracak politikalarla güçlendirilmiş gerçek bir gençlik bütçesine ihtiyacımız var diyor, Komisyonu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum.